Kırık Meal (Transcript) Meali |
|
|Ṧ: Sâd | WELGR ËN: Kur'an'a andolsun | Z̃Y: sahibi | ELZ̃KR: şan, şeref | (38:1) | |
|BL: doğrusu | ELZ̃YN: kimseler | KFRWE: inkar eden(ler) | FY: içindedirler | AZT: bir gurur | WŞGEG: ve ayrılık | (38:2) | |
|KM: nicesini | ÊHLKNE: helak ettik | MN: | GBLHM: onlardan önceki | MN: -den | GRN: nesiller- | FNED̃WE: feryad ettiler | WLET: fakat geçmişti | ḪYN: zamanı | MNEṦ: kurtuluş | (38:3) | |
|WACBWE: ve hayret ettiler | ÊN: | CEÙHM: onlara gelmesine | MNZ̃R: bir uyarıcı (peygamber) | MNHM: kendilerinden | WGEL: ve dedi(ler) ki | ELKEFRWN: kafirler | HZ̃E: bu | SEḪR: bir sihirbazdır | KZ̃EB: yalancı | (38:4) | |
|ÊCAL: yaptı mı? | EL ËLHT: tanrıları | ÎLHE: tanrı | WEḪD̃E: bir tek | ÎN: şüphesiz | HZ̃E: bu | LŞYÙ: bir şeydir | ACEB: tuhaf | (38:5) | |
|WENŦLG: ve fırladı | ELMLÊ: bir grup | MNHM: onlardan | ÊN: | EMŞWE: yürüyün | WEṦBRWE: ve bağlı kalın | AL: | ËLHTKM: tanrılarınıza | ÎN: çünkü | HZ̃E: bu | LŞYÙ: bir şeydir | YRED̃: arzu edilen | (38:6) | |
|ME: | SMANE: biz işitmedik | BHZ̃E: bunu | FY: | ELMLT: dinde | EL ËḢRT: öteki | ÎN: değildir | HZ̃E: bu | ÎLE: başka bir şey | EḢTLEG: uydurma(dan) | (38:7) | |
|ÊÊNZL: indirildi mi? | ALYH: ona | ELZ̃KR: Zikr | MN: -dan | BYNNE: aramız- | BL: doğrusu | HM: onlar | FY: içindedirler | ŞK: şüphe | MN: -den | Z̃KRY: benim Zikr'im- | BL: hayır | LME: | YZ̃WGWE: onlar henüz tadmadılar | AZ̃EB: azabımı | (38:8) | |
|ÊM: yoksa | AND̃HM: onların yanında (mı?) | ḢZEÙN: hazineleri | RḪMT: rahmet | RBK: Rabbinin | ELAZYZ: daima üstün olan | ELWHEB: çok lutufta bulunan | (38:9) | |
|ÊM: yoksa | LHM: onların (mı?) | MLK: mülkü | ELSMEWET: göklerin | WELÊRŽ: ve yerin | WME: ve bulunanların | BYNHME: ikisi arasında | FLYRTGWE: öyleyse yükselsinler | FY: içinde | ELÊSBEB: sebepler (vasıtalar) | (38:10) | |
|CND̃: bir ordudur | ME: | HNELK: şurada | MHZWM: bozguna uğratılacak | MN: | ELÊḪZEB: derme çatma | (38:11) | |
|KZ̃BT: yalanlamıştı | GBLHM: onlardan önce | GWM: kavmi | NWḪ: Nuh | WAED̃: ve Ad (kavmi) | WFRAWN: ve Fir'avn | Z̃W: sahibi | ELÊWTED̃: kazıklar | (38:12) | |
|WS̃MWD̃: Semud (kavmi) | WGWM: ve kavmi | LWŦ: Lut | WÊṦḪEB: ve halkı | ELÊYKT: Eyke | ÊWLÙK: işte onlar | ELÊḪZEB: kabilelerdi | (38:13) | |
|ÎN: | KL: hepsi de | ÎLE: ancak | KZ̃B: yalanladılar | ELRSL: elçileri | FḪG: ve hak ettiler | AGEB: benim cezamı | (38:14) | |
|WME: ve | YNƵR: beklemiyorlar | HÙLEÙ: bunlar | ÎLE: başka bir şey | ṦYḪT: na'ra | WEḪD̃T: bir tek | ME: olmayan | LHE: ona | MN: | FWEG: geri dönmesi | (38:15) | |
