» 5 / Mâide  80:

Kuran Sırası: 5
İniş Sırası: 112
Maide Suresi = Sofra suresi
112. ve 114. ayetlerinde Hz. Isa’nin Allah’tan istedigi sofradan söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تَرَىٰ (TR) = terā : görürsün
2. كَثِيرًا (KS̃YRE) = keṧīran : çoğunun
3. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
4. يَتَوَلَّوْنَ (YTWLWN) = yetevellevne : dostluk ettiklerini
5. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerle
6. كَفَرُوا (KFRWE) = keferū : inkar edenlerle
7. لَبِئْسَ (LBÙS) = lebi'se : ne kötüdür
8. مَا (ME) = mā :
9. قَدَّمَتْ (GD̃MT) = ḳaddemet : (yapıp) gönderdiği
10. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendileri için
11. أَنْفُسُهُمْ (ÊNFSHM) = enfusuhum : nefislerinin
12. أَنْ (ÊN) = en :
13. سَخِطَ (SḢŦ) = seḣiTa : gazabetmiştir
14. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
15. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlara
16. وَفِي (WFY) = ve fī : ve içinde
17. الْعَذَابِ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābi : azab
18. هُمْ (HM) = hum : onlar
19. خَالِدُونَ (ḢELD̃WN) = ḣālidūne : sürekli kalacaklardır
görürsün | çoğunun | onlardan | dostluk ettiklerini | kimselerle | inkar edenlerle | ne kötüdür | | (yapıp) gönderdiği | kendileri için | nefislerinin | | gazabetmiştir | Allah | onlara | ve içinde | azab | onlar | sürekli kalacaklardır |

[REY] [KS̃R] [] [WLY] [] [KFR] [BES] [] [GD̃M] [] [NFS] [] [SḢŦ] [] [] [] [AZ̃B] [] [ḢLD̃]
TR KS̃YRE MNHM YTWLWN ELZ̃YN KFRWE LBÙS ME GD̃MT LHM ÊNFSHM ÊN SḢŦ ELLH ALYHM WFY ELAZ̃EB HM ḢELD̃WN

terā keṧīran minhum yetevellevne elleƶīne keferū lebi'se ḳaddemet lehum enfusuhum en seḣiTa llahu ǎleyhim ve fī l-ǎƶābi hum ḣālidūne
ترى كثيرا منهم يتولون الذين كفروا لبئس ما قدمت لهم أنفسهم أن سخط الله عليهم وفي العذاب هم خالدون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ترى ر ا ي | REY TR terā görürsün You see
كثيرا ك ث ر | KS̃R KS̃YRE keṧīran çoğunun many
منهم | MNHM minhum onlardan of them
يتولون و ل ي | WLY YTWLWN yetevellevne dostluk ettiklerini taking as allies
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerle those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar edenlerle disbelieved.
لبئس ب ا س | BES LBÙS lebi'se ne kötüdür Surely evil
ما | ME (is) what
قدمت ق د م | GD̃M GD̃MT ḳaddemet (yapıp) gönderdiği sent forth
لهم | LHM lehum kendileri için for them
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusuhum nefislerinin their souls,
أن | ÊN en that
سخط س خ ط | SḢŦ SḢŦ seḣiTa gazabetmiştir became angry
الله | ELLH llahu Allah Allah
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara with them
وفي | WFY ve fī ve içinde and in
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābi azab the punishment
هم | HM hum onlar they
خالدون خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃WN ḣālidūne sürekli kalacaklardır (will) abide forever.

5:80 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

görürsün | çoğunun | onlardan | dostluk ettiklerini | kimselerle | inkar edenlerle | ne kötüdür | | (yapıp) gönderdiği | kendileri için | nefislerinin | | gazabetmiştir | Allah | onlara | ve içinde | azab | onlar | sürekli kalacaklardır |

