» 6 / En’âm  33:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
Enam Suresi = Davar Suresi
Araplarin hayvanlara uyguladiklari bazi gelenekler kinandigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَدْ (GD̃) = ḳad : muhakkak
2. نَعْلَمُ (NALM) = neǎ'lemu : biliyoruz
3. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : şüphesiz
4. لَيَحْزُنُكَ (LYḪZNK) = leyeHzunuke : seni üzüyor
5. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī : şeyler
6. يَقُولُونَ (YGWLWN) = yeḳūlūne : onların dedikleri
7. فَإِنَّهُمْ (FÎNHM) = fe innehum : gerçekte onlar
8. لَا (LE) = lā :
9. يُكَذِّبُونَكَ (YKZ̃BWNK) = yukeƶƶibūneke : seni yalanlamıyorlar
10. وَلَٰكِنَّ (WLKN) = velākinne : fakat
11. الظَّالِمِينَ (ELƵELMYN) = Z-Zālimīne : o zalimler
12. بِايَاتِ (B ËYET) = biāyāti : ayetlerini
13. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
14. يَجْحَدُونَ (YCḪD̃WN) = yecHadūne : yalanlıyorlar
muhakkak | biliyoruz | şüphesiz | seni üzüyor | şeyler | onların dedikleri | gerçekte onlar | | seni yalanlamıyorlar | fakat | o zalimler | ayetlerini | Allah'ın | yalanlıyorlar |

[] [ALM] [] [ḪZN] [] [GWL] [] [] [KZ̃B] [] [ƵLM] [EYY] [] [CḪD̃]
GD̃ NALM ÎNH LYḪZNK ELZ̃Y YGWLWN FÎNHM LE YKZ̃BWNK WLKN ELƵELMYN B ËYET ELLH YCḪD̃WN

ḳad neǎ'lemu innehu leyeHzunuke lleƶī yeḳūlūne fe innehum yukeƶƶibūneke velākinne Z-Zālimīne biāyāti llahi yecHadūne
قد نعلم إنه ليحزنك الذي يقولون فإنهم لا يكذبونك ولكن الظالمين بآيات الله يجحدون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad muhakkak Indeed,
نعلم ع ل م | ALM NALM neǎ'lemu biliyoruz We know
إنه | ÎNH innehu şüphesiz that it
ليحزنك ح ز ن | ḪZN LYḪZNK leyeHzunuke seni üzüyor grieves you
الذي | ELZ̃Y lleƶī şeyler what
يقولون ق و ل | GWL YGWLWN yeḳūlūne onların dedikleri they say.
فإنهم | FÎNHM fe innehum gerçekte onlar And indeed, they
لا | LE (do) not
يكذبونك ك ذ ب | KZ̃B YKZ̃BWNK yukeƶƶibūneke seni yalanlamıyorlar deny you
ولكن | WLKN velākinne fakat but
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne o zalimler the wrongdoers -
بآيات ا ي ي | EYY B ËYET biāyāti ayetlerini the Verses
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
يجحدون ج ح د | CḪD̃ YCḪD̃WN yecHadūne yalanlıyorlar they reject.

6:33 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

muhakkak | biliyoruz | şüphesiz | seni üzüyor | şeyler | onların dedikleri | gerçekte onlar | | seni yalanlamıyorlar | fakat | o zalimler | ayetlerini | Allah'ın | yalanlıyorlar |

[] [ALM] [] [ḪZN] [] [GWL] [] [] [KZ̃B] [] [ƵLM] [EYY] [] [CḪD̃]
GD̃ NALM ÎNH LYḪZNK ELZ̃Y YGWLWN FÎNHM LE YKZ̃BWNK WLKN ELƵELMYN B ËYET ELLH YCḪD̃WN

ḳad neǎ'lemu innehu leyeHzunuke lleƶī yeḳūlūne fe innehum yukeƶƶibūneke velākinne Z-Zālimīne biāyāti llahi yecHadūne
قد نعلم إنه ليحزنك الذي يقولون فإنهم لا يكذبونك ولكن الظالمين بآيات الله يجحدون

