» 9 / Tevbe  112:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
Tevbe Suresi = Tövbe Suresi
ismini 104. ayetinde yer alan Allah’in tövbeleri çokça kabul ettigi çokça bagisladiginin ifade edilmesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. التَّائِبُونَ (ELTEÙBWN) = Et-tāibūne : tevbe edenler
2. الْعَابِدُونَ (ELAEBD̃WN) = l-ǎābidūne : ibadet edenler
3. الْحَامِدُونَ (ELḪEMD̃WN) = l-Hāmidūne : hamdedenler
4. السَّائِحُونَ (ELSEÙḪWN) = s-sāiHūne : seyahat edenler
5. الرَّاكِعُونَ (ELREKAWN) = r-rākiǔne : rüku edenler
6. السَّاجِدُونَ (ELSECD̃WN) = s-sācidūne : secde edenler
7. الْامِرُونَ (EL ËMRWN) = l-āmirūne : emredip
8. بِالْمَعْرُوفِ (BELMARWF) = bil-meǎ'rūfi : iyiliği
9. وَالنَّاهُونَ (WELNEHWN) = ve nnāhūne : ve men'edenler
10. عَنِ (AN) = ǎni : -ten
11. الْمُنْكَرِ (ELMNKR) = l-munkeri : kötülük-
12. وَالْحَافِظُونَ (WELḪEFƵWN) = velHāfiZūne : ve koruyanlar
13. لِحُدُودِ (LḪD̃WD̃) = liHudūdi : sınırlarını
14. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
15. وَبَشِّرِ (WBŞR) = ve beşşiri : ve müjdele
16. الْمُؤْمِنِينَ (ELMÙMNYN) = l-mu'minīne : mü'minleri
tevbe edenler | ibadet edenler | hamdedenler | seyahat edenler | rüku edenler | secde edenler | emredip | iyiliği | ve men'edenler | -ten | kötülük- | ve koruyanlar | sınırlarını | Allah'ın | ve müjdele | mü'minleri |

[TWB] [ABD̃] [ḪMD̃] [SYḪ] [RKA] [SCD̃] [EMR] [ARF] [NHY] [] [NKR] [ḪFƵ] [ḪD̃D̃] [] [BŞR] [EMN]
ELTEÙBWN ELAEBD̃WN ELḪEMD̃WN ELSEÙḪWN ELREKAWN ELSECD̃WN EL ËMRWN BELMARWF WELNEHWN AN ELMNKR WELḪEFƵWN LḪD̃WD̃ ELLH WBŞR ELMÙMNYN

Et-tāibūne l-ǎābidūne l-Hāmidūne s-sāiHūne r-rākiǔne s-sācidūne l-āmirūne bil-meǎ'rūfi ve nnāhūne ǎni l-munkeri velHāfiZūne liHudūdi llahi ve beşşiri l-mu'minīne
التائبون العابدون الحامدون السائحون الراكعون الساجدون الآمرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحافظون لحدود الله وبشر المؤمنين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
التائبون ت و ب | TWB ELTEÙBWN Et-tāibūne tevbe edenler Those who turn in repentance,
العابدون ع ب د | ABD̃ ELAEBD̃WN l-ǎābidūne ibadet edenler those who worship,
الحامدون ح م د | ḪMD̃ ELḪEMD̃WN l-Hāmidūne hamdedenler those who praise,
السائحون س ي ح | SYḪ ELSEÙḪWN s-sāiHūne seyahat edenler those who go out,
الراكعون ر ك ع | RKA ELREKAWN r-rākiǔne rüku edenler those who bow down,
الساجدون س ج د | SCD̃ ELSECD̃WN s-sācidūne secde edenler those who prostrate,
الآمرون ا م ر | EMR EL ËMRWN l-āmirūne emredip those who enjoin
بالمعروف ع ر ف | ARF BELMARWF bil-meǎ'rūfi iyiliği the right
والناهون ن ه ي | NHY WELNEHWN ve nnāhūne ve men'edenler and those who forbid
عن | AN ǎni -ten [on]
المنكر ن ك ر | NKR ELMNKR l-munkeri kötülük- the wrong,
والحافظون ح ف ظ | ḪFƵ WELḪEFƵWN velHāfiZūne ve koruyanlar and those who observe
لحدود ح د د | ḪD̃D̃ LḪD̃WD̃ liHudūdi sınırlarını (the) limits
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah.
وبشر ب ش ر | BŞR WBŞR ve beşşiri ve müjdele And give glad tidings
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne mü'minleri (to) the believers.