[REY] [KS̃R] [] [WLY] [] [KFR] [BES] [] [GD̃M] [] [NFS] [] [SḢŦ] [] [] [] [AZ̃B] [] [ḢLD̃]
TR KS̃YRE MNHM YTWLWN ELZ̃YN KFRWE LBÙS ME GD̃MT LHM ÊNFSHM ÊN SḢŦ ELLH ALYHM WFY ELAZ̃EB HM ḢELD̃WN

terā keṧīran minhum yetevellevne elleƶīne keferū lebi'se ḳaddemet lehum enfusuhum en seḣiTa llahu ǎleyhim ve fī l-ǎƶābi hum ḣālidūne
ترى كثيرا منهم يتولون الذين كفروا لبئس ما قدمت لهم أنفسهم أن سخط الله عليهم وفي العذاب هم خالدون

[ر ا ي] [ك ث ر] [] [و ل ي] [] [ك ف ر] [ب ا س] [] [ق د م] [] [ن ف س] [] [س خ ط] [] [] [] [ع ذ ب] [] [خ ل د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ترى ر ا ي | REY TR terā görürsün You see
Te,Re,,
400,200,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
كثيرا ك ث ر | KS̃R KS̃YRE keṧīran çoğunun many
Kef,Se,Ye,Re,Elif,
20,500,10,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
منهم | MNHM minhum onlardan of them
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
يتولون و ل ي | WLY YTWLWN yetevellevne dostluk ettiklerini taking as allies
Ye,Te,Vav,Lam,Vav,Nun,
10,400,6,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerle those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar edenlerle disbelieved.
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لبئس ب ا س | BES LBÙS lebi'se ne kötüdür Surely evil
Lam,Be,,Sin,
30,2,,60,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular perfect verb
اللام لام التوكيد
فعل ماض
ما | ME (is) what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
قدمت ق د م | GD̃M GD̃MT ḳaddemet (yapıp) gönderdiği sent forth
Gaf,Dal,Mim,Te,
100,4,40,400,
V – 3rd person feminine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
لهم | LHM lehum kendileri için for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusuhum nefislerinin their souls,
,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
,50,80,60,5,40,
N – nominative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
سخط س خ ط | SḢŦ SḢŦ seḣiTa gazabetmiştir became angry
Sin,Hı,Tı,
60,600,9,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara with them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وفي | WFY ve fī ve içinde and in
Vav,Fe,Ye,
6,80,10,
REM – prefixed resumption particle
P – preposition
الواو استئنافية
حرف جر
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābi azab the punishment
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
خالدون خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃WN ḣālidūne sürekli kalacaklardır (will) abide forever.
Hı,Elif,Lam,Dal,Vav,Nun,
600,1,30,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تَرَىٰ: görürsün | كَثِيرًا: çoğunun | مِنْهُمْ: onlardan | يَتَوَلَّوْنَ: dostluk ettiklerini | الَّذِينَ: kimselerle | كَفَرُوا: inkar edenlerle | لَبِئْسَ: ne kötüdür | مَا: | قَدَّمَتْ: (yapıp) gönderdiği | لَهُمْ: kendileri için | أَنْفُسُهُمْ: nefislerinin | أَنْ: | سَخِطَ: gazabetmiştir | اللَّهُ: Allah | عَلَيْهِمْ: onlara | وَفِي: ve içinde | الْعَذَابِ: azab | هُمْ: onlar | خَالِدُونَ: sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ترى TR görürsün | كثيرا KS̃YRE çoğunun | منهم MNHM onlardan | يتولون YTWLWN dostluk ettiklerini | الذين ELZ̃YN kimselerle | كفروا KFRWE inkar edenlerle | لبئس LBÙS ne kötüdür | ما ME | قدمت GD̃MT (yapıp) gönderdiği | لهم LHM kendileri için | أنفسهم ÊNFSHM nefislerinin | أن ÊN | سخط SḢŦ gazabetmiştir | الله ELLH Allah | عليهم ALYHM onlara | وفي WFY ve içinde | العذاب ELAZ̃EB azab | هم HM onlar | خالدون ḢELD̃WN sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Okunuş) : |terā: görürsün | keṧīran: çoğunun | minhum: onlardan | yetevellevne: dostluk ettiklerini | elleƶīne: kimselerle | keferū: inkar edenlerle | lebi'se: ne kötüdür | : | ḳaddemet: (yapıp) gönderdiği | lehum: kendileri için | enfusuhum: