» 5 / Mâide  71:

Kuran Sırası: 5
İniş Sırası: 112
Maide Suresi = Sofra suresi
112. ve 114. ayetlerinde Hz. Isa’nin Allah’tan istedigi sofradan söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَحَسِبُوا (WḪSBWE) = ve Hasibū : ve sandılar
2. أَلَّا (ÊLE) = ellā :
3. تَكُونَ (TKWN) = tekūne : olmayacak
4. فِتْنَةٌ (FTNT) = fitnetun : bir fitne
5. فَعَمُوا (FAMWE) = feǎmū : kör oldular
6. وَصَمُّوا (WṦMWE) = ve Sammū : ve sağır kesildiler
7. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
8. تَابَ (TEB) = tābe : tevbesini kabul etti
9. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
10. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onların
11. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra yine
12. عَمُوا (AMWE) = ǎmū : kör
13. وَصَمُّوا (WṦMWE) = ve Sammū : ve sağır kesildiler
14. كَثِيرٌ (KS̃YR) = keṧīrun : çokları
15. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
16. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : Allah
17. بَصِيرٌ (BṦYR) = beSīrun : görüyor
18. بِمَا (BME) = bimā : ne ki
19. يَعْمَلُونَ (YAMLWN) = yeǎ'melūne : yapıyorlar
ve sandılar | | olmayacak | bir fitne | kör oldular | ve sağır kesildiler | sonra | tevbesini kabul etti | Allah | onların | sonra yine | kör | ve sağır kesildiler | çokları | onlardan | Allah | görüyor | ne ki | yapıyorlar |

[ḪSB] [] [KWN] [FTN] [AMY] [ṦMM] [] [TWB] [] [] [] [AMY] [ṦMM] [KS̃R] [] [] [BṦR] [] [AML]
WḪSBWE ÊLE TKWN FTNT FAMWE WṦMWE S̃M TEB ELLH ALYHM S̃M AMWE WṦMWE KS̃YR MNHM WELLH BṦYR BME YAMLWN

ve Hasibū ellā tekūne fitnetun feǎmū ve Sammū ṧumme tābe llahu ǎleyhim ṧumme ǎmū ve Sammū keṧīrun minhum vallahu beSīrun bimā yeǎ'melūne
وحسبوا ألا تكون فتنة فعموا وصموا ثم تاب الله عليهم ثم عموا وصموا كثير منهم والله بصير بما يعملون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وحسبوا ح س ب | ḪSB WḪSBWE ve Hasibū ve sandılar And they thought
ألا | ÊLE ellā that not
تكون ك و ن | KWN TKWN tekūne olmayacak will be (for them)
فتنة ف ت ن | FTN FTNT fitnetun bir fitne a trial,
فعموا ع م ي | AMY FAMWE feǎmū kör oldular so they became blind
وصموا ص م م | ṦMM WṦMWE ve Sammū ve sağır kesildiler and they became deaf.
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
تاب ت و ب | TWB TEB tābe tevbesini kabul etti turned
الله | ELLH llahu Allah Allah
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların to them,
ثم | S̃M ṧumme sonra yine then (again)
عموا ع م ي | AMY AMWE ǎmū kör they became blind
وصموا ص م م | ṦMM WṦMWE ve Sammū ve sağır kesildiler and they became deaf,
كثير ك ث ر | KS̃R KS̃YR keṧīrun çokları many
منهم | MNHM minhum onlardan of them.
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
بصير ب ص ر | BṦR BṦYR beSīrun görüyor (is) All-Seer
بما | BME bimā ne ki of what
يعملون ع م ل | AML YAMLWN yeǎ'melūne yapıyorlar they do.

5:71 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve sandılar | | olmayacak | bir fitne | kör oldular | ve sağır kesildiler | sonra | tevbesini kabul etti | Allah | onların | sonra yine | kör | ve sağır kesildiler | çokları | onlardan | Allah | görüyor | ne ki | yapıyorlar |

[ḪSB] [] [KWN] [FTN] [AMY] [ṦMM] [] [TWB] [] [] [] [AMY] [ṦMM] [KS̃R] [] [] [BṦR] [] [AML]
WḪSBWE ÊLE TKWN FTNT FAMWE WṦMWE S̃M TEB ELLH ALYHM S̃M AMWE WṦMWE KS̃YR MNHM WELLH BṦYR BME YAMLWN

ve Hasibū ellā tekūne fitnetun feǎmū ve Sammū ṧumme tābe llahu ǎleyhim ṧumme ǎmū ve Sammū keṧīrun minhum vallahu beSīrun bimā yeǎ'melūne
وحسبوا ألا تكون فتنة فعموا وصموا ثم تاب الله عليهم ثم عموا وصموا كثير منهم والله بصير بما يعملون

