» 6 / En’âm  34:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
Enam Suresi = Davar Suresi
Araplarin hayvanlara uyguladiklari bazi gelenekler kinandigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (WLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. كُذِّبَتْ (KZ̃BT) = kuƶƶibet : yalanlanmıştı
3. رُسُلٌ (RSL) = rusulun : elçiler
4. مِنْ (MN) = min :
5. قَبْلِكَ (GBLK) = ḳablike : senden önce de
6. فَصَبَرُوا (FṦBRWE) = feSaberū : sabrettiler
7. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : karşı
8. مَا (ME) = mā :
9. كُذِّبُوا (KZ̃BWE) = kuƶƶibū : yalanlanmalarına
10. وَأُوذُوا (WÊWZ̃WE) = ve ūƶū : ve eziyet edilmelerine
11. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : nihayet
12. أَتَاهُمْ (ÊTEHM) = etāhum : onlara yetişti
13. نَصْرُنَا (NṦRNE) = neSrunā : yardımımız
14. وَلَا (WLE) = ve lā : yoktur
15. مُبَدِّلَ (MBD̃L) = mubeddile : değiştirebilecek
16. لِكَلِمَاتِ (LKLMET) = likelimāti : kelimelerini
17. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
18. وَلَقَدْ (WLGD̃) = veleḳad : andolsun
19. جَاءَكَ (CEÙK) = cā'eke : sana da gelmiştir
20. مِنْ (MN) = min : -inden
21. نَبَإِ (NBÎ) = nebei : haber-
22. الْمُرْسَلِينَ (ELMRSLYN) = l-murselīne : elçilerin
ve andolsun | yalanlanmıştı | elçiler | | senden önce de | sabrettiler | karşı | | yalanlanmalarına | ve eziyet edilmelerine | nihayet | onlara yetişti | yardımımız | yoktur | değiştirebilecek | kelimelerini | Allah'ın | andolsun | sana da gelmiştir | -inden | haber- | elçilerin |

[] [KZ̃B] [RSL] [] [GBL] [ṦBR] [] [] [KZ̃B] [EZ̃Y] [] [ETY] [NṦR] [] [BD̃L] [KLM] [] [] [CYE] [] [NBE] [RSL]
WLGD̃ KZ̃BT RSL MN GBLK FṦBRWE AL ME KZ̃BWE WÊWZ̃WE ḪT ÊTEHM NṦRNE WLE MBD̃L LKLMET ELLH WLGD̃ CEÙK MN NBÎ ELMRSLYN

veleḳad kuƶƶibet rusulun min ḳablike feSaberū ǎlā kuƶƶibū ve ūƶū Hattā etāhum neSrunā ve lā mubeddile likelimāti llahi veleḳad cā'eke min nebei l-murselīne
ولقد كذبت رسل من قبلك فصبروا على ما كذبوا وأوذوا حتى أتاهم نصرنا ولا مبدل لكلمات الله ولقد جاءك من نبإ المرسلين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun And surely
كذبت ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BT kuƶƶibet yalanlanmıştı were rejected
رسل ر س ل | RSL RSL rusulun elçiler Messengers
من | MN min from
قبلك ق ب ل | GBL GBLK ḳablike senden önce de before you,
فصبروا ص ب ر | ṦBR FṦBRWE feSaberū sabrettiler but they were patient
على | AL ǎlā karşı over
ما | ME what
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BWE kuƶƶibū yalanlanmalarına they were rejected
وأوذوا ا ذ ي | EZ̃Y WÊWZ̃WE ve ūƶū ve eziyet edilmelerine and they were harmed
حتى | ḪT Hattā nihayet until
أتاهم ا ت ي | ETY ÊTEHM etāhum onlara yetişti came to them
نصرنا ن ص ر | NṦR NṦRNE neSrunā yardımımız Our help.
ولا | WLE ve lā yoktur And no
مبدل ب د ل | BD̃L MBD̃L mubeddile değiştirebilecek one (can) alter
لكلمات ك ل م | KLM LKLMET likelimāti kelimelerini (the) words
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah,
ولقد | WLGD̃ veleḳad andolsun and surely
جاءك ج ي ا | CYE CEÙK cā'eke sana da gelmiştir has come to you
من | MN min -inden of
نبإ ن ب ا | NBE NBÎ nebei haber- (the) news
المرسلين ر س ل | RSL ELMRSLYN l-murselīne elçilerin (of) the Messengers.

