V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
موسى
|
MWS
mūsā
Musa'ya
Musa
Mim,Vav,Sin,, 40,6,60,,
"PN – accusative masculine proper noun → Musa" اسم علم منصوب
الكتاب
ك ت ب | KTB
ELKTEB
l-kitābe
Kitabı
the Book,
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be, 1,30,20,400,1,2,
N – accusative masculine noun اسم منصوب
تماما
ت م م | TMM
TMEME
temāmen
(ni'metimizi) tamamlamak için
completing (Our Favor)
Te,Mim,Elif,Mim,Elif, 400,40,1,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
على
|
AL
ǎlā
üzerine
on
Ayn,Lam,, 70,30,,
P – preposition حرف جر
الذي
|
ELZ̃Y
lleƶī
kimselere
the one who
Elif,Lam,Zel,Ye, 1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun اسم موصول
أحسن
ح س ن | ḪSN
ÊḪSN
eHsene
iyilik eden(lere)
did good
,Ha,Sin,Nun, ,8,60,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb فعل ماض
وتفصيلا
ف ص ل | FṦL
WTFṦYLE
ve tefSīlen
ve açıklamak (için)
and an explanation
Vav,Te,Fe,Sad,Ye,Lam,Elif, 6,400,80,90,10,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative masculine indefinite (form II) verbal noun الواو عاطفة اسم منصوب
لكل
ك ل ل | KLL
LKL
likulli
her
of every
Lam,Kef,Lam, 30,20,30,
P – prefixed preposition lām N – genitive masculine noun جار ومجرور
شيء
ش ي ا | ŞYE
ŞYÙ
şey'in
şeyi
thing,
Şın,Ye,, 300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun اسم مجرور
وهدى
ه د ي | HD̃Y
WHD̃
ve huden
ve yola iletici
and a guidance
Vav,He,Dal,, 6,5,4,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative masculine indefinite noun الواو عاطفة اسم منصوب
ورحمة
ر ح م | RḪM
WRḪMT
ve raHmeten
ve rahmet olarak
and mercy,
Vav,Re,Ha,Mim,Te merbuta, 6,200,8,40,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative feminine indefinite noun الواو عاطفة اسم منصوب
لعلهم
|
LALHM
leǎllehum
umulur ki
so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim, 30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
بلقاء
ل ق ي | LGY
BLGEÙ
biliḳā'i
kavuşacaklarına
in (the) meeting
Be,Lam,Gaf,Elif,, 2,30,100,1,,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine (form III) verbal noun جار ومجرور
ربهم
ر ب ب | RBB
RBHM
rabbihim
Rablerine
(with) their Lord
Re,Be,He,Mim, 200,2,5,40,
N – genitive masculine noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يؤمنون
ا م ن | EMN
YÙMNWN
yu'minūne
inanırlar
believe.
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun, 10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | اتَيْنَا: verdik | مُوسَى: Musa'ya | الْكِتَابَ: Kitabı | تَمَامًا: (ni'metimizi) tamamlamak için | عَلَى: üzerine | الَّذِي: kimselere | أَحْسَنَ: iyilik eden(lere) | وَتَفْصِيلًا: ve açıklamak (için) | لِكُلِّ: her | شَيْءٍ: şeyi | وَهُدًى: ve yola iletici | وَرَحْمَةً: ve rahmet olarak | لَعَلَّهُمْ: umulur ki | بِلِقَاءِ: kavuşacaklarına | رَبِّهِمْ: Rablerine | يُؤْمِنُونَ: inanırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃Msonra | آتينا ËTYNEverdik | موسى MWSMusa'ya | الكتاب ELKTEBKitabı | تماما TMEME(ni'metimizi) tamamlamak için | على ALüzerine | الذي ELZ̃Ykimselere | أحسن ÊḪSNiyilik eden(lere) | وتفصيلا WTFṦYLEve açıklamak (için) | لكل LKLher | شيء ŞYÙşeyi | وهدى WHD̃ve yola iletici | ورحمة WRḪMTve rahmet olarak | لعلهم LALHMumulur ki | بلقاء BLGEÙkavuşacaklarına | ربهم RBHMRablerine | يؤمنون YÙMNWNinanırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | āteynā: verdik | mūsā: Musa'ya | l-kitābe: Kitabı | temāmen: (ni'metimizi) tamamlamak için | ǎlā: üzerine | lleƶī: kimselere | eHsene: iyilik eden(lere) | ve tefSīlen: ve açıklamak (için) | likulli: her | şey'in: şeyi | ve huden: ve yola iletici | ve raHmeten: ve rahmet olarak | leǎllehum: umulur ki | biliḳā'i: kavuşacaklarına | rabbihim: Rablerine | yu'minūne: inanırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | ËTYNE: verdik | MWS: Musa'ya | ELKTEB: Kitabı | TMEME: (ni'metimizi) tamamlamak için | AL: üzerine | ELZ̃Y: kimselere | ÊḪSN: iyilik eden(lere) | WTFṦYLE: ve açıklamak (için) | LKL: her | ŞYÙ: şeyi | WHD̃: ve yola iletici | WRḪMT: ve rahmet olarak | LALHM: umulur ki | BLGEÙ: kavuşacaklarına | RBHM: Rablerine | YÙMNWN: inanırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra, Rablerine kavuşacaklarına inansınlar diye iyilik edenlere, nîmetimizi tamamlamak ve her şeyi ayırt edip açıklamak üzere doğru yolu gösteren ve rahmetten ibâret olan kitabı Mûsâ'ya vermiştik.
Abdullah Aydın : Sonra biz Musa'ya, hükünlerini iyi tatbik edenlere karşı nimetlerimizi tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet, bir rahmet olmak üzere Tevrat'ı verdik. Artık (İsrailoğulları) Rablerine kavuşacaklarına belki inanırlar.
Adem Uğur : Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya da Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman ederler.
Ahmed Hulusi : Sonra, Musa'ya Hakikat ve Sünnetullah BİLGİsini, hüda (hidâyet) ve rahmet olarak, muhsin olanlar üzerine de (nimetimizi) tamamlamak ve her şeyi açıklamak için verdik. . . Ki böylece onlar, Rablerine kavuşacaklarına iman etsinler.
Ahmet Davudoğlu : Sonra biz Musa'ya yaptığı güzel işe karşılık nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, bir hidayet ve rahmet olmak üzere kitabı (Tevrat'ı) verdik, umulur ki israiloğulları, Rablerine kavuşacaklarına îmân ederler.
Ahmet Tekin : Bir de iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan mü’min idarecilere ve mü’minlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılarıyla açıklamak için Mûsâ’ya kutsal kitabı, Allah’ın hidayet rehberi ile öğrettiği dini verdik ve rahmetimizi bağışladık. Umulur ki onlar diriltilerek Rablerinin huzurunda hesaba çekileceklerine, mükâfat ve cezaya iman ederler.
Ahmet Varol : Sonra iyilik yapana nimetimizi tamamlamak, her şeyi etraflıca açıklamak üzere ve bir hidayet rehberi ve rahmet olarak Musa'ya Kitab'ı verdik. Umulur ki, Rabblerine kavuşacaklarına inanırlar!
Ali Arslan : Sonra iyilik edenlere nimetimizin tamamlanması ve herşeyin ayrı ayrı açıklanması için hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitabı verdik. Belki onlar Rablerine kavuşacaklarına îmân ederler.
Ali Bulaç : Sonra biz Musa'ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar.
Ali Fikri Yavuz : Sonra biz, Musa’ya güzel tatbikçiye karşı nimetlerimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, bir hidayet ve rahmet olmak üzere o Kitabı (Tevrat’ı) verdik. Gerek ki onlar (İsrail Oğullar), Rablerine kavuşacaklarına iman ederler.
Arif Pamuk : Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla, Musa'ya da Tevrat'ı verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inanırlar.
Ayntabî Mehmet Efendi : Yine Biz --hükümlerimi güzel tatbik edenlere, nimetimizi tamamlamak, dinde muhtaç oldukları herşeyi tafsil etmek ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere-- Musa'ya Kitab verdik, tâ ki İsrailoğulları Rablerine (ba'se, sevaba ve ikaaba) kavuşacaklarına îmân etsinler.
