» 21 / Enbiyâ  45:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
Enbiya Suresi = Peygamberler Suresi
agirlikli olarak peygamberlerden söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
2. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā : ben ancak
3. أُنْذِرُكُمْ (ÊNZ̃RKM) = unƶirukum : sizi uyarıyorum
4. بِالْوَحْيِ (BELWḪY) = bil-veHyi : vahiyle
5. وَلَا (WLE) = velā : ama
6. يَسْمَعُ (YSMA) = yesmeǔ : işitmez(ler)
7. الصُّمُّ (ELṦM) = S-Summu : sağır(lar)
8. الدُّعَاءَ (ELD̃AEÙ) = d-duǎā'e : çağırıyı
9. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
10. مَا (ME) = mā :
11. يُنْذَرُونَ (YNZ̃RWN) = yunƶerūne : uyarıldıkları
de ki | ben ancak | sizi uyarıyorum | vahiyle | ama | işitmez(ler) | sağır(lar) | çağırıyı | zaman | | uyarıldıkları |

[GWL] [] [NZ̃R] [WḪY] [] [SMA] [ṦMM] [D̃AW] [] [] [NZ̃R]
GL ÎNME ÊNZ̃RKM BELWḪY WLE YSMA ELṦM ELD̃AEÙ ÎZ̃E ME YNZ̃RWN

ḳul innemā unƶirukum bil-veHyi velā yesmeǔ S-Summu d-duǎā'e iƶā yunƶerūne
قل إنما أنذركم بالوحي ولا يسمع الصم الدعاء إذا ما ينذرون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
إنما | ÎNME innemā ben ancak """Only"
أنذركم ن ذ ر | NZ̃R ÊNZ̃RKM unƶirukum sizi uyarıyorum I warn you
بالوحي و ح ي | WḪY BELWḪY bil-veHyi vahiyle "by the revelation."""
ولا | WLE velā ama But not
يسمع س م ع | SMA YSMA yesmeǔ işitmez(ler) hear
الصم ص م م | ṦMM ELṦM S-Summu sağır(lar) the deaf
الدعاء د ع و | D̃AW ELD̃AEÙ d-duǎā'e çağırıyı the call
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
ما | ME when
ينذرون ن ذ ر | NZ̃R YNZ̃RWN yunƶerūne uyarıldıkları they are warned.

21:45 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

de ki | ben ancak | sizi uyarıyorum | vahiyle | ama | işitmez(ler) | sağır(lar) | çağırıyı | zaman | | uyarıldıkları |

[GWL] [] [NZ̃R] [WḪY] [] [SMA] [ṦMM] [D̃AW] [] [] [NZ̃R]
GL ÎNME ÊNZ̃RKM BELWḪY WLE YSMA ELṦM ELD̃AEÙ ÎZ̃E ME YNZ̃RWN

ḳul innemā unƶirukum bil-veHyi velā yesmeǔ S-Summu d-duǎā'e iƶā yunƶerūne
قل إنما أنذركم بالوحي ولا يسمع الصم الدعاء إذا ما ينذرون

