» 33 / Ahzâb  51:

Kuran Sırası: 33
İniş Sırası: 90
Ahzab Suresi = Hizipler/Gruplar/Topluluklar Suresi
ismini Müslümanlara karsi savasmak üzere birlesen Arap kabilelerinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تُرْجِي (TRCY) = turcī : geri bırakır
2. مَنْ (MN) = men : kimseyi
3. تَشَاءُ (TŞEÙ) = teşā'u : dilediği
4. مِنْهُنَّ (MNHN) = minhunne : onlardan
5. وَتُؤْوِي (WTÙWY) = vetu'vī : ve alırsın
6. إِلَيْكَ (ÎLYK) = ileyke : yanına
7. مَنْ (MN) = men : kimseyi
8. تَشَاءُ (TŞEÙ) = teşā'u : dilediğin
9. وَمَنِ (WMN) = ve meni : ve kimseye
10. ابْتَغَيْتَ (EBTĞYT) = bteğayte : arzu ettiği(ne dönmekte)
11. مِمَّنْ (MMN) = mimmen :
12. عَزَلْتَ (AZLT) = ǎzelte : ayrıldıklarından
13. فَلَا (FLE) = felā : yoktur
14. جُنَاحَ (CNEḪ) = cunāHa : bir günah
15. عَلَيْكَ (ALYK) = ǎleyke : senin üzerine
16. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : budur
17. أَدْنَىٰ (ÊD̃N) = ednā : en elverişli olan
18. أَنْ (ÊN) = en :
19. تَقَرَّ (TGR) = teḳarra : aydınlanmasına
20. أَعْيُنُهُنَّ (ÊAYNHN) = eǎ'yunuhunne : onların gözlerinin
21. وَلَا (WLE) = ve lā : ve
22. يَحْزَنَّ (YḪZN) = yeHzenne : tasalanmamalarına
23. وَيَرْضَيْنَ (WYRŽYN) = ve yerDeyne : ve razı olmalarına
24. بِمَا (BME) = bimā :
25. اتَيْتَهُنَّ ( ËTYTHN) = āteytehunne : senin verdiklerine
26. كُلُّهُنَّ (KLHN) = kulluhunne : hepsinin
27. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : Allah
28. يَعْلَمُ (YALM) = yeǎ'lemu : bilir
29. مَا (ME) = mā : olanı
30. فِي (FY) = fī :
31. قُلُوبِكُمْ (GLWBKM) = ḳulūbikum : sizin kalblerinizde
32. وَكَانَ (WKEN) = ve kāne : ve
33. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
34. عَلِيمًا (ALYME) = ǎlīmen : bilendir
35. حَلِيمًا (ḪLYME) = Halīmen : halimdir
geri bırakır | kimseyi | dilediği | onlardan | ve alırsın | yanına | kimseyi | dilediğin | ve kimseye | arzu ettiği(ne dönmekte) | | ayrıldıklarından | yoktur | bir günah | senin üzerine | budur | en elverişli olan | | aydınlanmasına | onların gözlerinin | ve | tasalanmamalarına | ve razı olmalarına | | senin verdiklerine | hepsinin | Allah | bilir | olanı | | sizin kalblerinizde | ve | Allah | bilendir | halimdir |

[RCW] [] [ŞYE] [] [EWY] [] [] [ŞYE] [] [BĞY] [] [AZL] [] [CNḪ] [] [] [D̃NW] [] [GRR] [AYN] [] [ḪZN] [RŽW] [] [ETY] [KLL] [] [ALM] [] [] [GLB] [KWN] [] [ALM] [ḪLM]
TRCY MN TŞEÙ MNHN WTÙWY ÎLYK MN TŞEÙ WMN EBTĞYT MMN AZLT FLE CNEḪ ALYK Z̃LK ÊD̃N ÊN TGR ÊAYNHN WLE YḪZN WYRŽYN BME ËTYTHN KLHN WELLH YALM ME FY GLWBKM WKEN ELLH ALYME ḪLYME

turcī men teşā'u minhunne vetu'vī ileyke men teşā'u ve meni bteğayte mimmen ǎzelte felā cunāHa ǎleyke ƶālike ednā en teḳarra eǎ'yunuhunne ve lā yeHzenne ve yerDeyne bimā āteytehunne kulluhunne vallahu yeǎ'lemu ḳulūbikum ve kāne llahu ǎlīmen Halīmen
ترجي من تشاء منهن وتؤوي إليك من تشاء ومن ابتغيت ممن عزلت فلا جناح عليك ذلك أدنى أن تقر أعينهن ولا يحزن ويرضين بما آتيتهن كلهن والله يعلم ما في قلوبكم وكان الله عليما حليما

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ترجي ر ج و | RCW TRCY turcī geri bırakır You may defer
من | MN men kimseyi whom
تشاء ش ي ا | ŞYE TŞEÙ teşā'u dilediği you will
منهن | MNHN minhunne onlardan of them
وتؤوي ا و ي | EWY WTÙWY vetu'vī ve alırsın or you may take
إليك | ÎLYK ileyke yanına to yourself
من | MN men kimseyi whom
تشاء ش ي ا | ŞYE TŞEÙ teşā'u dilediğin you will.
