» 6 / En’âm  154:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
Enam Suresi = Davar Suresi
Araplarin hayvanlara uyguladiklari bazi gelenekler kinandigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
2. اتَيْنَا ( ËTYNE) = āteynā : verdik
3. مُوسَى (MWS) = mūsā : Musa'ya
4. الْكِتَابَ (ELKTEB) = l-kitābe : Kitabı
5. تَمَامًا (TMEME) = temāmen : (ni'metimizi) tamamlamak için
6. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine
7. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī : kimselere
8. أَحْسَنَ (ÊḪSN) = eHsene : iyilik eden(lere)
9. وَتَفْصِيلًا (WTFṦYLE) = ve tefSīlen : ve açıklamak (için)
10. لِكُلِّ (LKL) = likulli : her
11. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeyi
12. وَهُدًى (WHD̃) = ve huden : ve yola iletici
13. وَرَحْمَةً (WRḪMT) = ve raHmeten : ve rahmet olarak
14. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : umulur ki
15. بِلِقَاءِ (BLGEÙ) = biliḳā'i : kavuşacaklarına
16. رَبِّهِمْ (RBHM) = rabbihim : Rablerine
17. يُؤْمِنُونَ (YÙMNWN) = yu'minūne : inanırlar
sonra | verdik | Musa'ya | Kitabı | (ni'metimizi) tamamlamak için | üzerine | kimselere | iyilik eden(lere) | ve açıklamak (için) | her | şeyi | ve yola iletici | ve rahmet olarak | umulur ki | kavuşacaklarına | Rablerine | inanırlar |

[] [ETY] [] [KTB] [TMM] [] [] [ḪSN] [FṦL] [KLL] [ŞYE] [HD̃Y] [RḪM] [] [LGY] [RBB] [EMN]
S̃M ËTYNE MWS ELKTEB TMEME AL ELZ̃Y ÊḪSN WTFṦYLE LKL ŞYÙ WHD̃ WRḪMT LALHM BLGEÙ RBHM YÙMNWN

ṧumme āteynā mūsā l-kitābe temāmen ǎlā lleƶī eHsene ve tefSīlen likulli şey'in ve huden ve raHmeten leǎllehum biliḳā'i rabbihim yu'minūne
ثم آتينا موسى الكتاب تماما على الذي أحسن وتفصيلا لكل شيء وهدى ورحمة لعلهم بلقاء ربهم يؤمنون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Moreover
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā verdik We gave
موسى | MWS mūsā Musa'ya Musa
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı the Book,
تماما ت م م | TMM TMEME temāmen (ni'metimizi) tamamlamak için completing (Our Favor)
على | AL ǎlā üzerine on
الذي | ELZ̃Y lleƶī kimselere the one who
أحسن ح س ن | ḪSN ÊḪSN eHsene iyilik eden(lere) did good
وتفصيلا ف ص ل | FṦL WTFṦYLE ve tefSīlen ve açıklamak (için) and an explanation
لكل ك ل ل | KLL LKL likulli her of every
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing,
وهدى ه د ي | HD̃Y WHD̃ ve huden ve yola iletici and a guidance
ورحمة ر ح م | RḪM WRḪMT ve raHmeten ve rahmet olarak and mercy,
لعلهم | LALHM leǎllehum umulur ki so that they may
بلقاء ل ق ي | LGY BLGEÙ biliḳā'i kavuşacaklarına in (the) meeting
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rablerine (with) their Lord
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNWN yu'minūne inanırlar believe.

