Mearic Suresi = Miraçlar/Yükselis-Yollari Suresi ismini 3. ayetinde yer alan Allah’in yükselme dereceleri-yollarinin sahibi oldugu anlamina gelen mearic kelimesinden almistir.
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive feminine noun PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun الواو عاطفة اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
التي
|
ELTY
lletī
who
Elif,Lam,Te,Ye, 1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun اسم موصول
تؤويه
ا و ي | EWY
TÙWYH
tu'vīhi
kendisini barındıran
sheltered him,
Te,,Vav,Ye,He, 400,,6,10,5,
V – 3rd person feminine singular (form IV) imperfect verb PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَفَصِيلَتِهِ: ve tüm ailesini | الَّتِي: | تُؤْوِيهِ: kendisini barındıran |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وفصيلته WFṦYLTHve tüm ailesini | التي ELTY | تؤويه TÙWYHkendisini barındıran |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve feSīletihi: ve tüm ailesini | lletī: | tu'vīhi: kendisini barındıran |
Bekir Sadak : (11-14) Onlar birbirlerine yalniz gosterilirler. Suclu kimse o gunun azabindan kurtulmak icin ogullarini, ailesini, kardesini, kendisini barindirmis olan sulalesini ve yeryuzunde bulunan herkesi feda etmek ve boylece kendisini kurtarmak ister.
Celal Yıldırım : (11-12-13-14) Birbirlerine gösterilirler (ama) suçlu günahkârlar o günün azabına karşılık oğullarını, eşini, kardeşini, kendisini barındıran kabile ve obasını ve yeryüzündeki her şeyi fidye verip kendini kurtarmak ister.
Diyanet İşleri : (11-14) Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.
Diyanet İşleri (eski) : (11-14) Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.
Diyanet Vakfi : (11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.
Edip Yüksel : Kendisini yetiştiren tüm akrabalarını,
Hakkı Yılmaz : (11-14) Birbirlerine gösterilmiş oldukları hâlde suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, eşini ve kardeşini, kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye/kurtulmalık versin sonra da kendini kurtarabilsin ister.
Hasan Basri Çantay : kendisini (aralarına katıb) barındırmakda olan soyunu sopunu,
Hayrat Neşriyat : (12-13) Ve karısını, kardeşini! Ve kendisini barındıran aşîretini!
İbni Kesir : Kendisini barındırmış olan sülalesini.
Muhammed Esed : ve kendisini himaye etmiş bütün akrabalarını,
Ömer Nasuhi Bilmen : (13-14) Ve kendisini barındıran aşiretini (feda etsin). Ve yeryüzünde kim var ise, cümlesini fidye-i necât olarak versin de (sonra) bu fedakarlığı kendisini kurtarsın.
Suat Yıldırım : (10-14) Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz. Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister.
Süleyman Ateş : Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm âilesini,
Tefhim-ul Kuran : Ve onu barındıran aşiretini (soyunun hepsini) de;
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]