ومن | WMN ve meni ve kimseye And whoever
ابتغيت ب غ ي | BĞY EBTĞYT bteğayte arzu ettiği(ne dönmekte) you desire
ممن | MMN mimmen of those whom
عزلت ع ز ل | AZL AZLT ǎzelte ayrıldıklarından you (had) set aside -
فلا | FLE felā yoktur then (there is) no
جناح ج ن ح | CNḪ CNEḪ cunāHa bir günah blame
عليك | ALYK ǎleyke senin üzerine upon you.
ذلك | Z̃LK ƶālike budur That
أدنى د ن و | D̃NW ÊD̃N ednā en elverişli olan (is) more suitable
أن | ÊN en that
تقر ق ر ر | GRR TGR teḳarra aydınlanmasına may be cooled
أعينهن ع ي ن | AYN ÊAYNHN eǎ'yunuhunne onların gözlerinin their eyes
ولا | WLE ve lā ve and not
يحزن ح ز ن | ḪZN YḪZN yeHzenne tasalanmamalarına they grieve
ويرضين ر ض و | RŽW WYRŽYN ve yerDeyne ve razı olmalarına and they may be pleased
بما | BME bimā with what
آتيتهن ا ت ي | ETY ËTYTHN āteytehunne senin verdiklerine you have given them -
كلهن ك ل ل | KLL KLHN kulluhunne hepsinin all of them.
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows
ما | ME olanı what
في | FY (is) in
قلوبكم ق ل ب | GLB GLWBKM ḳulūbikum sizin kalblerinizde your hearts.
وكان ك و ن | KWN WKEN ve kāne ve And Allah is
الله | ELLH llahu Allah And Allah is
عليما ع ل م | ALM ALYME ǎlīmen bilendir All-Knower,
حليما ح ل م | ḪLM ḪLYME Halīmen halimdir Most Forbearing.

33:51 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

geri bırakır | kimseyi | dilediği | onlardan | ve alırsın | yanına | kimseyi | dilediğin | ve kimseye | arzu ettiği(ne dönmekte) | | ayrıldıklarından | yoktur | bir günah | senin üzerine | budur | en elverişli olan | | aydınlanmasına | onların gözlerinin | ve | tasalanmamalarına | ve razı olmalarına | | senin verdiklerine | hepsinin | Allah | bilir | olanı | | sizin kalblerinizde | ve | Allah | bilendir | halimdir |

[RCW] [] [ŞYE] [] [EWY] [] [] [ŞYE] [] [BĞY] [] [AZL] [] [CNḪ] [] [] [D̃NW] [] [GRR] [AYN] [] [ḪZN] [RŽW] [] [ETY] [KLL] [] [ALM] [] [] [GLB] [KWN] [] [ALM] [ḪLM]
TRCY MN TŞEÙ MNHN WTÙWY ÎLYK MN TŞEÙ WMN EBTĞYT MMN AZLT FLE CNEḪ ALYK Z̃LK ÊD̃N ÊN TGR ÊAYNHN WLE YḪZN WYRŽYN BME ËTYTHN KLHN WELLH YALM ME FY GLWBKM WKEN ELLH ALYME ḪLYME

turcī men teşā'u minhunne vetu'vī ileyke men teşā'u ve meni bteğayte mimmen ǎzelte felā cunāHa ǎleyke ƶālike ednā en teḳarra eǎ'yunuhunne ve lā yeHzenne ve yerDeyne bimā āteytehunne kulluhunne vallahu yeǎ'lemu ḳulūbikum ve kāne llahu ǎlīmen Halīmen
ترجي من تشاء منهن وتؤوي إليك من تشاء ومن ابتغيت ممن عزلت فلا جناح عليك ذلك أدنى أن تقر أعينهن ولا يحزن ويرضين بما آتيتهن كلهن والله يعلم ما في قلوبكم وكان الله عليما حليما

[ر ج و] [] [ش ي ا] [] [ا و ي] [] [] [ش ي ا] [] [ب غ ي] [] [ع ز ل] [] [ج ن ح] [] [] [د ن و] [] [ق ر ر] [ع ي ن] [] [ح ز ن] [ر ض و] [] [ا ت ي] [ك ل ل] [] [ع ل م] [] [] [ق ل ب] [ك و ن] [] [ع ل م] [ح ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ترجي ر ج و | RCW TRCY turcī geri bırakır You may defer
Te,Re,Cim,Ye,
400,200,3,10,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
من | MN men kimseyi whom
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