6:154 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra | verdik | Musa'ya | Kitabı | (ni'metimizi) tamamlamak için | üzerine | kimselere | iyilik eden(lere) | ve açıklamak (için) | her | şeyi | ve yola iletici | ve rahmet olarak | umulur ki | kavuşacaklarına | Rablerine | inanırlar |

[] [ETY] [] [KTB] [TMM] [] [] [ḪSN] [FṦL] [KLL] [ŞYE] [HD̃Y] [RḪM] [] [LGY] [RBB] [EMN]
S̃M ËTYNE MWS ELKTEB TMEME AL ELZ̃Y ÊḪSN WTFṦYLE LKL ŞYÙ WHD̃ WRḪMT LALHM BLGEÙ RBHM YÙMNWN

ṧumme āteynā mūsā l-kitābe temāmen ǎlā lleƶī eHsene ve tefSīlen likulli şey'in ve huden ve raHmeten leǎllehum biliḳā'i rabbihim yu'minūne
ثم آتينا موسى الكتاب تماما على الذي أحسن وتفصيلا لكل شيء وهدى ورحمة لعلهم بلقاء ربهم يؤمنون

[] [ا ت ي] [] [ك ت ب] [ت م م] [] [] [ح س ن] [ف ص ل] [ك ل ل] [ش ي ا] [ه د ي] [ر ح م] [] [ل ق ي] [ر ب ب] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Moreover
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā verdik We gave
,Te,Ye,Nun,Elif,
,400,10,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
موسى | MWS mūsā Musa'ya Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – accusative masculine proper noun → Musa"
اسم علم منصوب
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı the Book,
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
تماما ت م م | TMM TMEME temāmen (ni'metimizi) tamamlamak için completing (Our Favor)
Te,Mim,Elif,Mim,Elif,
400,40,1,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
على | AL ǎlā üzerine on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الذي | ELZ̃Y lleƶī kimselere the one who
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
أحسن ح س ن | ḪSN ÊḪSN eHsene iyilik eden(lere) did good
,Ha,Sin,Nun,
,8,60,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
وتفصيلا ف ص ل | FṦL WTFṦYLE ve tefSīlen ve açıklamak (için) and an explanation
Vav,Te,Fe,Sad,Ye,Lam,Elif,
6,400,80,90,10,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite (form II) verbal noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
لكل ك ل ل | KLL LKL likulli her of every
Lam,Kef,Lam,
30,20,30,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing,
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وهدى ه د ي | HD̃Y WHD̃ ve huden ve yola iletici and a guidance
Vav,He,Dal,,
6,5,4,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
ورحمة ر ح م | RḪM WRḪMT ve raHmeten ve rahmet olarak and mercy,
Vav,Re,Ha,Mim,Te merbuta,
6,200,8,40,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
لعلهم | LALHM leǎllehum umulur ki so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
بلقاء ل ق ي | LGY BLGEÙ biliḳā'i kavuşacaklarına in (the) meeting
Be,Lam,Gaf,Elif,,
2,30,100,1,,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine (form III) verbal noun
جار ومجرور
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rablerine (with) their Lord
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNWN yu'minūne inanırlar believe.
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | اتَيْنَا: verdik | مُوسَى: Musa'ya | الْكِتَابَ: Kitabı | تَمَامًا: (ni'metimizi) tamamlamak için | عَلَى: üzerine | الَّذِي: kimselere | أَحْسَنَ: iyilik eden(lere) | وَتَفْصِيلًا: ve açıklamak (için) | لِكُلِّ: her | شَيْءٍ: şeyi | وَهُدًى: ve yola iletici | وَرَحْمَةً: ve rahmet olarak | لَعَلَّهُمْ: umulur ki | بِلِقَاءِ: kavuşacaklarına | رَبِّهِمْ: Rablerine | يُؤْمِنُونَ: inanırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃M sonra | آتينا ËTYNE verdik | موسى MWS Musa'ya | الكتاب ELKTEB Kitabı | تماما TMEME (ni'metimizi) tamamlamak için | على AL üzerine | الذي ELZ̃Y kimselere | أحسن ÊḪSN iyilik eden(lere) | وتفصيلا WTFṦYLE ve açıklamak (için) | لكل LKL her | شيء ŞYÙ şeyi | وهدى WHD̃ ve yola iletici | ورحمة WRḪMT ve rahmet olarak | لعلهم LALHM umulur ki | بلقاء BLGEÙ kavuşacaklarına | ربهم RBHM Rablerine | يؤمنون YÙMNWN inanırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | āteynā: verdik | mūsā: Musa'ya | l-kitābe: Kitabı | temāmen: (ni'metimizi) tamamlamak için | ǎlā: üzerine | lleƶī: kimselere | eHsene: iyilik eden(lere) | ve tefSīlen: ve açıklamak (için) | likulli: her | şey'in: şeyi | ve huden: ve yola iletici | ve raHmeten: ve rahmet olarak | leǎllehum: umulur ki | biliḳā'i: kavuşacaklarına | rabbihim: Rablerine | yu'minūne: inanırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | ËTYNE: verdik | MWS: Musa'ya | ELKTEB: Kitabı | TMEME: (ni'metimizi) tamamlamak için | AL: üzerine | ELZ̃Y: kimselere | ÊḪSN: iyilik eden(lere) | WTFṦYLE: ve açıklamak (için) | LKL: her | ŞYÙ: şeyi | WHD̃: ve yola iletici | WRḪMT: ve rahmet olarak | LALHM: umulur ki | BLGEÙ: kavuşacaklarına | RBHM: Rablerine | YÙMNWN: inanırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra, Rablerine kavuşacaklarına inansınlar diye iyilik edenlere, nîmetimizi tamamlamak ve her şeyi ayırt edip açıklamak üzere doğru yolu gösteren ve rahmetten ibâret olan kitabı Mûsâ'ya vermiştik.
