» 6 / En’âm  5:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
Enam Suresi = Davar Suresi
Araplarin hayvanlara uyguladiklari bazi gelenekler kinandigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَقَدْ (FGD̃) = feḳad : işte elbette
2. كَذَّبُوا (KZ̃BWE) = keƶƶebū : yalanladılar
3. بِالْحَقِّ (BELḪG) = bil-Haḳḳi : hakkı
4. لَمَّا (LME) = lemmā : ne zaman ki
5. جَاءَهُمْ (CEÙHM) = cā'ehum : kendilerine geldi
6. فَسَوْفَ (FSWF) = fesevfe : fakat yakında
7. يَأْتِيهِمْ (YÊTYHM) = ye'tīhim : kendilerine gelecektir
8. أَنْبَاءُ (ÊNBEÙ) = enbā'u : haberleri
9. مَا (ME) = mā : şeyin
10. كَانُوا (KENWE) = kānū :
11. بِهِ (BH) = bihi : onunla
12. يَسْتَهْزِئُونَ (YSTHZÙWN) = yestehziūne : alay ettikleri
işte elbette | yalanladılar | hakkı | ne zaman ki | kendilerine geldi | fakat yakında | kendilerine gelecektir | haberleri | şeyin | | onunla | alay ettikleri |

[] [KZ̃B] [ḪGG] [] [CYE] [] [ETY] [NBE] [] [KWN] [] [HZE]
FGD̃ KZ̃BWE BELḪG LME CEÙHM FSWF YÊTYHM ÊNBEÙ ME KENWE BH YSTHZÙWN

feḳad keƶƶebū bil-Haḳḳi lemmā cā'ehum fesevfe ye'tīhim enbā'u kānū bihi yestehziūne
فقد كذبوا بالحق لما جاءهم فسوف يأتيهم أنباء ما كانوا به يستهزئون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فقد | FGD̃ feḳad işte elbette Then indeed,
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BWE keƶƶebū yalanladılar they denied
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi hakkı the truth
لما | LME lemmā ne zaman ki when
جاءهم ج ي ا | CYE CEÙHM cā'ehum kendilerine geldi it came to them,
فسوف | FSWF fesevfe fakat yakında but soon
يأتيهم ا ت ي | ETY YÊTYHM ye'tīhim kendilerine gelecektir will come to them
أنباء ن ب ا | NBE ÊNBEÙ enbā'u haberleri news
ما | ME şeyin (of) what
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū they used to
به | BH bihi onunla [at it]
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙWN yestehziūne alay ettikleri mock.

6:5 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

işte elbette | yalanladılar | hakkı | ne zaman ki | kendilerine geldi | fakat yakında | kendilerine gelecektir | haberleri | şeyin | | onunla | alay ettikleri |

[] [KZ̃B] [ḪGG] [] [CYE] [] [ETY] [NBE] [] [KWN] [] [HZE]
FGD̃ KZ̃BWE BELḪG LME CEÙHM FSWF YÊTYHM ÊNBEÙ ME KENWE BH YSTHZÙWN

feḳad keƶƶebū bil-Haḳḳi lemmā cā'ehum fesevfe ye'tīhim enbā'u kānū bihi yestehziūne
فقد كذبوا بالحق لما جاءهم فسوف يأتيهم أنباء ما كانوا به يستهزئون