6:34 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | yalanlanmıştı | elçiler | | senden önce de | sabrettiler | karşı | | yalanlanmalarına | ve eziyet edilmelerine | nihayet | onlara yetişti | yardımımız | yoktur | değiştirebilecek | kelimelerini | Allah'ın | andolsun | sana da gelmiştir | -inden | haber- | elçilerin |

[] [KZ̃B] [RSL] [] [GBL] [ṦBR] [] [] [KZ̃B] [EZ̃Y] [] [ETY] [NṦR] [] [BD̃L] [KLM] [] [] [CYE] [] [NBE] [RSL]
WLGD̃ KZ̃BT RSL MN GBLK FṦBRWE AL ME KZ̃BWE WÊWZ̃WE ḪT ÊTEHM NṦRNE WLE MBD̃L LKLMET ELLH WLGD̃ CEÙK MN NBÎ ELMRSLYN

veleḳad kuƶƶibet rusulun min ḳablike feSaberū ǎlā kuƶƶibū ve ūƶū Hattā etāhum neSrunā ve lā mubeddile likelimāti llahi veleḳad cā'eke min nebei l-murselīne
ولقد كذبت رسل من قبلك فصبروا على ما كذبوا وأوذوا حتى أتاهم نصرنا ولا مبدل لكلمات الله ولقد جاءك من نبإ المرسلين

[] [ك ذ ب] [ر س ل] [] [ق ب ل] [ص ب ر] [] [] [ك ذ ب] [ا ذ ي] [] [ا ت ي] [ن ص ر] [] [ب د ل] [ك ل م] [] [] [ج ي ا] [] [ن ب ا] [ر س ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun And surely
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
REM – prefixed resumption particle
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو استئنافية
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
كذبت ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BT kuƶƶibet yalanlanmıştı were rejected
Kef,Zel,Be,Te,
20,700,2,400,
V – 3rd person feminine singular (form II) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
رسل ر س ل | RSL RSL rusulun elçiler Messengers
Re,Sin,Lam,
200,60,30,
N – nominative masculine plural indefinite noun
اسم مرفوع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلك ق ب ل | GBL GBLK ḳablike senden önce de before you,
Gaf,Be,Lam,Kef,
100,2,30,20,
N – genitive noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فصبروا ص ب ر | ṦBR FṦBRWE feSaberū sabrettiler but they were patient
Fe,Sad,Be,Re,Vav,Elif,
80,90,2,200,6,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā karşı over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BWE kuƶƶibū yalanlanmalarına they were rejected
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
وأوذوا ا ذ ي | EZ̃Y WÊWZ̃WE ve ūƶū ve eziyet edilmelerine and they were harmed
Vav,,Vav,Zel,Vav,Elif,
6,,6,700,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
حتى | ḪT Hattā nihayet until
Ha,Te,,
8,400,,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
أتاهم ا ت ي | ETY ÊTEHM etāhum onlara yetişti came to them
,Te,Elif,He,Mim,
,400,1,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
نصرنا ن ص ر | NṦR NṦRNE neSrunā yardımımız Our help.
Nun,Sad,Re,Nun,Elif,
50,90,200,50,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولا | WLE ve lā yoktur And no
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
نافية تعمل عمل «أن»
مبدل ب د ل | BD̃L MBD̃L mubeddile değiştirebilecek one (can) alter
Mim,Be,Dal,Lam,
40,2,4,30,
N – accusative masculine (form II) active participle
اسم منصوب
لكلمات ك ل م | KLM LKLMET likelimāti kelimelerini (the) words
Lam,Kef,Lam,Mim,Elif,Te,
30,20,30,40,1,400,
P – prefixed preposition lām
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
ولقد | WLGD̃ veleḳad andolsun and surely
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
REM – prefixed resumption particle
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو استئنافية
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
جاءك ج ي ا | CYE CEÙK cā'eke sana da gelmiştir has come to you
Cim,Elif,,Kef,
3,1,,20,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min -inden of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
نبإ ن ب ا | NBE NBÎ nebei haber- (the) news
Nun,Be,,
50,2,,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
المرسلين ر س ل | RSL ELMRSLYN l-murselīne elçilerin (of) the Messengers.
