» 38 / Sâd  18:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
Sad Suresi = Sad Suresi
Sad harfi ile basladigindan dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
2. سَخَّرْنَا (SḢRNE) = seḣḣarnā : boyun eğdirmiştik
3. الْجِبَالَ (ELCBEL) = l-cibāle : dağları
4. مَعَهُ (MAH) = meǎhu : onunla beraber
5. يُسَبِّحْنَ (YSBḪN) = yusebbiHne : tesbih ederlerdi
6. بِالْعَشِيِّ (BELAŞY) = bil-ǎşiyyi : akşam
7. وَالْإِشْرَاقِ (WELÎŞREG) = vel'işrāḳi : ve sabah
elbette biz | boyun eğdirmiştik | dağları | onunla beraber | tesbih ederlerdi | akşam | ve sabah |

[] [SḢR] [CBL] [] [SBḪ] [AŞW] [ŞRG]
ÎNE SḢRNE ELCBEL MAH YSBḪN BELAŞY WELÎŞREG

innā seḣḣarnā l-cibāle meǎhu yusebbiHne bil-ǎşiyyi vel'işrāḳi
إنا سخرنا الجبال معه يسبحن بالعشي والإشراق

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
سخرنا س خ ر | SḢR SḢRNE seḣḣarnā boyun eğdirmiştik subjected
الجبال ج ب ل | CBL ELCBEL l-cibāle dağları the mountains
معه | MAH meǎhu onunla beraber with him
يسبحن س ب ح | SBḪ YSBḪN yusebbiHne tesbih ederlerdi glorifying
بالعشي ع ش و | AŞW BELAŞY bil-ǎşiyyi akşam in the evening
والإشراق ش ر ق | ŞRG WELÎŞREG vel'işrāḳi ve sabah and [the] sunrise.

38:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette biz | boyun eğdirmiştik | dağları | onunla beraber | tesbih ederlerdi | akşam | ve sabah |

[] [SḢR] [CBL] [] [SBḪ] [AŞW] [ŞRG]
ÎNE SḢRNE ELCBEL MAH YSBḪN BELAŞY WELÎŞREG

innā seḣḣarnā l-cibāle meǎhu yusebbiHne bil-ǎşiyyi vel'işrāḳi
إنا سخرنا الجبال معه يسبحن بالعشي والإشراق