تشاء ش ي ا | ŞYE TŞEÙ teşā'u dilediği you will
Te,Şın,Elif,,
400,300,1,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
منهن | MNHN minhunne onlardan of them
Mim,Nun,He,Nun,
40,50,5,50,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
جار ومجرور
وتؤوي ا و ي | EWY WTÙWY vetu'vī ve alırsın or you may take
Vav,Te,,Vav,Ye,
6,400,,6,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
إليك | ÎLYK ileyke yanına to yourself
,Lam,Ye,Kef,
,30,10,20,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
من | MN men kimseyi whom
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
تشاء ش ي ا | ŞYE TŞEÙ teşā'u dilediğin you will.
Te,Şın,Elif,,
400,300,1,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ومن | WMN ve meni ve kimseye And whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
ابتغيت ب غ ي | BĞY EBTĞYT bteğayte arzu ettiği(ne dönmekte) you desire
Elif,Be,Te,Ğayn,Ye,Te,
1,2,400,1000,10,400,
V – 2nd person masculine singular (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
ممن | MMN mimmen of those whom
Mim,Mim,Nun,
40,40,50,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
عزلت ع ز ل | AZL AZLT ǎzelte ayrıldıklarından you (had) set aside -
Ayn,Ze,Lam,Te,
70,7,30,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
فلا | FLE felā yoktur then (there is) no
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
جناح ج ن ح | CNḪ CNEḪ cunāHa bir günah blame
Cim,Nun,Elif,Ha,
3,50,1,8,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
عليك | ALYK ǎleyke senin üzerine upon you.
Ayn,Lam,Ye,Kef,
70,30,10,20,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
ذلك | Z̃LK ƶālike budur That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
أدنى د ن و | D̃NW ÊD̃N ednā en elverişli olan (is) more suitable
,Dal,Nun,,
,4,50,,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تقر ق ر ر | GRR TGR teḳarra aydınlanmasına may be cooled
Te,Gaf,Re,
400,100,200,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
أعينهن ع ي ن | AYN ÊAYNHN eǎ'yunuhunne onların gözlerinin their eyes
,Ayn,Ye,Nun,He,Nun,
,70,10,50,5,50,
"N – nominative feminine plural noun → Eye
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun"
اسم مرفوع و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولا | WLE ve lā ve and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يحزن ح ز ن | ḪZN YḪZN yeHzenne tasalanmamalarına they grieve
Ye,Ha,Ze,Nun,
10,8,7,50,
V – 3rd person feminine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل
ويرضين ر ض و | RŽW WYRŽYN ve yerDeyne ve razı olmalarına and they may be pleased
Vav,Ye,Re,Dad,Ye,Nun,
6,10,200,800,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل
بما | BME bimā with what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
آتيتهن ا ت ي | ETY ËTYTHN āteytehunne senin verdiklerine you have given them -
,Te,Ye,Te,He,Nun,
,400,10,400,5,50,
V – 2nd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هن» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كلهن ك ل ل | KLL KLHN kulluhunne hepsinin all of them.