Elif,Lam,Mim,Re,Sin,Lam,Ye,Nun,
1,30,40,200,60,30,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) passive participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | كُذِّبَتْ: yalanlanmıştı | رُسُلٌ: elçiler | مِنْ: | قَبْلِكَ: senden önce de | فَصَبَرُوا: sabrettiler | عَلَىٰ: karşı | مَا: | كُذِّبُوا: yalanlanmalarına | وَأُوذُوا: ve eziyet edilmelerine | حَتَّىٰ: nihayet | أَتَاهُمْ: onlara yetişti | نَصْرُنَا: yardımımız | وَلَا: yoktur | مُبَدِّلَ: değiştirebilecek | لِكَلِمَاتِ: kelimelerini | اللَّهِ: Allah'ın | وَلَقَدْ: andolsun | جَاءَكَ: sana da gelmiştir | مِنْ: -inden | نَبَإِ: haber- | الْمُرْسَلِينَ: elçilerin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | كذبت KZ̃BT yalanlanmıştı | رسل RSL elçiler | من MN | قبلك GBLK senden önce de | فصبروا FṦBRWE sabrettiler | على AL karşı | ما ME | كذبوا KZ̃BWE yalanlanmalarına | وأوذوا WÊWZ̃WE ve eziyet edilmelerine | حتى ḪT nihayet | أتاهم ÊTEHM onlara yetişti | نصرنا NṦRNE yardımımız | ولا WLE yoktur | مبدل MBD̃L değiştirebilecek | لكلمات LKLMET kelimelerini | الله ELLH Allah'ın | ولقد WLGD̃ andolsun | جاءك CEÙK sana da gelmiştir | من MN -inden | نبإ NBÎ haber- | المرسلين ELMRSLYN elçilerin |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | kuƶƶibet: yalanlanmıştı | rusulun: elçiler | min: | ḳablike: senden önce de | feSaberū: sabrettiler | ǎlā: karşı | : | kuƶƶibū: yalanlanmalarına | ve ūƶū: ve eziyet edilmelerine | Hattā: nihayet | etāhum: onlara yetişti | neSrunā: yardımımız | ve lā: yoktur | mubeddile: değiştirebilecek | likelimāti: kelimelerini | llahi: Allah'ın | veleḳad: andolsun | cā'eke: sana da gelmiştir | min: -inden | nebei: haber- | l-murselīne: elçilerin |
Kırık Meal (Transcript) : |WLGD̃: ve andolsun | KZ̃BT: yalanlanmıştı | RSL: elçiler | MN: | GBLK: senden önce de | FṦBRWE: sabrettiler | AL: karşı | ME: | KZ̃BWE: yalanlanmalarına | WÊWZ̃WE: ve eziyet edilmelerine | ḪT: nihayet | ÊTEHM: onlara yetişti | NṦRNE: yardımımız | WLE: yoktur | MBD̃L: değiştirebilecek | LKLMET: kelimelerini | ELLH: Allah'ın | WLGD̃: andolsun | CEÙK: sana da gelmiştir | MN: -inden | NBÎ: haber- | ELMRSLYN: elçilerin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlandı da onlar, kendilerine yardımımız erişinceye dek sözlerinin yalan sayılmasına ve uğradıkları eziyetlere katlandılar ve Allah'ın sözlerini değiştirecek yoktur ve sana da o peygamberlerin haberleri gelmiştir.
Adem Uğur : Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki, senden önce de Rasûller yalanlanmıştı. . . Yardımımız gelinceye kadar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler. . . Allâh kelimelerini (vadettiği sözlerini) değiştirecek yoktur. . . Andolsun ki, irsâl olunanların (Rasûllerin) haberlerinden bir kısmı sana gelmiştir.
Ahmet Tekin : Andolsun ki, senden önce de Rasuller yalanlanmıştı. Onlar, kendilerine yardımımız gelinceye kadar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrederek mücadeleye devam ettiler, Allah’ın sözlerini, kanunlarını kimse değiştiremez, onların yerini tutacak kanunları da koyacak yoktur. Andolsun ki, sana, Rasullerin karşılaştıkları sıkıntılardan bir kısmı anlatılmıştır.