[ح س ب] [] [ك و ن] [ف ت ن] [ع م ي] [ص م م] [] [ت و ب] [] [] [] [ع م ي] [ص م م] [ك ث ر] [] [] [ب ص ر] [] [ع م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وحسبوا ح س ب | ḪSB WḪSBWE ve Hasibū ve sandılar And they thought
Vav,Ha,Sin,Be,Vav,Elif,
6,8,60,2,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ألا | ÊLE ellā that not
,Lam,Elif,
,30,1,
SUB – subordinating conjunction
NEG – negative particle
حرف مصدري
حرف نفي
تكون ك و ن | KWN TKWN tekūne olmayacak will be (for them)
Te,Kef,Vav,Nun,
400,20,6,50,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
فتنة ف ت ن | FTN FTNT fitnetun bir fitne a trial,
Fe,Te,Nun,Te merbuta,
80,400,50,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
فعموا ع م ي | AMY FAMWE feǎmū kör oldular so they became blind
Fe,Ayn,Mim,Vav,Elif,
80,70,40,6,1,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء سببية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وصموا ص م م | ṦMM WṦMWE ve Sammū ve sağır kesildiler and they became deaf.
Vav,Sad,Mim,Vav,Elif,
6,90,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
تاب ت و ب | TWB TEB tābe tevbesini kabul etti turned
Te,Elif,Be,
400,1,2,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların to them,
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra yine then (again)
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
عموا ع م ي | AMY AMWE ǎmū kör they became blind
Ayn,Mim,Vav,Elif,
70,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وصموا ص م م | ṦMM WṦMWE ve Sammū ve sağır kesildiler and they became deaf,
Vav,Sad,Mim,Vav,Elif,
6,90,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
كثير ك ث ر | KS̃R KS̃YR keṧīrun çokları many
Kef,Se,Ye,Re,
20,500,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
منهم | MNHM minhum onlardan of them.
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
بصير ب ص ر | BṦR BṦYR beSīrun görüyor (is) All-Seer
Be,Sad,Ye,Re,
2,90,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
بما | BME bimā ne ki of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
يعملون ع م ل | AML YAMLWN yeǎ'melūne yapıyorlar they do.
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَحَسِبُوا: ve sandılar | أَلَّا: | تَكُونَ: olmayacak | فِتْنَةٌ: bir fitne | فَعَمُوا: kör oldular | وَصَمُّوا: ve sağır kesildiler | ثُمَّ: sonra | تَابَ: tevbesini kabul etti | اللَّهُ: Allah | عَلَيْهِمْ: onların | ثُمَّ: sonra yine | عَمُوا: kör | وَصَمُّوا: ve sağır kesildiler | كَثِيرٌ: çokları | مِنْهُمْ: onlardan | وَاللَّهُ: Allah | بَصِيرٌ: görüyor | بِمَا: ne ki | يَعْمَلُونَ: yapıyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وحسبوا WḪSBWE ve sandılar | ألا ÊLE | تكون TKWN olmayacak | فتنة FTNT bir fitne | فعموا FAMWE kör oldular | وصموا WṦMWE ve sağır kesildiler | ثم S̃M sonra | تاب TEB tevbesini kabul etti | الله ELLH Allah | عليهم ALYHM onların | ثم S̃M sonra yine | عموا AMWE kör | وصموا WṦMWE ve sağır kesildiler | كثير KS̃YR çokları | منهم MNHM onlardan | والله WELLH Allah | بصير BṦYR görüyor | بما BME ne ki | يعملون YAMLWN yapıyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve Hasibū: ve sandılar | ellā: | tekūne: olmayacak | fitnetun: bir fitne | feǎmū: kör oldular | ve Sammū: ve sağır kesildiler | ṧumme: sonra | tābe: tevbesini kabul etti | llahu: Allah | ǎleyhim: onların | ṧumme: sonra yine | ǎmū: kör | ve Sammū: ve sağır kesildiler | keṧīrun: çokları | minhum: onlardan | vallahu: Allah | beSīrun: görüyor | bimā: ne ki | yeǎ'melūne: yapıyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |WḪSBWE: ve sandılar | ÊLE: | TKWN: olmayacak | FTNT: bir fitne | FAMWE: kör oldular | WṦMWE: ve sağır kesildiler | S̃M: sonra | TEB: tevbesini kabul etti | ELLH: Allah | ALYHM: onların | S̃M: sonra yine | AMWE: kör | WṦMWE: ve sağır kesildiler | KS̃YR: çokları | MNHM: onlardan | WELLH: Allah | BṦYR: görüyor | BME: ne ki | YAMLWN: yapıyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve sandılar ki bir cezaya uğramayacaklar. Kör oldular âdeta, sağır kesildiler, sonra tövbe ettiler, Allah kabul etti, sonra gene de çoğu körleşti, sağır oldu ve Allah, onların yaptıklarını tamamıyla görür.
