» 21 / Enbiyâ  47:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
Enbiya Suresi = Peygamberler Suresi
agirlikli olarak peygamberlerden söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَنَضَعُ (WNŽA) = ve neDeǔ : kurarız
2. الْمَوَازِينَ (ELMWEZYN) = l-mevāzīne : terazileri
3. الْقِسْطَ (ELGSŦ) = l-ḳisTa : adalet
4. لِيَوْمِ (LYWM) = liyevmi : günü için
5. الْقِيَامَةِ (ELGYEMT) = l-ḳiyāmeti : kıyamet
6. فَلَا (FLE) = felā : asla
7. تُظْلَمُ (TƵLM) = tuZlemu : haksızlık edilmez
8. نَفْسٌ (NFS) = nefsun : kimseye
9. شَيْئًا (ŞYÙE) = şey'en : hiçbir
10. وَإِنْ (WÎN) = ve in : ve eğer
11. كَانَ (KEN) = kāne : olsa
12. مِثْقَالَ (MS̃GEL) = miṧḳāle : ağırlığınca
13. حَبَّةٍ (ḪBT) = Habbetin : danesi
14. مِنْ (MN) = min :
15. خَرْدَلٍ (ḢRD̃L) = ḣardelin : bir hardal
16. أَتَيْنَا (ÊTYNE) = eteynā : getiririz
17. بِهَا (BHE) = bihā : onu
18. وَكَفَىٰ (WKF) = ve kefā : ve biz yeteriz
19. بِنَا (BNE) = binā : olarak
20. حَاسِبِينَ (ḪESBYN) = Hāsibīne : hesab gören
kurarız | terazileri | adalet | günü için | kıyamet | asla | haksızlık edilmez | kimseye | hiçbir | ve eğer | olsa | ağırlığınca | danesi | | bir hardal | getiririz | onu | ve biz yeteriz | olarak | hesab gören |

[WŽA] [WZN] [GSŦ] [YWM] [GWM] [] [ƵLM] [NFS] [ŞYE] [] [KWN] [S̃GL] [ḪBB] [] [ḢRD̃L] [ETY] [] [KFY] [] [ḪSB]
WNŽA ELMWEZYN ELGSŦ LYWM ELGYEMT FLE TƵLM NFS ŞYÙE WÎN KEN MS̃GEL ḪBT MN ḢRD̃L ÊTYNE BHE WKF BNE ḪESBYN

ve neDeǔ l-mevāzīne l-ḳisTa liyevmi l-ḳiyāmeti felā tuZlemu nefsun şey'en ve in kāne miṧḳāle Habbetin min ḣardelin eteynā bihā ve kefā binā Hāsibīne
ونضع الموازين القسط ليوم القيامة فلا تظلم نفس شيئا وإن كان مثقال حبة من خردل أتينا بها وكفى بنا حاسبين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ونضع و ض ع | WŽA WNŽA ve neDeǔ kurarız And We set
الموازين و ز ن | WZN ELMWEZYN l-mevāzīne terazileri the scales
القسط ق س ط | GSŦ ELGSŦ l-ḳisTa adalet (of) the justice
ليوم ي و م | YWM LYWM liyevmi günü için for (the) Day
القيامة ق و م | GWM ELGYEMT l-ḳiyāmeti kıyamet (of) the Resurrection,
فلا | FLE felā asla so not
تظلم ظ ل م | ƵLM TƵLM tuZlemu haksızlık edilmez will be wronged
نفس ن ف س | NFS NFS nefsun kimseye any soul
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir (in) anything.
وإن | WÎN ve in ve eğer And if
كان ك و ن | KWN KEN kāne olsa (there) be
مثقال ث ق ل | S̃GL MS̃GEL miṧḳāle ağırlığınca weight
حبة ح ب ب | ḪBB ḪBT Habbetin danesi (of) a seed
من | MN min of
خردل خ ر د ل | ḢRD̃L ḢRD̃L ḣardelin bir hardal a mustard
أتينا ا ت ي | ETY ÊTYNE eteynā getiririz We will bring
بها | BHE bihā onu [with] it.
وكفى ك ف ي | KFY WKF ve kefā ve biz yeteriz And sufficient
بنا | BNE binā olarak (are) We
حاسبين ح س ب | ḪSB ḪESBYN Hāsibīne hesab gören (as) Reckoners.