Abdullah Aydın : Sonra biz Musa'ya, hükünlerini iyi tatbik edenlere karşı nimetlerimizi tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet, bir rahmet olmak üzere Tevrat'ı verdik. Artık (İsrailoğulları) Rablerine kavuşacaklarına belki inanırlar.
Adem Uğur : Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya da Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman ederler.
Ahmed Hulusi : Sonra, Musa'ya Hakikat ve Sünnetullah BİLGİsini, hüda (hidâyet) ve rahmet olarak, muhsin olanlar üzerine de (nimetimizi) tamamlamak ve her şeyi açıklamak için verdik. . . Ki böylece onlar, Rablerine kavuşacaklarına iman etsinler.
Ahmet Davudoğlu : Sonra biz Musa'ya yaptığı güzel işe karşılık nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, bir hidayet ve rahmet olmak üzere kitabı (Tevrat'ı) verdik, umulur ki israiloğulları, Rablerine kavuşacaklarına îmân ederler.
Ahmet Tekin : Bir de iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan mü’min idarecilere ve mü’minlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılarıyla açıklamak için Mûsâ’ya kutsal kitabı, Allah’ın hidayet rehberi ile öğrettiği dini verdik ve rahmetimizi bağışladık. Umulur ki onlar diriltilerek Rablerinin huzurunda hesaba çekileceklerine, mükâfat ve cezaya iman ederler.
Ahmet Varol : Sonra iyilik yapana nimetimizi tamamlamak, her şeyi etraflıca açıklamak üzere ve bir hidayet rehberi ve rahmet olarak Musa'ya Kitab'ı verdik. Umulur ki, Rabblerine kavuşacaklarına inanırlar!
Ali Arslan : Sonra iyilik edenlere nimetimizin tamamlanması ve herşeyin ayrı ayrı açıklanması için hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitabı verdik. Belki onlar Rablerine kavuşacaklarına îmân ederler.
Ali Bulaç : Sonra biz Musa'ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar.
Ali Fikri Yavuz : Sonra biz, Musa’ya güzel tatbikçiye karşı nimetlerimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, bir hidayet ve rahmet olmak üzere o Kitabı (Tevrat’ı) verdik. Gerek ki onlar (İsrail Oğullar), Rablerine kavuşacaklarına iman ederler.
Arif Pamuk : Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla, Musa'ya da Tevrat'ı verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inanırlar.
Ayntabî Mehmet Efendi : Yine Biz --hükümlerimi güzel tatbik edenlere, nimetimizi tamamlamak, dinde muhtaç oldukları herşeyi tafsil etmek ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere-- Musa'ya Kitab verdik, tâ ki İsrailoğulları Rablerine (ba'se, sevaba ve ikaaba) kavuşacaklarına îmân etsinler.
Bahaeddin Sağlam : Hidayet ve rahmet olarak Musa'ya kitabı verdik. Ki, insanlar Rabbleriyle karşılaşacaklarına inansınlar.
