» 11 / Hûd  91:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
Hud Suresi = Hud Suresi
Hz. Hud’un hayati anlatildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler ki
2. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
3. شُعَيْبُ (ŞAYB) = şuǎybu : Şu'ayb
4. مَا (ME) = mā :
5. نَفْقَهُ (NFGH) = nefḳahu : biz anlamıyoruz
6. كَثِيرًا (KS̃YRE) = keṧīran : çoğunu
7. مِمَّا (MME) = mimmā : şeylerin
8. تَقُولُ (TGWL) = teḳūlu : senin söylediğin
9. وَإِنَّا (WÎNE) = ve innā : ve biz
10. لَنَرَاكَ (LNREK) = lenerāke : seni görüyoruz
11. فِينَا (FYNE) = fīnā : içimizde
12. ضَعِيفًا (ŽAYFE) = Deǐyfen : güçsüz
13. وَلَوْلَا (WLWLE) = velevlā : şayet
14. رَهْطُكَ (RHŦK) = rahTuke : yakın çevren olmasaydı
15. لَرَجَمْنَاكَ (LRCMNEK) = leracemnāke : seni taşlardık
16. وَمَا (WME) = ve mā : ve yoktur
17. أَنْتَ (ÊNT) = ente : senin
18. عَلَيْنَا (ALYNE) = ǎleynā : bize karşı
19. بِعَزِيزٍ (BAZYZ) = biǎzīzin : bir üstünlüğün
dediler ki | EY/HEY/AH | Şu'ayb | | biz anlamıyoruz | çoğunu | şeylerin | senin söylediğin | ve biz | seni görüyoruz | içimizde | güçsüz | şayet | yakın çevren olmasaydı | seni taşlardık | ve yoktur | senin | bize karşı | bir üstünlüğün |

[GWL] [Y] [ŞAB] [] [FGH] [KS̃R] [] [GWL] [] [REY] [] [ŽAF] [] [RHŦ] [RCM] [] [] [] [AZZ]
GELWE YE ŞAYB ME NFGH KS̃YRE MME TGWL WÎNE LNREK FYNE ŽAYFE WLWLE RHŦK LRCMNEK WME ÊNT ALYNE BAZYZ

ḳālū şuǎybu nefḳahu keṧīran mimmā teḳūlu ve innā lenerāke fīnā Deǐyfen velevlā rahTuke leracemnāke ve mā ente ǎleynā biǎzīzin
قالوا يا شعيب ما نفقه كثيرا مما تقول وإنا لنراك فينا ضعيفا ولولا رهطك لرجمناك وما أنت علينا بعزيز

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki They said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
شعيب ش ع ب | ŞAB ŞAYB şuǎybu Şu'ayb Shuaib
ما | ME Not
نفقه ف ق ه | FGH NFGH nefḳahu biz anlamıyoruz we understand
كثيرا ك ث ر | KS̃R KS̃YRE keṧīran çoğunu much
مما | MME mimmā şeylerin of what
تقول ق و ل | GWL TGWL teḳūlu senin söylediğin you say,
وإنا | WÎNE ve innā ve biz and indeed, we
لنراك ر ا ي | REY LNREK lenerāke seni görüyoruz surely [we] see you
فينا | FYNE fīnā içimizde among us
ضعيفا ض ع ف | ŽAF ŽAYFE Deǐyfen güçsüz weak.
ولولا | WLWLE velevlā şayet And if not
رهطك ر ه ط | RHŦ RHŦK rahTuke yakın çevren olmasaydı for your family
لرجمناك ر ج م | RCM LRCMNEK leracemnāke seni taşlardık surely we would have stoned you,
وما | WME ve mā ve yoktur and you are not
أنت | ÊNT ente senin and you are not
علينا | ALYNE ǎleynā bize karşı against us
بعزيز ع ز ز | AZZ BAZYZ biǎzīzin bir üstünlüğün "mighty."""

