V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بل
|
BL
bel
hayır
"""Nay!"
Be,Lam, 2,30,
RET – retraction particle حرف اضراب
أنتم
|
ÊNTM
entum
asıl size
You -
,Nun,Te,Mim, ,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun ضمير منفصل
لا
|
LE
lā
yoktur
no
Lam,Elif, 30,1,
NEG – negative particle حرف نفي
مرحبا
ر ح ب | RḪB
MRḪBE
merHaben
merhaba
welcome
Mim,Re,Ha,Be,Elif, 40,200,8,2,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
بكم
|
BKM
bikum
size
for you.
Be,Kef,Mim, 2,20,40,
P – prefixed preposition bi PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun جار ومجرور
أنتم
|
ÊNTM
entum
siz
You
,Nun,Te,Mim, ,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun ضمير منفصل
قدمتموه
ق د م | GD̃M
GD̃MTMWH
ḳaddemtumūhu
bunu önümüze getirdiniz
brought this
Gaf,Dal,Mim,Te,Mim,Vav,He, 100,4,40,400,40,6,5,
V – 2nd person masculine plural (form II) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لنا
|
LNE
lenā
bizim
upon us.
Lam,Nun,Elif, 30,50,1,
P – prefixed preposition lām PRON – 1st person plural personal pronoun جار ومجرور
فبئس
ب ا س | BES
FBÙS
febi'se
ne kötü
So wretched (is)
Fe,Be,,Sin, 80,2,,60,
REM – prefixed resumption particle V – 3rd person masculine singular perfect verb الفاء استئنافية فعل ماض
القرار
ق ر ر | GRR
ELGRER
l-ḳarāru
durak
"the settlement."""
Elif,Lam,Gaf,Re,Elif,Re, 1,30,100,200,1,200,
N – nominative masculine noun اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | بَلْ: hayır | أَنْتُمْ: asıl size | لَا: yoktur | مَرْحَبًا: merhaba | بِكُمْ: size | أَنْتُمْ: siz | قَدَّمْتُمُوهُ: bunu önümüze getirdiniz | لَنَا: bizim | فَبِئْسَ: ne kötü | الْقَرَارُ: durak |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWEdediler ki | بل BLhayır | أنتم ÊNTMasıl size | لا LEyoktur | مرحبا MRḪBEmerhaba | بكم BKMsize | أنتم ÊNTMsiz | قدمتموه GD̃MTMWHbunu önümüze getirdiniz | لنا LNEbizim | فبئس FBÙSne kötü | القرار ELGRERdurak |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | bel: hayır | entum: asıl size | lā: yoktur | merHaben: merhaba | bikum: size | entum: siz | ḳaddemtumūhu: bunu önümüze getirdiniz | lenā: bizim | febi'se: ne kötü | l-ḳarāru: durak |
Kırık Meal (Transcript) : |GELWE: dediler ki | BL: hayır | ÊNTM: asıl size | LE: yoktur | MRḪBE: merhaba | BKM: size | ÊNTM: siz | GD̃MTMWH: bunu önümüze getirdiniz | LNE: bizim | FBÙS: ne kötü | ELGRER: durak |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar da hayır diyecekler, asıl siz, rahat yüzü görmeyin; siz getirdiniz başımıza bunu, gerçekten de karar edilecek ne kötü yer.
Adem Uğur : (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
Ahmed Hulusi : (O önderlere uyanlar ise): "Hayır, asıl size 'Merhaba = rahat olmak' yoktur. . . Onu (cehennemi) bize siz önerdiniz! Ne kötü bir karargâhtır bu!" dediler.
Ahmet Tekin : Tâbi olanlar ise, kendilerini isyana sevk eden, cehenneme sokan liderlerine:
'Asıl rahat yüzü görmeyecek, işleri kolay olmayacak olan sizsiniz. Bu azâbı başımıza getiren de sizsiniz. Ne kötü bir yer burası.' derler.
Ahmet Varol : Derler ki: 'Aksine siz rahatlık görmeyin. Bunu bizim başımıza siz getirdiniz. (Bu) ne kötü bir durak!'
Ali Bulaç : (Onlara uyanlar) Derler ki: "Hayır, sizler; asıl size bir merhaba yok. Bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz. Ne kötü bir durak."
Ali Fikri Yavuz : (Yardakçılar elebaşlarına şöyle) derler: “- Hayır, asıl siz rahatlık görmeyin. Bu azabı bizim önümüze siz getirdiniz. Bakın ne kötü karargâh!”
Bekir Sadak : Toplulukta bulunanlar ise: «Hayir, asil siz rahat yuzu gormeyin; bunu basimiza getiren sizsiniz; ne kotu bir duraktir!» derler.