[] [ع ل م] [] [ح ز ن] [] [ق و ل] [] [] [ك ذ ب] [] [ظ ل م] [ا ي ي] [] [ج ح د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad muhakkak Indeed,
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
نعلم ع ل م | ALM NALM neǎ'lemu biliyoruz We know
Nun,Ayn,Lam,Mim,
50,70,30,40,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
إنه | ÎNH innehu şüphesiz that it
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
ليحزنك ح ز ن | ḪZN LYḪZNK leyeHzunuke seni üzüyor grieves you
Lam,Ye,Ha,Ze,Nun,Kef,
30,10,8,7,50,20,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الذي | ELZ̃Y lleƶī şeyler what
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
يقولون ق و ل | GWL YGWLWN yeḳūlūne onların dedikleri they say.
Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
10,100,6,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فإنهم | FÎNHM fe innehum gerçekte onlar And indeed, they
Fe,,Nun,He,Mim,
80,,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يكذبونك ك ذ ب | KZ̃B YKZ̃BWNK yukeƶƶibūneke seni yalanlamıyorlar deny you
Ye,Kef,Zel,Be,Vav,Nun,Kef,
10,20,700,2,6,50,20,
V – 3rd person masculine plural (form II) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ولكن | WLKN velākinne fakat but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
الواو استئنافية
حرف نصب من اخوات «ان»
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne o zalimler the wrongdoers -
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
1,30,900,1,30,40,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
بآيات ا ي ي | EYY B ËYET biāyāti ayetlerini the Verses
Be,,Ye,Elif,Te,
2,,10,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
يجحدون ج ح د | CḪD̃ YCḪD̃WN yecHadūne yalanlıyorlar they reject.
Ye,Cim,Ha,Dal,Vav,Nun,
10,3,8,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَدْ: muhakkak | نَعْلَمُ: biliyoruz | إِنَّهُ: şüphesiz | لَيَحْزُنُكَ: seni üzüyor | الَّذِي: şeyler | يَقُولُونَ: onların dedikleri | فَإِنَّهُمْ: gerçekte onlar | لَا: | يُكَذِّبُونَكَ: seni yalanlamıyorlar | وَلَٰكِنَّ: fakat | الظَّالِمِينَ: o zalimler | بِايَاتِ: ayetlerini | اللَّهِ: Allah'ın | يَجْحَدُونَ: yalanlıyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قد GD̃ muhakkak | نعلم NALM biliyoruz | إنه ÎNH şüphesiz | ليحزنك LYḪZNK seni üzüyor | الذي ELZ̃Y şeyler | يقولون YGWLWN onların dedikleri | فإنهم FÎNHM gerçekte onlar | لا LE | يكذبونك YKZ̃BWNK seni yalanlamıyorlar | ولكن WLKN fakat | الظالمين ELƵELMYN o zalimler | بآيات B ËYET ayetlerini | الله ELLH Allah'ın | يجحدون YCḪD̃WN yalanlıyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳad: muhakkak | neǎ'lemu: biliyoruz | innehu: şüphesiz | leyeHzunuke: seni üzüyor | lleƶī: şeyler | yeḳūlūne: onların dedikleri | fe innehum: gerçekte onlar | : | yukeƶƶibūneke: seni yalanlamıyorlar | velākinne: fakat | Z-Zālimīne: o zalimler | biāyāti: ayetlerini | llahi: Allah'ın | yecHadūne: yalanlıyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |GD̃: muhakkak | NALM: biliyoruz | ÎNH: şüphesiz | LYḪZNK: seni üzüyor | ELZ̃Y: şeyler | YGWLWN: onların dedikleri | FÎNHM: gerçekte onlar | LE: | YKZ̃BWNK: seni yalanlamıyorlar | WLKN: fakat | ELƵELMYN: o zalimler | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | YCḪD̃WN: yalanlıyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : İyice biliriz ki onların söylediği sözler, seni mahzun edecek. Fakat şüphe yok ki onlar seni yalanlamış olmazlar, o zâlimler, bile-bile Allah'ın âyetlerini inkâr ederler.
Adem Uğur : Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Ahmed Hulusi : Gerçek ki, onların söylediklerinin seni mahzun ettiğini biliyoruz. . . Gerçek şu ki, onlar seni yalanlamıyorlar; o zâlimler, bile bile Allâh'ın işaretlerindeki varlığını (Esmâ'sının açığa çıkışı olan işaretleri) inkâr ediyorlar!
Ahmet Tekin : Onların söylediklerinin seni üzdüğünü elbette biliyoruz. Onlar aslında seni yalanlamıyorlar. Fakat, baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimler, bile bile Allah’ın âyetlerini, Kur’ân’ı inkâr ediyorlar.
Ahmet Varol : Onların söylediklerinin seni üzdüğünü biliyoruz. Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar ancak zalimler bile bile Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.
Ali Bulaç : Kesin olarak biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor. Doğrusu onlar, seni yalanlamıyorlar, ancak zalimler, Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten biliyoruz ki, söyledikleri lâf, seni (ey Habibim) cidden incitiyor. Fakat onlar seni yalanlamıyorlar (doğru söylediğini biliyorlar), ancak o zâlimler Allah’ın âyetlerini inadla inkâr ediyorlar.
