» 5 / Mâide  18:

Kuran Sırası: 5
İniş Sırası: 112
Maide Suresi = Sofra suresi
112. ve 114. ayetlerinde Hz. Isa’nin Allah’tan istedigi sofradan söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَتِ (WGELT) = ve ḳāleti : ve dediler
2. الْيَهُودُ (ELYHWD̃) = l-yehūdu : Yahudiler
3. وَالنَّصَارَىٰ (WELNṦER) = ve nneSārā : ve hıristiyanlar
4. نَحْنُ (NḪN) = neHnu : biz
5. أَبْنَاءُ (ÊBNEÙ) = ebnā'u : oğullarıyız
6. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
7. وَأَحِبَّاؤُهُ (WÊḪBEÙH) = ve eHibbā'uhu : ve sevgilileriyiz
8. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
9. فَلِمَ (FLM) = felime : o halde niçin
10. يُعَذِّبُكُمْ (YAZ̃BKM) = yuǎƶƶibukum : size azabediyor
11. بِذُنُوبِكُمْ (BZ̃NWBKM) = biƶunūbikum : günahlarınızdan ötürü
12. بَلْ (BL) = bel : hayır
13. أَنْتُمْ (ÊNTM) = entum : siz de
14. بَشَرٌ (BŞR) = beşerun : birer insansınız
15. مِمَّنْ (MMN) = mimmen :
16. خَلَقَ (ḢLG) = ḣaleḳa : O'nun yaratıklarından
17. يَغْفِرُ (YĞFR) = yeğfiru : bağışlar
18. لِمَنْ (LMN) = limen : kimseyi
19. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : dilediği
20. وَيُعَذِّبُ (WYAZ̃B) = ve yuǎƶƶibu : ve azabeder
21. مَنْ (MN) = men : kimseye
22. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : dilediği
23. وَلِلَّهِ (WLLH) = velillahi : Allah'ındır
24. مُلْكُ (MLK) = mulku : mülkü
25. السَّمَاوَاتِ (ELSMEWET) = s-semāvāti : göklerin
26. وَالْأَرْضِ (WELÊRŽ) = vel'erDi : ve yerin
27. وَمَا (WME) = ve mā : bulunan herşeyin
28. بَيْنَهُمَا (BYNHME) = beynehumā : ve ikisi arasında
29. وَإِلَيْهِ (WÎLYH) = ve ileyhi : O'nadır
30. الْمَصِيرُ (ELMṦYR) = l-meSīru : dönüş de
ve dediler | Yahudiler | ve hıristiyanlar | biz | oğullarıyız | Allah'ın | ve sevgilileriyiz | de ki | o halde niçin | size azabediyor | günahlarınızdan ötürü | hayır | siz de | birer insansınız | | O'nun yaratıklarından | bağışlar | kimseyi | dilediği | ve azabeder | kimseye | dilediği | Allah'ındır | mülkü | göklerin | ve yerin | bulunan herşeyin | ve ikisi arasında | O'nadır | dönüş de |

[GWL] [] [NṦR] [] [BNY] [] [ḪBB] [GWL] [] [AZ̃B] [Z̃NB] [] [] [BŞR] [] [ḢLG] [ĞFR] [] [ŞYE] [AZ̃B] [] [ŞYE] [] [MLK] [SMW] [ERŽ] [] [BYN] [] [ṦYR]
WGELT ELYHWD̃ WELNṦER NḪN ÊBNEÙ ELLH WÊḪBEÙH GL FLM YAZ̃BKM BZ̃NWBKM BL ÊNTM BŞR MMN ḢLG YĞFR LMN YŞEÙ WYAZ̃B MN YŞEÙ WLLH MLK ELSMEWET WELÊRŽ WME BYNHME WÎLYH ELMṦYR

ve ḳāleti l-yehūdu ve nneSārā neHnu ebnā'u llahi ve eHibbā'uhu ḳul felime yuǎƶƶibukum biƶunūbikum bel entum beşerun mimmen ḣaleḳa yeğfiru limen yeşā'u ve yuǎƶƶibu men yeşā'u velillahi mulku s-semāvāti vel'erDi ve mā beynehumā ve ileyhi l-meSīru
وقالت اليهود والنصارى نحن أبناء الله وأحباؤه قل فلم يعذبكم بذنوبكم بل أنتم بشر ممن خلق يغفر لمن يشاء ويعذب من يشاء ولله ملك السماوات والأرض وما بينهما وإليه المصير

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقالت ق و ل | GWL WGELT ve ḳāleti ve dediler And said,
اليهود | ELYHWD̃ l-yehūdu Yahudiler the Jews
والنصارى ن ص ر | NṦR WELNṦER ve nneSārā ve hıristiyanlar and the Christians
نحن | NḪN neHnu biz """We (are)"
أبناء ب ن ي | BNY ÊBNEÙ ebnā'u oğullarıyız (the) children
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
وأحباؤه ح ب ب | ḪBB WÊḪBEÙH ve eHibbā'uhu ve sevgilileriyiz "and His beloved."""