|WGELWE: ve dediler ki | RBNE: Rabbimiz | ACL: hemen ver | LNE: bize | GŦNE: bizim (azab) payımızı | GBL: önce | YWM: gününden | ELḪSEB: hesap | (38:16) | |
|EṦBR: sabret | AL: | ME: şeylere | YGWLWN: onların dedikleri | WEZ̃KR: ve an | ABD̃NE: kulumuz | D̃EWWD̃: Davud'u | Z̃E: sahibi | ELÊYD̃: güç | ÎNH: çünkü o | ÊWEB: (bize) çok başvururdu | (38:17) | |
|ÎNE: elbette biz | SḢRNE: boyun eğdirmiştik | ELCBEL: dağları | MAH: onunla beraber | YSBḪN: tesbih ederlerdi | BELAŞY: akşam | WELÎŞREG: ve sabah | (38:18) | |
|WELŦYR: ve kuşlar | MḪŞWRT: toplanıp gelen | KL: hepsi | LH: ona | ÊWEB: katılırdı | (38:19) | |
|WŞD̃D̃NE: güçlendirmiştik | MLKH: onun mülkünü | W ËTYNEH: ve kendisine vermiştik | ELḪKMT: hikmet | WFṦL: ve ayırd edici | ELḢŦEB: konuşma | (38:20) | |
|WHL: -mi? | ÊTEK: sana geldi- | NBÊ: haberi | ELḢṦM: davacıların | ÎZ̃: hani | TSWRWE: tırmanmışlardı | ELMḪREB: mabed(in duvarına) | (38:21) | |
|ÎZ̃: hani | D̃ḢLWE: girmişlerdi | AL: yanına | D̃EWWD̃: Davud'un | FFZA: ve korkmuştu | MNHM: onlardan | GELWE: dediler | LE: | TḢF: korkma | ḢṦMEN: biz iki davacıyız | BĞ: saldırdı | BAŽNE: birimiz | AL: hakkına | BAŽ: ötekinin | FEḪKM: şimdi sen hükmet | BYNNE: aramızda | BELḪG: hak ile | WLE: ve | TŞŦŦ: haksızlık etme | WEHD̃NE: bizi götür | ÎL: | SWEÙ: ortasına (adalete) | ELṦREŦ: yolun | (38:22) | |
|ÎN: doğrusu | HZ̃E: bu | ÊḢY: kardeşimin | LH: vardır | TSA: (doksan) dokuz | WTSAWN: doksan (dokuz) | NACT: koyunu | WLY: benim ise vardır | NACT: koyunum | WEḪD̃T: bir tek | FGEL: fakat (kardeşim) dedi | ÊKFLNYHE: onu da bana ver | WAZNY: ve bana ağır bastı | FY: | ELḢŦEB: konuşmada | (38:23) | |
|GEL: (Davud) dedi ki | LGD̃: andolsun | ƵLMK: sana zulmetmiştir | BSÙEL: istemekle | NACTK: senin koyununu | ÎL: | NAECH: kendi koyunlarına | WÎN: ve zaten | KS̃YRE: çoğu | MN: | ELḢLŦEÙ: karıştıran(ortak)ların | LYBĞY: zulmederler | BAŽHM: biri | AL: üzerine | BAŽ: diğeri | ÎLE: yalnız bunun dışındadır | ELZ̃YN: kimseler | ËMNWE: inanan(lar) | WAMLWE: ve yapanlar | ELṦELḪET: iyi işler | WGLYL: ve azdır | ME: ne kadar | HM: onlar | WƵN: ve sandı | D̃EWWD̃: Davud | ÊNME: | FTNEH: kendisini denediğimizi | FESTĞFR: mağfiret diledi | RBH: Rabbinden | WḢR: ve kapandı | REKAE: eğilerek (secdeye) | WÊNEB: ve (bize) döndü | (38:24) | |
|FĞFRNE: biz de affettik | LH: ondan | Z̃LK: bunu | WÎN: ve şüphesiz | LH: onun vardır | AND̃NE: yanımızda | LZLF: bir yakınlığı | WḪSN: ve güzel | M ËB: bir geleceği | (38:25) | |