Bekir Sadak : Onlarin soylediklerinin seni uzecegini elbette biliyoruz; dogrusu onlar seni yalanci saymiyorlar, fakat zalimler Allah'in ayetlerini bile bile inkar ediyorlar .
Celal Yıldırım : Onların söylediklerinin seni üzdüğünü çok iyi biliyoruz. Gerçekte onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zâlimler bile bile Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Diyanet İşleri : Ey Muhammed! Biz çok iyi biliyoruz ki söyledikleri elbette seni incitiyor. Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar; fakat o zalimler Allah’ın âyetlerini inadına inkâr ediyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Onların söylediklerinin seni üzeceğini elbette biliyoruz; doğrusu onlar seni yalancı saymıyorlar, fakat zalimler Allah'ın ayetlerini bile bile inkar ediyorlar.
Diyanet Vakfi : Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Edip Yüksel : Söyledikleri şeylerin seni üzdüğünü biliyoruz. O zalimler seni değil ALLAH'ın ayetlerini reddediyor.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onların söylediklerinin seni üzdüğünü elbette biliyoruz. Onlar aslında seni yalanlamıyorlar, fakat, o zalimler Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, söyledikleri lafın seni gerçekten incittiğini biliyoruz. Ancak onların yalancı dedikleri sen değilsin. Fakat zalimler Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için biliyoruz ki söyledikleri lâf seni cidden incitiyor, maamafih onların yalancı dedikleri sen değilsin, lâkin zalimler Allahın âyetlerine cehudluk ediyorlar
Fizilal-il Kuran : Onların sözlerinin seni üzdüğünü biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler Allah'ın ayetlerini inkâr ediyorlar.
Gültekin Onan : Kesin olarak biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor. Doğrusu onlar seni yalanlamıyorlar, ancak zalimler Tanrı'nın ayetlerini inkar ediyorlar.
Hakkı Yılmaz : "Biz onların söylediklerinin seni kesinlikle üzdüğünü elbette biliyoruz. Ama onlar aslında seni yalanlamıyorlar; ama şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler Allah'ın âyetlerini bile bile reddediyorlar. "
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) şu hakıykatı çok iyi biliyoruz ki onların söyleyegeldikleri (sözler) seni her halde tasaya düşürüyor. Onlar hakıykatde seni yalanlamıyorlar, fakat o zaalimler bile bile Allahın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhesiz şunu elbette biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor; hâlbuki aslında onlar seni yalanlamıyorlar (senin yalan söylemediğini bilirler); fakat o zâlimler Allah’ın âyetlerini bilerek inkâr ediyorlar.
İbni Kesir : Gerçekyen biliyoruz ki; söyledikleri söz, seni üzüyor. Onlar, hakikatte seni yalanlamıyorlar. Lakin o zalimler, Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.
İskender Evrenosoğlu : Onların söylediklerinin mutlaka seni mahzun ettiğini biliyorduk. Fakat muhakkak ki; onlar seni yalanlamıyorlar. Lâkin zalimler, Allah'ın âyetleri ile cihad ediyorlar.
Muhammed Esed : Bu insanların söylediklerinin seni gerçekten üzdüğünü pekala biliyoruz: Ama, unutma ki, onların yalanladığı sen değilsin; bu zalimlerin inkar ettiği, aslında Allahın mesajlarıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak biliyoruz ki, onların dedikleri şey, seni elbette mahzun ediyor. hakikat halde onlar seni tekzîp etmiş olmuyorlar, fakat o zalimler Allah Teâlâ'nın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Ömer Öngüt : Muhakkak biliyoruz ki söyledikleri cidden seni incitiyor. Fakat hakikatte onlar seni yalanlamıyorlar, lâkin o zâlimler Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Şaban Piriş : Onların söylediklerinin seni üzdüğünü elbette biliyoruz. Fakat onlar seni yalanlamıyorlar, o zalimler, bile bile Allah’ın ayetlerini tanımazdan geliyorlar.
Suat Yıldırım : Ey Resulüm! Onların söylediklerinin seni üzeceğini elbette pek iyi biliyoruz. Doğrusu onlar seni yalancı saymıyorlar; fakat o zalimler, bile bile Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Süleyman Ateş : Biliyoruz, onların dedikleri seni üzüyor, gerçekte onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zâlimler bile bile Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Kesin olarak biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor. Doğrusu onlar, seni yalanlamıyorlar, ancak zalimler, Allah'ın ayetlerini inkâr ediyorlar.
Ümit Şimşek : Onların söylediklerine senin üzüldüğünü Biz biliyoruz. Gerçekte onlar seni yalanlamış olmuyorlar; o zalimler, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Söylediklerinin seni kederlendirdiğini çok iyi biliyoruz. Gerçek şu ki, onlar seni yalanlamıyorlar; o zalimler Allah'ın ayetlerine karşı direnmekteler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}