11:91 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | EY/HEY/AH | Şu'ayb | | biz anlamıyoruz | çoğunu | şeylerin | senin söylediğin | ve biz | seni görüyoruz | içimizde | güçsüz | şayet | yakın çevren olmasaydı | seni taşlardık | ve yoktur | senin | bize karşı | bir üstünlüğün |

[GWL] [Y] [ŞAB] [] [FGH] [KS̃R] [] [GWL] [] [REY] [] [ŽAF] [] [RHŦ] [RCM] [] [] [] [AZZ]
GELWE YE ŞAYB ME NFGH KS̃YRE MME TGWL WÎNE LNREK FYNE ŽAYFE WLWLE RHŦK LRCMNEK WME ÊNT ALYNE BAZYZ

ḳālū şuǎybu nefḳahu keṧīran mimmā teḳūlu ve innā lenerāke fīnā Deǐyfen velevlā rahTuke leracemnāke ve mā ente ǎleynā biǎzīzin
قالوا يا شعيب ما نفقه كثيرا مما تقول وإنا لنراك فينا ضعيفا ولولا رهطك لرجمناك وما أنت علينا بعزيز

[ق و ل] [ي] [ش ع ب] [] [ف ق ه] [ك ث ر] [] [ق و ل] [] [ر ا ي] [] [ض ع ف] [] [ر ه ط] [ر ج م] [] [] [] [ع ز ز]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

شعيب ش ع ب | ŞAB ŞAYB şuǎybu Şu'ayb Shuaib
Şın,Ayn,Ye,Be,
300,70,10,2,
"VOC – prefixed vocative particle ya
PN – nominative proper noun → Shuayb"
أداة نداء
اسم علم مرفوع
ما | ME Not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
نفقه ف ق ه | FGH NFGH nefḳahu biz anlamıyoruz we understand
Nun,Fe,Gaf,He,
50,80,100,5,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
كثيرا ك ث ر | KS̃R KS̃YRE keṧīran çoğunu much
Kef,Se,Ye,Re,Elif,
20,500,10,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
مما | MME mimmā şeylerin of what
Mim,Mim,Elif,
40,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
تقول ق و ل | GWL TGWL teḳūlu senin söylediğin you say,
Te,Gaf,Vav,Lam,
400,100,6,30,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
وإنا | WÎNE ve innā ve biz and indeed, we
Vav,,Nun,Elif,
6,,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لنراك ر ا ي | REY LNREK lenerāke seni görüyoruz surely [we] see you
Lam,Nun,Re,Elif,Kef,
30,50,200,1,20,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع منصوب والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فينا | FYNE fīnā içimizde among us
Fe,Ye,Nun,Elif,
80,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
ضعيفا ض ع ف | ŽAF ŽAYFE Deǐyfen güçsüz weak.
Dad,Ayn,Ye,Fe,Elif,
800,70,10,80,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
ولولا | WLWLE velevlā şayet And if not
Vav,Lam,Vav,Lam,Elif,
6,30,6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
رهطك ر ه ط | RHŦ RHŦK rahTuke yakın çevren olmasaydı for your family
Re,He,Tı,Kef,
200,5,9,20,
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لرجمناك ر ج م | RCM LRCMNEK leracemnāke seni taşlardık surely we would have stoned you,
Lam,Re,Cim,Mim,Nun,Elif,Kef,
30,200,3,40,50,1,20,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وما | WME ve mā ve yoktur and you are not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أنت | ÊNT ente senin and you are not
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
علينا | ALYNE ǎleynā bize karşı against us
Ayn,Lam,Ye,Nun,Elif,
70,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
بعزيز ع ز ز | AZZ BAZYZ biǎzīzin bir üstünlüğün "mighty."""