nefislerinin | en: | seḣiTa: gazabetmiştir | llahu: Allah | ǎleyhim: onlara | ve fī: ve içinde | l-ǎƶābi: azab | hum: onlar | ḣālidūne: sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Transcript) : |TR: görürsün | KS̃YRE: çoğunun | MNHM: onlardan | YTWLWN: dostluk ettiklerini | ELZ̃YN: kimselerle | KFRWE: inkar edenlerle | LBÙS: ne kötüdür | ME: | GD̃MT: (yapıp) gönderdiği | LHM: kendileri için | ÊNFSHM: nefislerinin | ÊN: | SḢŦ: gazabetmiştir | ELLH: Allah | ALYHM: onlara | WFY: ve içinde | ELAZ̃EB: azab | HM: onlar | ḢELD̃WN: sürekli kalacaklardır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onların çoğunu görürsün ki kâfirlere dostluk ederler. Ne de kötüdür nefislerinin, onlara hazırlayıp sunduğu şey; Allah'ın gazabına uğrayacaklardır ve azâp içinde ebedî olarak kalacaklardır.
Adem Uğur : Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!
Ahmed Hulusi : Onlardan birçoğunun, hakikat bilgisini inkâr edenleri velî edindiklerini görürsün. . . Benliklerinin kendileri için hazırladığı gelecek ne kötüdür! Allâh onlara gazap etmiştir! Azapta ebedî kalacaklardır.
Ahmet Tekin : Onlardan çoğunu, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerle, kâfirlerle dostluk ederlerken, ittifaklar kurarlarken, işlerinin idaresini onların ellerine bırakırlarken görürsün. Nefislerinin, kendileri için âhirete hazırladığı şey, ne kötüdür. Allah onlara gazap etmiştir. O azab içinde onlar ebedî kalırlar.
Ahmet Varol : Onların çoğunun inkar edenleri kendilerine dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için önceden göndermiş oldukları ne kadar da kötüdür. (Bu yüzden) Allah onlara kızmıştır ve azabın içinde sonsuza kadar kalacaklardır.
Ali Bulaç : Onlardan çoğunun inkâra sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Allah onlara gazablandı ve onlar azabda ebedi kalacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : Ehl-i Kitabdan çoğunu görürsün ki, müminlere olan kinlerinden ötürü, müşriklere (Mekke kâfirlerine) dostluk ederler. Elbette nefislerinin kendileri için, âhiret hesabına, ileri sürdüğü şeyler ne kötü! Allah, onlara gazâb etti ve onlar azâb içerisinde devamlı olarak kalıcıdırlar.
Bekir Sadak : Cogunun inkar edenleri dost edindiklerini gorursun. Nefislerinin onlerine surdugu ne kotudur! Allah onlara gazabetmistir, onlar azabta temellidirler.
Celal Yıldırım : Onlardan çoğunun (Allah'ı) inkâr edenleri dost edindiklerini görürsün. Nefslerinin kendilerinden yana öne sürdüğü şey ne fena! Allah onlara hışmetmiştir ve onlar azâb içinde devamlı kalıcılardır.
Diyanet İşleri : Onlardan birçoğunun inkâr edenleri dost edindiklerini görürsün. Andolsun ki kendileri için önceden (ahirete) gönderdikleri şey; Allah’ın onlara gazap etmesi ne kötüdür! Onlar azap içinde ebedî kalıcıdırlar.
Diyanet İşleri (eski) : Çoğunun inkar edenleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin önlerine sürdüğü ne kötüdür! Allah onlara gazabetmiştir, onlar azabta temellidirler.
Diyanet Vakfi : Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!
Edip Yüksel : Çoklarının inkarcılarla dost olduğunu görürsün. Nefislerinin kendileri için gönderdiği şey ne kötü. ALLAH onlara gazap etmiştir; azapta sürekli kalacaklar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazabetmiştir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlardan birçoğunun Allah'ı tanımayanlara yardakçılık ettiklerini görürsün. Elbette ki, onların kendileri için takdim ettiği hediye ne çirkin! Allah onlara gazap etmiştir ve sonsuza kadar azapta kalacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : onlardan bir çoğunu görürsün ki Allahı tanımayanlara yardaklık ederler, elbette nefislerinin kendileri için takdim ettiği hediyye ne çirkin: Allah onlara gadab etti ve azabda muhalleddir onlar