Ahmet Varol : Senden önce de peygamberler yalanlandı da yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler. Sonunda yardımımız onlara ulaştı. Allah'ın sözlerini değiştirebilecek yoktur. Peygamberlerin haberlerinden bazıları sana da geldi.
Ali Bulaç : Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı; onlara, yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler. Allah'ın sözlerini (va'dlerini) değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana da geldi.
Ali Fikri Yavuz : Andolsun, senden önce gönderilen peygamberler yalanlandı da, eziyet edilip yalanlanmalarına karşı sabrettiler. Nihayet kendilerine zaferimiz geldi. Allah’ın kelimelerini (vaadini) değiştirebilecek hiç bir kuvvet yoktur. Andolsun, gönderilen peygamberlere (yapılan muamelelere) ait haberlerin bir kısmı da sana geldi.
Bekir Sadak : Senden once nice peygamberler yalanlandi ve kendilerine yardimimiz gelene kadar yalanlanmalarina ve sikistirilmaya katlandilar. Allah'in sozlerini degistirebilecek yoktur; and olsun ki peygamberlerin haberi sana da geldi.
Celal Yıldırım : And olsun ki, senden önce gönderilen nice peygamberler de yalanlanmıştır, ama onlar bizim yardımımız kendilerine gelinceye kadar yalanlandıkları şeylere ve kendilerine yapılan eziyetlere katlanıp sabrettiler. Allah'ın (va'dettiği) sözlerini değiştirecek (hiçbir kuvvet) yoktur. Hem and olsun ki, sana o peygamberlerin haberinden bazı bölümler de geldi.
Diyanet İşleri : Andolsun ki, senden önce de birçok Peygamberler yalanlanmıştı da onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabretmişler ve nihayet kendilerine yardımımız yetişmişti. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek bir güç de yoktur. Andolsun peygamberler ile ilgili haberlerin bir kısmı sana gelmiş bulunuyor.
Diyanet İşleri (eski) : Senden önce nice peygamberler yalanlandı ve kendilerine yardımımız gelene kadar yalanlanmalarına ve sıkıştırılmaya katlandılar. Allah'ın sözlerini değiştirebilecek yoktur; and olsun ki peygamberlerin haberi sana da geldi.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.
Edip Yüksel : Senden önceki elçileri de yalancılıkla suçladılar. Yalanlanmalara karşı direndiler. Zaferimiz ulaşıncaya dek sıkıntı çektiler. ALLAH'ın sistemi değişmeyecek. Nitekim elçilerin tarihi sana ulaşmış bulunuyor.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Senden önce de peygamberler yalanlanmıştı. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler. Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz ki sana, peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, senden önce gönderilen peygamberler de yalanlandılar. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet edilmeye karşı sabrettiler. Allah'ın sözlerini değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur! Allah biliyor ya, sana peygamberlerin kıssalarından haber de geldi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlîm hakkıyçin senden önce gönderilen Peygamberler tekzib olundu da tekzib ve ezâ edilmelerine karşı sabrettiler, nihayet kendilerine nusratımız geldi, öyle ya Allahın kelimâtı va'dini değiştirebilecek hiç bir kuvvet yoktur, alimallah sana mürselîn kıssalarından haber de geldi
Fizilal-il Kuran : Andolsun, senden önce nice peygamberler yalanlandı ve kendilerine yardımımız gelene kadar yalanlamalarına ve sıkıştırılmaya katlandılar. Allah'ın sözlerini değiştirebilecek yoktur; and olsun ki: Peygamberlerin haberi sana da geldi.
Gültekin Onan : Andolsun, senden önce de elçiler yalanlandı; onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğradıkları şeye sabrettiler. Tanrı'nın vaadlerini değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana da geldi.
Hakkı Yılmaz : Ve elbette ki senden önce de elçiler yalanlanmıştı da kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabretmişlerdi. Ve Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Hiç şüphesiz ki, sana, elçilerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir de.