|YE: EY/HEY/AH | D̃EWWD̃: Davud | ÎNE: elbette biz | CALNEK: seni yaptık | ḢLYFT: hükümdar | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | FEḪKM: o halde hükmet | BYN: arasında | ELNES: insanlar | BELḪG: adaletle | WLE: ve | TTBA: uyma | ELHW: keyf(in)e | FYŽLK: sonra seni saptırır | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah'ın | ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimselere | YŽLWN: sapan(lara) | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah'ın | LHM: onlara vardır | AZ̃EB: bir azab | ŞD̃YD̃: çetin | BME: dolayı | NSWE: unuttuklarından | YWM: gününü | ELḪSEB: hesap | (38:26) | |
|WME: ve | ḢLGNE: yaratmadık | ELSMEÙ: göğü | WELÊRŽ: ve yeri | WME: ve ne de | BYNHME: ikisi arasındakileri | BEŦLE: boş yere | Z̃LK: bu | ƵN: zannıdır | ELZ̃YN: kimselerin | KFRWE: inkar eden(lerin) | FWYL: vay hallerine | LLZ̃YN: kimselerin | KFRWE: inkar eden(lerin) | MN: -ten dolayı | ELNER: ateş- | (38:27) | |
|ÊM: yoksa | NCAL: tutacağız | ELZ̃YN: kimseleri | ËMNWE: inanan(ları) | WAMLWE: ve yapanları | ELṦELḪET: iyi işler | KELMFSD̃YN: bozgunculuk yapanlar gibi (mi?) | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | ÊM: yoksa | NCAL: tutacağız | ELMTGYN: muttakileri | KELFCER: yoldan çıkanlar gibi (mi?) | (38:28) | |
|KTEB: Kitab (ki) | ÊNZLNEH: onu indirdik | ÎLYK: sana | MBERK: mübarek | LYD̃BRWE: düşünsünler diye | ËYETH: ayetlerini | WLYTZ̃KR: ve öğüt alsınlar diye | ÊWLW: sahipleri | ELÊLBEB: sağduyu | (38:29) | |
|WWHBNE: ve biz armağan ettik | LD̃EWWD̃: Davud'a | SLYMEN: Süleyman'ı | NAM: ne güzel | ELABD̃: kuldu | ÎNH: şüphesiz o | ÊWEB: (Allah'a) yönelirdi | (38:30) | |
|ÎZ̃: hani | ARŽ: gösterilmişti | ALYH: kendisine | BELAŞY: akşam üstü | ELṦEFNET: safin (görkemli) | ELCYED̃: (saf kan Arap) atları | (38:31) | |
|FGEL: dedi | ÎNY: muhakkak ben | ÊḪBBT: tercih ettim | ḪB: sevgisini | ELḢYR: mal | AN: -tan (ötürü) | Z̃KR: anmak- | RBY: Rabbimi | ḪT: nihayet | TWERT: (atlar) gizlendi | BELḪCEB: perde ile | (38:32) | |
|RD̃WHE: getirin onları | ALY: bana | FŦFG: sonra başladı | MSḪE: okşamağa | BELSWG: bacaklarını | WELÊANEG: ve boyunlarını | (38:33) | |
|WLGD̃: ve andolsun | FTNE: denedik | SLYMEN: Süleyman'ı | WÊLGYNE: ve bıraktık | AL: üstüne | KRSYH: tahtının | CSD̃E: bir ceset | S̃M: sonra | ÊNEB: (bize) yöneldi | (38:34) | |
|GEL: dedi | RB: Rabbim | EĞFR: affet | LY: beni | WHB: ve ver | LY: bana | MLKE: bir mülk (hükümdarlık) | LE: | YNBĞY: nasib olmayan | LÊḪD̃: hiç kimseye | MN: | BAD̃Y: benden sonra | ÎNK: çünkü sensin | ÊNT: sen | ELWHEB: çok lutfeden | (38:35) | |