Fizilal-il Kuran : Onların çoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Bu davranışları kendilerine, Allah'ın gazabına uğramalarından ve sürekli azaba çarpılmalarından ibaret ne kadar kötü bir gelecek hazırlanmıştır.
Gültekin Onan : Onlardan çoğunun kafirlerle dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefslerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Tanrı onlara gazablandı ve onlar azabda ebedi kalacaklardır.
Hakkı Yılmaz : "Onlardan birçoğunu, kâfirleri; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişileri; kollayıcı, gözetici, yönetici yaptıklarını görürsün. Benliklerinin kendilerinin önüne getirdiği şey; Allah'ın kendilerine gazap etmesi ne kadar kötüdür! Onlar, azap içinde de sürekli kalıcıdırlar. "
Hasan Basri Çantay : İçlerinden bir çoğunu görürsün ki (peygambere, müminlere olan buğuzlarından dolayı) kâfirlere dostluk ederler. Nefislerinin kendileri için (ahretleri hesabına) öne sürdüğü (o kötü haberler), andolsun, ne çirkin şeylerdir. (Çünkü onların kazancı) Allahın kendilerine gazab etmesi ve onların o azâb içinde ebedi kalıcı olmalarıdır.
Hayrat Neşriyat : Onlardan birçoğunun, (sana ve mü’minlere olan kızgınlıklarından do layı) inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün.Nefislerinin kendileri için takdîm ettiği (amel) ne kötüdür ki (bu amelleri yüzünden), Allah onlara gazab etmiştir ve onlar, o azâb içinde ebedî olarak kalıcıdırlar.
İbni Kesir : Görürsün ki; onlardan çoğu, küfredenleri dost edinmektedirler. Nefislerinin kendileri için öne sürdüğü, ne kötüdür. Allah onlara gazab etmiştir ve azabta ebedi kalıcıdırlar.
İskender Evrenosoğlu : Onlardan bir çoğunun kâfirlere döndüğünü (dost olduğunu) görürsün. Nefislerinin, onlar için takdim ettiği ise “Allah'ın onlara öfkelenmesi” ki ne kötü şey. Ve onlar azâp içinde devamlı kalacak olanlardır.
Muhammed Esed : (Ve şimdi) onların bir çoğunun hakikati inkar edenlerle dost olduklarını görebilirsin! İhtiraslarının onları sürüklediği şey (öyle) kötüdür (ki) Allah onlara gazap etmiştir; ve onlar azap içinde yaşayacaklardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlardan birçoklarını görürsün ki, kâfir olanlara dostlukta bulunurlar. Andolsun ki, onlar için nefislerinin takdim ettiği şeyler ne kadar kötüdür. Allah Teâlâ onlara gazap etmiştir ve onlar azab içinde ebedî kalacak kimselerdir.
Ömer Öngüt : Onlardan bir çoğunu, kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için öne sürdüğü şey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiştir ve onlar azap içinde ebedî kalacaklardır.
Şaban Piriş : Çoğunun, küfredenleri veli edindiklerini görürsün. Nefislerinin takdim ettikleri ne kötüdür ki Allah, onlara gazap etmiş ve onlar azapta ebedidirler.
Suat Yıldırım : Onlardan çoğunun kâfirleri velî edindiklerini görürsün. Bu iş -ki onu bizzat kendileri yapmış ve üzerlerine Allah’ın hışmını çekmişlerdir- ne kötü bir davranıştır! Onlar cehennem azabında devamlı kalacaklardır.
Süleyman Ateş : Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Gerçekten nefislerinin, kendileri için yapıp gönderdiği ne kötüdür (ki o yüzden) Allâh onlara gazabetmiştir ve azâbda sürekli kalacaklardır.
Tefhim-ul Kuran : Onlardan çoğunun küfre sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Allah onlara gazablandı ve onlar azabda ebedi kalacaklardır.
Ümit Şimşek : Onlardan birçoğunun kâfirleri veli edindiklerini görürsün. Kendi elleriyle Allah'ın gazabını davet etmeleri ne kötü birşeydir! Onlar azapta sürekli kalacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlardan birçoğunun, küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! Allah, üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}