9:112 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

tevbe edenler | ibadet edenler | hamdedenler | seyahat edenler | rüku edenler | secde edenler | emredip | iyiliği | ve men'edenler | -ten | kötülük- | ve koruyanlar | sınırlarını | Allah'ın | ve müjdele | mü'minleri |

[TWB] [ABD̃] [ḪMD̃] [SYḪ] [RKA] [SCD̃] [EMR] [ARF] [NHY] [] [NKR] [ḪFƵ] [ḪD̃D̃] [] [BŞR] [EMN]
ELTEÙBWN ELAEBD̃WN ELḪEMD̃WN ELSEÙḪWN ELREKAWN ELSECD̃WN EL ËMRWN BELMARWF WELNEHWN AN ELMNKR WELḪEFƵWN LḪD̃WD̃ ELLH WBŞR ELMÙMNYN

Et-tāibūne l-ǎābidūne l-Hāmidūne s-sāiHūne r-rākiǔne s-sācidūne l-āmirūne bil-meǎ'rūfi ve nnāhūne ǎni l-munkeri velHāfiZūne liHudūdi llahi ve beşşiri l-mu'minīne
التائبون العابدون الحامدون السائحون الراكعون الساجدون الآمرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحافظون لحدود الله وبشر المؤمنين

[ت و ب] [ع ب د] [ح م د] [س ي ح] [ر ك ع] [س ج د] [ا م ر] [ع ر ف] [ن ه ي] [] [ن ك ر] [ح ف ظ] [ح د د] [] [ب ش ر] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
التائبون ت و ب | TWB ELTEÙBWN Et-tāibūne tevbe edenler Those who turn in repentance,
Elif,Lam,Te,Elif,,Be,Vav,Nun,
1,30,400,1,,2,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
العابدون ع ب د | ABD̃ ELAEBD̃WN l-ǎābidūne ibadet edenler those who worship,
Elif,Lam,Ayn,Elif,Be,Dal,Vav,Nun,
1,30,70,1,2,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
الحامدون ح م د | ḪMD̃ ELḪEMD̃WN l-Hāmidūne hamdedenler those who praise,
Elif,Lam,Ha,Elif,Mim,Dal,Vav,Nun,
1,30,8,1,40,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
السائحون س ي ح | SYḪ ELSEÙḪWN s-sāiHūne seyahat edenler those who go out,
Elif,Lam,Sin,Elif,,Ha,Vav,Nun,
1,30,60,1,,8,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
الراكعون ر ك ع | RKA ELREKAWN r-rākiǔne rüku edenler those who bow down,
Elif,Lam,Re,Elif,Kef,Ayn,Vav,Nun,
1,30,200,1,20,70,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
الساجدون س ج د | SCD̃ ELSECD̃WN s-sācidūne secde edenler those who prostrate,
Elif,Lam,Sin,Elif,Cim,Dal,Vav,Nun,
1,30,60,1,3,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
الآمرون ا م ر | EMR EL ËMRWN l-āmirūne emredip those who enjoin
Elif,Lam,,Mim,Re,Vav,Nun,
1,30,,40,200,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
بالمعروف ع ر ف | ARF BELMARWF bil-meǎ'rūfi iyiliği the right
Be,Elif,Lam,Mim,Ayn,Re,Vav,Fe,
2,1,30,40,70,200,6,80,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine passive participle
جار ومجرور
والناهون ن ه ي | NHY WELNEHWN ve nnāhūne ve men'edenler and those who forbid
Vav,Elif,Lam,Nun,Elif,He,Vav,Nun,
6,1,30,50,1,5,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural active participle
الواو عاطفة
اسم مرفوع
عن | AN ǎni -ten [on]
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
المنكر ن ك ر | NKR ELMNKR l-munkeri kötülük- the wrong,
Elif,Lam,Mim,Nun,Kef,Re,
1,30,40,50,20,200,
N – genitive masculine (form IV) passive participle
اسم مجرور
والحافظون ح ف ظ | ḪFƵ WELḪEFƵWN velHāfiZūne ve koruyanlar and those who observe
Vav,Elif,Lam,Ha,Elif,Fe,Zı,Vav,Nun,
6,1,30,8,1,80,900,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural active participle
الواو عاطفة
اسم مرفوع
لحدود ح د د | ḪD̃D̃ LḪD̃WD̃ liHudūdi sınırlarını (the) limits
Lam,Ha,Dal,Vav,Dal,
30,8,4,6,4,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وبشر ب ش ر | BŞR WBŞR ve beşşiri ve müjdele And give glad tidings
Vav,Be,Şın,Re,
6,2,300,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular (form II) imperative verb
الواو عاطفة
فعل أمر
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne mü'minleri (to) the believers.