Hasan Basri Çantay : Andolsun, senden evvelki peygamberler (in kendileri) yalanlanmadı da tekzîb edildikleri ve ezaya uğratıldıkları şeylere karşı sabr etmişlerdi. Nihayet onlara yardımımız gelib yetişdi. Allahın kelimelerini (katlananlar hakkındaki nusret va'dini) değişdirebilecek (hiç bir ferd ve kuvvet) yokdur. Andolsun, (tarafımdan) gönderilen (o peygamber) lerin haberinden bir kısmı sana da geldi.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki, senden önce nice peygamberler de yalanlanmıştı; fakat yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabrettiler; nihâyet onlara yardımımız geldi. Çünki Allah’ın kelimelerini (yardım va'dini) değiştirebilecek kimse yoktur. And olsun ki, o peygamberlerin haber(ler)inden bir kısmı sana da geldi.
İbni Kesir : Andolsun ki; senden önce de nice peygamberler yalanlandı da yalanlanmalarına ve eziyyet edilmelerine sabrettiler. Nihayet onlara yardımımız gelip yetişti. Allah'ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur. Andolsun ki; peygamberlerin haberinden bir kısmı sana gelmiştir.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki; senden önceki resûller de yalanlandı. Fakat onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları şeylere ve uğradıkları eziyetlere sabrettiler. Ve Allah'ın kelimelerini değiştirecek yoktur. Ve andolsun, gönderilmiş resûllerin haberlerinden (bir kısmı) sana geldi.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, senden önce (de) peygamberler yalanlanmıştır; ama onlar, Bizden yardım gelinceye kadar bütün düzmece ithamlara ve kendilerine yapılan bütün eziyetlere sabırla katlandılar: Çünkü hiçbir güç Allahın vaatlerini(n sonucunu) değiştiremez. Ve o peygamberlerin tarihleri hakkında şu anda sen de bilgi sahibisin.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve andolsun ki, senden evvel de peygamberler tekzîp olunmuşlardır. Fakat tekzîp olundukları ve eziyete uğradıkları şeylere karşı sabretmişlerdir. Nihâyet onlara Bizim yardımımız gelip yetişti. Ve Allah Teâlâ'nın kelimelerini tebdîl edecek yoktur. Ve andolsun ki, sana peygamberlerin haberlerinden gelivermiştir.
Ömer Öngüt : Resulüm! Senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler. Nihayet yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini (sözlerini) değiştirebilecek hiç kimse yoktur. Nitekim peygamberlerin haberi sana da geldi.
Şaban Piriş : Senden önceki Resuller de yalanlanmışlardı da yardımımız gelene dek yalanlandıkları ve eziyet olundukları şeylere sabretmişlerdi. Allah’ın sözlerini değiştirebilecek yoktur. Daha önce gönderilenlerin haberleri sana geldi.
Suat Yıldırım : Senden önce nice peygamberler yalancı sayıldılar da tekzib olunmaya ve her türlü eziyete uğratılmaya karşı sabrettiler. Nihayet kendilerine yardımımız gelip yetişti. Öyle ya, Allah’ın sabredenlere yardım vâdini değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur. Nitekim o resullerin kıssalarından bazı bölümler sana ulaşmıştır.
Süleyman Ateş : Senden önce de elçiler yalanlanmıştı. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler, nihâyet onlara yardımımız yetişti. Allâh'ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur. Sana da elçilerin haberinden bir parça gelmiştir.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun senden önce de peygamberler yalanlandı; onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler. Allah'ın sözlerini (va'dlerini) değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana da geldi.
Ümit Şimşek : Senden önce de nice peygamberler yalanlandı. Yalanlanmalarına ve eziyete uğramalarına karşılık, onlar Bizim yardımımız kendilerine erişinceye kadar sabrettiler. Allah'ın vaadini değiştirebilecek kimse yoktur. Nitekim sana peygamberlerin haberlerinden bir kısmı ulaşmış bulunuyor.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun ki, senden önce de resuller yalanlanmış ama yalanlanmalarına, eziyet görmelerine sabretmişlerdi. Nihayet yardımımız onlara ulaştı. Allah'ın kelimelerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. Yemin olsun, elçi olarak gönderilenlerin haberinden bir kısmı sana da gelmiştir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}