21:47 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kurarız | terazileri | adalet | günü için | kıyamet | asla | haksızlık edilmez | kimseye | hiçbir | ve eğer | olsa | ağırlığınca | danesi | | bir hardal | getiririz | onu | ve biz yeteriz | olarak | hesab gören |

[WŽA] [WZN] [GSŦ] [YWM] [GWM] [] [ƵLM] [NFS] [ŞYE] [] [KWN] [S̃GL] [ḪBB] [] [ḢRD̃L] [ETY] [] [KFY] [] [ḪSB]
WNŽA ELMWEZYN ELGSŦ LYWM ELGYEMT FLE TƵLM NFS ŞYÙE WÎN KEN MS̃GEL ḪBT MN ḢRD̃L ÊTYNE BHE WKF BNE ḪESBYN

ve neDeǔ l-mevāzīne l-ḳisTa liyevmi l-ḳiyāmeti felā tuZlemu nefsun şey'en ve in kāne miṧḳāle Habbetin min ḣardelin eteynā bihā ve kefā binā Hāsibīne
ونضع الموازين القسط ليوم القيامة فلا تظلم نفس شيئا وإن كان مثقال حبة من خردل أتينا بها وكفى بنا حاسبين

[و ض ع] [و ز ن] [ق س ط] [ي و م] [ق و م] [] [ظ ل م] [ن ف س] [ش ي ا] [] [ك و ن] [ث ق ل] [ح ب ب] [] [خ ر د ل] [ا ت ي] [] [ك ف ي] [] [ح س ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ونضع و ض ع | WŽA WNŽA ve neDeǔ kurarız And We set
Vav,Nun,Dad,Ayn,
6,50,800,70,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
الموازين و ز ن | WZN ELMWEZYN l-mevāzīne terazileri the scales
Elif,Lam,Mim,Vav,Elif,Ze,Ye,Nun,
1,30,40,6,1,7,10,50,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
القسط ق س ط | GSŦ ELGSŦ l-ḳisTa adalet (of) the justice
Elif,Lam,Gaf,Sin,Tı,
1,30,100,60,9,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
ليوم ي و م | YWM LYWM liyevmi günü için for (the) Day
Lam,Ye,Vav,Mim,
30,10,6,40,
"P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun → Day of Resurrection"
جار ومجرور
القيامة ق و م | GWM ELGYEMT l-ḳiyāmeti kıyamet (of) the Resurrection,
Elif,Lam,Gaf,Ye,Elif,Mim,Te merbuta,
1,30,100,10,1,40,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
فلا | FLE felā asla so not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
تظلم ظ ل م | ƵLM TƵLM tuZlemu haksızlık edilmez will be wronged
Te,Zı,Lam,Mim,
400,900,30,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
نفس ن ف س | NFS NFS nefsun kimseye any soul
Nun,Fe,Sin,
50,80,60,
N – nominative feminine singular indefinite noun
اسم مرفوع
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir (in) anything.
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وإن | WÎN ve in ve eğer And if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
كان ك و ن | KWN KEN kāne olsa (there) be
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
مثقال ث ق ل | S̃GL MS̃GEL miṧḳāle ağırlığınca weight
Mim,Se,Gaf,Elif,Lam,
40,500,100,1,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
حبة ح ب ب | ḪBB ḪBT Habbetin danesi (of) a seed
Ha,Be,Te merbuta,
8,2,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
خردل خ ر د ل | ḢRD̃L ḢRD̃L ḣardelin bir hardal a mustard
Hı,Re,Dal,Lam,
600,200,4,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
أتينا ا ت ي | ETY ÊTYNE eteynā getiririz We will bring
,Te,Ye,Nun,Elif,
,400,10,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بها | BHE bihā onu [with] it.
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
وكفى ك ف ي | KFY WKF ve kefā ve biz yeteriz And sufficient
Vav,Kef,Fe,,
6,20,80,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
بنا | BNE binā olarak (are) We
Be,Nun,Elif,
2,50,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 1st person plural personal pronoun
جار ومجرور
حاسبين ح س ب | ḪSB ḪESBYN Hāsibīne hesab gören (as) Reckoners.