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,,40,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |التَّائِبُونَ: tevbe edenler | الْعَابِدُونَ: ibadet edenler | الْحَامِدُونَ: hamdedenler | السَّائِحُونَ: seyahat edenler | الرَّاكِعُونَ: rüku edenler | السَّاجِدُونَ: secde edenler | الْامِرُونَ: emredip | بِالْمَعْرُوفِ: iyiliği | وَالنَّاهُونَ: ve men'edenler | عَنِ: -ten | الْمُنْكَرِ: kötülük- | وَالْحَافِظُونَ: ve koruyanlar | لِحُدُودِ: sınırlarını | اللَّهِ: Allah'ın | وَبَشِّرِ: ve müjdele | الْمُؤْمِنِينَ: mü'minleri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |التائبون ELTEÙBWN tevbe edenler | العابدون ELAEBD̃WN ibadet edenler | الحامدون ELḪEMD̃WN hamdedenler | السائحون ELSEÙḪWN seyahat edenler | الراكعون ELREKAWN rüku edenler | الساجدون ELSECD̃WN secde edenler | الآمرون EL ËMRWN emredip | بالمعروف BELMARWF iyiliği | والناهون WELNEHWN ve men'edenler | عن AN -ten | المنكر ELMNKR kötülük- | والحافظون WELḪEFƵWN ve koruyanlar | لحدود LḪD̃WD̃ sınırlarını | الله ELLH Allah'ın | وبشر WBŞR ve müjdele | المؤمنين ELMÙMNYN mü'minleri |
Kırık Meal (Okunuş) : |Et-tāibūne: tevbe edenler | l-ǎābidūne: ibadet edenler | l-Hāmidūne: hamdedenler | s-sāiHūne: seyahat edenler | r-rākiǔne: rüku edenler | s-sācidūne: secde edenler | l-āmirūne: emredip | bil-meǎ'rūfi: iyiliği | ve nnāhūne: ve men'edenler | ǎni: -ten | l-munkeri: kötülük- | velHāfiZūne: ve koruyanlar | liHudūdi: sınırlarını | llahi: Allah'ın | ve beşşiri: ve müjdele | l-mu'minīne: mü'minleri |
Kırık Meal (Transcript) : |ELTEÙBWN: tevbe edenler | ELAEBD̃WN: ibadet edenler | ELḪEMD̃WN: hamdedenler | ELSEÙḪWN: seyahat edenler | ELREKAWN: rüku edenler | ELSECD̃WN: secde edenler | EL ËMRWN: emredip | BELMARWF: iyiliği | WELNEHWN: ve men'edenler | AN: -ten | ELMNKR: kötülük- | WELḪEFƵWN: ve koruyanlar | LḪD̃WD̃: sınırlarını | ELLH: Allah'ın | WBŞR: ve müjdele | ELMÙMNYN: mü'minleri |
Abdulbaki Gölpınarlı : Tövbe edenler, ibâdette bulunanlar, hamd eyleyenler, oruç tutanlar (savaş veya bilgi elde etmek için yurttan yurda gezenler), rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliği emredenler, kötülüğü nehyeyleyenler ve Allah sınırlarını koruyanlar. İşte bu inanmış kişileri de müjdele.
Adem Uğur : (Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele!
Ahmed Hulusi : Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, rükû edenler (Azamet-i İlâhiyye'yi müşahede edip eğilenler), secde edenler (mutlak kulluğunu itiraf edenler), olumlu olanı emredenler, olumsuzdan yasaklayanlar ve Allâh'ın koyduğu sınırları muhafaza edenler. . . Müjdele o iman edenleri!
Ahmet Tekin : Bu, cennetle müjdelenen samimi mü’minler, günah işlemekten vazgeçip, Allah’a itaate yönelenler, tevbe edenler, Allah’ı ilâh tanıyanlar, candan müslüman olarak Allah’a bağlananlar, saygıyla kulluk ve ibadette dâim olanlar, O’nun şeriatına bağlananlar, O’na boyun eğenler, her türlü hal içinde hamdedenler, oruç tutanlar, mescitlere devam edenler, cihad için tebliğ için yollara düşenler, cemaat halinde rükûa vararak namaz kılanlar, saygıyla Allah’ın emirlerine itaat ederek, İslâmî faaliyetlere-kamu hizmetine katılanlar, secdelere kapananlar, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû olanı, İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adâleti uygulayarak kamu düzenini sağlayanlar, sekizinci olarak şeriatın suç saydığı, haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yasaklayarak, önleyici tedbirler alarak kamu güvenliğini temin edenler Allah’ın koyduğu kuralları, kanunları koruyanlardır. Bu mü’minleri dünya hâkimiyeti ve âhiret saadetiyle müjdele.