Be,Ayn,Ze,Ye,Ze,
2,70,7,10,7,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine singular indefinite noun
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | يَا: EY/HEY/AH | شُعَيْبُ: Şu'ayb | مَا: | نَفْقَهُ: biz anlamıyoruz | كَثِيرًا: çoğunu | مِمَّا: şeylerin | تَقُولُ: senin söylediğin | وَإِنَّا: ve biz | لَنَرَاكَ: seni görüyoruz | فِينَا: içimizde | ضَعِيفًا: güçsüz | وَلَوْلَا: şayet | رَهْطُكَ: yakın çevren olmasaydı | لَرَجَمْنَاكَ: seni taşlardık | وَمَا: ve yoktur | أَنْتَ: senin | عَلَيْنَا: bize karşı | بِعَزِيزٍ: bir üstünlüğün |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | يا YE EY/HEY/AH | شعيب ŞAYB Şu'ayb | ما ME | نفقه NFGH biz anlamıyoruz | كثيرا KS̃YRE çoğunu | مما MME şeylerin | تقول TGWL senin söylediğin | وإنا WÎNE ve biz | لنراك LNREK seni görüyoruz | فينا FYNE içimizde | ضعيفا ŽAYFE güçsüz | ولولا WLWLE şayet | رهطك RHŦK yakın çevren olmasaydı | لرجمناك LRCMNEK seni taşlardık | وما WME ve yoktur | أنت ÊNT senin | علينا ALYNE bize karşı | بعزيز BAZYZ bir üstünlüğün |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | : EY/HEY/AH | şuǎybu: Şu'ayb | : | nefḳahu: biz anlamıyoruz | keṧīran: çoğunu | mimmā: şeylerin | teḳūlu: senin söylediğin | ve innā: ve biz | lenerāke: seni görüyoruz | fīnā: içimizde | Deǐyfen: güçsüz | velevlā: şayet | rahTuke: yakın çevren olmasaydı | leracemnāke: seni taşlardık | ve mā: ve yoktur | ente: senin | ǎleynā: bize karşı | biǎzīzin: bir üstünlüğün |
Kırık Meal (Transcript) : |GELWE: dediler ki | YE: EY/HEY/AH | ŞAYB: Şu'ayb | ME: | NFGH: biz anlamıyoruz | KS̃YRE: çoğunu | MME: şeylerin | TGWL: senin söylediğin | WÎNE: ve biz | LNREK: seni görüyoruz | FYNE: içimizde | ŽAYFE: güçsüz | WLWLE: şayet | RHŦK: yakın çevren olmasaydı | LRCMNEK: seni taşlardık | WME: ve yoktur | ÊNT: senin | ALYNE: bize karşı | BAZYZ: bir üstünlüğün |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey Şuayb dediler, söylediğin sözlerin çoğunu anlamıyoruz ve seni de içimizde zayıf görmedeyiz. Kabîlen olmasaydı seni taşlardık ve sen, bizden üstün değilsin zâten.
Adem Uğur : Dediler ki: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf (âciz) görüyoruz! Eğer kabilen olmasa, seni mutlaka taşlayarak öldürürüz. Sen bizden üstün değilsin.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Yâ Şuayb. . . Biz senin dediklerinden birçoğunu anlamıyoruz! İşin doğrusu seni içimizde zayıf konumda görüyoruz. . . Eğer arkanda saydığımız aşiretin olmasaydı, kesinlikle seni taşlayarak öldürürdük! Sen bize galebe çalacak durumda değilsin. "
Ahmet Tekin : Onlar: 'Ey Şuayb, söylediklerinden birçoğunu anlamıyoruz. Seni de içimizde çok zayıf, aciz biri olarak görüyoruz. Eğer itibarlı kabilen, güçlü birkaç akraban olmasaydı, seni taşlayarak öldürürdük. Bizim üstümüzde güçlü, kuvvetli, otoriter biri de değilsin.' dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: 'Ey Şuayb! Biz senin söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve seni içimizde güçsüz görüyoruz. Yakın çevren olmasaydı seni mutlaka taşlardık. Bize karşı bir üstünlüğün de yoktur.'
Ali Bulaç : "Ey Şuayb" dediler. "Senin söylediklerinin çoğunu biz 'kavrayıp anlamıyoruz'. Doğrusu biz seni içimizde zayıf biri görüyoruz. Eğer yakın çevren olmasaydı, gerçekten seni taşa tutar öldürürdük. Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin."
