» 6 / En’âm  40:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
Enam Suresi = Davar Suresi
Araplarin hayvanlara uyguladiklari bazi gelenekler kinandigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
2. أَرَأَيْتَكُمْ (ÊRÊYTKM) = eraeytekum : gördünüz mü?
3. إِنْ (ÎN) = in : eğer
4. أَتَاكُمْ (ÊTEKM) = etākum : size gelse
5. عَذَابُ (AZ̃EB) = ǎƶābu : azabı
6. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
7. أَوْ (ÊW) = ev : ya da
8. أَتَتْكُمُ (ÊTTKM) = etetkumu : gelse
9. السَّاعَةُ (ELSEAT) = s-sāǎtu : o sa'at
10. أَغَيْرَ (ÊĞYR) = eğayra : başkasına mı
11. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'tan
12. تَدْعُونَ (TD̃AWN) = ted'ǔne : yalvarırsınız
13. إِنْ (ÎN) = in : şayet
14. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum : iseniz (söyleyin)
15. صَادِقِينَ (ṦED̃GYN) = Sādiḳīne : doğru (sözlü)
de ki | gördünüz mü? | eğer | size gelse | azabı | Allah'ın | ya da | gelse | o sa'at | başkasına mı | Allah'tan | yalvarırsınız | şayet | iseniz (söyleyin) | doğru (sözlü) |

[GWL] [REY] [] [ETY] [AZ̃B] [] [] [ETY] [SWA] [ĞYR] [] [D̃AW] [] [KWN] [ṦD̃G]
GL ÊRÊYTKM ÎN ÊTEKM AZ̃EB ELLH ÊW ÊTTKM ELSEAT ÊĞYR ELLH TD̃AWN ÎN KNTM ṦED̃GYN

ḳul eraeytekum in etākum ǎƶābu llahi ev etetkumu s-sāǎtu eğayra llahi ted'ǔne in kuntum Sādiḳīne
قل أرأيتكم إن أتاكم عذاب الله أو أتتكم الساعة أغير الله تدعون إن كنتم صادقين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
أرأيتكم ر ا ي | REY ÊRÊYTKM eraeytekum gördünüz mü? """Have you seen"
إن | ÎN in eğer if
أتاكم ا ت ي | ETY ÊTEKM etākum size gelse (there) came to you
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābu azabı punishment
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
أو | ÊW ev ya da or
أتتكم ا ت ي | ETY ÊTTKM etetkumu gelse (there) came to you
الساعة س و ع | SWA ELSEAT s-sāǎtu o sa'at the Hour -
أغير غ ي ر | ĞYR ÊĞYR eğayra başkasına mı is it other
الله | ELLH llahi Allah'tan (than) Allah
تدعون د ع و | D̃AW TD̃AWN ted'ǔne yalvarırsınız you call,
إن | ÎN in şayet if
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum iseniz (söyleyin) you are
صادقين ص د ق | ṦD̃G ṦED̃GYN Sādiḳīne doğru (sözlü) "truthful?"""

6:40 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

de ki | gördünüz mü? | eğer | size gelse | azabı | Allah'ın | ya da | gelse | o sa'at | başkasına mı | Allah'tan | yalvarırsınız | şayet | iseniz (söyleyin) | doğru (sözlü) |

[GWL] [REY] [] [ETY] [AZ̃B] [] [] [ETY] [SWA] [ĞYR] [] [D̃AW] [] [KWN] [ṦD̃G]
GL ÊRÊYTKM ÎN ÊTEKM AZ̃EB ELLH ÊW ÊTTKM ELSEAT ÊĞYR ELLH TD̃AWN ÎN KNTM ṦED̃GYN

ḳul eraeytekum in etākum ǎƶābu llahi ev etetkumu s-sāǎtu eğayra llahi ted'ǔne in kuntum Sādiḳīne
قل أرأيتكم إن أتاكم عذاب الله أو أتتكم الساعة أغير الله تدعون إن كنتم صادقين

