» 5 / Mâide  99:

Kuran Sırası: 5
İniş Sırası: 112
Maide Suresi = Sofra suresi
112. ve 114. ayetlerinde Hz. Isa’nin Allah’tan istedigi sofradan söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. مَا (ME) = mā :
2. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine düşen
3. الرَّسُولِ (ELRSWL) = r-rasūli : Elçi'nin
4. إِلَّا (ÎLE) = illā : sadece
5. الْبَلَاغُ (ELBLEĞ) = l-belāğu : duyurmaktır
6. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : Allah
7. يَعْلَمُ (YALM) = yeǎ'lemu : bilir
8. مَا (ME) = mā : şeyleri
9. تُبْدُونَ (TBD̃WN) = tubdūne : açığa vurduğunuz
10. وَمَا (WME) = ve mā : ve şeyleri
11. تَكْتُمُونَ (TKTMWN) = tektumūne : gizlediğiniz
| üzerine düşen | Elçi'nin | sadece | duyurmaktır | Allah | bilir | şeyleri | açığa vurduğunuz | ve şeyleri | gizlediğiniz |

[] [] [RSL] [] [BLĞ] [] [ALM] [] [BD̃W] [] [KTM]
ME AL ELRSWL ÎLE ELBLEĞ WELLH YALM ME TBD̃WN WME TKTMWN

ǎlā r-rasūli illā l-belāğu vallahu yeǎ'lemu tubdūne ve mā tektumūne
ما على الرسول إلا البلاغ والله يعلم ما تبدون وما تكتمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ما | ME Not
على | AL ǎlā üzerine düşen on
الرسول ر س ل | RSL ELRSWL r-rasūli Elçi'nin the Messenger
إلا | ÎLE illā sadece except
البلاغ ب ل غ | BLĞ ELBLEĞ l-belāğu duyurmaktır the conveyance.
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows
ما | ME şeyleri what
تبدون ب د و | BD̃W TBD̃WN tubdūne açığa vurduğunuz you reveal
وما | WME ve mā ve şeyleri and what
تكتمون ك ت م | KTM TKTMWN tektumūne gizlediğiniz you conceal.

5:99 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| üzerine düşen | Elçi'nin | sadece | duyurmaktır | Allah | bilir | şeyleri | açığa vurduğunuz | ve şeyleri | gizlediğiniz |

[] [] [RSL] [] [BLĞ] [] [ALM] [] [BD̃W] [] [KTM]
ME AL ELRSWL ÎLE ELBLEĞ WELLH YALM ME TBD̃WN WME TKTMWN

ǎlā r-rasūli illā l-belāğu vallahu yeǎ'lemu tubdūne ve mā tektumūne
ما على الرسول إلا البلاغ والله يعلم ما تبدون وما تكتمون