Ali Fikri Yavuz : Onlar şöyle dediler: “-Ey Şuayp! Biz, senin söylediklerinin çoğunu iyice anlamıyoruz ve seni de içimizde hakikaten zayıf (âciz) görüyoruz. Eğer aşiretin olmasaydı, muhakkak seni taşla öldürürdük. Senin bize karşı hiç bir üstünlüğün ve kıymetin yok; (ancak dinimize bağlı aşiretinin önemi vardır.)”
Bekir Sadak : «Ey µuayb! Soylediklerinin cogunu anlamiyor ve dogrusu seni aramizda gucsuz goruyoruz. Eger taraftarlarin olmasaydi seni taslardik. Esasen bizim gozumuzde pek itibarin da yoktur» dediler.
Celal Yıldırım : Dediler ki: Ey Şuâyb ! Biz senin söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve biz seni aramızda zayıf olarak görüyoruz. Kabilen olmasaydı, elbette seni taşlardık. Hem sen bizim yanımızda pek aziz-şerefli, itibırlı, üstün bir kimse de değilsin.
Diyanet İşleri : Dediler ki: “Ey Şu’ayb! Dediklerinin çoğunu anlamıyoruz. Hem biz seni aramızda zayıf görüyoruz. Eğer kabilen olmasaydı, seni taşa tutardık. Zaten sen bizce itibarlı biri değilsin.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyor ve doğrusu seni aramızda güçsüz görüyoruz. Eğer taraftarların olmasaydı seni taşlardık. Esasen bizim gözümüzde pek itibarın da yoktur' dediler.
Diyanet Vakfi : Dediler ki: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf (âciz) görüyoruz! Eğer kabilen olmasa, seni mutlaka taşlayarak öldürürüz. Sen bizden üstün değilsin.
Edip Yüksel : 'Şuayb,' dediler, 'Senin söylediklerinin bir çoğunu anlamıyoruz. Üstelik biz, seni aramızda güçsüz görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık. Senin bize karşı herhangi bir üstünlüğün yoktur.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dediler ki: «Ey Şu'ayb! Biz senin söylediklerinin çoğundan birşey anlamıyoruz. Ayrıca seni içimizde çok zayıf biri olarak görüyoruz. Eğer akrabaların olmasaydı mutlaka seni recmederdik (taşa tutardık). Senin bize hiçbir üstünlüğün yoktur.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Şu'ayb, biz senin söylediklerinin çoğunu iyi anlamıyoruz ve aramızda seni gerçekten güçsüz buluyoruz. Eğer senin yakınlarından beş on kişi olmasaydı, kesinlikle seni taşlayarak öldürürdük. Senin bizim için hiçbir önemin yok! dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya Şuayb! dediler: biz senin dediklerinin çoğunu iyi anlamıyoruz ve her halde biz seni içimizde pek zaıyf buluyoruz, eğer taallûkatından beş on kişi olmasa idi mutlak seni recmederdik, senin bize karşı hiç bir ehemmiyetin yok
Fizilal-il Kuran : Medyenoğulları dediler ki; «Ey Şuayb, söylediklerinin çoğundan hiçbir şey anlamıyoruz. Seni aramızda güçsüz görüyoruz. Eğer aşiretin olmasaydı, seni taşa tutarak öldürürdük. Sen bizim gözümüzde saygın ve dokunulmaz bir kişi değilsin.
Gültekin Onan : "Ey Şuayb" dediler. "Senin söylediklerinin çoğunu biz kavrayamıyoruz. Doğrusu biz seni içimizde zayıf biri görüyoruz. Eğer yakın çevren olmasaydı, gerçekten seni taşa tutar öldürürdük. Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin."
Hakkı Yılmaz : Şu‘ayb'ın toplumu dediler ki: “Ey Şu‘ayb! Biz senin söylediklerinin çoğunu iyice anlamıyoruz. Seni içimizde çok zayıf olarak görüyoruz. Eğer senin akrabaların/ taraftarların olmasaydı kesinlikle seni taşa tutar öldürürdük. Ve senin bize karşı hiçbir üstün gücün/galip gelecek durumun yoktur.”