[ق و ل] [ر ا ي] [] [ا ت ي] [ع ذ ب] [] [] [ا ت ي] [س و ع] [غ ي ر] [] [د ع و] [] [ك و ن] [ص د ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
أرأيتكم ر ا ي | REY ÊRÊYTKM eraeytekum gördünüz mü? """Have you seen"
,Re,,Ye,Te,Kef,Mim,
,200,,10,400,20,40,
INTG – prefixed interrogative alif
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الهمزة همزة استفهام
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إن | ÎN in eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
أتاكم ا ت ي | ETY ÊTEKM etākum size gelse (there) came to you
,Te,Elif,Kef,Mim,
,400,1,20,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābu azabı punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
أو | ÊW ev ya da or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
أتتكم ا ت ي | ETY ÊTTKM etetkumu gelse (there) came to you
,Te,Te,Kef,Mim,
,400,400,20,40,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الساعة س و ع | SWA ELSEAT s-sāǎtu o sa'at the Hour -
Elif,Lam,Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
1,30,60,1,70,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
أغير غ ي ر | ĞYR ÊĞYR eğayra başkasına mı is it other
,Ğayn,Ye,Re,
,1000,10,200,
INTG – prefixed interrogative alif
N – accusative masculine noun
الهمزة همزة استفهام
اسم منصوب
الله | ELLH llahi Allah'tan (than) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
تدعون د ع و | D̃AW TD̃AWN ted'ǔne yalvarırsınız you call,
Te,Dal,Ayn,Vav,Nun,
400,4,70,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN in şayet if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum iseniz (söyleyin) you are
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
صادقين ص د ق | ṦD̃G ṦED̃GYN Sādiḳīne doğru (sözlü) "truthful?"""
Sad,Elif,Dal,Gaf,Ye,Nun,
90,1,4,100,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | أَرَأَيْتَكُمْ: gördünüz mü? | إِنْ: eğer | أَتَاكُمْ: size gelse | عَذَابُ: azabı | اللَّهِ: Allah'ın | أَوْ: ya da | أَتَتْكُمُ: gelse | السَّاعَةُ: o sa'at | أَغَيْرَ: başkasına mı | اللَّهِ: Allah'tan | تَدْعُونَ: yalvarırsınız | إِنْ: şayet | كُنْتُمْ: iseniz (söyleyin) | صَادِقِينَ: doğru (sözlü) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | أرأيتكم ÊRÊYTKM gördünüz mü? | إن ÎN eğer | أتاكم ÊTEKM size gelse | عذاب AZ̃EB azabı | الله ELLH Allah'ın | أو ÊW ya da | أتتكم ÊTTKM gelse | الساعة ELSEAT o sa'at | أغير ÊĞYR başkasına mı | الله ELLH Allah'tan | تدعون TD̃AWN yalvarırsınız | إن ÎN şayet | كنتم KNTM iseniz (söyleyin) | صادقين ṦED̃GYN doğru (sözlü) |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | eraeytekum: gördünüz mü? | in: eğer | etākum: size gelse | ǎƶābu: azabı | llahi: Allah'ın | ev: ya da | etetkumu: gelse | s-sāǎtu: o sa'at | eğayra: başkasına mı | llahi: Allah'tan | ted'ǔne: yalvarırsınız | in: şayet | kuntum: iseniz (söyleyin) | Sādiḳīne: doğru (sözlü) |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | ÊRÊYTKM: gördünüz mü? | ÎN: eğer | ÊTEKM: size gelse | AZ̃EB: azabı | ELLH: Allah'ın | ÊW: ya da | ÊTTKM: gelse | ELSEAT: o sa'at | ÊĞYR: başkasına mı | ELLH: Allah'tan | TD̃AWN: yalvarırsınız | ÎN: şayet | KNTM: iseniz (söyleyin) | ṦED̃GYN: doğru (sözlü) |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Gerçekseniz, size Allah'ın azâbı gelir çatar, yahut başınıza kıyâmet koparsa Allah'tan başkasını mı çağırır, ondan başkasına mı duâ edersiniz, bana haber verir misiniz siz?
Adem Uğur : De ki: Ne dersiniz; size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip çatıverse size, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru sözlü iseniz (söyleyin bakalım)!
Ahmed Hulusi : De ki: "Ne hâlde olduğunuzun bilincinde misiniz? Eğer Allâh azabı yahut o saat (vaat edilen olay) size gelse, Allâh'ın gayrına mı yakarırsınız? Eğer doğru sözlü iseniz (itiraf edin). "
Ahmet Tekin : Onlara: 'Size dünyada Allah’ın azâbı gelse, yahut kıyametin kopacağı an ile karşı karşıya gelmek durumunda kalsanız, halinizin ne olacağını hiç düşündünüz mü? Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru sözlü iseniz söyleyin bakalım' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Ne dersiniz, size Allah'ın azabı yahut kıyamet saati gelirse Allah'tan başkasına yalvarır mısınız? Doğru iseniz söyleyin bakalım!'
Ali Bulaç : De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah'tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz (çağırın bakalım.)"
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), müşriklere söyle: “- Bana haber verir misiniz, eğer Allah’ın azâbı, yahut kıyamet başınıza gelirse, Allah’dan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru söyleyen insanlarsanız... (Putlar ilâh’dır sözünde gerçekçi iseniz, kurtulmanız için onlara yalvarıp dua edin.)
Bekir Sadak : De ki, «Uzerinize Allah'in azabi gelse veya kiyamet saati size gelse, Allah'tan baskasina mi yalvarirsiniz? Dogru iseniz bana bildirin".
Celal Yıldırım : De ki: (Ey inkarcı sapıklar!) bana haber verin, size Allah'ın azabı gelecek olsa veya Kıyamet saati gelip çatsa Allah'tan başkasını mı çağırır, duâ edersiniz ? Doğrulardan iseniz (söyleyin gerçeği).