[] [] [ر س ل] [] [ب ل غ] [] [ع ل م] [] [ب د و] [] [ك ت م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ما | ME Not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
على | AL ǎlā üzerine düşen on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الرسول ر س ل | RSL ELRSWL r-rasūli Elçi'nin the Messenger
Elif,Lam,Re,Sin,Vav,Lam,
1,30,200,60,6,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
إلا | ÎLE illā sadece except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
البلاغ ب ل غ | BLĞ ELBLEĞ l-belāğu duyurmaktır the conveyance.
Elif,Lam,Be,Lam,Elif,Ğayn,
1,30,2,30,1,1000,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows
Ye,Ayn,Lam,Mim,
10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME şeyleri what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
تبدون ب د و | BD̃W TBD̃WN tubdūne açığa vurduğunuz you reveal
Te,Be,Dal,Vav,Nun,
400,2,4,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وما | WME ve mā ve şeyleri and what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
تكتمون ك ت م | KTM TKTMWN tektumūne gizlediğiniz you conceal.
Te,Kef,Te,Mim,Vav,Nun,
400,20,400,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |مَا: | عَلَى: üzerine düşen | الرَّسُولِ: Elçi'nin | إِلَّا: sadece | الْبَلَاغُ: duyurmaktır | وَاللَّهُ: Allah | يَعْلَمُ: bilir | مَا: şeyleri | تُبْدُونَ: açığa vurduğunuz | وَمَا: ve şeyleri | تَكْتُمُونَ: gizlediğiniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ما ME | على AL üzerine düşen | الرسول ELRSWL Elçi'nin | إلا ÎLE sadece | البلاغ ELBLEĞ duyurmaktır | والله WELLH Allah | يعلم YALM bilir | ما ME şeyleri | تبدون TBD̃WN açığa vurduğunuz | وما WME ve şeyleri | تكتمون TKTMWN gizlediğiniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |: | ǎlā: üzerine düşen | r-rasūli: Elçi'nin | illā: sadece | l-belāğu: duyurmaktır | vallahu: Allah | yeǎ'lemu: bilir | : şeyleri | tubdūne: açığa vurduğunuz | ve mā: ve şeyleri | tektumūne: gizlediğiniz |
Kırık Meal (Transcript) : |ME: | AL: üzerine düşen | ELRSWL: Elçi'nin | ÎLE: sadece | ELBLEĞ: duyurmaktır | WELLH: Allah | YALM: bilir | ME: şeyleri | TBD̃WN: açığa vurduğunuz | WME: ve şeyleri | TKTMWN: gizlediğiniz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Peygamberin vazifesi, ancak tebliğdir ve Allah, açığa vurduğunuz şeyleri de bilir, gizlediğiniz şeyleri de.
Adem Uğur : Resûle düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.
Ahmed Hulusi : Rasûle düşen sadece tebliğ etmektir! Allâh, açığa vurduklarınızı da içinizde gizlediklerinizi de bilir.
Ahmet Tekin : Allah’ın Rasulünün yalnızca tebliğ görevi vardır. Allah açıkça söylediklerinizi ve yaptıklarınızı da gizlediğiniz niyetlerinizi ve maksatlarınızı da bilir.
Ahmet Varol : Peygamberin görevi sadece tebliğdir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.
Ali Bulaç : Elçiye tebliğden başka (yükümlülük) yoktur. Allah açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir.
Ali Fikri Yavuz : Peygamberin üzerinizdeki (görevi) ancak ilâhi emirleri tebliğdir. Allah, açıkladığınız ve gizlediğiniz sözlerle hareketlerinizin hepsini bilir.
Bekir Sadak : Peygamberin gorevi sadece teblig etmektir. Allah, sizin acikladiklarinizi da gizlediklerinizi de bilir.
Celal Yıldırım : Peygambere ancak tebliğ gerekir. Allah ise sizin neler açıkladığınızı, neler gizlediğinizi bilir.
Diyanet İşleri : Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir. Allah, sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir.
Diyanet İşleri (eski) : Peygamberin görevi sadece tebliğ etmektir. Allah, sizin açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.
Diyanet Vakfi : Resûle düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.
Edip Yüksel : Elçiye düşen görev sadece duyurmak. ALLAH ise açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Peygamber'in üzerine düşen sadece duyurmadır. Allah, açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Peygamberin üzerine düşen sadece tebliğdir. Açıkladığınız ve gizlediğiniz şeylerin hepsini bilecek olan ise, ancak Allah'tır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Peygamberin üzerindeki ancak bir tebliğdir, açıkladığınız ve gizlediğiniz şeylerin hepsini bilecek olan ise ancak Allahdır
Fizilal-il Kuran : Peygamberin görevi sadece duyurmaktır. Allah gerek açığa vurduğunuz ve gerekse gizlediğiniz duyguları iyi bilir.
Gültekin Onan : Elçiye tebliğden başka (yükümlülük) yoktur. Tanrı açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir.
Hakkı Yılmaz : Elçi'ye düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, açığa vurduğunuz şeyleri ve gizlediğiniz şeyleri bilir.
Hasan Basri Çantay : Peygamberin üzerinde tebliğden başka (hiç bir vazîfe) yokdur. Allah ne açıklar, ne gizlerseniz (hepsini) bilir.
Hayrat Neşriyat : Peygambere düşen ancak tebliğdir. Çünki Allah, neyi açıklar ve (kalblerinizde)neyi gizlerseniz, bilir.
İbni Kesir : Peygamberin vazifesi sadece tebliğdir. Allah; sizin açıkladıklarınızı da, gizlediklerinizi de bilir.
İskender Evrenosoğlu : Resûl'ün üzerinde tebliğden (bildirmekten) başka bir sorumluluk yoktur. Ve Allah, açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.
Muhammed Esed : Peygamber, (kendisine emanet edilen) mesajı tebliğ etmekten başka bir şeyle yükümlü değildir: ve Allah, sizin açıktan yaptığınız her şeyi ve bütün gizlediklerinizi bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Peygamber'in üzerine tebliğden başka yoktur. Ve Allah Teâlâ ise açıkladığınız şeyi de gizlediğiniz şeyi de bilir.
Ömer Öngüt : Resul'ün görevi sadece tebliğ etmektir. Allah neyi açıklayıp neyi gizlediğinizi bilir.
Şaban Piriş : Peygamberin görevi ancak tebliğdir. Açıkladığınızı da gizlediğinizi de Allah bilir.
Suat Yıldırım : Peygambere düşen sorumluluk, sadece tebliğ etmektir. Allah sizin açığa vurduğunuz ve gizlediğiniz her şeyi bilir.
Süleyman Ateş : Elçi'ye düşen, sadece duyurmaktır. Allâh, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir.
Tefhim-ul Kuran : Peygambere tebliğden başka (yükümlülüğü) yoktur. Allah açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir.
Ümit Şimşek : Peygambere düşen, ancak bildirmekten ibarettir. Allah ise sizin açığa vurduğunuzu da bilir, gizlediğinizi de.
Yaşar Nuri Öztürk : Resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}