Ha,Elif,Sin,Be,Ye,Nun,
8,1,60,2,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَنَضَعُ: kurarız | الْمَوَازِينَ: terazileri | الْقِسْطَ: adalet | لِيَوْمِ: günü için | الْقِيَامَةِ: kıyamet | فَلَا: asla | تُظْلَمُ: haksızlık edilmez | نَفْسٌ: kimseye | شَيْئًا: hiçbir | وَإِنْ: ve eğer | كَانَ: olsa | مِثْقَالَ: ağırlığınca | حَبَّةٍ: danesi | مِنْ: | خَرْدَلٍ: bir hardal | أَتَيْنَا: getiririz | بِهَا: onu | وَكَفَىٰ: ve biz yeteriz | بِنَا: olarak | حَاسِبِينَ: hesab gören |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ونضع WNŽA kurarız | الموازين ELMWEZYN terazileri | القسط ELGSŦ adalet | ليوم LYWM günü için | القيامة ELGYEMT kıyamet | فلا FLE asla | تظلم TƵLM haksızlık edilmez | نفس NFS kimseye | شيئا ŞYÙE hiçbir | وإن WÎN ve eğer | كان KEN olsa | مثقال MS̃GEL ağırlığınca | حبة ḪBT danesi | من MN | خردل ḢRD̃L bir hardal | أتينا ÊTYNE getiririz | بها BHE onu | وكفى WKF ve biz yeteriz | بنا BNE olarak | حاسبين ḪESBYN hesab gören |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve neDeǔ: kurarız | l-mevāzīne: terazileri | l-ḳisTa: adalet | liyevmi: günü için | l-ḳiyāmeti: kıyamet | felā: asla | tuZlemu: haksızlık edilmez | nefsun: kimseye | şey'en: hiçbir | ve in: ve eğer | kāne: olsa | miṧḳāle: ağırlığınca | Habbetin: danesi | min: | ḣardelin: bir hardal | eteynā: getiririz | bihā: onu | ve kefā: ve biz yeteriz | binā: olarak | Hāsibīne: hesab gören |
Kırık Meal (Transcript) : |WNŽA: kurarız | ELMWEZYN: terazileri | ELGSŦ: adalet | LYWM: günü için | ELGYEMT: kıyamet | FLE: asla | TƵLM: haksızlık edilmez | NFS: kimseye | ŞYÙE: hiçbir | WÎN: ve eğer | KEN: olsa | MS̃GEL: ağırlığınca | ḪBT: danesi | MN: | ḢRD̃L: bir hardal | ÊTYNE: getiririz | BHE: onu | WKF: ve biz yeteriz | BNE: olarak | ḪESBYN: hesab gören |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kıyâmet günü, adâlet terâzilerini kuracağız, hiçbir kimse hiçbir şeyde haksızlığa uğramıyacak, hattâ hardal tânesi ağırlığında bir işin bile karşılığını vereceğiz, bizim hesap görüşümüz yeter.
Adem Uğur : Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.
Ahmed Hulusi : Kıyamet sürecinde ulûhiyet hükümlerine göre ölçütler koyarız! Hiçbir nefs (benlik - bilinç) en küçük bir zulme uğramaz. Bir hardal tanesi ağırlığınca olsa dahi onu getiririz. Hesap görücüler olarak biz (hakikatlerindeki Hasiyb özelliği) kâfiyiz.
Ahmet Tekin : Biz, Kıyamet gününün gerçekleşmesi dolayısıyla herkesin amellerine, haklarına, mükâfatlarına ve cezalarına göre ebedî hayattaki mevkilerini belirleyecek adâlet terazileri kurarız. Artık kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılan iş, bir hardal tanesi kadar da olsa, onu adâlet terazisine getiririz. Hesap görenler olarak biz herkese yeteriz.
Ahmet Varol : Kıyamet günü için adalet terazilerini koyarız. Hiç kimseye bir haksızlık edilmez. Bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa onu getiririz. Hesap görücü olarak biz yeteriz.
Ali Bulaç : Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiç bir nefis hiç bir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak biz yeteriz.
Ali Fikri Yavuz : Biz, kıyamet günü için, (insanların amel defterlerini tartmak üzere) adalet terazileri koyacağız. Artık hiç kimse, en ufak bir zulme uğramıyacaktır. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir tartıya koyarız. Hesap görenler olarak da, (şanı yüce olan) biz kâfiyiz.
Bekir Sadak : Kiyamet gunu dogru teraziler kurariz; hic bir kimse hicbir haksizliga ugratilmaz. Hardal tanesi kadar olsa bile yapilani ortaya koyariz. Hesap goren olarak Biz yeteriz.
Celal Yıldırım : Kıyamet gününe has adalet terazileri koyacağız. Hiçbir kimse en az bir haksızlığa uğramaz. Hardal tanesi ağırlığında olsa bile (yapılan iyilik ve kötülüğü) getirip ortaya koyacağız. Hesapçılar olarak biz yeteriz.
Diyanet İşleri : Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. (Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.
Diyanet İşleri (eski) : Kıyamet günü doğru teraziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Hardal tanesi kadar olsa bile yapılanı ortaya koyarız. Hesap gören olarak Biz yeteriz.
Diyanet Vakfi : Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.