Kef,Lam,He,Nun,
20,30,5,50,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows
Ye,Ayn,Lam,Mim,
10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME olanı what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قلوبكم ق ل ب | GLB GLWBKM ḳulūbikum sizin kalblerinizde your hearts.
Gaf,Lam,Vav,Be,Kef,Mim,
100,30,6,2,20,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وكان ك و ن | KWN WKEN ve kāne ve And Allah is
Vav,Kef,Elif,Nun,
6,20,1,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah And Allah is
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عليما ع ل م | ALM ALYME ǎlīmen bilendir All-Knower,
Ayn,Lam,Ye,Mim,Elif,
70,30,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
حليما ح ل م | ḪLM ḪLYME Halīmen halimdir Most Forbearing.
Ha,Lam,Ye,Mim,Elif,
8,30,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تُرْجِي: geri bırakır | مَنْ: kimseyi | تَشَاءُ: dilediği | مِنْهُنَّ: onlardan | وَتُؤْوِي: ve alırsın | إِلَيْكَ: yanına | مَنْ: kimseyi | تَشَاءُ: dilediğin | وَمَنِ: ve kimseye | ابْتَغَيْتَ: arzu ettiği(ne dönmekte) | مِمَّنْ: | عَزَلْتَ: ayrıldıklarından | فَلَا: yoktur | جُنَاحَ: bir günah | عَلَيْكَ: senin üzerine | ذَٰلِكَ: budur | أَدْنَىٰ: en elverişli olan | أَنْ: | تَقَرَّ: aydınlanmasına | أَعْيُنُهُنَّ: onların gözlerinin | وَلَا: ve | يَحْزَنَّ: tasalanmamalarına | وَيَرْضَيْنَ: ve razı olmalarına | بِمَا: | اتَيْتَهُنَّ: senin verdiklerine | كُلُّهُنَّ: hepsinin | وَاللَّهُ: Allah | يَعْلَمُ: bilir | مَا: olanı | فِي: | قُلُوبِكُمْ: sizin kalblerinizde | وَكَانَ: ve | اللَّهُ: Allah | عَلِيمًا: bilendir | حَلِيمًا: halimdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ترجي TRCY geri bırakır | من MN kimseyi | تشاء TŞEÙ dilediği | منهن MNHN onlardan | وتؤوي WTÙWY ve alırsın | إليك ÎLYK yanına | من MN kimseyi | تشاء TŞEÙ dilediğin | ومن WMN ve kimseye | ابتغيت EBTĞYT arzu ettiği(ne dönmekte) | ممن MMN | عزلت AZLT ayrıldıklarından | فلا FLE yoktur | جناح CNEḪ bir günah | عليك ALYK senin üzerine | ذلك Z̃LK budur | أدنى ÊD̃N en elverişli olan | أن ÊN | تقر TGR aydınlanmasına | أعينهن ÊAYNHN onların gözlerinin | ولا WLE ve | يحزن YḪZN tasalanmamalarına | ويرضين WYRŽYN ve razı olmalarına | بما BME | آتيتهن ËTYTHN senin verdiklerine | كلهن KLHN hepsinin | والله WELLH Allah | يعلم YALM bilir | ما ME olanı | في FY | قلوبكم GLWBKM sizin kalblerinizde | وكان WKEN ve | الله ELLH Allah | عليما ALYME bilendir | حليما ḪLYME halimdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |turcī: geri bırakır | men: kimseyi | teşā'u: dilediği | minhunne: onlardan | vetu'vī: ve alırsın | ileyke: yanına | men: kimseyi | teşā'u: dilediğin | ve meni: ve kimseye | bteğayte: arzu ettiği(ne dönmekte) | mimmen: | ǎzelte: ayrıldıklarından | felā: yoktur | cunāHa: bir günah | ǎleyke: senin üzerine | ƶālike: budur | ednā: en elverişli olan | en: | teḳarra: aydınlanmasına | eǎ'yunuhunne: onların gözlerinin | ve lā: ve | yeHzenne: tasalanmamalarına | ve yerDeyne: ve razı olmalarına | bimā: | āteytehunne: senin verdiklerine | kulluhunne: hepsinin | vallahu: Allah | yeǎ'lemu: bilir | : olanı | : | ḳulūbikum: sizin kalblerinizde | ve kāne: ve | llahu: Allah | ǎlīmen: bilendir | Halīmen: halimdir |
