» 21 / Enbiyâ  51:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
Enbiya Suresi = Peygamberler Suresi
agirlikli olarak peygamberlerden söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (WLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. اتَيْنَا ( ËTYNE) = āteynā : biz vermiştik
3. إِبْرَاهِيمَ (ÎBREHYM) = ibrāhīme : İbrahim'e
4. رُشْدَهُ (RŞD̃H) = ruşdehu : doğru yolu bulma yeteneğini
5. مِنْ (MN) = min :
6. قَبْلُ (GBL) = ḳablu : daha önceden
7. وَكُنَّا (WKNE) = ve kunnā : ve biz idik
8. بِهِ (BH) = bihi : onu
9. عَالِمِينَ (AELMYN) = ǎālimīne : biliyor
ve andolsun | biz vermiştik | İbrahim'e | doğru yolu bulma yeteneğini | | daha önceden | ve biz idik | onu | biliyor |

[] [ETY] [] [RŞD̃] [] [GBL] [KWN] [] [ALM]
WLGD̃ ËTYNE ÎBREHYM RŞD̃H MN GBL WKNE BH AELMYN

veleḳad āteynā ibrāhīme ruşdehu min ḳablu ve kunnā bihi ǎālimīne
ولقد آتينا إبراهيم رشده من قبل وكنا به عالمين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun And verily,
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā biz vermiştik We gave
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim'e Ibrahim
رشده ر ش د | RŞD̃ RŞD̃H ruşdehu doğru yolu bulma yeteneğini his guidance
من | MN min before,
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳablu daha önceden before,
وكنا ك و ن | KWN WKNE ve kunnā ve biz idik and We were
به | BH bihi onu about him
عالمين ع ل م | ALM AELMYN ǎālimīne biliyor Well-Knowing.

21:51 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | biz vermiştik | İbrahim'e | doğru yolu bulma yeteneğini | | daha önceden | ve biz idik | onu | biliyor |

[] [ETY] [] [RŞD̃] [] [GBL] [KWN] [] [ALM]
WLGD̃ ËTYNE ÎBREHYM RŞD̃H MN GBL WKNE BH AELMYN

veleḳad āteynā ibrāhīme ruşdehu min ḳablu ve kunnā bihi ǎālimīne
ولقد آتينا إبراهيم رشده من قبل وكنا به عالمين