[] [ك ذ ب] [ح ق ق] [] [ج ي ا] [] [ا ت ي] [ن ب ا] [] [ك و ن] [] [ه ز ا]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فقد | FGD̃ feḳad işte elbette Then indeed,
Fe,Gaf,Dal,
80,100,4,
RSLT – prefixed result particle
CERT – particle of certainty
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف تحقيق
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BWE keƶƶebū yalanladılar they denied
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi hakkı the truth
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf,
2,1,30,8,100,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
لما | LME lemmā ne zaman ki when
Lam,Mim,Elif,
30,40,1,
T – time adverb
ظرف زمان
جاءهم ج ي ا | CYE CEÙHM cā'ehum kendilerine geldi it came to them,
Cim,Elif,,He,Mim,
3,1,,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فسوف | FSWF fesevfe fakat yakında but soon
Fe,Sin,Vav,Fe,
80,60,6,80,
RSLT – prefixed result particle
FUT – future particle
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف استقبال
يأتيهم ا ت ي | ETY YÊTYHM ye'tīhim kendilerine gelecektir will come to them
Ye,,Te,Ye,He,Mim,
10,,400,10,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أنباء ن ب ا | NBE ÊNBEÙ enbā'u haberleri news
,Nun,Be,Elif,,
,50,2,1,,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
ما | ME şeyin (of) what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū they used to
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
به | BH bihi onunla [at it]
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙWN yestehziūne alay ettikleri mock.
Ye,Sin,Te,He,Ze,,Vav,Nun,
10,60,400,5,7,,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَقَدْ: işte elbette | كَذَّبُوا: yalanladılar | بِالْحَقِّ: hakkı | لَمَّا: ne zaman ki | جَاءَهُمْ: kendilerine geldi | فَسَوْفَ: fakat yakında | يَأْتِيهِمْ: kendilerine gelecektir | أَنْبَاءُ: haberleri | مَا: şeyin | كَانُوا: | بِهِ: onunla | يَسْتَهْزِئُونَ: alay ettikleri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فقد FGD̃ işte elbette | كذبوا KZ̃BWE yalanladılar | بالحق BELḪG hakkı | لما LME ne zaman ki | جاءهم CEÙHM kendilerine geldi | فسوف FSWF fakat yakında | يأتيهم YÊTYHM kendilerine gelecektir | أنباء ÊNBEÙ haberleri | ما ME şeyin | كانوا KENWE | به BH onunla | يستهزئون YSTHZÙWN alay ettikleri |
Kırık Meal (Okunuş) : |feḳad: işte elbette | keƶƶebū: yalanladılar | bil-Haḳḳi: hakkı | lemmā: ne zaman ki | cā'ehum: kendilerine geldi | fesevfe: fakat yakında | ye'tīhim: kendilerine gelecektir | enbā'u: haberleri | : şeyin | kānū: | bihi: onunla | yestehziūne: alay ettikleri |
Kırık Meal (Transcript) : |FGD̃: işte elbette | KZ̃BWE: yalanladılar | BELḪG: hakkı | LME: ne zaman ki | CEÙHM: kendilerine geldi | FSWF: fakat yakında | YÊTYHM: kendilerine gelecektir | ÊNBEÙ: haberleri | ME: şeyin | KENWE: | BH: onunla | YSTHZÙWN: alay ettikleri |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kendilerine, gerçek olan Kur'ân gelince onu yalanlarlar, fakat yakında gelecek onlara, alay ettikleri şeye ait haberler.
Adem Uğur : Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir.
Ahmed Hulusi : Şimdi de, kendilerine Hak olarak geleni yalanladılar! Fakat alay etmekte olduklarının (ne olduğunun) haberleri yakında onlara gelecek.
Ahmet Tekin : Onlar kendilerine gerekçeli, hikmete dayalı, toplumlarında hakça düzeni gerçekleştirecek Hak kitap Kur’ân geldiğinde, Kur’ân’ı, Hakkı yalanladılar. Fakat, yakında onlara alay etmeye devam ettikleri şeyin gücünün yankıları, başlarından eksik olmayacak felâketlerin haberleri gelecektir.
Ahmet Varol : Hakk kendilerine gelince onu yalanladılar. Alaya aldıkları şeylerin haberleri onlara gelecektir.
Ali Bulaç : Kendilerine hak gelince, onu yalanladılar; fakat alaya aldıklarının haberleri onlara gelecektir.
Ali Fikri Yavuz : En büyük mûcize olan KUR’AN onlara geldiği zaman dahi; onu yalanlamışlardı. Fakat yakında, ne ile alay etmiş bulunduklarının haberleri (dünya ve ahirette çekecekleri azab) onlara gelecektir.