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
فلم | FLM felime o halde niçin """Then why"
يعذبكم ع ذ ب | AZ̃B YAZ̃BKM yuǎƶƶibukum size azabediyor (does He) punish you
بذنوبكم ذ ن ب | Z̃NB BZ̃NWBKM biƶunūbikum günahlarınızdan ötürü "for your sins?"""
بل | BL bel hayır Nay,
أنتم | ÊNTM entum siz de you (are)
بشر ب ش ر | BŞR BŞR beşerun birer insansınız human beings
ممن | MMN mimmen from among (those)
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣaleḳa O'nun yaratıklarından He created.
يغفر غ ف ر | ĞFR YĞFR yeğfiru bağışlar He forgives
لمن | LMN limen kimseyi [for] whom
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
ويعذب ع ذ ب | AZ̃B WYAZ̃B ve yuǎƶƶibu ve azabeder and punishes
من | MN men kimseye whom
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills.
ولله | WLLH velillahi Allah'ındır And for Allah
ملك م ل ك | MLK MLK mulku mülkü (is the) dominion
السماوات س م و | SMW ELSMEWET s-semāvāti göklerin (of) the heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ WELÊRŽ vel'erDi ve yerin and the earth
وما | WME ve mā bulunan herşeyin and whatever
بينهما ب ي ن | BYN BYNHME beynehumā ve ikisi arasında (is) between them,
وإليه | WÎLYH ve ileyhi O'nadır and to Him
المصير ص ي ر | ṦYR ELMṦYR l-meSīru dönüş de (is) the final return.

5:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dediler | Yahudiler | ve hıristiyanlar | biz | oğullarıyız | Allah'ın | ve sevgilileriyiz | de ki | o halde niçin | size azabediyor | günahlarınızdan ötürü | hayır | siz de | birer insansınız | | O'nun yaratıklarından | bağışlar | kimseyi | dilediği | ve azabeder | kimseye | dilediği | Allah'ındır | mülkü | göklerin | ve yerin | bulunan herşeyin | ve ikisi arasında | O'nadır | dönüş de |

[GWL] [] [NṦR] [] [BNY] [] [ḪBB] [GWL] [] [AZ̃B] [Z̃NB] [] [] [BŞR] [] [ḢLG] [ĞFR] [] [ŞYE] [AZ̃B] [] [ŞYE] [] [MLK] [SMW] [ERŽ] [] [BYN] [] [ṦYR]
WGELT ELYHWD̃ WELNṦER NḪN ÊBNEÙ ELLH WÊḪBEÙH GL FLM YAZ̃BKM BZ̃NWBKM BL ÊNTM BŞR MMN ḢLG YĞFR LMN YŞEÙ WYAZ̃B MN YŞEÙ WLLH MLK ELSMEWET WELÊRŽ WME BYNHME WÎLYH ELMṦYR

ve ḳāleti l-yehūdu ve nneSārā neHnu ebnā'u llahi ve eHibbā'uhu ḳul felime yuǎƶƶibukum biƶunūbikum bel entum beşerun mimmen ḣaleḳa yeğfiru limen yeşā'u ve yuǎƶƶibu men yeşā'u velillahi mulku s-semāvāti vel'erDi ve mā beynehumā ve ileyhi l-meSīru
وقالت اليهود والنصارى نحن أبناء الله وأحباؤه قل فلم يعذبكم بذنوبكم بل أنتم بشر ممن خلق يغفر لمن يشاء ويعذب من يشاء ولله ملك السماوات والأرض وما بينهما وإليه المصير

[ق و ل] [] [ن ص ر] [] [ب ن ي] [] [ح ب ب] [ق و ل] [] [ع ذ ب] [ذ ن ب] [] [] [ب ش ر] [] [خ ل ق] [غ ف ر] [] [ش ي ا] [ع ذ ب] [] [ش ي ا] [] [م ل ك] [س م و] [ا ر ض] [] [ب ي ن] [] [ص ي ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقالت ق و ل | GWL WGELT ve ḳāleti ve dediler And said,
Vav,Gaf,Elif,Lam,Te,
6,100,1,30,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
اليهود | ELYHWD̃ l-yehūdu Yahudiler the Jews
Elif,Lam,Ye,He,Vav,Dal,
1,30,10,5,6,4,
"PN – nominative masculine plural proper noun → Judaism"
اسم علم مرفوع
والنصارى ن ص ر | NṦR WELNṦER ve nneSārā ve hıristiyanlar and the Christians
Vav,Elif,Lam,Nun,Sad,Elif,Re,,