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) De ki: “Söyleyin bakalım. Acaba size Allah’ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa (böyle bir durumda) siz Allah’tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer (putların size yararı dokunduğu iddianızda) doğru söyleyenlerseniz (haydi onları yardıma çağırın).
Diyanet İşleri (eski) : De ki, 'Üzerinize Allah'ın azabı gelse veya kıyamet saati size gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru iseniz bana bildirin'.
Diyanet Vakfi : De ki: Ne dersiniz; size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip çatıverse size, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru sözlü iseniz (söyleyin bakalım)!
Edip Yüksel : De: 'Doğruysanız söyleyin bakalım, size ALLAH'ın azabı, yahut Saat (dünyanın sonu) gelse, ALLAH'tan başkasına mı yalvarırsınız?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Kendinizi hiç düşündünüz mü, Allah'ın azabı size gelse veya kıyamet vakti gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer sözünde doğru kimselerseniz cevap verin».
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Kendinizi bir düşünür müsünüz, Allah'ın azabı başınıza gelse veya kıyamet başınıza kopsa Allah'tan başkasına mı dua edersiniz? Eğer doğru söylüyorsanız söyleyin bakalım!»
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: bir düşünürmüsün kendinizi? eğer Allahın azabı başınıza gelir veya o saat başınıza gelirse Allahdan başkasına mı dua edersiniz? eğer doğru söylerseniz söyleyin bakayım?
Fizilal-il Kuran : De ki; «Eğer başınıza Allah'ın azabı kıyamet ile yüzyüze gelseniz, doğru konuşacaksanız söyleyin bakalım acaba (bu durumda) Allah'dan başkasına mı yalvarırsınız?
Gültekin Onan : De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Tanrı'nın gazabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Tanrı'dan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz..."
Hakkı Yılmaz : De ki: “Kendinizi hiç düşündünüz mü, Allah'ın azabı size gelse veya kıyâmet vakti gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? –Eğer doğru kimselerseniz.–
Hasan Basri Çantay : De ki: «Bana haber verir misin: Eğer size Allahın azabı gelir, yahud size kıyamet gelib çatarsa Allahdan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer (putlarınızın şefaatçi olduğunu söylemekde) saadık (adamlar) iseniz (çağırın onları bakayım)»!
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Söyleyin bakalım! Eğer size Allah’ın azâbı gelse veya size kıyâmet gelse, Allah’dan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz (onlara yalvarın bakalım)!'
İbni Kesir : De ki: Bana haber verir misiniz, eğer üzerinize Allah'ın azabı gelse veya size kıyamet gelirse; Allah'tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer sadıklardan iseniz.
İskender Evrenosoğlu : (Ya Muhammed müşriklere) de ki: “Siz kendinizi gördünüz mü? (halinizi gördünüz mü, aczinizi anladınız mı? Allah'ın âyetlerini inkâr edenler karanlıkta kalmış sağır ve dilsizlerdir.) Eğer Allah'ın azabı size gelse veya o saat (kıyâmet vakti) size gelse, eğer siz sadıksanız (doğru sözlü iseniz), Allah'tan başkasına mı dua edersiniz?”
Muhammed Esed : De ki: "(Bu dünyada) Allahın azabına çarptırıldığınız zaman yahut Son Saat gelip çattığında Allahtan başkasına yalvardığınızı düşünebilir misiniz? (Söyleyin bana,) eğer doğru sözlü insanlar iseniz!
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Siz bana haber verebilir misiniz? Eğer size Allah Teâlâ'nın azabı gelirse veya size kıyamet gelirse Allah Teâlâ'dan başkasına mı niyazda bulunursunuz? Eğer siz doğru sözlü kimseler iseniz (söyleyin bakalım!).»
Ömer Öngüt : De ki: “Söyleyin bana! Allah'ın azabı size gelse veya kıyamet gelip çatıverse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru sözlü iseniz?”
Şaban Piriş : De ki: -Eğer doğruysanız bana haber verir misiniz, Allah’ın azabı size ulaşır, veya kıyamet saati size gelip çatarsa, Allahtan başkasına mı yalvarırsınız?
Suat Yıldırım : De ki: "Söyleyin bakalım, eğer size Allah’ın azabı gelir yahut kıyamet gelip çatarsa Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru kimseler iseniz haydi söyleyin gerçeği!"
Süleyman Ateş : De ki: "Düşündünüz mü kendinizi hiç? Size Allâh'ın azâbı gelse, ya da o (Duruşma) sâ'at(i) gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru (sözlü) iseniz (söyleyin).
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah'tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz (çağırın bakalım.)»
Ümit Şimşek : De ki: Söyleyin bana, eğer Allah'ın azabı size erişse veya kıyamet başınıza kopacak olsa, Allah'tan başkasına mı yalvaracaksınız? Sözünüzde doğru iseniz, cevap verin.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Bir düşünün bakalım! Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip çatsa, Allah'tan başkasına mı yakarırsınız? Doğru sözlü iseniz söyleyin!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}