Bahaeddin Sağlam : Hidayet ve rahmet olarak Musa'ya kitabı verdik. Ki, insanlar Rabbleriyle karşılaşacaklarına inansınlar.
Bekir Sadak : Sonra, iyilik isleyenlere nimeti tamamlamak, her seyi uzun uzadiya aciklamak, dogruyu gostermek ve rahmet olmak uzere Musa'ya Kitap'i verdik. Rablerine kavusacaklarina belki artik inanirlar. *
Bir Heyet : Hidayet etmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya kitabı verdik. Umulur ki, Rabblerinin huzuruna varacaklarına îmân ederler.
Celal Yıldırım : Sonra biz Musa'ya kitabı, onu güzel (uygulayana) tamamlamak, her şeyi uygun biçimde açıklamak ve doğru yolu göstermek, aynı zamanda rahmet olmak için verdik ; olur ki, (İsrail oğulları) Rablarına kavuşacaklarına inanırlar.
Diyanet İşleri : Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra, iyilik işleyenlere nimeti tamamlamak, her şeyi uzun uzadıya açıklamak, doğruyu göstermek ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitap'ı verdik. Rablerine kavuşacaklarına belki artık inanırlar.
Diyanet Vakfi : Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya da Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman ederler.
Diyanet Vakfı (1993) : Sonra iyilik edenlere ni'metmizi tamamlamak, herşeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya da Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. Umulur ki, Rabblerinin huzuruna varacaklarına îmân ederler.
Edip Yüksel : Nitekim, en güzel biçimde tamamlanmış, her şeyin detaylı açıklaması, hidayet ve rahmet olarak Musa'ya Kitabı verdik ki Rab'leriyle kavuşmaya inansınlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra iyilik edenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak ve doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inansınlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra Siz, Musa'ya, güzelce tatbik edene nimetlerimizi tamamlamak, herşeyi detaylı açıklamak, doğru yolu göstermek ve rahmet olmak üzere o kitabı verdik ki, Rablerine kavuşacaklarına inansınlar...
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra biz Musâya o kitâbı verdik ki güzel tatbık edene tamamlamak, ve her şeyi tafsıl etmek ve bir hidayet, bir rahmet olmak için, gerektir ki onlar rablarının likasına iyman etsinler
Fizilal-il Kuran : Sonra iyilik edenlere yönelik nimetimiz tamama ersin, her şey ayrıntılı biçimde açıklansın, doğru yol kılavuzu ve rahmet olsun diye Musa'ya tevratı verdik. Ola ki, Rabblerinin huzuruna çıkacaklarına inanırlar.
Gültekin Onan : Sonra biz Musa'ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabı verdik. Umulur ki rablerine kavuşacaklarına inanırlar.
Hakkı Yılmaz : Sonra Biz, Rablerine kavuşacaklarına inansınlar diye iyilik-güzellik üretenlere tamam olarak, her şeyi genişçe açıklamak ve kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsâ'ya Kitab'ı verdik.
Hasan Basri Çantay : Yine biz Musâya — (hükümlerini) iyi tatbıyk edenlere karşı (ni'metimizi) tamamlamak, (dînde ihtiyâç haasıl olan) her şey'i (içinde) ayrı ayrı açıklamak ve bir hidâyet, bir rahmet olmak üzere — o kitabı (Tevrâtı) verdik. Tâki onlar (İsrail oğulları) Rablerine kavuşacaklarına îman etsinler.
Hasan Tahsin Feyizli : Doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitabı verdik ki, onlar (yani İsrailoğulları) Rabblerine kavuşacaklarına inansınlar diye.
Hayrat Neşriyat : Sonra iyilik edenlere (olan ni'metimizi) tamamlamak, herşeyi iyice açıklamak, bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere Mûsâ’ya Kitâb’ı (Tevrât’ı) verdik; tâ ki (İsrâiloğulları)Rablerine kavuşacaklarına îmân etsinler.
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : Doğruyu göstermek ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitap verdik. Rabblerine kavuşacaklarına belki artık inanırlar.
Hüseyin Kaleli : “Sonra Onlar, Rabblerine kavuşmaya îman ederler ümidiyle iyilik edene (nimeti) tamamlamak, her şeyi de tafsil etmek ve hidâyet, hem de rahmet olmak üzere Mûsâ’ya kitabı verdik.”