Bekir Sadak : Sonra, iyilik isleyenlere nimeti tamamlamak, her seyi uzun uzadiya aciklamak, dogruyu gostermek ve rahmet olmak uzere Musa'ya Kitap'i verdik. Rablerine kavusacaklarina belki artik inanirlar. *
Bir Heyet : Hidayet etmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya kitabı verdik. Umulur ki, Rabblerinin huzuruna varacaklarına îmân ederler.
Celal Yıldırım : Sonra biz Musa'ya kitabı, onu güzel (uygulayana) tamamlamak, her şeyi uygun biçimde açıklamak ve doğru yolu göstermek, aynı zamanda rahmet olmak için verdik ; olur ki, (İsrail oğulları) Rablarına kavuşacaklarına inanırlar.
Diyanet İşleri : Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra, iyilik işleyenlere nimeti tamamlamak, her şeyi uzun uzadıya açıklamak, doğruyu göstermek ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitap'ı verdik. Rablerine kavuşacaklarına belki artık inanırlar.
Diyanet Vakfi : Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya da Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman ederler.
Diyanet Vakfı (1993) : Sonra iyilik edenlere ni'metmizi tamamlamak, herşeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya da Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. Umulur ki, Rabblerinin huzuruna varacaklarına îmân ederler.
Edip Yüksel : Nitekim, en güzel biçimde tamamlanmış, her şeyin detaylı açıklaması, hidayet ve rahmet olarak Musa'ya Kitabı verdik ki Rab'leriyle kavuşmaya inansınlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra iyilik edenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak ve doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inansınlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra Siz, Musa'ya, güzelce tatbik edene nimetlerimizi tamamlamak, herşeyi detaylı açıklamak, doğru yolu göstermek ve rahmet olmak üzere o kitabı verdik ki, Rablerine kavuşacaklarına inansınlar...
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra biz Musâya o kitâbı verdik ki güzel tatbık edene tamamlamak, ve her şeyi tafsıl etmek ve bir hidayet, bir rahmet olmak için, gerektir ki onlar rablarının likasına iyman etsinler
Fizilal-il Kuran : Sonra iyilik edenlere yönelik nimetimiz tamama ersin, her şey ayrıntılı biçimde açıklansın, doğru yol kılavuzu ve rahmet olsun diye Musa'ya tevratı verdik. Ola ki, Rabblerinin huzuruna çıkacaklarına inanırlar.
Gültekin Onan : Sonra biz Musa'ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabı verdik. Umulur ki rablerine kavuşacaklarına inanırlar.
Hakkı Yılmaz : Sonra Biz, Rablerine kavuşacaklarına inansınlar diye iyilik-güzellik üretenlere tamam olarak, her şeyi genişçe açıklamak ve kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsâ'ya Kitab'ı verdik.
Hasan Basri Çantay : Yine biz Musâya — (hükümlerini) iyi tatbıyk edenlere karşı (ni'metimizi) tamamlamak, (dînde ihtiyâç haasıl olan) her şey'i (içinde) ayrı ayrı açıklamak ve bir hidâyet, bir rahmet olmak üzere — o kitabı (Tevrâtı) verdik. Tâki onlar (İsrail oğulları) Rablerine kavuşacaklarına îman etsinler.
Hasan Tahsin Feyizli : Doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitabı verdik ki, onlar (yani İsrailoğulları) Rabblerine kavuşacaklarına inansınlar diye.
Hayrat Neşriyat : Sonra iyilik edenlere (olan ni'metimizi) tamamlamak, herşeyi iyice açıklamak, bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere Mûsâ’ya Kitâb’ı (Tevrât’ı) verdik; tâ ki (İsrâiloğulları)Rablerine kavuşacaklarına îmân etsinler.
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : Doğruyu göstermek ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitap verdik. Rabblerine kavuşacaklarına belki artık inanırlar.
Hüseyin Kaleli : “Sonra Onlar, Rabblerine kavuşmaya îman ederler ümidiyle iyilik edene (nimeti) tamamlamak, her şeyi de tafsil etmek ve hidâyet, hem de rahmet olmak üzere Mûsâ’ya kitabı verdik.”