[ق و ل] [] [ن ذ ر] [و ح ي] [] [س م ع] [ص م م] [د ع و] [] [] [ن ذ ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
إنما | ÎNME innemā ben ancak """Only"
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
أنذركم ن ذ ر | NZ̃R ÊNZ̃RKM unƶirukum sizi uyarıyorum I warn you
,Nun,Zel,Re,Kef,Mim,
,50,700,200,20,40,
V – 1st person singular (form IV) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالوحي و ح ي | WḪY BELWḪY bil-veHyi vahiyle "by the revelation."""
Be,Elif,Lam,Vav,Ha,Ye,
2,1,30,6,8,10,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
ولا | WLE velā ama But not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يسمع س م ع | SMA YSMA yesmeǔ işitmez(ler) hear
Ye,Sin,Mim,Ayn,
10,60,40,70,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
الصم ص م م | ṦMM ELṦM S-Summu sağır(lar) the deaf
Elif,Lam,Sad,Mim,
1,30,90,40,
N – nominative plural noun
اسم مرفوع
الدعاء د ع و | D̃AW ELD̃AEÙ d-duǎā'e çağırıyı the call
Elif,Lam,Dal,Ayn,Elif,,
1,30,4,70,1,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
ما | ME when
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ينذرون ن ذ ر | NZ̃R YNZ̃RWN yunƶerūne uyarıldıkları they are warned.
Ye,Nun,Zel,Re,Vav,Nun,
10,50,700,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | إِنَّمَا: ben ancak | أُنْذِرُكُمْ: sizi uyarıyorum | بِالْوَحْيِ: vahiyle | وَلَا: ama | يَسْمَعُ: işitmez(ler) | الصُّمُّ: sağır(lar) | الدُّعَاءَ: çağırıyı | إِذَا: zaman | مَا: | يُنْذَرُونَ: uyarıldıkları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | إنما ÎNME ben ancak | أنذركم ÊNZ̃RKM sizi uyarıyorum | بالوحي BELWḪY vahiyle | ولا WLE ama | يسمع YSMA işitmez(ler) | الصم ELṦM sağır(lar) | الدعاء ELD̃AEÙ çağırıyı | إذا ÎZ̃E zaman | ما ME | ينذرون YNZ̃RWN uyarıldıkları |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | innemā: ben ancak | unƶirukum: sizi uyarıyorum | bil-veHyi: vahiyle | velā: ama | yesmeǔ: işitmez(ler) | S-Summu: sağır(lar) | d-duǎā'e: çağırıyı | iƶā: zaman | : | yunƶerūne: uyarıldıkları |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | ÎNME: ben ancak | ÊNZ̃RKM: sizi uyarıyorum | BELWḪY: vahiyle | WLE: ama | YSMA: işitmez(ler) | ELṦM: sağır(lar) | ELD̃AEÙ: çağırıyı | ÎZ̃E: zaman | ME: | YNZ̃RWN: uyarıldıkları |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Ben sizi vahiyle korkutup duruyorum ancak, fakat sağırlar, korkutuldukları zaman da kendilerini dâvet edenin sözünü duymazlar.
Adem Uğur : De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar.
Ahmed Hulusi : De ki: "Ben sizi sadece vahiy ile uyarıyorum". . . (Ne var ki) sağırlar uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler!
Ahmet Tekin : 'Ben, sizi kesinlikle vahy ile uyarı-yorum' de. Hak ve hakikate, çevresindeki olup bitenlere karşı sağır kesilenler, uyarıl-maya devam edilirken de hakka daveti duymazlıktan gelirler.
Ahmet Varol : De ki: 'Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum. Ama sağırlar uyarıldıklarında çağrıyı duymazlar.'
Ali Bulaç : De ki: "Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, kâfirlere) de ki: “- Ben sizi ancak vahy ile (Kur’an’la) korkutuyorum.” Amma onlar ne kadar korkutulsalar (faydası yok, çünkü) sağırlar daveti işitmezler.
Bekir Sadak : De ki: «Ben ancak sizi vahy ile uyariyorum» Uyarildiklari zaman, sagirlar cagriyi duymazlar.
Celal Yıldırım : De ki: Ben ancak sizi vahiy ile uyarıyorum. Ama ne kadar uyarılsalar da sağırlar uyarı davetini işitmezler.
Diyanet İşleri : De ki: “Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum.” Ama sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmezler.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Ben ancak sizi vahy ile uyarıyorum' Uyarıldıkları zaman, sağırlar çağrıyı duymazlar.
Diyanet Vakfi : De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar.
Edip Yüksel : 'Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum,' de. Ne var ki, sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Ben sizi ancak vahiyle korkutup uyarıyorum,» uyarıldıkları zaman sağırlar çağrıyı duymazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum; ama sağırlar ne kadar uyarılsalar çağrıyı işitmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki ben sizi ancak vahyile inzar ediyorum, amma ne kadar inzar edilseler sağırlar da'veti işitmezler
Fizilal-il Kuran : De ki; «Ben vahyin mesajına dayanarak sizi uyarıyorum.» Fakat sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitemezler.
Gültekin Onan : De ki: "Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."
Hakkı Yılmaz : De ki: “Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum.” Uyarıldıkları zaman sağırlar çağrıya kulak vermezler.
Hasan Basri Çantay : De ki: «Ben ancak vahy ile sizin başınıza gelecek tehlikeleri haber veriyorum». (Fakat) sağırlar inzâr (ve tehdîd) edilecekleri zaman duymazlar.
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Sizi ancak vahiy ile korkutuyorum. Fakat sağırlar, korkutulmakta oldukları zaman çağrıyı işitmez!'
İbni Kesir : De ki: Ben ancak sizi vahiy ile uyarıyorum. Sağırlar uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler.
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Ben, sizi sadece vahiy ile uyarıyorum.” Ve sağırlar, uyarıldıkları zaman (uyarıldıkları) şeye daveti işitmezler.
Muhammed Esed : De ki: "Ben yalnızca vahye dayanarak sizi uyarıyorum!" Ne var ki, (kalbi) sağır olan kimseler bu çağrıyı işitmeyecek(ler)dir, defalarca uyarılsalar da.
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Ben sizi ancak vahy ile korkutuyorum. Sağır olanlar ise korkutuldukları zaman dâveti işitmezler.»
Ömer Öngüt : Resulüm! De ki: “Ben sizi ancak vahiy ile korkutuyorum. Fakat sağır olanlar, uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler. ”
Şaban Piriş : De ki: -Sizi ancak vahiy ile uyarıyorum. Uyarıldıkları zaman ancak sağırlar çağrıyı işitmez.
Suat Yıldırım : De ki: "Ben Sizi sadece vahiyle uyarıyorum. Fakat belli ki sağırlar ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duyamazlar."
Süleyman Ateş : De ki: "Ben ancak sizi vahiyle uyarıyorum. Ama sağır(lar) uyarıldıkları zaman çağırıyı işitmez(ler)."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp korkutmaktayım. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler.»
Ümit Şimşek : De ki: Ben sizi vahye dayanarak uyarıyorum. Fakat sağırlar, bir uyarıya muhatap olduklarında çağrıyı işitmiyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum." Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}