6,1,30,50,90,1,200,,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative plural proper noun → Christianity"
الواو عاطفة
اسم علم مرفوع
نحن | NḪN neHnu biz """We (are)"
Nun,Ha,Nun,
50,8,50,
PRON – 1st person plural personal pronoun
ضمير منفصل
أبناء ب ن ي | BNY ÊBNEÙ ebnā'u oğullarıyız (the) children
,Be,Nun,Elif,,
,2,50,1,,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وأحباؤه ح ب ب | ḪBB WÊḪBEÙH ve eHibbā'uhu ve sevgilileriyiz "and His beloved."""
Vav,,Ha,Be,Elif,,He,
6,,8,2,1,,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
فلم | FLM felime o halde niçin """Then why"
Fe,Lam,Mim,
80,30,40,
REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
INTG – interrogative noun
الفاء استئنافية
جار ومجرور
يعذبكم ع ذ ب | AZ̃B YAZ̃BKM yuǎƶƶibukum size azabediyor (does He) punish you
Ye,Ayn,Zel,Be,Kef,Mim,
10,70,700,2,20,40,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بذنوبكم ذ ن ب | Z̃NB BZ̃NWBKM biƶunūbikum günahlarınızdan ötürü "for your sins?"""
Be,Zel,Nun,Vav,Be,Kef,Mim,
2,700,50,6,2,20,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بل | BL bel hayır Nay,
Be,Lam,
2,30,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
أنتم | ÊNTM entum siz de you (are)
,Nun,Te,Mim,
,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
بشر ب ش ر | BŞR BŞR beşerun birer insansınız human beings
Be,Şın,Re,
2,300,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
ممن | MMN mimmen from among (those)
Mim,Mim,Nun,
40,40,50,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣaleḳa O'nun yaratıklarından He created.
Hı,Lam,Gaf,
600,30,100,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
يغفر غ ف ر | ĞFR YĞFR yeğfiru bağışlar He forgives
Ye,Ğayn,Fe,Re,
10,1000,80,200,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
لمن | LMN limen kimseyi [for] whom
Lam,Mim,Nun,
30,40,50,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ويعذب ع ذ ب | AZ̃B WYAZ̃B ve yuǎƶƶibu ve azabeder and punishes
Vav,Ye,Ayn,Zel,Be,
6,10,70,700,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
من | MN men kimseye whom
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills.
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ولله | WLLH velillahi Allah'ındır And for Allah
Vav,Lam,Lam,He,
6,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
الواو استئنافية
جار ومجرور
ملك م ل ك | MLK MLK mulku mülkü (is the) dominion
Mim,Lam,Kef,
40,30,20,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
السماوات س م و | SMW ELSMEWET s-semāvāti göklerin (of) the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ERŽ WELÊRŽ vel'erDi ve yerin and the earth
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مجرور
وما | WME ve mā bulunan herşeyin and whatever
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
بينهما ب ي ن | BYN BYNHME beynehumā ve ikisi arasında (is) between them,
Be,Ye,Nun,He,Mim,Elif,
2,10,50,5,40,1,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person dual possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وإليه | WÎLYH ve ileyhi O'nadır and to Him
Vav,,Lam,Ye,He,
6,,30,10,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
المصير ص ي ر | ṦYR ELMṦYR l-meSīru dönüş de (is) the final return.