|FSḢRNE: biz boyun eğdirdik | LH: ona | ELRYḪ: rüzgarı | TCRY: eserdi | BÊMRH: onun buyruğuyla | RḢEÙ: tatlı tatlı | ḪYS̃: yere | ÊṦEB: istediği | (38:36) | |
|WELŞYEŦYN: ve şeytanları | KL: her | BNEÙ: bina ustasını | WĞWEṦ: ve dalgıcı | (38:37) | |
|W ËḢRYN: ve başka (şeytan)ları | MGRNYN: birbirine bağlanmış | FY: | ELÊṦFED̃: zincirlerle | (38:38) | |
|HZ̃E: bu | AŦEÙNE: bizim ihsanımızdır | FEMNN: artık dilediğine ver | ÊW: veya | ÊMSK: verme | BĞYR: yoktur | ḪSEB: hesabı | (38:39) | |
|WÎN: ve şüphesiz | LH: onun için vardır | AND̃NE: bizim yanımızda | LZLF: bir yakınlık | WḪSN: ve güzel | M ËB: bir gelecek | (38:40) | |
|WEZ̃KR: ve an | ABD̃NE: kulumuz | ÊYWB: Eyyub'u | ÎZ̃: hani | NED̃: seslenmişti | RBH: Rabbine | ÊNY: bana | MSNY: dokundurdu | ELŞYŦEN: şeytan | BNṦB: bir yorgunluk | WAZ̃EB: ve azab | (38:41) | |
|ERKŽ: (yere) vur | BRCLK: ayağını | HZ̃E: (işte) bu | MĞTSL: yıkanacak | BERD̃: serin (bir su) | WŞREB: ve içilecek | (38:42) | |
|WWHBNE: ve armağan ettik | LH: ona | ÊHLH: ailesini | WMS̃LHM: ve bir eşini | MAHM: onlarla beraber | RḪMT: bir rahmet olarak | MNE: bizden | WZ̃KR: ve bir ibret olarak | LÊWLY: sahiplerine | ELÊLBEB: sağduyu | (38:43) | |
|WḢZ̃: ve al | BYD̃K: eline | ŽĞS̃E: bir demet sap | FEŽRB: ve vur | BH: onunla | WLE: ve asla | TḪNS̃: yeminini bozma | ÎNE: gerçekten biz | WCD̃NEH: onu bulmuştuk | ṦEBRE: sabreden (bir kul) | NAM: ne güzel | ELABD̃: kuldu | ÎNH: o daima | ÊWEB: (bize) başvururdu | (38:44) | |
|WEZ̃KR: ve an | ABED̃NE: kullarımız | ÎBREHYM: İbrahim'i | WÎSḪEG: ve İshak'ı | WYAGWB: ve Ya'kub'u | ÊWLY: sahibi | ELÊYD̃Y: kuvvet | WELÊBṦER: ve basiretli | (38:45) | |
|ÎNE: elbette biz | ÊḢLṦNEHM: onları ihlaslı (kul) yaptık | BḢELṦT: samimiyetle | Z̃KR: düşüncesiyle | ELD̃ER: ahiret yurdu | (38:46) | |
|WÎNHM: ve onlar | AND̃NE: bizim yanımızda | LMN: | ELMṦŦFYN: seçkinlerdendir | ELÊḢYER: hayırlılardandır | (38:47) | |
|WEZ̃KR: ve an | ÎSMEAYL: İsma'il'i | WELYSA: ve Elyesa'ı | WZ̃E: ve Zülkifil'i | ELKFL: ve Zülkifil'i | WKL: hepsi de | MN: -dendir | ELÊḢYER: iyiler- | (38:48) | |
|HZ̃E: bu | Z̃KR: bir hatırlamadır | WÎN: ve gerçekten | LLMTGYN: korunanlar için vardır | LḪSN: güzel | M ËB: bir gelecek | (38:49) | |
|CNET: cennetleri | AD̃N: Adn | MFTḪT: açılmış | LHM: kendilerine | ELÊBWEB: kapıları | (38:50) | |
|MTKÙYN: (koltuklara) yaslanılar | FYHE: orada | YD̃AWN: isterler | FYHE: orada | BFEKHT: meyva | KS̃YRT: bir çok | WŞREB: ve içki | (38:51) | |
