» 38 / Sâd  19:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
Sad Suresi = Sad Suresi
Sad harfi ile basladigindan dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالطَّيْرَ (WELŦYR) = ve TTayra : ve kuşlar
2. مَحْشُورَةً (MḪŞWRT) = meHşūraten : toplanıp gelen
3. كُلٌّ (KL) = kullun : hepsi
4. لَهُ (LH) = lehu : ona
5. أَوَّابٌ (ÊWEB) = evvābun : katılırdı
ve kuşlar | toplanıp gelen | hepsi | ona | katılırdı |

[ŦYR] [ḪŞR] [KLL] [] [EWB]
WELŦYR MḪŞWRT KL LH ÊWEB

ve TTayra meHşūraten kullun lehu evvābun
والطير محشورة كل له أواب

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والطير ط ي ر | ŦYR WELŦYR ve TTayra ve kuşlar And the birds
محشورة ح ش ر | ḪŞR MḪŞWRT meHşūraten toplanıp gelen assembled,
كل ك ل ل | KLL KL kullun hepsi all
له | LH lehu ona with him
أواب ا و ب | EWB ÊWEB evvābun katılırdı repeatedly turning.

38:19 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kuşlar | toplanıp gelen | hepsi | ona | katılırdı |

[ŦYR] [ḪŞR] [KLL] [] [EWB]
WELŦYR MḪŞWRT KL LH ÊWEB

ve TTayra meHşūraten kullun lehu evvābun
والطير محشورة كل له أواب

[ط ي ر] [ح ش ر] [ك ل ل] [] [ا و ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والطير ط ي ر | ŦYR WELŦYR ve TTayra ve kuşlar And the birds
Vav,Elif,Lam,Tı,Ye,Re,
6,1,30,9,10,200,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun → Bird"
الواو عاطفة
اسم منصوب
محشورة ح ش ر | ḪŞR MḪŞWRT meHşūraten toplanıp gelen assembled,
Mim,Ha,Şın,Vav,Re,Te merbuta,
40,8,300,6,200,400,
N – accusative feminine indefinite passive participle
اسم منصوب
كل ك ل ل | KLL KL kullun hepsi all
Kef,Lam,
20,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
له | LH lehu ona with him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
أواب ا و ب | EWB ÊWEB evvābun katılırdı repeatedly turning.
,Vav,Elif,Be,
,6,1,2,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالطَّيْرَ: ve kuşlar | مَحْشُورَةً: toplanıp gelen | كُلٌّ: hepsi | لَهُ: ona | أَوَّابٌ: katılırdı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والطير WELŦYR ve kuşlar | محشورة MḪŞWRT toplanıp gelen | كل KL hepsi | له LH ona | أواب ÊWEB katılırdı |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve TTayra: ve kuşlar | meHşūraten: toplanıp gelen | kullun: hepsi | lehu: ona | evvābun: katılırdı |
Kırık Meal (Transcript) : |WELŦYR: ve kuşlar | MḪŞWRT: toplanıp gelen | KL: hepsi | LH: ona | ÊWEB: katılırdı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve kuşlar da toplanmıştı, hepsi de ona itâat ederdi.
Adem Uğur : Kuşları da toplu halde onun emri altına vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
Ahmed Hulusi : Toplanmış kuşları da (kendisine iman etmiş kimseler). . . Hepsi Ona evvab (hakikatini yaşayan) idi.
Ahmet Tekin : Toplu halde kuşları da onun emrine verdik. Hepsi de Dâvûd’a uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
Ahmet Varol : Toplanıp gelen kuşları da. Hepsi ona dönerlerdi. [3]
Ali Bulaç : Ve toplanıp gelen kuşları da. Hepsi onunla (Allah'ı tesbih etmede uyum içinde) yönelip dönmekte olanlar idi.
Ali Fikri Yavuz : Kuşları da toplu olarak onun emrine bağlı kıldık. (Dağlardan ve kuşlardan) her biri onun tesbihi sebebiyle devamlı tesbih ediyordu.
Bekir Sadak : (18-19) Dogrusu Biz, aksam sabah onunla beraber tesbih eden daglari, kuslari da toplu halde onun buyrugu altina vermistik. Herbiri ona yonelmekteydi.
Celal Yıldırım : Kuşları da toplu halde ona boyun eğdirdik. Hepsi de ona yönelip uyum içinde bulunurlardı.
Diyanet İşleri : (18-19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : (18-19) Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.
Diyanet Vakfi : (18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir.
Edip Yüksel : Kuşlar da toplanmıştı; hepsi onun buyruğunu izlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kuşları da toplu olarak (onun emrine vermiştik). Hepsi onun için terci yapardı (ona uyarak ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi).
Elmalılı Hamdi Yazır : Kuşları da toplu olarak, hepsi onun için terci' yapar (evvab) idi
Fizilal-il Kuran : Her taraftan toplanıp gelen kuşları da onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.
Gültekin Onan : Ve toplanıp gelen kuşları da. Onların hepsi [Tanrı'yı tesbih etmede uyum içinde] yönelip dönmekte (evvab) idiler.
Hakkı Yılmaz : Kuşları da toplu olarak o'na boyun eğdirmiştik/Dâvûd'un ve insanların yararlanacağı biçimde yaratmıştık. Hepsi o'na dönücü idi.
Hasan Basri Çantay : (Her yandan ona doğru) toplanıb gelen kuşları da (kendisine râm etdik). (Gerek o dağlardan, gerek bu kuşlardan) herbiri (itaatle ona) dönücü idi.
Hayrat Neşriyat : Kuşları da toplanmış olarak (ona itâat ettirdik)! Hepsi onun (zikrine katılmak) için dönüp gelici idiler.
İbni Kesir : Kuşları da toplu olarak. Her biri ona yönelmişti.
İskender Evrenosoğlu : Ve kuşları da birarada toplanmış olarak (ona musahhar kıldık). Onların hepsi, ona evvab idiler (yönelmişlerdi ve sığınmışlardı).
Muhammed Esed : ve (aynı şekilde) bölük bölük kuşları da. Bunlar (hep birlikte) O'na, (kendilerini yaratmış olana,) tekrar tekrar yönelirlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Kuşları da toplanmış olarak (O'na tâbi kıldık). Hepsi de O'na rücu ediciler idi.
Ömer Öngüt : Kuşları da toplu halde ona boyun eğdirdik. Her biri ona yönelmekteydi.
Şaban Piriş : Bütün kuşları da... Hepsi de ona hizmet ediyorlardı.
Suat Yıldırım : (18-19) Biz sabah akşam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri için dağları, toplu haldeki kuşları onun hizmetine vermiştik. Her biri onun âhengine katılır, beraber zikrederlerdi.
Süleyman Ateş : Toplanıp gelen kuşları da (ona râm etmiştik). Hepsi onun nağmesine katılır (beraber tesbih ederler)di.
Tefhim-ul Kuran : Ve toplanıp gelen kuşları da. Hepsi de onunla (Allah'ı tesbih etmede uyum içinde) yönelip dönmekte olanlar idi.
Ümit Şimşek : Kuşları da toplu halde onun emrine vermiştik; hepsi birden ona yönelirdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Kuşlar da toplu halde onunla beraberdi. Hepsi, onun tespih nağmelerine katılırdı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}