Elif,Lam,Mim,Sad,Ye,Re,
1,30,40,90,10,200,
N – nominative noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَتِ: ve dediler | الْيَهُودُ: Yahudiler | وَالنَّصَارَىٰ: ve hıristiyanlar | نَحْنُ: biz | أَبْنَاءُ: oğullarıyız | اللَّهِ: Allah'ın | وَأَحِبَّاؤُهُ: ve sevgilileriyiz | قُلْ: de ki | فَلِمَ: o halde niçin | يُعَذِّبُكُمْ: size azabediyor | بِذُنُوبِكُمْ: günahlarınızdan ötürü | بَلْ: hayır | أَنْتُمْ: siz de | بَشَرٌ: birer insansınız | مِمَّنْ: | خَلَقَ: O'nun yaratıklarından | يَغْفِرُ: bağışlar | لِمَنْ: kimseyi | يَشَاءُ: dilediği | وَيُعَذِّبُ: ve azabeder | مَنْ: kimseye | يَشَاءُ: dilediği | وَلِلَّهِ: Allah'ındır | مُلْكُ: mülkü | السَّمَاوَاتِ: göklerin | وَالْأَرْضِ: ve yerin | وَمَا: bulunan herşeyin | بَيْنَهُمَا: ve ikisi arasında | وَإِلَيْهِ: O'nadır | الْمَصِيرُ: dönüş de |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقالت WGELT ve dediler | اليهود ELYHWD̃ Yahudiler | والنصارى WELNṦER ve hıristiyanlar | نحن NḪN biz | أبناء ÊBNEÙ oğullarıyız | الله ELLH Allah'ın | وأحباؤه WÊḪBEÙH ve sevgilileriyiz | قل GL de ki | فلم FLM o halde niçin | يعذبكم YAZ̃BKM size azabediyor | بذنوبكم BZ̃NWBKM günahlarınızdan ötürü | بل BL hayır | أنتم ÊNTM siz de | بشر BŞR birer insansınız | ممن MMN | خلق ḢLG O'nun yaratıklarından | يغفر YĞFR bağışlar | لمن LMN kimseyi | يشاء YŞEÙ dilediği | ويعذب WYAZ̃B ve azabeder | من MN kimseye | يشاء YŞEÙ dilediği | ولله WLLH Allah'ındır | ملك MLK mülkü | السماوات ELSMEWET göklerin | والأرض WELÊRŽ ve yerin | وما WME bulunan herşeyin | بينهما BYNHME ve ikisi arasında | وإليه WÎLYH O'nadır | المصير ELMṦYR dönüş de |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāleti: ve dediler | l-yehūdu: Yahudiler | ve nneSārā: ve hıristiyanlar | neHnu: biz | ebnā'u: oğullarıyız | llahi: Allah'ın | ve eHibbā'uhu: ve sevgilileriyiz | ḳul: de ki | felime: o halde niçin | yuǎƶƶibukum: size azabediyor | biƶunūbikum: günahlarınızdan ötürü | bel: hayır | entum: siz de | beşerun: birer insansınız | mimmen: | ḣaleḳa: O'nun yaratıklarından | yeğfiru: bağışlar | limen: kimseyi | yeşā'u: dilediği | ve yuǎƶƶibu: ve azabeder | men: kimseye | yeşā'u: dilediği | velillahi: Allah'ındır | mulku: mülkü | s-semāvāti: göklerin | vel'erDi: ve yerin | ve mā: bulunan herşeyin | beynehumā: ve ikisi arasında | ve ileyhi: O'nadır | l-meSīru: dönüş de |
Kırık Meal (Transcript) : |WGELT: ve dediler | ELYHWD̃: Yahudiler | WELNṦER: ve hıristiyanlar | NḪN: biz | ÊBNEÙ: oğullarıyız | ELLH: Allah'ın | WÊḪBEÙH: ve sevgilileriyiz | GL: de ki | FLM: o halde niçin | YAZ̃BKM: size azabediyor | BZ̃NWBKM: günahlarınızdan ötürü | BL: hayır | ÊNTM: siz de | BŞR: birer insansınız | MMN: | ḢLG: O'nun yaratıklarından | YĞFR: bağışlar | LMN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | WYAZ̃B: ve azabeder | MN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | WLLH: Allah'ındır | MLK: mülkü | ELSMEWET: göklerin | WELÊRŽ: ve yerin | WME: bulunan herşeyin | BYNHME: ve ikisi arasında | WÎLYH: O'nadır | ELMṦYR: dönüş de |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yahûdiler ve Nasrânîler, biz Allah'ın oğullarıyız ve sevgilileriyiz dediler. De ki: Öyleyse neden günahlarınızdan dolayı size azâp ediyor? Hayır, siz, ancak onun yarattığı insanlardansınız; o, dilediğini yarlıgar, dilediğine azâp eder ve Allah'ındır göklerin, yeryüzünün ve ikisinin arasında bulunanların saltanatı ve her iş, ona aittir.