Adem Uğur : Bir belâ olmayacak zannettiler de kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra içlerinden çoğu yine kör ve sağır oldu. Allah onların yaptıklarını görmektedir.
Ahmed Hulusi : Bir zararı olmayacak zannettiler de (hakikate) kör oldular, (hakikatin seslenişine) sağır kesildiler! Sonra Allâh onların tövbelerini kabul etti. . . Sonra onlardan çoğu (yine) kör (hakikati değerlendirememek) ve sağır (anlatılanı algılayamamak) kesildiler! Allâh onların yapmakta olduklarına (yaptıklarının yaratanı olarak) Basıyr'dir.
Ahmet Tekin : Yahudiler, bir fitne kopmayacağını, belâlara, sıkıntılara, imtihanlara maruz kalmayacaklarını sandılar, doğru yolu görmemek için kör kesildiler. Peygamberlerin tebliğini, hak ve hakikati duymamak için kulaklarını tıkadılar. Sonra Allah, onların tevbelerini, günah işlemekten vazgeçip itaatle kendisine yönelişlerini kabul etti. Daha sonra içlerinden çoğu yine daha önce yaptıkları gibi, Muhammed’in peygamberliği ve tebliği ile ortaya çıkan hak dine karşı da kör ve sağır kesildiler. Allah onların işledikleri amelleri biliyor, görüyor.
Ahmet Varol : (Yaptıklarından dolayı) başlarına bir bela gelmeyeceğini sandılar, kör ve sağır oldular. Sonra Allah onların tevbelerini kabul etti. Sonra onların çoğu yine kör ve sağır oldu. Allah onların yaptıklarını görmektedir.
Ali Bulaç : Bir fitne olmayacak sandılar, körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Allah, tevbelerini kabul etti, (yine) onlardan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar. Allah yapmakta olduklarını görendir.
Ali Fikri Yavuz : Hem sandılar ki, peygamberleri yalanlayıp öldürme belâsı başlarına kopmıyacaktır. Onlar, kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Arkasından yine onların çoğu hakkı görmez ve işitmez oldular. Allah, bütün yaptıklarını görücüdür.
Bekir Sadak : Bir fitne kopmayacagini sandilar, korlestiler, sagirlastilar; sonra Allah tevbelerini kabul etti, yine de cogu korlestiler ve sagirlastilar. Allah, islediklerini gorur.
Celal Yıldırım : Hem (yapageldiklerinden dolayı) bir fitne olmayacağını sandılar da körleşip sağırlaştılar. Allah onların ne yaptığını görmektedir.
Diyanet İşleri : (Bu yaptıklarında) bir belâ olmayacağını sandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra (tövbe ettiler), Allah da onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu kör ve sağır kesildiler. Allah, onların yaptıklarını hakkıyla görendir.
Diyanet İşleri (eski) : Bir fitne kopmayacağını sandılar, körleştiler, sağırlaştılar; sonra Allah tevbelerini kabul etti, yine de çoğu körleştiler ve sağırlaştılar. Allah, işlediklerini görür.
Diyanet Vakfi : Bir belâ olmayacak zannettiler de kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra içlerinden çoğu yine kör ve sağır oldu. Allah onların yaptıklarını görmektedir.
Edip Yüksel : Test edilmeyeceklerini sandılar, körleşip sağırlaştılar. Sonra ALLAH yönelişlerini kabul etti; fakat buna rağmen çoğu yine körleşip sağırlaştı. ALLAH Yaptıklarını görmekte.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, bir fitne kopmayacak sandılar, kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah onların tevbesini kabul etti. Sonra yine onların çoğu kör, sağır kesildiler. Allah, onların yaptıklarını görüyor.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve başlarına bir fitne kopmayacak sandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah, tevbelerini kabul buyurdu, sonra içlerinden birçoğu tekrar kör ve sağır kesildiler. Şimdi de Allah, ne yapıyorlar görüyor.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem başlarına bir fitne kopmayacak sandılar da kör ve sağır kesildiler, sonra Allah tevbelerini kabul buyurdu, sonra içlerinden bir çoğu yine kör ve sağır kesildiler, şimdi de Allah görüyor ne yapıyorlar