Kırık Meal (Transcript) : |TRCY: geri bırakır | MN: kimseyi | TŞEÙ: dilediği | MNHN: onlardan | WTÙWY: ve alırsın | ÎLYK: yanına | MN: kimseyi | TŞEÙ: dilediğin | WMN: ve kimseye | EBTĞYT: arzu ettiği(ne dönmekte) | MMN: | AZLT: ayrıldıklarından | FLE: yoktur | CNEḪ: bir günah | ALYK: senin üzerine | Z̃LK: budur | ÊD̃N: en elverişli olan | ÊN: | TGR: aydınlanmasına | ÊAYNHN: onların gözlerinin | WLE: ve | YḪZN: tasalanmamalarına | WYRŽYN: ve razı olmalarına | BME: | ËTYTHN: senin verdiklerine | KLHN: hepsinin | WELLH: Allah | YALM: bilir | ME: olanı | FY: | GLWBKM: sizin kalblerinizde | WKEN: ve | ELLH: Allah | ALYME: bilendir | ḪLYME: halimdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bunlardan dilediğini bırakabilirsin, dilediğini de alabilirsin ve bıraktığını tekrar almada da bir vebal yok sana; bu, gözlerinin ışıklanması, mahzûn olmamaları ve verdiğin şeye, hepsinin de râzı olması bakımından daha iyidir ve Allah, gönüllerinizde ne varsa bilir ve Allah, her şeyi bilir, azâp etmede de acele etmez.
Adem Uğur : Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halîmdir.
Ahmed Hulusi : Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini de yanına alırsın. . . Uzlet ettiğin (sırasını geri bıraktığın hanımlardan) kimi (tekrar yanına almak) istersen, sana bir vebal yoktur. . . Bu, onların gözlerinin aydın olmasına, mahzun olmamalarına ve kendilerine verdiğin ile hepsinin razı olmalarına en uygundur. . . Allâh kalplerinizde olanı bilir. . . Allâh Aliym'dir, Haliym'dir.
Ahmet Tekin : Onlardan Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde dilediğinin sırasını geriye atar, dilediğini de yanına alırsın. Bir süre uzak durduğun hanımlarından istediğini, tekrar yanına almanda sana bir vebal yoktur. Böyle yapman, onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, verdiklerine râzı olmalarına en uygun bir davranıştır. Allah akıllarınızdan geçirdiğinizi, kalplerinizde olanı bilir. Allah her şeyi hakkıyla bilir, kudretli, âdil ve müsamahakârdır, fırsatlar ve imkânlar tanır.
Ahmet Varol : Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Ayrıldıklarından istediklerini (yeniden almanda) senin üzerine bir günah yoktur. Onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmaları için bu daha uygundur. Allah kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, hilim sahibidir.
Ali Bulaç : Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alıp barındırabilirsin; ayrıldıklarından, istek duyduklarına (dönmende) senin için bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, halimdir.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), zevcelerinden dilediğini boşarsın, dilediğini tutarsın. (Ric’î talakla boşayıb) ayırdığını da tutmak istersen, bundan sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup kederlenmemelerine ve kendilerine verdiğin şeylerle hepsinin hoşnud olmalarına en eleverişli budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah Alîm’dir= her şeyi bilir, Halîm’dir= azabını hemen vermez.
Bekir Sadak : Bunlardan istedigini birakir, istedigini yanina alabilirsin. Sirasini geri birakmis, olduklarindan da arzu ettigini yanina almanda sana bir sorumluluk yoktur. Bu onlarin gozlerinin aydin olmasini, uzulmemelerini, hepsine verdigin seylere razi olmalarini daha iyi saglar. Allah kalblerinizde olani bilir; Allah bilendir, Halim olandir.