Adem Uğur : Yahudiler ve hıristiyanlar "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu siz de O'nun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mülkiyeti Allah'a aittir. Sonunda dönüş de ancak O'nadır.
Ahmed Hulusi : Yahudi ve Nasara: "Biz Allâh'ın oğulları ve O'nun sevdikleriyiz" dediler. . . De ki: "Öyle ise sizi niçin suçlarınız yüzünden azaplandırıyor?". . . Hayır, siz de O'nun yarattığı bir beşersiniz. . . Dilediğini mağfiret eder, dilediğine azap eder. . . Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin mülkü Allâh içindir. . . Dönüş O'nadır!
Ahmet Tekin : Yahudiler ve hristiyanlar: 'Biz Allah’ın oğullarıyız ve sevgilileriyiz' dediler. 'Öyleyse, günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor?' de. Hayır, siz de onun yarattıklarından, sıradan insanlarsınız. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri koruma kalkanına alır, bağışlar, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere ceza da verir. Göklerin ve yerin ve ikisi arasındaki varlıkların ve imkânların mülkü ve hâkimiyeti Allah’a aittir, Allah’ın tasarrufundadır. Sonuçta O’nun huzuruna varıp hesap verecekler.
Ahmet Varol : Yahudiler ve hıristiyanlar: 'Biz Allah'ın oğulları ve sevdikleriyiz' dediler. De ki: 'Öyleyse size günahlarınızdan dolayı niçin azab ediyor? Aksine siz O'nun yarattıklarından olan insanlarsınız. Allah dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin mülkiyeti Allah'a aittir. Dönüş de O'nadır.'
Ali Bulaç : Yahudi ve Hristiyanlar: "Biz Allah'ın çocuklarıyız ve sevdikleriyiz" dedi. De ki: "Peki, ne diye sizi günahlarınızdan dolayı azablandırıyor? Hayır, siz O'nun yarattığından birer beşersiniz. O, dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin tümünün mülkü Allah'ındır. Son varış O'nadır."
Ali Fikri Yavuz : Yahudiler ve Hristiyanlar: “- Biz, Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz.” dediler. Onlara de ki, o halde neye günahlarınızdan ötürü Allah size azab ediyor? Hayır, doğrusu siz onun yarattığından bir insansınız. Dilediğini bağışlar ve dilediğine de azab eder. Göklerin ve yerin ve aralarındaki her şeyin mülkü Allah’ındır. Nihayet dönüş O’nadır.
Bekir Sadak : Yahudiler ve hiristiyanlar, «Biz Allah'in ogullari ve sevgilileriyiz» dediler. Oyleyse gunahlarinizdan oturu size nicin azabediyor? Bilakis siz O'nun yarattigi insanlarsiniz» de, Allah diledigini bagislar, diledigine azab eder. Goklerin, yerin ve ikisinin arasindakilerin hukumranligi Allah'indir. Donus O'nadir.
Celal Yıldırım : Yahudî ve Hıristiyanlar, «Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz» dediler. De ki: Öyle ise neden Allah günahlarınız sebebiyle size azâb ediyor ? Hayır, siz O'nun yarattıklarından bir beşersiniz. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azâb eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin mülkü (ve tasarrufu) Allah'ındır; dönüş O'nadır.
Diyanet İşleri : (Bir de) yahudiler ve hıristiyanlar, “Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” dediler. De ki: “Öyleyse (Allah) size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de O’nun yarattıklarından bir beşersiniz.” (Allah) dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunanların da hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak O’nadır.
Diyanet İşleri (eski) : Yahudiler ve hıristiyanlar, 'Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz' dediler. 'Öyleyse günahlarınızdan ötürü size niçin azabediyor? Bilakis siz O'nun yarattığı insanlarsınız' de, Allah dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin hükümranlığı Allah'ındır. Dönüş O'nadır.
Diyanet Vakfi : Yahudiler ve hıristiyanlar «Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz» dediler. De ki: Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu siz de O'nun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mülkiyeti Allah'a aittir. Sonunda dönüş de ancak O'nadır.