Ahmet Varol : Allah'a tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, yeryüzünde dolaşanlar (saihun) [6], rüku edenler, secde edenler, iyilikle emredenler, kötülükten sakındıranlar, Allah'ın koyduğu sınırları gözetenler! İşte bu mü'minleri müjdele!
Ali Bulaç : Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü'minleri müjdele.
Ali Fikri Yavuz : Şirk ve nifaktan tevbe edenler, Allah’a ihlâsla ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar rükû ve secde yapanlar (Namaz kılanlar), iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın şeriat hükümlerini koruyanlar (onları yerine getirenler var ya)! İşte böyle müminleri cennet ile müjdele...
Bekir Sadak : Allah'a tevbe eden, kullukta bulunan, O'nu oven, O'nun ugrunda gezen, ruku ve secde eden, uygun olani buyurup fenaligi yasak eden ve Allah'in yasalarini koruyan muminlere de mujdele.
Celal Yıldırım : Pişmanlık duyup tevbe edenleri ; ibâdete devam edenleri, (Allah'a) hamd edenleri; (ilim elde etmek, din, ahlâk ve fazileti yaymak için) seyahat edenleri; rükû' ve secde edenleri; iyilikle emredenleri, kötülükten men'edenleri; Allah'ın koymuş olduğu hududu (şer'î hükümleri, dinî sınırları) koruyanları, (evet bu şuurlu) mü'minleri müjdele!
Diyanet İşleri : Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'a tevbe eden, kullukta bulunan, O'nu öven, O'nun uğrunda gezen, rüku ve secde eden, uygun olanı buyurup fenalığı yasak eden ve Allah'ın yasalarını koruyan müminlere de müjdele.
Diyanet Vakfi : (Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele!
Edip Yüksel : Onlar: Tevbe eden, kulluk yapan, hamdeden, aktif, eğilen, secde eden, iyiliği savunan, kötülükten meneden ve ALLAH'ın yasalarını koruyan insanlardır. İnananları müjdele.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Bunlar), O tevbekâr olanlar, o ibadet edenler, o hamd edenler, o oruçlular, o rükua varanlar, o secdeye kapananlar, iyiliği emredip, kötülükten vazgeçirenler, Allah'ın hududunu koruyanlar (emirleriyle yasaklarının ölçülerine riayet edenler)dır. Müjde ver o müminlere, müjde!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O tevbe edenler, o ibadet edenler, o hamdedenler, o oruç tutanlar, o rukua varanlar, o secdeye kapananlar, o iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırı koruyanlar... Müjdele o mü'minleri!
Elmalılı Hamdi Yazır : O tevbekârlar, o abidler, o hâmidler, o oruç tutanlar, o rükûa varanlar, o secdeye kapananlar, o ma'rufu emredib münkerden nehyeyleyenler ve Allâhın hududunu muhafaza eyliyenler, müjdele hem o bütün mü'minleri
Fizilal-il Kuran : Allah ile bu alışverişi yapanlar, tevbe edenler, sırf Allah'a kulluk edenler, hamd edenler, Allah yolunda geziye çıkanlar, rükua varanlar, secde edenler, iyiyi emrederek kötülükten sakındıranlar, Allah'ın koyduğu sınırları gözetenlerdir. Mü'minleri müjdele!
Gültekin Onan : Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (islam uğrunda) seyahat edenler, rüku edenler, secde edenler, iyiliği buyuranlar, münkerden sakındıranlar ve Tanrı'nın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) inançlıları müjdele.