Hasan Basri Çantay : Dediler ki: «Ey Şuayb, biz senin söylemekde olduğundan bir çoğunu iyice anlamıyoruz. Seni de içimizden cidden zaîf görüyoruz. Eğer kabilen olmasaydı muhakkak ki seni taşla öldürürdük. Sen bizden üstün bir şeref saahibi değilsin ki...»
Hayrat Neşriyat : Dediler ki: 'Ey Şuayb! Senin söylemekte olduğun şeylerden birçoğunu anlamıyoruz ve doğrusu biz, seni içimizde gerçekten zayıf olarak görüyoruz. Eğer kabîlen olmasaydı, elbette seni taşla(yarak öldürü)rdük. Senin bizim üzerimize bir üstünlüğün de yoktur!'
İbni Kesir : Dediler ki: Ey Şuayb; söylediklerinin çoğunu anlamıyor ve seni aramızda cidden zayıf görüyoruz. Taraftarların olmasaydı, seni taşlardık. Esasen sen, bizim yanımızda şerefli kimse de değilsin.
İskender Evrenosoğlu : Şöyle dediler: “Ya Şuayb, senin söylediklerinin çoğunu biz anlamadık! Ve gerçekten biz, seni içimizde zayıf görüyoruz. Ve senin rahtın (sana destek olan gurubun) olmasaydı mutlaka seni taşlardık. Ve sen, bize karşı üstün değilsin.”
Muhammed Esed : (Fakat soydaşları o'na:) "Ey Şuayb! Söylediklerinden pek bir şey anlamıyoruz" dediler, "ayrıca aramızda ne kadar zayıf olduğunun da açıkça farkındayız; eğer ailen olmasaydı seni mutlaka öldüresiye taşlardık! Öyle ya, bizim üstümüzde bir gücün, bir nüfuzun yok ki!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Ya Şuayb! Söylediklerinden bir çoğunu iyice anlayamıyoruz. Şüphe yok ki, biz seni aramızda cidden zayıf görüyoruz ve eğer senin aşiretin olmasa idi elbette seni taşlayarak öldürürdük ve sen bizim üzerimize bir izzet sahibi değilsin.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Ey Şuayb! Sözlerinin çoğunu anlamıyoruz. Biz seni cidden içimizde zayıf, güçsüz görüyoruz. Eğer kabilen olmasaydı, seni mutlaka taşlardık. Senin bize karşı hiçbir üstünlüğün yoktur. ”
Şaban Piriş : -Ey Şuayb, Biz, senin söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve biz, senin aramızda zayıf olduğunu görüyoruz. Eğer taraftarların olmasaydı seni taşa tutardık. Zaten senin bizim gözümüzde hiç bir değerinde yok, dediler.
Suat Yıldırım : Halkı ise "Şuayb!" dediler, "söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz, kabul etmiyoruz. Hem içimizde seni pek zayıf görüyoruz, eğer senin üç beş kişilik akraba grubunun hatırı olmasaydı seni taşa tutar linç ederdik. Bizim nazarımızda senin hiç önemin yoktur."
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Ey Şu'ayb, senin söylediklerinden çoğunu anlamıyoruz, biz seni içimizde zayıf görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni mutlaka taşla(yarak öldürü)rdük! Senin bizim yanımızda hiçbir değerin yoktur!"
Tefhim-ul Kuran : «Ey Şuayb» dediler. «Senin söylediklerinin çoğunu biz 'kavrayıp anlamıyoruz'. Doğrusu biz seni içimizde zayıf da görüyoruz. Eğer yakın çevren olmasaydı, gerçekten biz seni taşa tutar öldürürdük. Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin.»
Ümit Şimşek : Dediler ki: 'Şuayb, senin söylediklerinden fazla birşey anlamıyoruz. Zaten biz seni aramızda güçsüz görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık. Yoksa bizim gözümüzde sen öyle değerli biri değilsin.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler ki: "Ey Şuayb! Söylediklerinin birçoğunu anlamıyoruz. Ve biz seni aramızda zayıf bir adam olarak görüyoruz. Hani kabilen olmasa, kafanı taşla ezivereceğiz. Senin bize karşı hiçbir üstünlüğün yok."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}