» 38 / Sâd  20:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
Sad Suresi = Sad Suresi
Sad harfi ile basladigindan dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَشَدَدْنَا (WŞD̃D̃NE) = ve şedednā : güçlendirmiştik
2. مُلْكَهُ (MLKH) = mulkehu : onun mülkünü
3. وَاتَيْنَاهُ (W ËTYNEH) = ve āteynāhu : ve kendisine vermiştik
4. الْحِكْمَةَ (ELḪKMT) = l-Hikmete : hikmet
5. وَفَصْلَ (WFṦL) = ve feSle : ve ayırd edici
6. الْخِطَابِ (ELḢŦEB) = l-ḣiTābi : konuşma
güçlendirmiştik | onun mülkünü | ve kendisine vermiştik | hikmet | ve ayırd edici | konuşma |

[ŞD̃D̃] [MLK] [ETY] [ḪKM] [FṦL] [ḢŦB]
WŞD̃D̃NE MLKH W ËTYNEH ELḪKMT WFṦL ELḢŦEB

ve şedednā mulkehu ve āteynāhu l-Hikmete ve feSle l-ḣiTābi
وشددنا ملكه وآتيناه الحكمة وفصل الخطاب

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وشددنا ش د د | ŞD̃D̃ WŞD̃D̃NE ve şedednā güçlendirmiştik And We strengthened
ملكه م ل ك | MLK MLKH mulkehu onun mülkünü his kingdom
وآتيناه ا ت ي | ETY W ËTYNEH ve āteynāhu ve kendisine vermiştik and We gave him
الحكمة ح ك م | ḪKM ELḪKMT l-Hikmete hikmet [the] wisdom
وفصل ف ص ل | FṦL WFṦL ve feSle ve ayırd edici and decisive
الخطاب خ ط ب | ḢŦB ELḢŦEB l-ḣiTābi konuşma speech.

38:20 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

güçlendirmiştik | onun mülkünü | ve kendisine vermiştik | hikmet | ve ayırd edici | konuşma |

[ŞD̃D̃] [MLK] [ETY] [ḪKM] [FṦL] [ḢŦB]
WŞD̃D̃NE MLKH W ËTYNEH ELḪKMT WFṦL ELḢŦEB

ve şedednā mulkehu ve āteynāhu l-Hikmete ve feSle l-ḣiTābi
وشددنا ملكه وآتيناه الحكمة وفصل الخطاب