|WAND̃HM: ve yanlarında (vardır) | GEṦRET: (eşlerine) diken | ELŦRF: bakışlarını | ÊTREB: yaşıt dilberler | (38:52) | |
|HZ̃E: işte budur | ME: şey | TWAD̃WN: size söz verilen | LYWM: günü için | ELḪSEB: hesap | (38:53) | |
|ÎN: doğrusu | HZ̃E: bu | LRZGNE: bizim rızkımızın | ME: yoktur | LH: onun | MN: hiç | NFED̃: bitip tükenmesi | (38:54) | |
|HZ̃E: bu böyledir | WÎN: ve fakat elbette | LLŦEĞYN: azgınlara vardır | LŞR: en kötü | M ËB: bir gelecek | (38:55) | |
|CHNM: cehennem | YṦLWNHE: oraya girerler | FBÙS: ne kötü | ELMHED̃: bir döşektir | (38:56) | |
|HZ̃E: işte | FLYZ̃WGWH: onu tadsınlar | ḪMYM: kaynar | WĞSEG: ve kokuşmuşdur | (38:57) | |
|W ËḢR: ve daha başka (vardır) | MN: | ŞKLH: ona (azaba) benzer | ÊZWEC: çeşit çeşit | (38:58) | |
|HZ̃E: işte şunlar | FWC: guruptur | MGTḪM: (cehenneme) girecek | MAKM: sizinle beraber | LE: yoktur | MRḪBE: merhaba | BHM: onlara | ÎNHM: onlar | ṦELW: gireceklerdir | ELNER: ateşe | (38:59) | |
|GELWE: dediler ki | BL: hayır | ÊNTM: asıl size | LE: yoktur | MRḪBE: merhaba | BKM: size | ÊNTM: siz | GD̃MTMWH: bunu önümüze getirdiniz | LNE: bizim | FBÙS: ne kötü | ELGRER: durak | (38:60) | |
|GELWE: dediler | RBNE: Rabbimiz | MN: kim | GD̃M: önümüze getirdiyse | LNE: bizim | HZ̃E: bunu | FZD̃H: onun artır | AZ̃EBE: azabını | ŽAFE: bir kat daha | FY: | ELNER: ateşteki | (38:61) | |
|WGELWE: ve dediler | ME: ne oldu ki? | LNE: bize | LE: | NR: görmüyoruz | RCELE: adamları | KNE: | NAD̃HM: saydığımız | MN: -den | ELÊŞRER: kötüler- | (38:62) | |
|ÊTḢZ̃NEHM: hani onları edinirdik | SḢRYE: alay konusu | ÊM: yoksa | ZEĞT: kaydı (mı?) | ANHM: onlardan | ELÊBṦER: gözler(imiz) | (38:63) | |
|ÎN: mutlaka | Z̃LK: bu | LḪG: gerçektir | TḢEṦM: tartışmasıdır | ÊHL: halkının | ELNER: ateş | (38:64) | |
|GL: de ki | ÎNME: ancak | ÊNE: ben | MNZ̃R: bir uyarıcıyım | WME: ve yoktur | MN: hiçbir | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | ELLH: Allah'tan | ELWEḪD̃: tek | ELGHER: kahreden | (38:65) | |
|RB: Rabbidir | ELSMEWET: göklerin | WELÊRŽ: ve yerin | WME: ve olanların | BYNHME: ikisi arasında | ELAZYZ: daima üstündür | ELĞFER: çok bağışlayandır | (38:66) | |
|GL: de ki | HW: O | NBÊ: bir haberdir | AƵYM: büyük | (38:67) | |
|ÊNTM: siz | ANH: ondan | MARŽWN: yüz çeviriyorsunuz | (38:68) | |
|ME: yoktu | KEN: | LY: benim | MN: hiçbir | ALM: bilgi(m) | BELMLÎ: topluluk | ELÊAL: yüce | ÎZ̃: sırada | YḢTṦMWN: tartıştıkları | (38:69) | |