Bekir Sadak : Gercek kendilerine gelince onu yalanladilar. Alaya aldiklari seyin haberleri kendilerine gelecektir.
Celal Yıldırım : Kendilerine (Rablerinden) hak (olan Peygamber ve Kitab) geldiğinde durmadan onu yalanladılar. Yakında ne ile alay ettiklerinin (baş döndürücü) haberi gelecektir.
Diyanet İşleri : Nitekim hak (Kur’an) kendilerine gelince onu yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberleri kendilerine ilerde gelecektir.
Diyanet İşleri (eski) : Gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar. Alaya aldıkları şeyin haberleri kendilerine gelecektir.
Diyanet Vakfi : Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir.
Edip Yüksel : Kendilerine gerçek gelince onu yalanladılar. Alay ettikleri şeyin haberleri yakında kendilerine gelecek
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hak, kendilerine gelince onu yalanladılar. Alaya aldıkları şeyin haberi yakında kendilerine gelecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun için apaçık hak kendilerine geldiği vakit ona yalan dediler. Fakat alay etmekte oldukları şeyin haberi yakında kendilerine gelecek!
Elmalılı Hamdi Yazır : İşte en belli hak geldiği zaman da kendilerine yalan dediler, fakat yakında onlara ne ile istihza etmekte olduklarının haberleri gelecek
Fizilal-il Kuran : Nitekim onlar kendilerine gelen gerçeği, Kur'an'ı derhal yalanladılar. Fakat alay konusu ettikleri gerçeklerin haberleri ilerde kendilerine gelecektir.
Gültekin Onan : Kendilerine hak gelince onu yalanladılar; fakat alaya aldıklarının haberleri onlara gelecektir.
Hakkı Yılmaz : Sonra da onlar, kendilerine hak gelince onu kesinlikle yalanladılar. Artık alaya aldıkları şeylerin önemli haberleri yakında kendilerine gelecektir.
Hasan Basri Çantay : İşte onlar hak (olan Kur'an) ı, kendilerine gelince, yalanlamışlardır. Fakat yakında onlara ne ile alay etmekde olduklarının (müdhiş) haberleri gelecekdir.
Hayrat Neşriyat : İşte (onlar,) kendilerine geldiğinde, o hak olan (Kur’ân’)ı gerçekten yalanladılar. Fakat (o) kendisi ile alay etmekte oldukları şeyin haberleri, ileride onlara gelecektir.
İbni Kesir : Onlar; kendilerine gelince, hakkı yalanladılar. Ama alaya aldıkları şeyin haberi onlara gelecektir.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onlara hak geldiği zaman, onu yalanlamışlardı. Fakat alay etmiş oldukları şeyin haberleri yakında onlara gelecek.
Muhammed Esed : ve şimdi kendilerine gelmiş olan bu hakikati de böyle yalanlıyorlar. Ama, zaman içinde, o alay ettikleri şeyi anlayacaklardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte onlar hakkı kendilerine geldiği vakit tekzîp ettiler. Fakat onlara ne ile istihzâ eder olduklarının haberleri atiyen gelecektir.
Ömer Öngüt : Hak onlara geldiğinde onu yalanladılar. Fakat alaya aldıkları şeyin haberleri yakında kendilerine gelecektir.
Şaban Piriş : Onlara hak geldiği zaman onu hemen yalanlamışlardır. Alaya aldıkları şeyin haberleri yakında onlara gelecektir.
Suat Yıldırım : Hakikat kendilerine gelince onu yalan saydılar, alay ettiler; fakat alay ettikleri şeyin haberlerini, onunla alay etmenin ne demek olduğunu yakında öğrenirler!
Süleyman Ateş : İşte, kendilerine gelen hakkı da yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberleri, yakında kendilerine gelecek(uyarıldıkları azâb onları kuşatacak)tır.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine hak gelince, onu yalanladılar; fakat alaya almakta olduklarının haberleri onlara gelecektir.
Ümit Şimşek : İşte, kendilerine hak geldiğinde onu da yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberi yakında onlara ulaşacaktır.
Yaşar Nuri Öztürk : Böylece hakkı, kendilerine geldiği anda yalanladılar. Fakat yakında onlara, alay etmekte oldukları şeyin haberleri gelecektir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}