[] [س خ ر] [ج ب ل] [] [س ب ح] [ع ش و] [ش ر ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
سخرنا س خ ر | SḢR SḢRNE seḣḣarnā boyun eğdirmiştik subjected
Sin,Hı,Re,Nun,Elif,
60,600,200,50,1,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
الجبال ج ب ل | CBL ELCBEL l-cibāle dağları the mountains
Elif,Lam,Cim,Be,Elif,Lam,
1,30,3,2,1,30,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
معه | MAH meǎhu onunla beraber with him
Mim,Ayn,He,
40,70,5,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يسبحن س ب ح | SBḪ YSBḪN yusebbiHne tesbih ederlerdi glorifying
Ye,Sin,Be,Ha,Nun,
10,60,2,8,50,
V – 3rd person feminine plural (form II) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالعشي ع ش و | AŞW BELAŞY bil-ǎşiyyi akşam in the evening
Be,Elif,Lam,Ayn,Şın,Ye,
2,1,30,70,300,10,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
والإشراق ش ر ق | ŞRG WELÎŞREG vel'işrāḳi ve sabah and [the] sunrise.
Vav,Elif,Lam,,Şın,Re,Elif,Gaf,
6,1,30,,300,200,1,100,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine (form IV) verbal noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: elbette biz | سَخَّرْنَا: boyun eğdirmiştik | الْجِبَالَ: dağları | مَعَهُ: onunla beraber | يُسَبِّحْنَ: tesbih ederlerdi | بِالْعَشِيِّ: akşam | وَالْإِشْرَاقِ: ve sabah |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE elbette biz | سخرنا SḢRNE boyun eğdirmiştik | الجبال ELCBEL dağları | معه MAH onunla beraber | يسبحن YSBḪN tesbih ederlerdi | بالعشي BELAŞY akşam | والإشراق WELÎŞREG ve sabah |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: elbette biz | seḣḣarnā: boyun eğdirmiştik | l-cibāle: dağları | meǎhu: onunla beraber | yusebbiHne: tesbih ederlerdi | bil-ǎşiyyi: akşam | vel'işrāḳi: ve sabah |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: elbette biz | SḢRNE: boyun eğdirmiştik | ELCBEL: dağları | MAH: onunla beraber | YSBḪN: tesbih ederlerdi | BELAŞY: akşam | WELÎŞREG: ve sabah |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz, dağları râm etmiştik ona, akşam ve kuşluk çağlarında onunla berâber Rabbi tenzîh ederlerdi.
Adem Uğur : Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.
Ahmed Hulusi : Doğrusu biz, akşam ve Güneş doğduğu vakit tespih eder (işlevlerini yerine getirir) hâlde, dağları (benlik sahiplerini) Ona boyun eğdirdik.
Ahmet Tekin : Biz, güneş batarken ve güneş doğarken onunla birlikte tesbihte bulunan dağları da, kurduğumuz düzene boyun eğdirdik.
Ahmet Varol : Biz dağları onun buyruğuna verdik; akşam ve sabah onunla tesbih ederlerdi.
Ali Bulaç : Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten biz, dağları onun emrine bağlı kıldık da, akşamleyin ve kuşluk vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
Bekir Sadak : (18-19) Dogrusu Biz, aksam sabah onunla beraber tesbih eden daglari, kuslari da toplu halde onun buyrugu altina vermistik. Herbiri ona yonelmekteydi.
Celal Yıldırım : Kuşları da toplu halde Ona emrine verdik; akşam sabah onunla beraber tesbîh ederlerdi.
Diyanet İşleri : (18-19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : (18-19) Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.
Diyanet Vakfi : (18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir.
Edip Yüksel : Dağları onun emrine vermiştik; onunla birlikte akşamleyin ve tan doğumu (Tanrı'yı) yüceltirlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü biz onun maıyyetinde dağları müsahhar kılmıştık: tesbih ederlerdi akşamleyin ve işrak vaktı
Fizilal-il Kuran : Biz dağları onun emrine verdik. Sabah akşam onunla beraber tesbih ederler.
Gültekin Onan : Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Tanrı'yı) tesbih ederlerdi.
Hakkı Yılmaz : Gerçekten Biz, dağlara boyun eğdirdik/yapısal olarak insanların yararına kullanılacak biçimde yarattık. Her zaman kendisiyle birlikte Allah'ı noksanlıklardan arındırırlardı.
Hasan Basri Çantay : Gerçek biz dağları (kendisine) müsahhar kıldık ki bunlar akşamlayın ve kuşluk vakti onunla birlikde durmayıb tesbîh ederlerdi.
Hayrat Neşriyat : Gerçekten biz, dağları (ona) boyun eğdirdik, akşam sabah onunla berâber tesbîh ederlerdi.
İbni Kesir : Biz, gerçekten dağları onun buyruğuna vermiştik. Sabah ve akşam tesbih ederlerdi.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz, dağları ona musahhar (emrine amade) kıldık. İşrak vakti ve akşam vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
Muhammed Esed : (ve bunun için,) her sabah ve her akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken dağları o'na eşlik ettirirdik,
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, dağları musahhar kıldık, O'nunla beraber akşamleyin ve kuşluk vakti tesbih ederlerdi.
Ömer Öngüt : Biz dağları onun emrine vermiştik. Sabah akşam onunla beraber tesbih ederlerdi.
Şaban Piriş : Biz, dağları ona boyun eğdirmiştik. Akşam sabah onunla tesbih ederlerdi.
Suat Yıldırım : (18-19) Biz sabah akşam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri için dağları, toplu haldeki kuşları onun hizmetine vermiştik. Her biri onun âhengine katılır, beraber zikrederlerdi.
Süleyman Ateş : Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.
Tefhim-ul Kuran : Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah onlar kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Ümit Şimşek : Dağları Biz onun emrine verdik ki, akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}