Edip Yüksel : Yahudiler ve Hristiyanlar, 'Biz ALLAH'ın çocukları ve sevgilileriyiz,' dediler. 'Öyleyse günahlarınızdan ötürü neden sizi cezalandırıyor? Siz sadece O'nun yarattığı insanlardansınız,' de. Dileyeni/dilediğini de bağışlar, dileyeni/dilediğini de cezalandırır. Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin egemenliği ALLAH'a ait olup dönüş de O'nadır
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yahudiler ve hıristiyanlar, «Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz» dediler. De ki: « O halde niçin günahlarınızdan ötürü (Allah ) size azab ediyor?» Hayır, siz de O'nun yaratıklarından birer insansınız. O dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü Allah'ındır. Nihayet dönüş de O'nadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de yahudiler ve hıristiyanlar: «Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz.» dediler. De ki: «Öyle ise neden size günahlarınızdan dolayı azap ediyor? Doğrusu siz, onun yarattıklarından bir insan topluluğusunuz. O, dilediğini bağışlar, dilediğini cezalandırır. Göklerin, yerin ve aralarındakilerin hükümranlığı Allah'ındır ve sonunda dönüş de O'nadır!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de Yehud ve Nesârâ «biz Allahın oğulları ve sevgilileriyiz» dediler, de ki: öyle de niçin size günâhlarınızla azab ediyor? Doğrusu siz onun yarattıklarından bir beşersiniz, dilediğine mağfiret ediyor dilediğine azab, Göklerin ve Yerin ve aralarındakilerin mülkü bütün Allahındır, nihayet dönüş de onadır
Fizilal-il Kuran : Yahudiler ve hristiyanlar «Biz Allah'ın evladları ve sevdikleriyiz» dediler. Onlara de ki; o halde O, niçin günahlarınızın yüzünden azaba çarptırıyor. Aslında O'nun yarattığı birer insansınız. O dilediğini affeder, dilediğini azaba çarptırır. Gökler, yeryüzünün ve ikisi arasında bulunan tüm varlıklar Allah'ın egemenlik tekelindedir. Dönüş O'nadır.
Gültekin Onan : Yahudiler ve Hristiyanlar: "Biz Tanrı'nın çocuklarıyız ve sevdikleriyiz" dedi. De ki: "Peki, ne diye sizi günahlarınızdan dolayı azablandırıyor?" Hayır, siz O'nun yarattığından birer beşersiniz. O, dilediğini bağışlar, dilediğini azablandırır. Göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin tümünün mülkü Tanrı'nındır. Son varış O'nadır.
Hakkı Yılmaz : Ve Yahudiler, Hristiyanlar, “Biz, Allah'ın oğullarıyız ve O'nun sevgilileriyiz” dediler. De ki: “Madem öyle niçin günahlarınız sebebiyle Allah size azap ediyor?” Tam tersi, siz, O'nun oluşturduklarından birer beşersiniz. O dilediği kişiyi bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin sahipliği, yönetimi de Allah'ındır. Dönüş de yalnızca O'nadır.
Hasan Basri Çantay : Yahudilerle Nasrânîler (şöyle) dedi (ler): «Biz Allahın oğulları ve sevgilileriyiz». De ki: «öyle de niçin (Allah) sizi günâhlarınız yüzünden azâblandırıyor?» Bil'âkis, siz onun yaratdığından bir beşersiniz. O, kimi dilerse yarlığar, kimi dilerse azaba uğratır. Göklerin, yerin ve aralarında ne varsa hepsinin mülk-ü tasarrufu Allahındır. Son dönüş de ancak onadır.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki yahudiler ve hris ti yan lar: 'Biz, Allah’ın oğul ları ve sevdikleriyiz!' dedi(ler). De ki: 'Öyleyse (Allah), günahlarınız yüzünden size ni çin azâb edi yor? Bil'a kis siz,(O’nun) yarattığından bir insansınız.'(O,) dile diği kimseye (hikmetine bi nâen kendi lüt fundan) mağfiret e der, dilediği kim seye de(hak ettiği üzere) azâb eder. Hem göklerin ve yerin ve iki si arasın da bulunanların mülkü Allah’ındır. Nihâyet dönüş ancak O’na dır.
İbni Kesir : Yahudiler ve hristiyanlar dediler ki: Biz; Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki: Öyleyse günahınızdan dolayı size neden azab ediyor? Hayır, siz O'nun yarattığı insanlarsınız. Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkü Allah'ındır. Dönüş de O'nadır.