[] [ا ت ي] [] [ر ش د] [] [ق ب ل] [ك و ن] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun And verily,
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā biz vermiştik We gave
,Te,Ye,Nun,Elif,
,400,10,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim'e Ibrahim
,Be,Re,Elif,He,Ye,Mim,
,2,200,1,5,10,40,
"PN – accusative masculine proper noun → Ibrahim"
اسم علم منصوب
رشده ر ش د | RŞD̃ RŞD̃H ruşdehu doğru yolu bulma yeteneğini his guidance
Re,Şın,Dal,He,
200,300,4,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN min before,
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳablu daha önceden before,
Gaf,Be,Lam,
100,2,30,
N – genitive noun
اسم مجرور
وكنا ك و ن | KWN WKNE ve kunnā ve biz idik and We were
Vav,Kef,Nun,Elif,
6,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
به | BH bihi onu about him
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
عالمين ع ل م | ALM AELMYN ǎālimīne biliyor Well-Knowing.
Ayn,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
70,1,30,40,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | اتَيْنَا: biz vermiştik | إِبْرَاهِيمَ: İbrahim'e | رُشْدَهُ: doğru yolu bulma yeteneğini | مِنْ: | قَبْلُ: daha önceden | وَكُنَّا: ve biz idik | بِهِ: onu | عَالِمِينَ: biliyor |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | آتينا ËTYNE biz vermiştik | إبراهيم ÎBREHYM İbrahim'e | رشده RŞD̃H doğru yolu bulma yeteneğini | من MN | قبل GBL daha önceden | وكنا WKNE ve biz idik | به BH onu | عالمين AELMYN biliyor |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | āteynā: biz vermiştik | ibrāhīme: İbrahim'e | ruşdehu: doğru yolu bulma yeteneğini | min: | ḳablu: daha önceden | ve kunnā: ve biz idik | bihi: onu | ǎālimīne: biliyor |
Kırık Meal (Transcript) : |WLGD̃: ve andolsun | ËTYNE: biz vermiştik | ÎBREHYM: İbrahim'e | RŞD̃H: doğru yolu bulma yeteneğini | MN: | GBL: daha önceden | WKNE: ve biz idik | BH: onu | AELMYN: biliyor |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki daha önce İbrâhim'e onu doğru yola sevkedecek delilleri vermiştik ve onun, buna ehil olduğunu da biliyorduk.
Adem Uğur : Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki biz İbrahim'e daha önceden rüşdünü (olgunluk düşüncesi - hanîflik) verdik. . . Biz Onu bilirdik.
Ahmet Tekin : Biz, peygamber olarak görevlendirilmeden önce İbrâhim’e, doğruluk olgunluk, akıl yürütme, tahlil kabiliyeti ve ufuk aydınlığı nasip etmiştik. Biz onun olgunluğu ve üstün hasletlere sahip olmayı hak ettiğini biliyorduk.
Ahmet Varol : Andolsun biz daha önce İbrahim'e doğru yolu bulma kabiliyeti vermiştik ve biz onu biliyorduk.
Ali Bulaç : Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.
Ali Fikri Yavuz : Azametim hakkı için, biz Mûsa’dan evvel de İbrahîm’e hidayetini vermiştik ve biz, buna (peygamberliğe) ehil olduğunu biliyorduk.
Bekir Sadak : And olsun ki, daha once Ibrahim'e de akla uygun olani gostermistik. Biz onu biliyorduk.
Celal Yıldırım : And olsun ki, bundan önce de İbrahim'e rüşdünü (uygun olanı, doğru yolu, doğru düşünmeyi) vermiştik ve biz bunu bilenlerdik..
Diyanet İşleri : Andolsun, daha önce de İbrahim’e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, daha önce İbrahim'e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk.
Diyanet Vakfi : Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.
Edip Yüksel : Biz daha önce de İbrahim'e anlama ve kavrama yeteneğini bağışlamıştık. Biz onu çok iyi biliyorduk.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : And olsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik (akla uygun olanı göstermiştik). Biz onu biliyorduk.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, bundan önce de İbrahim'e olgunluğunu vermiştik ve onun buna layık olduğunu da biliyorduk.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şanım hakkı için bundan evvel de İbrahime rüşdünü vermiştik
Fizilal-il Kuran : Andolsun ki, daha önce de İbrahim'e doğru ile eğriyi ayırdetme yeteneği vermiştik. Onun peygamberliğe elverişli olduğunu biliyorduk.
Gültekin Onan : Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.
Hakkı Yılmaz : Ve andolsun ki Biz, daha önce İbrâhîm'e rüşdünü vermiştik. Ve Biz o'nu bilenler idik.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz daha evvel Ibrâhîme de rüşdünü verdik ve biz onu (n buna ehil olduğunu) bilenlerdik.
Hayrat Neşriyat : Ve and olsun ki, daha önce İbrâhîm’e de rüşdünü (doğruyu bulma kabiliyetini)vermiştik ve onu(n buna ehil olduğunu) bilenler idik.
İbni Kesir : Andolsun ki; Biz, daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik. Ve Biz onu bilenlerdik.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki daha önce İbrâhîm (A.S)'a rüşdünü (irşad yetkisini) verdik. Ve Biz, onu (irşada ehil olduğunu) bilenlerdik.
Muhammed Esed : Ve gerçek şu ki, Biz (Musa'dan) çok önce İbrahim'e (de) sağduyu vermiştik; ve o'na (yön veren saiki) biliyorduk,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve andolsun ki, İbrahim'e de bundan evvel rüşdünü vermiştik ve Biz O'na âlimler idik.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşd (doğru yolu bulma kabiliyeti) vermiştik. Zaten biz onu biliyorduk.
Şaban Piriş : Daha önce de İbrahim’e doğru yolu göstermiştik. Biz onu biliyorduk.
Suat Yıldırım : Biz Mûsâ’dan önce de İbrâhim’e hidâyet ve akl-ı selim verdik. Biz onun halini pek iyi biliyorduk.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, daha önceden İbrâhim'e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n olgun insan olduğunu) biliyorduk.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, bundan önce de İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.
Ümit Şimşek : Daha önce Biz İbrahim'e de doğru yolu bulmasını sağlayacak bir sağduyu ve olgunluk vermiştik; çünkü onun buna lâyık olduğunu biliyorduk.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}