İbni Kesir : Sonra Biz, Musa'ya bir bütün halinde, her şeyi apaçık göstermek, hidayet ve rahmet olmak üzere o kitabı verdik. Belki Rabblarına kavuşacaklarına artık inanırlar.
İskender Evrenosoğlu : Sonra Musa (A.S)'a, ahsen olanlara tamamlayıcı olarak, herşeyi açıklayan ve rahmet olan ve hidayete erdiren kitabı (Tevrat'ı) verdik. Böylece onlar, Rab'lerine mülâki olacaklarına inanırlar (îmân ederler).
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : Sonra biz Musa'ya hükümlerine güzelce uyanlar uzerindeki nimetimizi tamamlayıp herşeyi açıkca bildirmek üzere, bir hidayet ve rahmet olarak Tevrat'ı verdik, ta ki Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler.
Muhammed Esed : Ve bir kez daha: İyilik yapmada sebat edenlere (nimetlerinizin) devamı olarak, Musaya, her şeyi tafsilatıyla bildiren ve (böylece insanları) rahmet ve hidayet(e erdiren) bu ilahi kelamı bağışladık ki, Rableri ile (nihai) buluşmaya inansınlar.
Mustafa İslamoğlu : (BİLİNEN sürecin) ardından, iyilikte sebat edenlere nimetimizi tamamlamak, (gereken) her şeyi iyice açıklamak ve bir yol haritası ve bir rahmet olmak üzere Musa’ya ilahi kelamı bağışladık ki, (en sonunda) Rableriyle buluşacaklarına inansınlar!
Nedim Yılmaz : Sonra güzel amel edene (nimet ve ikramı) tamamlamak, herşeyi açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere Musa’ya da Kitab’ı verdik ki, Rab’larının huzuruna varacaklarına inansınlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra Biz Mûsa'ya, ahkâmına güzelce riâyet edene, kitabı tamam bir veçh üzere ve herşeyi mufassalan bildirmek ve bir hidâyet ve rahmet olmak için verdik. Tâ ki Rablerinin huzuruna varacaklarına imân etsinler.
Ömer Öngüt : Sonra iyilik edenlere nimetimizin tamamlanması ve her şeyi geniş bir şekilde açıklanması için, hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına iman ederler.
Ömer Rıza Doğrul : Gene Biz iyi işler işleyenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi apaçık göstermek, hidayet ve rahmet olmak üzere Musa’ya Kitap verdik ki Rablerine kavuşacaklarına inansınlar.
Şaban Piriş : Yine, Musa’ya da, iyi uygulayanlara (nimetlerimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir rehber, rahmet olmak üzere o kitabı -Tevrat’ı- verdik ki Rab’lerine kavuşacaklarına inansınlar.
Suat Yıldırım : Yine Biz, iyi hareket edenlere nimetimizi tamamlamak ve her şeyi iyice açıklamak, bir hidâyet ve rehber olmak üzere Mûsâ’ya kitabı verdik ki Rab’lerine kavuşacaklarına iman etsinler.
Süleyman Ateş : Sonra iyilik edenlere (ni'metimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak ve yola iletici ve rahmet olmak üzere Mûsâ'ya Kitabı verdik ki, Rablerinin huzûruna varacaklarına inansınlar.
Talat Koçyiğit : Sonra (tatbikini) iyi yapanlara (nimetimizi) tamamlamak ve herşeyi açıklamak, aynı zamanda hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitabı verdik ki, Rablerine kavuşacaklarına îmân etsinler.
Tefhim-ul Kuran : Sonra biz Musa'ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar.
Ümit Şimşek : Biz Musa'ya da, iyi davranışta bulunanlar üzerindeki nimetimizi tamamlamak ve herşeyi iyice açıklamak üzere, bir hidayet rehberi ve bir rahmet olarak kitabı verdik-tâ ki, Rablerine kavuşacaklarına iman etsinler.
Yaşar Nuri Öztürk : Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : Hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitap verdik. Belki onlar Rabblerine kavuşacaklarına îmân ederler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}