İskender Evrenosoğlu : Ve, Yahudiler ve Hristiyanlar; “Biz Allah'ın oğulları ve O'nun sevdikleriyiz.” dediler. De ki; “O halde niçin Allah size günahlarınızdan dolayı azap ediyor?” Hayır, siz O'nun yarattıklarından bir beşersiniz (insansınız), O, dilediğini mağfiret eder, dilediğine de azap eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunan her şeyin mülkü Allah'ındır. Ve varış O'nadır (ulaşılacak makam O'nun Zat'ıdır).
Muhammed Esed : (Hem) Yahudiler ve (hem de) Hıristiyanlar, "Biz Allahın çocuklarıyız, ve Onun sevgili kulları!" derler. De ki: "Öyleyse, Allah, neden günahlarınızdan dolayı size azap çektirsin? Hayır, siz Onun yarattığı (ölümlü) insanlardan başka bir şey değilsiniz! O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap çektirir: Zira göklerde ve yerde ve ikisi arasında bulunan her şey üzerindeki hükümranlık Allaha aittir ve bütün yolculuklar Onda nihayet bulur."
Ömer Nasuhi Bilmen : Yehûd ve Nasârâ, «Biz Allah'ın oğullarıyız ve dostlarıyız» dediler. De ki: «Ya ne için sizi günahlarınız sebebiyle muazzeb kılıyor? Siz ancak O'nun yaratıklarından bir beşersiniz. Ve dilediğine mağfiret eder ve dilediğini muazzeb kılar ve göklerin, yerin ve aralarında bulunanların mülkü bütün Allah'ındır ve nihâyet dönüş de O'nadır.»
Ömer Öngüt : Yahudi ve hıristiyanlar: “Biz Allah'ın oğulları ve sevgilisiyiz. ” dediler. De ki: “O halde neden Allah günahlarınız sebebi ile size azap ediyor?” Hayır! Siz de O'nun yarattıklarından bir beşersiniz. O dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasında ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah'ındır. Dönüş de O'nadır.
Şaban Piriş : Yahudi ve Hıristiyanlar: -Biz, Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz, dediler. De ki: -Öyleyse, günahlarınız sebebiyle Allah, sizi niye cezalandırıyor? Hayır, siz de onun yarattıklarından bir beşersiniz! Allah dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin hakimiyeti Allah’ındır. Dönüş de O’nadır.
Suat Yıldırım : Hem Yahudiler, hem de Hıristiyanlar "Biz Allah’ın evlatları ve sevgilileriyiz." dediler. De ki: "Öyleyse niçin Allah sizi günahlarınız sebebiyle cezalandırıyor?"Hayır, bilakis siz O’nun yarattığı birer beşer topluluğusunuz. Allah dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır. Göklerde, yerde ve ikisi arasında olan her şeyin hakimiyeti Allah’ındır. Dönüş de O’na olacaktır.
Süleyman Ateş : Yahûdiler ve hıristiyanlar; "Biz Allâh'ın oğulları ve sevgilileriyiz." dediler. De ki: "O halde niçin günâhlarınızdan ötürü (Allâh) size azâbediyor?" Hayır, siz de O'nun yaratıklarından birer insansınız. O dilediğini bağışlar, dilediğine azâbeder. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan herşeyin mülkü Allâh'ındır. Dönüş de O'nadır.
Tefhim-ul Kuran : Yahudi ve Hıristiyanlar: «Biz Allah'ın çocuklarıyız ve sevdikleriyiz» dedi. De ki: «Peki, ne diye sizi günahlarınızdan dolayı azablandırıyor? Hayır, siz O'nun yaratığından birer beşersiniz. O, dilediğini bağışlar, dilediğini azablandırır. Göklerin,yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah'ındır. Son varış O'nadır.»
Ümit Şimşek : Yahudiler ve Hıristiyanlar 'Biz Allah'ın sevgili oğullarıyız' dediler. De ki: Eğer öyle ise, Allah size niçin günahlarınız yüzünden azap ediyor? Siz de Onun yarattıklarından birer beşersiniz. O dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin egemenliği Allah'ındır. Dönülecek yer de Onun huzurudur.
Yaşar Nuri Öztürk : Yahudiler ve Hıristiyanlar dediler ki, biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki: "O halde niçin size günahlarınız yüzünden azap ediyor?" Hayır, siz de O'nun yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini affeder O, dilediğine azap eder. Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülk ve yönetimi Allah'ındır. Dönüş de O'nadır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}