Edip Yüksel : Diriliş günü için adalet terazileri kurarız. Kimseye hiç bir haksızlık edilmez. Hardal tanesi kadar bir ağırlığı bile hesaba katacağız. Biz, hesapçı olarak yeteriz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz kıyamet günü için doğru teraziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir (tartıya koyarız). Hesap görenler olarak da biz kâfiyiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz ise, kıyamet günü için dürüst teraziler koyarız; hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmez; bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir koruz. Hesap gören olarak da Biz yeteriz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz ise Kıyamet günü için mizanlara adâleti koruz da hiç bir nefis, zerrece zulm edilmez, bir hardel tanesi ağırlığınca da olsa onu getirir koruz, hisabcı da biz yeteriz
Fizilal-il Kuran : Kıyamet günü doğru tartan, duyarlı teraziler kurarız. Orada hiç kimseye haksızlık edilmez. İşlenen amel, bir hardal tanesi kadar bile olsa onu ortaya kovarız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.
Gültekin Onan : Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiç bir nefis hiç bir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak biz yeteriz.
Hakkı Yılmaz : "Biz kıyâmet günü için “hak edilen pay terazileri” koyarız; hiçbir kimse, hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmaz. O şey bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getiririz. Ve hesap görenler olarak Biz yeteriz. "
Hasan Basri Çantay : Biz kıyamet gününe mahsus adalet terazileri koyacağız. Artık hiçbir kimse hiçbir şeyle haksızlığa uğratılmayacakdır. (O şey) bir hardal dânesi kadar bile olsa onu getiririz (mîzâna koyarız). Hesabcılar olarak da biz yeteriz.
Hayrat Neşriyat : Kıyâmet günü (amellerin tartılması için) adâlet terâzilerini kurarız; artık kimse bir şeyle haksızlığa uğratılmaz. Hardal dânesi ağırlığında (bir amel) bile olsa, onu getiririz. Hesab görücüler olarak da biz yeteriz.
İbni Kesir : Biz; kıyamet günü adalet terazilerini kurarız. Hiç kimse hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmaz. Hardal tanesi kadar bile olsa yapılanı ortaya koyarız. Hesab görenler olarak da Biz, yeteriz.
İskender Evrenosoğlu : Ve Biz, kıyâmet günü adalet mizanlarını koyarız. O zaman, kimseye hiçbir şeyle zulmedilmez. Ve hardal tanesi kadar bir ağırlık olsa, onu getiririz (hayat filminde gösteririz). Ve Bize, hesap görücüler kâfidir.
Muhammed Esed : Ve Kıyamet Günü (öyle) doğru, (öyle hassas) teraziler kurarız ki, kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz; bir hardal tanesi kadar bile olsa, (iyi ya da kötü) her şeyi tartıya sokarız; hesap görücü olarak kimse Bizden ileri geçemez!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz Kıyamet gününde adâlet terazilerini koruz da artık hiçbir nefis bir şey ile zulmedilmez. Velev ki (bir amel) bir hardal tanesi ağırlığınca olsun, onu da getiririz. Muhasipler olmak üzere Biz kifâyet ederiz.
Ömer Öngüt : Biz kıyamet günü adalet terazileri kuracağız. Hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan bir iyilik hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir tartıya koyarız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.
Şaban Piriş : Kıyamet günü adalet terazileri kurarız. Hiç kimse bir haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa onu getiririz. Hesap gören olarak biz yeteriz.
Suat Yıldırım : Biz kıyamet gününe mahsus, öyle doğru ve hassas teraziler koyacağız ki, hiçbir kimseye zerre kadar haksızlık edilmez. Hardal tanesi ağırlığınca da olsa, yapılan iyi veya kötü işi oraya getirip tartarız. Hesap görücü olarak Biz fazlasıyla yeteriz.
Süleyman Ateş : Kıyâmet günü için adâlet terâzileri kurarız. Hiç kimseye bir haksızlık edilmez (insanın yaptığı iş), bir hardal dânesi ağırlığınca da olsa onu getiririz. Hesab gören olarak biz yeteriz.
Tefhim-ul Kuran : Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiç bir nefis hiç bir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak biz yeteriz.
Ümit Şimşek : Kıyamet gününde Biz adalet terazilerini kurarız. Hiç kimseye en küçük bir haksızlık edilmez. Hardal tanesi kadar birşey bile olsa, onu ortaya koyarız. Hesap görücü olarak Biz kâfiyiz.
Yaşar Nuri Öztürk : Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız/adaleti terazilere koyacağız. Hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar birşey olsa onu ortaya getiririz. Hesapçılar olarak biz yeteriz!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}