İbni Kesir : Sonra Biz, Musa'ya bir bütün halinde, her şeyi apaçık göstermek, hidayet ve rahmet olmak üzere o kitabı verdik. Belki Rabblarına kavuşacaklarına artık inanırlar.
İskender Evrenosoğlu : Sonra Musa (A.S)'a, ahsen olanlara tamamlayıcı olarak, herşeyi açıklayan ve rahmet olan ve hidayete erdiren kitabı (Tevrat'ı) verdik. Böylece onlar, Rab'lerine mülâki olacaklarına inanırlar (îmân ederler).
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : Sonra biz Musa'ya hükümlerine güzelce uyanlar uzerindeki nimetimizi tamamlayıp herşeyi açıkca bildirmek üzere, bir hidayet ve rahmet olarak Tevrat'ı verdik, ta ki Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler.
Muhammed Esed : Ve bir kez daha: İyilik yapmada sebat edenlere (nimetlerinizin) devamı olarak, Musaya, her şeyi tafsilatıyla bildiren ve (böylece insanları) rahmet ve hidayet(e erdiren) bu ilahi kelamı bağışladık ki, Rableri ile (nihai) buluşmaya inansınlar.
Mustafa İslamoğlu : (BİLİNEN sürecin) ardından, iyilikte sebat edenlere nimetimizi tamamlamak, (gereken) her şeyi iyice açıklamak ve bir yol haritası ve bir rahmet olmak üzere Musa’ya ilahi kelamı bağışladık ki, (en sonunda) Rableriyle buluşacaklarına inansınlar!
Nedim Yılmaz : Sonra güzel amel edene (nimet ve ikramı) tamamlamak, herşeyi açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere Musa’ya da Kitab’ı verdik ki, Rab’larının huzuruna varacaklarına inansınlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra Biz Mûsa'ya, ahkâmına güzelce riâyet edene, kitabı tamam bir veçh üzere ve herşeyi mufassalan bildirmek ve bir hidâyet ve rahmet olmak için verdik. Tâ ki Rablerinin huzuruna varacaklarına imân etsinler.
Ömer Öngüt : Sonra iyilik edenlere nimetimizin tamamlanması ve her şeyi geniş bir şekilde açıklanması için, hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına iman ederler.
Ömer Rıza Doğrul : Gene Biz iyi işler işleyenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi apaçık göstermek, hidayet ve rahmet olmak üzere Musa’ya Kitap verdik ki Rablerine kavuşacaklarına inansınlar.
Şaban Piriş : Yine, Musa’ya da, iyi uygulayanlara (nimetlerimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir rehber, rahmet olmak üzere o kitabı -Tevrat’ı- verdik ki Rab’lerine kavuşacaklarına inansınlar.
Suat Yıldırım : Yine Biz, iyi hareket edenlere nimetimizi tamamlamak ve her şeyi iyice açıklamak, bir hidâyet ve rehber olmak üzere Mûsâ’ya kitabı verdik ki Rab’lerine kavuşacaklarına iman etsinler.
Süleyman Ateş : Sonra iyilik edenlere (ni'metimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak ve yola iletici ve rahmet olmak üzere Mûsâ'ya Kitabı verdik ki, Rablerinin huzûruna varacaklarına inansınlar.
Talat Koçyiğit : Sonra (tatbikini) iyi yapanlara (nimetimizi) tamamlamak ve herşeyi açıklamak, aynı zamanda hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitabı verdik ki, Rablerine kavuşacaklarına îmân etsinler.
Tefhim-ul Kuran : Sonra biz Musa'ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar.
Ümit Şimşek : Biz Musa'ya da, iyi davranışta bulunanlar üzerindeki nimetimizi tamamlamak ve herşeyi iyice açıklamak üzere, bir hidayet rehberi ve bir rahmet olarak kitabı verdik-tâ ki, Rablerine kavuşacaklarına iman etsinler.
Yaşar Nuri Öztürk : Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : Hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitap verdik. Belki onlar Rabblerine kavuşacaklarına îmân ederler.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]