CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive masculine (form IV) verbal noun الواو عاطفة اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: elbette biz | سَخَّرْنَا: boyun eğdirmiştik | الْجِبَالَ: dağları | مَعَهُ: onunla beraber | يُسَبِّحْنَ: tesbih ederlerdi | بِالْعَشِيِّ: akşam | وَالْإِشْرَاقِ: ve sabah |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNEelbette biz | سخرنا SḢRNEboyun eğdirmiştik | الجبال ELCBELdağları | معه MAHonunla beraber | يسبحن YSBḪNtesbih ederlerdi | بالعشي BELAŞYakşam | والإشراق WELÎŞREGve sabah |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: elbette biz | seḣḣarnā: boyun eğdirmiştik | l-cibāle: dağları | meǎhu: onunla beraber | yusebbiHne: tesbih ederlerdi | bil-ǎşiyyi: akşam | vel'işrāḳi: ve sabah |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: elbette biz | SḢRNE: boyun eğdirmiştik | ELCBEL: dağları | MAH: onunla beraber | YSBḪN: tesbih ederlerdi | BELAŞY: akşam | WELÎŞREG: ve sabah |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz, dağları râm etmiştik ona, akşam ve kuşluk çağlarında onunla berâber Rabbi tenzîh ederlerdi.
Adem Uğur : Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.
Ahmed Hulusi : Doğrusu biz, akşam ve Güneş doğduğu vakit tespih eder (işlevlerini yerine getirir) hâlde, dağları (benlik sahiplerini) Ona boyun eğdirdik.
Ahmet Tekin : Biz, güneş batarken ve güneş doğarken onunla birlikte tesbihte bulunan dağları da, kurduğumuz düzene boyun eğdirdik.
Ahmet Varol : Biz dağları onun buyruğuna verdik; akşam ve sabah onunla tesbih ederlerdi.
Ali Bulaç : Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten biz, dağları onun emrine bağlı kıldık da, akşamleyin ve kuşluk vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
Bekir Sadak : (18-19) Dogrusu Biz, aksam sabah onunla beraber tesbih eden daglari, kuslari da toplu halde onun buyrugu altina vermistik. Herbiri ona yonelmekteydi.
Celal Yıldırım : Kuşları da toplu halde Ona emrine verdik; akşam sabah onunla beraber tesbîh ederlerdi.
Diyanet İşleri : (18-19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : (18-19) Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.
Diyanet Vakfi : (18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir.
Edip Yüksel : Dağları onun emrine vermiştik; onunla birlikte akşamleyin ve tan doğumu (Tanrı'yı) yüceltirlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü biz onun maıyyetinde dağları müsahhar kılmıştık: tesbih ederlerdi akşamleyin ve işrak vaktı
Fizilal-il Kuran : Biz dağları onun emrine verdik. Sabah akşam onunla beraber tesbih ederler.
Gültekin Onan : Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Tanrı'yı) tesbih ederlerdi.
Hakkı Yılmaz : Gerçekten Biz, dağlara boyun eğdirdik/yapısal olarak insanların yararına kullanılacak biçimde yarattık. Her zaman kendisiyle birlikte Allah'ı noksanlıklardan arındırırlardı.
Hasan Basri Çantay : Gerçek biz dağları (kendisine) müsahhar kıldık ki bunlar akşamlayın ve kuşluk vakti onunla birlikde durmayıb tesbîh ederlerdi.
Hayrat Neşriyat : Gerçekten biz, dağları (ona) boyun eğdirdik, akşam sabah onunla berâber tesbîh ederlerdi.
İbni Kesir : Biz, gerçekten dağları onun buyruğuna vermiştik. Sabah ve akşam tesbih ederlerdi.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz, dağları ona musahhar (emrine amade) kıldık. İşrak vakti ve akşam vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
Muhammed Esed : (ve bunun için,) her sabah ve her akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken dağları o'na eşlik ettirirdik,
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, dağları musahhar kıldık, O'nunla beraber akşamleyin ve kuşluk vakti tesbih ederlerdi.
Ömer Öngüt : Biz dağları onun emrine vermiştik. Sabah akşam onunla beraber tesbih ederlerdi.
Şaban Piriş : Biz, dağları ona boyun eğdirmiştik. Akşam sabah onunla tesbih ederlerdi.
Suat Yıldırım : (18-19) Biz sabah akşam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri için dağları, toplu haldeki kuşları onun hizmetine vermiştik. Her biri onun âhengine katılır, beraber zikrederlerdi.
Süleyman Ateş : Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.
Tefhim-ul Kuran : Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah onlar kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Ümit Şimşek : Dağları Biz onun emrine verdik ki, akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]