[ش د د] [م ل ك] [ا ت ي] [ح ك م] [ف ص ل] [خ ط ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وشددنا ش د د | ŞD̃D̃ WŞD̃D̃NE ve şedednā güçlendirmiştik And We strengthened
Vav,Şın,Dal,Dal,Nun,Elif,
6,300,4,4,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
ملكه م ل ك | MLK MLKH mulkehu onun mülkünü his kingdom
Mim,Lam,Kef,He,
40,30,20,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وآتيناه ا ت ي | ETY W ËTYNEH ve āteynāhu ve kendisine vermiştik and We gave him
Vav,,Te,Ye,Nun,Elif,He,
6,,400,10,50,1,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الحكمة ح ك م | ḪKM ELḪKMT l-Hikmete hikmet [the] wisdom
Elif,Lam,Ha,Kef,Mim,Te merbuta,
1,30,8,20,40,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
وفصل ف ص ل | FṦL WFṦL ve feSle ve ayırd edici and decisive
Vav,Fe,Sad,Lam,
6,80,90,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
الخطاب خ ط ب | ḢŦB ELḢŦEB l-ḣiTābi konuşma speech.
Elif,Lam,Hı,Tı,Elif,Be,
1,30,600,9,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَشَدَدْنَا: güçlendirmiştik | مُلْكَهُ: onun mülkünü | وَاتَيْنَاهُ: ve kendisine vermiştik | الْحِكْمَةَ: hikmet | وَفَصْلَ: ve ayırd edici | الْخِطَابِ: konuşma |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وشددنا WŞD̃D̃NE güçlendirmiştik | ملكه MLKH onun mülkünü | وآتيناه W ËTYNEH ve kendisine vermiştik | الحكمة ELḪKMT hikmet | وفصل WFṦL ve ayırd edici | الخطاب ELḢŦEB konuşma |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve şedednā: güçlendirmiştik | mulkehu: onun mülkünü | ve āteynāhu: ve kendisine vermiştik | l-Hikmete: hikmet | ve feSle: ve ayırd edici | l-ḣiTābi: konuşma |
Kırık Meal (Transcript) : |WŞD̃D̃NE: güçlendirmiştik | MLKH: onun mülkünü | W ËTYNEH: ve kendisine vermiştik | ELḪKMT: hikmet | WFṦL: ve ayırd edici | ELḢŦEB: konuşma |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve onun saltanatını kuvvetlendirdik ve ona peygamberlik ve gerçekle bâtılı ayırt ediş bilgisini verdik.
Adem Uğur : Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş; ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.
Ahmed Hulusi : Onun mülkünü (hükümranlığını) kuvvetlendirdik ve Ona Hikmet (sebepler ilmi) ve Fasl-ul Hitab (doğruyla yanlışı en mantıklı şekilde hemen ayıran muhakeme kuvvesi) verdik.
Ahmet Tekin : Biz onun ülkesini, devletini ve hükümranlığını güçlendirdik. Kendisine peygamberlik, ilim, hikmet, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisi, isabetli ifade, çözüm ve hakkı bâtıldan ayırt etme kabiliyeti verdik.
Ahmet Varol : Onun hükümranlığını güçlendirmiştik. Ona hikmet ve açık, kesin hüküm verme kabiliyeti vermiştik.
Ali Bulaç : Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Ali Fikri Yavuz : Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiştik. Kendisine de peygamberlik ile kaza-hüküm ilmini verdik.
Bekir Sadak : Onun hukumranligini kuvvetlendirmistik. Ona hikmet ve kesin hukum selahiyeti vermistik.
Celal Yıldırım : Onun mülk ü saltanatını sağlamlaştırdık; Ona hikmet ve hakkı bâtıldan ayırd etme yeteneği verdik.
Diyanet İşleri : Biz Davud’un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik.
Diyanet İşleri (eski) : Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiştik. Ona hikmet ve kesin hüküm selahiyeti vermiştik.
Diyanet Vakfi : Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.
Edip Yüksel : Yönetimini güçlendirdik; ona bilgelik ve çok iyi bir yargılama gücü verdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiş ve kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem mülkünü kuvvetlendirmiştik, hem de kendisine hıkmet ve fasl-ı hıtab vermiştik.
Fizilal-il Kuran : O'nun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, O'na hikmet ve açık, güzel konuşma yeteneği vermiştik.
Gültekin Onan : Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Hakkı Yılmaz : Biz o'nun mülkünü de pekiştirdik. Ve o'na yasayı ve hakkı bâtıldan ayıran sözü söyleme imkânını verdik.
Hasan Basri Çantay : Onun mülkünü de kuvvetlendirdik. Ona hikmet ve fasl-ı Kitâb verdik.
Hayrat Neşriyat : Ve onun saltanatını kuvvetlendirdik ve ona hikmet ve (hak ile bâtılı) ayırd edici konuşma (kabiliyeti) verdik.
İbni Kesir : Onun mülkünü pekiştirmiş, kendisine hikmet ve kesin söz söyleme hakkı vermiştik.
İskender Evrenosoğlu : Ve onun mülkünü (idaresini) güçlendirdik. Ve ona, hikmet ve faslı hitap (hak ile bâtılı ayırıp adaletle hükmetme, hitap etme yeteneği) verdik.
Muhammed Esed : Biz de (buna karşılık) o'nun otoritesini güçlendirmiş ve kararlarında hikmet ve basiret üzere olmasını sağlamıştık.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve O'nun mülkünü kuvvetlendirmiştik ve O'na hikmet ve fasl-ı hitap vermiş idik.
Ömer Öngüt : Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiştik. Ona hikmet ve güzel konuşma, anlatma üstünlüğü vermiştik.
Şaban Piriş : Onun iktidarını güçlendirmiş, ona hikmet ve açık sözlülük vermiştik.
Suat Yıldırım : Biz onun hakimiyetini güçlendirdik, ona hikmet, nübüvvet, isabetli karar verme ve meramını güzelce ifade etme kabiliyeti verdik.
Süleyman Ateş : Onun mülkünü güçlendirmiştik, kendisine hikmet (peygamberlik, yüksek bilgi, hakkı bâtıldan ayırma, dâvâları çözme) ve açık, güzel konuşma (yeteneği) vermiştik.
Tefhim-ul Kuran : Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Ümit Şimşek : Biz onun egemenliğini güçlendirmiş ve kendisine hem hikmet, hem de açık ve güzel konuşma yeteneği vermiştik.
Yaşar Nuri Öztürk : Mülk ve yönetimini güçlendirmiştik. Kendisine hikmet ve hakla bâtılı ayıran söz etme yeteneği vermiştik.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}