Fizilal-il Kuran : Bu cinayetleri hiçbir fitneye, hiçbir kargaşaya yol açmayacak sandılar. Gözleri kör ve kulakları sağır oldu. Sonra Allah tevbelerini kabul etti, fakat arkasından çoğu yine kör ve sağır oldu. Hiç şüphesiz Allah onların ne yaptıklarını görüyor.
Gültekin Onan : Bir fitne olmayacak sandılar, körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Tanrı, tevbelerini kabul etti, (yine) onlardan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar. Tanrı yapmakta olduklarını görendir.
Hakkı Yılmaz : (70,71) "Andolsun ki Biz, İsrâîloğulları'nın sözleşmesini aldık ve kendilerine elçiler gönderdik; ne zaman ki onlara elçi, nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi getirdi, bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürüyorlar. Ve onlar, bir sosyal yangın olmayacağını sandılar da körleştiler ve sağırlaştılar. Sonra Allah, onların tevbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu körleşti, sağırlaştı. Ve Allah, onların yaptıkları şeyleri en iyi görendir. "
Hasan Basri Çantay : Ve öyle sandılar ki (o yapdıkları, başlarına) bir belâ olmayacakdır. Kör kesildiler, sağır kesildiler onlar. Sonra Allah kendilerine tevbe nasıyb etdi (amma) sonra yine içlerinden bir çoğu kör ve sağır oldular. Allah, ne yaparlarsa hakkıyle görücüdür.
Hayrat Neşriyat : Ve (yapmakta oldukları şeyler, kendileri için) bir musîbet olmayacak sandılar da(hakka karşı) kör oldular, sağır oldular; sonra Allah tevbelerini kabûl etti; sonra içlerinden birçoğu (yine) kör ve sağır kesildiler. Hâlbuki Allah, ne yaparlarsa hakkıyla görendir.
İbni Kesir : Bir fitne olmayacağını sandılar da körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Allah kendilerine tevbe nasib etti. Sonra yine içlerinden bir çoğu, körleştiler ve sağırlaştılar. Allah, işlediklerini hakkıyla görücüdür.
İskender Evrenosoğlu : Ve yaptıklarının bir fitne olmayacağını sandılar böylece kör ve sağır (hakkı görmez ve işitmez) oldular. Sonra, Allah onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan bir çoğu kör ve sağır oldular. Ve Allah, onların yaptıklarını en iyi görendir.
Muhammed Esed : (bunu yapmakla) kendilerine bir zarar gelmeyeceğini düşünüyorlardı; böylece (kalben) kör ve sağır oldular. Sonra Allah onların tevbesini kabul etti: (ama sonra) onların çoğu yine körleşti, sağırlaştı. Allah onların bütün yaptıklarını görür.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sandılar ki bir fitne olmayacaktır. Artık onlar kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah Teâlâ tevbelerini kabul buyurdu, sonra onlardan birçoğu yine kör ve sağır kesildiler. Allah Teâlâ ise ne yaptıklarını bihakkın görücüdür.
Ömer Öngüt : Onlar (yapageldiklerinden dolayı) bir fitne kopmayacağını sandılar, kör oldular sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra yine de içlerinden bir çoğu kör oldular, sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını görmektedir.
Şaban Piriş : Bir fitnenin olmayacağını zannederek körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Allah onların tevbesini kabul etti. Ardından yine onların çoğu körleşip, sağır oldular. Allah, yaptıklarını çok iyi görmektedir.
Suat Yıldırım : Başlarına bir bela gelmeyeceğini sandıkları için, kör ve sağır kesildiler. Sonra tövbe ettiklerinde Allah da tövbelerini kabul buyurdu. Sonra içlerinden birçoğu yine kör ve sağır kesildiler. Allah yaptıklarını hakkıyla görüyor.
Süleyman Ateş : Bir fitne kopmayacak sandılar, kör oldular, sağır kesildiler. Sonra Allâh onların tevbesini kabul etti. Sonra yine çokları kör, sağır kesildiler. Allâh yaptıklarını görüyor.
Tefhim-ul Kuran : Bir fitne olmayacak sandılar, körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Allah, tevbelerini kabul etti, (yine) onlardan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar. Allah yapmakta olduklarını görendir.
Ümit Şimşek : Onlar başlarına bir belâ gelmeyecek sandılar da körleşip sağırlaştılar. Sonra Allah onların tevbelerini kabul etti. Sonra da birçokları yine körleşip sağırlaştı. Allah ise onların yapmakta olduklarını görüyor.
Yaşar Nuri Öztürk : Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}