» 21 / Enbiyâ  61:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
Enbiya Suresi = Peygamberler Suresi
agirlikli olarak peygamberlerden söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler
2. فَأْتُوا (FÊTWE) = fe'tū : getirin
3. بِهِ (BH) = bihi : onu
4. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : önüne
5. أَعْيُنِ (ÊAYN) = eǎ'yuni : gözü
6. النَّاسِ (ELNES) = n-nāsi : insanların
7. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : böylece onlar
8. يَشْهَدُونَ (YŞHD̃WN) = yeşhedūne : tanık olsunlar
dediler | getirin | onu | önüne | gözü | insanların | böylece onlar | tanık olsunlar |

[GWL] [ETY] [] [] [AYN] [NWS] [] [ŞHD̃]
GELWE FÊTWE BH AL ÊAYN ELNES LALHM YŞHD̃WN

ḳālū fe'tū bihi ǎlā eǎ'yuni n-nāsi leǎllehum yeşhedūne
قالوا فأتوا به على أعين الناس لعلهم يشهدون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler They said,
فأتوا ا ت ي | ETY FÊTWE fe'tū getirin """Then bring"
به | BH bihi onu him
على | AL ǎlā önüne before
أعين ع ي ن | AYN ÊAYN eǎ'yuni gözü (the) eyes
الناس ن و س | NWS ELNES n-nāsi insanların (of) the people
لعلهم | LALHM leǎllehum böylece onlar so that they may
يشهدون ش ه د | ŞHD̃ YŞHD̃WN yeşhedūne tanık olsunlar "bear witness."""

21:61 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler | getirin | onu | önüne | gözü | insanların | böylece onlar | tanık olsunlar |

[GWL] [ETY] [] [] [AYN] [NWS] [] [ŞHD̃]
GELWE FÊTWE BH AL ÊAYN ELNES LALHM YŞHD̃WN

ḳālū fe'tū bihi ǎlā eǎ'yuni n-nāsi leǎllehum yeşhedūne
قالوا فأتوا به على أعين الناس لعلهم يشهدون

[ق و ل] [ا ت ي] [] [] [ع ي ن] [ن و س] [] [ش ه د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فأتوا ا ت ي | ETY FÊTWE fe'tū getirin """Then bring"
Fe,,Te,Vav,Elif,
80,,400,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onu him
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
على | AL ǎlā önüne before
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
أعين ع ي ن | AYN ÊAYN eǎ'yuni gözü (the) eyes
,Ayn,Ye,Nun,
,70,10,50,
"N – genitive feminine plural noun → Eye"
اسم مجرور
الناس ن و س | NWS ELNES n-nāsi insanların (of) the people
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
لعلهم | LALHM leǎllehum böylece onlar so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يشهدون ش ه د | ŞHD̃ YŞHD̃WN yeşhedūne tanık olsunlar "bear witness."""
Ye,Şın,He,Dal,Vav,Nun,
10,300,5,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler | فَأْتُوا: getirin | بِهِ: onu | عَلَىٰ: önüne | أَعْيُنِ: gözü | النَّاسِ: insanların | لَعَلَّهُمْ: böylece onlar | يَشْهَدُونَ: tanık olsunlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler | فأتوا FÊTWE getirin | به BH onu | على AL önüne | أعين ÊAYN gözü | الناس ELNES insanların | لعلهم LALHM böylece onlar | يشهدون YŞHD̃WN tanık olsunlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler | fe'tū: getirin | bihi: onu | ǎlā: önüne | eǎ'yuni: gözü | n-nāsi: insanların | leǎllehum: böylece onlar | yeşhedūne: tanık olsunlar |
Kırık Meal (Transcript) : |GELWE: dediler | FÊTWE: getirin | BH: onu | AL: önüne | ÊAYN: gözü | ELNES: insanların | LALHM: böylece onlar | YŞHD̃WN: tanık olsunlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Öyleyse dediler, onu halkın gözü önüne getirin de söylediği söze tanıklıkta bulunsunlar.
Adem Uğur : O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Onu tutuklayıp halkın gözleri önüne getirin ki, herkes olaya şahit olsun. "
Ahmet Tekin : 'O halde onu halkın gözü önüne çıkarın. Olur ki, onu teşhis ederler.' dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: 'Öyleyse onu insanların gözlerinin önüne getirin. Olur ki onlar da şahit olurlar!'
Ali Bulaç : Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
Ali Fikri Yavuz : (Nemrud ve kavminin ileri gelenleri şöyle) dediler: “- Öyle ise, onu insanların gözleri önüne getirin, belki (yaptığı işe) şahidlik ederler.”
Bekir Sadak : (60-61) Bazilari: «Ibrahim denen bir gencin onlari diline doladigini duymustuk» deyince, «O halde bunlarin sahidlik edebilmeleri icin onu halkin gozu onune getirin» dediler.
Celal Yıldırım : Bunların şahitlik etmeleri ic!n onu halkın önüne getirin, dediler.
Diyanet İşleri : (Bir kısmı da) “O hâlde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : (60-61) Bazıları: 'İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk' deyince, 'O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin' dediler.
Diyanet Vakfi : O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
Edip Yüksel : 'Onu kamunun huzuruna çıkarın ki tanık olsunlar,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «O halde onu insanların gözleri önüne getirin, olur ki (aleyhinde) şahidlik ederler» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : hadi onu halkın gözleri önüne getirin, belki (onlar da aleyhinde) şehadet ederler.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Haydin dediler: getirin onu nâsın gözleri önüne belki şehadet ederler
Fizilal-il Kuran : O halde onu yakalayıp halkın karşısına getiriniz ki, herkes bu suçunun tanığı olsun dediler.
Gültekin Onan : Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
Hakkı Yılmaz : Onlar, “O hâlde o'na tanık olmaları için İbrâhîm'i insanların gözleri önüne getirin” dediler.
Hasan Basri Çantay : Dediler: «O halde onu insanların gözleri önüne getirin. Olur ki onlar da (aleyhinde) şâhidlik ederler».
Hayrat Neşriyat : 'Öyle ise onu insanların gözü önüne getirin; belki (onun yaptığına) şâhidlik ederler' dediler.
İbni Kesir : Dediler ki: O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin.
İskender Evrenosoğlu : “Öyleyse onu, insanların gözü önüne getirin! Böylece onlar şahit olurlar.” dediler.
Muhammed Esed : (Berikiler:) "Onu insanların karşısına çıkarın, (aleyhine) tanıklık etsinler!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Haydin dediler. O'nu nâsın gözleri önüne getiriniz; umulur ki onlar şehâdette bulunurlar.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “O halde onu hemen insanların gözü önüne getirin, belki şâhitlik ederler. ”
Şaban Piriş : -Şahitlik etmeleri için onu halkın gözü önüne getirin, dediler.
Suat Yıldırım : "Haydin, dediler, getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsunlar."
Süleyman Ateş : "Onu insanların gözü önüne getirin de (nasıl cezâlandırılacağına) tanık olsunlar" dediler.
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar.»
Ümit Şimşek : 'Öyleyse onu halkın önüne çıkarın da başına geleceklere herkes şahit olsun' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}