Celal Yıldırım : (Uyanlar ise onlara): Hayır, size rahat ve huzur yüzü olmasın ; bunu bize sunan sizsiniz. Ne kötü eyleşilecek yerdir! (derler).
Diyanet İşleri : O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der.
Diyanet İşleri (eski) : (Onlara uyanlar;) 'Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sizsiniz; ne kötü bir duraktır!' derler.
Diyanet Vakfi : (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
Edip Yüksel : Onlar da derler ki, 'Aslında siz hoş gelmediniz. Bizi bu duruma siz soktunuz; ne kötü bir son!'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Arkadan gelenler öncekilere:) Derler ki: «Hayır, asıl size merhaba yok. Çünkü cehennemi bize siz takdim ettiniz. Bakın o ne kötü yatak!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (Bu topluluk): «Hayır, asıl size rahatlık yok, bunu bize siz hazırladınız; bakın ne kötü yatak!» derler.
Elmalılı Hamdi Yazır : (59-60) Şu: bir alay maıyyetinizde göğüs germiş; onlara merhaba yok, çünkü onlar Cehenneme salınıyorlar. Hayır derler size merhaba yok, onu bize siz takdim ettiniz, bakın ne fena yatak.
Fizilal-il Kuran : Toplulukta bulunanlar ise; «Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bizi buraya getiren sizsiniz, ne kötü bir duraktır» derler.
Gültekin Onan : (Onlara uyanlar) Derler ki: "Hayır, sizler; asıl size bir merhaba yok. Bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz. Ne kötü bir durak."
Hakkı Yılmaz : "Derler ki: “Hayır, asıl size merhaba; selam sabah yok. Cehennemi önümüze siz getirdiniz. O ne kötü bir duraktır!” "
Hasan Basri Çantay : (Tâbi' olanlar rüesâya) derler: «Hayır, siz, asıl rahat (huzur) görmeyin. Bunu bizim önümüze siz getirdiniz. (Bakın) ne çirkin durum»!
Hayrat Neşriyat : (O elebaşlarına uyanlar ise:) 'Hayır! (Asıl) siz rahat yüzü görmeyin! Bunu bizim başımıza siz takdîm ettiniz (siz getirdiniz). Artık o ne kötü karargâhtır!' derler.
İbni Kesir : Dediler ki: Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin. Bizi buraya siz sürdünüz. Ne kötü bir duraktır burası.
İskender Evrenosoğlu : "Hayır, asıl size merhaba yok. Onu bize siz takdim ettiniz (azaba uğramamıza sebep oldunuz). Artık (o) ne kötü bir karargâh (cehennem)." dediler.
Muhammed Esed : (Ve) onlar, (ayartılmış olanlar,) feryad edecekler: "Hayır, asıl (sorumlu) sizsiniz! Siz rahat yüzü görmeyin! Bunu başımıza getiren sizsiniz: Ne kötü bir yer burası!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (59-61) Şunlar, sizinle beraber (ateşe) dalıvermiş bir gürûhtur. Onlara bir merhaba yok. Muhakkak ki, onlar ateşe gidicilerdir. (Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)» Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bize bunu kim takdim etti ise imdi onun için ateşte azabı kat kat artır.»
Ömer Öngüt : (Uyanlar uyulanlara): "Asıl size merhaba yok! Siz rahat yüzü görmeyin! Bunu başımıza getiren sizsiniz. Ne kötü bir durak! " derler.
Şaban Piriş : Orada, birbirleriyle tartışacaklar, kendilerinin cehennemlik olmalarına sebep olan kimselere lanetler yağdıracaklar. -Hayır, siz rahat yüzü görmeyin. Onu siz bizim önümüze getirdiniz derler. Ne kötü karar.
Suat Yıldırım : Tâbi olanlar, onlara: "Hayır, asıl size merhaba olmasın, rahat yüzü görmeyin sizler! Bu azabı bize getiren sizsiniz. O ne kötü yerdir!" derler.
Süleyman Ateş : (Uyanlar, uyulanlara) Dediler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok, (asıl siz rahat yüzü görmeyin), siz bunu bizim önümüze getirdiniz. Ne kötü durak (bu)!"
Tefhim-ul Kuran : (Onlara uyanlar) Derler ki: «Hayır, sizler; asıl size merhaba yok. Bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz. Ne kötü bir durak.»
Ümit Şimşek : Onlar ise 'Asıl siz rahat yüzü görmeyin,' derler. 'Bu âkıbeti siz bize hazırladınız. Ne kötü bir yer burası!'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Hayır, size merhaba yok. Onu siz önümüze çıkardınız. Ne kötü durak yeridir o!"
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]