|ÎN: | YWḪ: vahyedilmiyor | ÎLY: bana | ÎLE: dışında | ÊNME: sadece | ÊNE: ben (olduğum için) | NZ̃YR: bir uyarıcı | MBYN: apaçık | (38:70) | |
|ÎZ̃: hani | GEL: demişti ki | RBK: Rabbin | LLMLEÙKT: meleklere | ÎNY: elbette ben | ḢELG: yaratacağım | BŞRE: bir insan | MN: -dan | ŦYN: çamur- | (38:71) | |
|FÎZ̃E: zaman | SWYTH: onu biçimlendirdiğim | WNFḢT: ve üflediğim | FYH: ona | MN: -dan | RWḪY: ruhum- | FGAWE: derhal kapanın | LH: ona | SECD̃YN: secdeye | (38:72) | |
|FSCD̃: secde ettiler | ELMLEÙKT: melekler | KLHM: hepsi | ÊCMAWN: tüm olarak | (38:73) | |
|ÎLE: dışında | ÎBLYS: İblis | ESTKBR: o büyüklük tasladı | WKEN: ve oldu | MN: -den | ELKEFRYN: kafirler- | (38:74) | |
|GEL: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | ÎBLYS: İblis | ME: nedir? | MNAK: seni alıkoyan | ÊN: | TSCD̃: secde etmekten | LME: | ḢLGT: yarattığıma | BYD̃Y: iki elimle | ÊSTKBRT: büyüklük mü tasladın? | ÊM: yoksa | KNT: (mi) oldun? | MN: -den | ELAELYN: yüceler- | (38:75) | |
|GEL: dedi | ÊNE: ben | ḢYR: iyiyim | MNH: ondan | ḢLGTNY: beni yarattın | MN: -ten | NER: ateş- | WḢLGTH: onu ise yarattın | MN: -dan | ŦYN: çamur- | (38:76) | |
|GEL: buyurdu ki | FEḢRC: haydi çık | MNHE: oradan | FÎNK: şüphesiz sen | RCYM: kovuldun | (38:77) | |
|WÎN: ve şüphesiz | ALYK: senin üzerinedir | LANTY: lanetim | ÎL: kadar | YWM: gününe | ELD̃YN: ceza | (38:78) | |
|GEL: dedi | RB: Rabbim | FÊNƵRNY: öyleyse bana süre ver | ÎL: kadar | YWM: güne | YBAS̃WN: yeniden dirilecekleri | (38:79) | |
|GEL: buyurdu | FÎNK: elbette sen | MN: -densin | ELMNƵRYN: süre verilenler- | (38:80) | |
|ÎL: kadar | YWM: gününe | ELWGT: vaktin | ELMALWM: bilinen | (38:81) | |
|GEL: dedi | FBAZTK: senin izzetine and olsun ki | LÊĞWYNHM: onları azdıracağım | ÊCMAYN: tümünü | (38:82) | |
|ÎLE: dışında | ABED̃K: kulların | MNHM: onlardan | ELMḢLṦYN: ihlaslı | (38:83) | |
|GEL: buyurdu ki | FELḪG: gerçektir | WELḪG: ve gerçekten | ÊGWL: ben diyorum ki | (38:84) | |
|LÊMLÊN: elbette dolduracağım | CHNM: cehennemi | MNK: senden | WMMN: ve kimselerden | TBAK: sana uyan | MNHM: onlar içinde | ÊCMAYN: tümüyle | (38:85) | |
|GL: de ki | ME: | ÊSÊLKM: ben sizden istemiyorum | ALYH: buna karşı | MN: hiçbir | ÊCR: ücret | WME: ve değil(im) | ÊNE: ben | MN: -dan | ELMTKLFYN: yapmacık yapanlar- | (38:86) | |
|ÎN: değildir | HW: O (Kur'an) | ÎLE: başkası | Z̃KR: öğüt(ten) | LLAELMYN: bütün alemlere | (38:87) | |
|WLTALMN: gayet iyi bileceksiniz | NBÊH: onun haberini | BAD̃: sonra | ḪYN: bir süre | (38:88) | |