Hakkı Yılmaz : (111,112) "Şüphesiz Allah, tevbe eden, kulluk eden, övgüde bulunan, seyahat eden, Allah'ı birleyen, boyun eğip teslimiyet gösteren, herkesçe kabul gören iyi şeyleri emreden, kötü olan her şeyden vazgeçiren, Allah'ın hududunu koruyan inananlardan, canlarını ve mallarını şüphesiz cenneti onlara verme karşılığında satın almıştır: Onlar, Allah yolunda savaşırlar; sonra öldürürler ve öldürülürler. Bu, Allah'ın Tevrât, İncîl ve Kur’ân'daki gerçek bir vaadidir Ve sözünü, Allah'tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alış-verişle sevinin. Ve işte bu, büyük kurtuluşun ta kendisidir. Ve mü’minlere müjde ver! "
Hasan Basri Çantay : Tevbe edenler, ibâdet edenler, Hamd edenler, seyaahat edenler, rükû' edenler, secde edenler, (insanlara) iyiliği emredenler ve (onları) kötülükden vaz geçirmiye çalışanlar ve Allahın sınırlarını koruyanlar (yok mu? İşte onlar da cennet ehlidirler. Habîbim) sen o mü'minlere dahi (cenneti) müjdele.
Hayrat Neşriyat : (Bu va'de mazhar olanlar:) Tevbe edenler, ibâdet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rükû' edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten men' edenler ve Allah’ın hudûdunu (ona riâyet ederek) muhâfaza edenlerdir. (Ey Habîbim!) O mü’minleri(Cennetle) müjdele!
İbni Kesir : Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, rüku' edenler, secde edenler, ma'rufu emredenler, münkeri nehyedenler, Allah'ın hududunu koruyanlardır. Mü'minleri müjdele.
İskender Evrenosoğlu : Tövbe edenleri, (Allah'a) kul olanları, hamdedenleri, oruç tutanları veya seyahat edenleri (Allah yolunda hicret edenleri, savaşmak için veya Allah'ın adını yüceltmek, dînini kuvvetlendirmek için, Allah yolunda hizmet için, ilim tahsil etmek için yurtlarından çıkanları, Allah'a ulaştırmak için ruhlarını yola çıkaranları, yeryüzünde ibretle gezip tefekkür edenleri); rükû ve secde edenleri, ma'rufla emredenleri, münkerden nehyedenleri (yasaklayanları), Allah'ın hudutlarını muhafaza edenleri ve mü'minleri müjdele!
Muhammed Esed : (Bu, ne zaman bir günah işleseler, hemen) tevbe ve pişmanlık içinde Rablerine yönelen kimselerin (bahtiyarlığıdır); O'na (yürekten) kulluk edenlerin; O'nu (coşkuyla) övenlerin; ve (O'nun hoşnutluğunu) aramaya durmaksızın devam edenlerin; ve (O'nun önünde) eğilen, O'nun önünde hürmet ve tazimle yere kapananların; doğru ve güzel olanın yapılmasını önerip, eğri ve kötü olanın yapılmasına engel olanların; ve Allah'ın koyduğu sınırları gözetenlerin (bahtiyarlığı). Öyleyse, (ey Peygamber, Allah'ın bu vaadiyle) müjdele, bütün o müminleri.
Ömer Nasuhi Bilmen : (Onlar) Tevbe edenlerdir, ibadette bulunanlardır, hamd edenlerdir, oruç tutanlardır, rükûa, secdeye varanlardır, mâruf ile emir ve münkerden nehyeyleyenlerdir ve Allah Teâlâ'nın hududunu muhafazada bulunanlardır. İşte (o) mü'minleri müjdele.
Ömer Öngüt : Allah'a tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rüku ve secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar ve Allah'ın hududunu koruyanlar var ya, işte bu müminleri müjdele!
Şaban Piriş : Allah’a tevbe eden, kulluk eden, hamd eden, seyahat eden, boyun eğen, secde eden, iyilikleri emreden, kötülükleri yasaklayan, Allah’ın yasalarını koruyan müminleri müjdele!
Suat Yıldırım : O tövbe edenler, o ibadet edenler, o hamd edenler, Allah’ın rızası için sefer edenler, o rükû edenler, o secdeye kapananlar, iyilikleri yayanlar, kötülükleri önleyenler ve Allah’ın hudutlarını bekleyip koruyanlar yok mu? İşte o müminleri müjdele!
Süleyman Ateş : Tevbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten men'edenler ve Allâh'ın sınırlarını koruyanlar... İşte o mü'minleri müjdele (ne mutlu onlara)!
Tefhim-ul Kuran : Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü'minleri müjdele.
Ümit Şimşek : Onlar tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, rükûa varanlar, secdeye kapananlar, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındıran ve Allah'ın koyduğu sınırlara riayet edenlerdir. Müjdele o mü'minleri!
Yaşar Nuri Öztürk : Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahet ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}