Celal Yıldırım : (Ey Peygamber! Giyimkuşam hususunda seni üzen) eşlerinden dilediğini uzaklaştırır, dilediğini yanına alıp barındırırsın. Ayrılıp uzak kaldığın eşlerinden de dilediğini almanda sana bir sakınca yoktur. Bu tutum, onların gözlerinin aydın olması, üzülmeyip hepsine verdiğine karşılık hoşnud kalmalarına en uygun, en yakın (çare) olanıdır. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah bilendir ve Halîm'dir (=her şeyi sabır ve rahmetinin yumuşaklığı ve lûtfunun inceliğile yürütendir).
Diyanet İşleri : Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah, kalplerinizdekini bilir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)
Diyanet İşleri (eski) : Bunlardan istediğini bırakır, istediğini yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduklarından da arzu ettiğini yanına almanda sana bir sorumluluk yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olmasını, üzülmemelerini, hepsine verdiğin şeylere razı olmalarını daha iyi sağlar. Allah kalblerinizde olanı bilir; Allah bilendir, Halim olandır.
Diyanet Vakfi : Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Bıraktığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halîmdir.
Edip Yüksel : Onlardan dilediğini erteler, dilediğini de yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduğun birisini tekrar istemende bir sakınca yoktur. Böylece onlar hoşnut olurlar, üzülmezler ve senin herbirisine verdiğine razı olurlar. Kalbinizde olanı ALLAH iyi bilir. ALLAH Bilendir, ?efkatlidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Sırasını geri bıraktığın kadınlardan dilediğini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup üzülmemelerine ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnut olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Bıraktıklarından arzu ettiğinde sana günah yoktur. Onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmaları için en elverişli olan budur. Allah, kalplerinizdekini bilir. Allah, herşeyi bilir, halimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlardan dilediğini giri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın, azleylediğinden de arzu ettiğinde sana günah yoktur, Onların gözleri aydınlanıb mahzun kalmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnud olmalarına en elverişli olan budur, Allah kalblerinizdekini bilir, Allah hem alîm hem halîm bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed! Onların dilediğini geri bırakır dilediğini de yanına alırsın. Kendilerinden uzak durduğun kadınlardan arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olmasını, üzülmemelerini, hepsine verdiğin şeylere razı olmalarını daha iyi sağlar. Allah kalplerinizde olanı bilir; Allah bilendir, halimdir.
Gültekin Onan : Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alıp barındırabilirsin; ayrıldıklarından, istek duyduklarına (dönmende) senin için bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur. Tanrı, kalplerinizde olanı bilir. Tanrı bilendir, halimdir.
Hakkı Yılmaz : Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alabilirsin. Ayrıldıklarından, istek duyduklarına dönmende artık senin için bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın olan budur. Allah, kalplerinizde olanı bilmektedir. Allah, her şeyi bilendir, çok yumuşak davranandır.
Hasan Basri Çantay : Onlardan kimi dilersen (nevbetinden) geri bırakır, kimi de dilersen yanına alabilirsin. (Nevbetinden) geri bırakdıklarından kimi istersen (nezdine almak) da da sana güçlük yokdur. Gözleri aydın olub tasalanmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnud olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah (her şey'i) hakkıyle bilendir, ukubetde acele etmeyendir.
Hayrat Neşriyat : Onlardan (zevcelerinden) dilediğini (sırasından) geri bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Ayrıldıklarından arzu ettiğine dönmekte de sana bir günah yoktur. Bu (kendi irâdenle onları taltîf etmen), onların gözleri aydın olmasına, üzülmemelerine ve hepsinin, kendilerine verdiklerin ile hoşnûd olmalarına daha elverişlidir. Allah ise, sizin kalblerinizde olanı bilir. Çünki Allah, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Halîm (cezâlandırmakta acele etmeyen)dir.
İbni Kesir : Onlardan istediğini bırakabilir, istediğini alabilirsin. Bırakmış olduklarından da arzu ettiğini almanda sana bir vebal yoktur. Bu, onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve kendilerine verdiğin şeylere razı olmaları için daha elverişlidir. Allah, kalblerimizde olanı bilir. Ve Allah; Alim, Halim olandır.
İskender Evrenosoğlu : Onlardan dilediğini ertelersin, dilediğini yanına alırsın. Ve azlettiklerinden (bıraktıklarından) istediğini (tekrar) yanına almanda bundan sonra sana günah yoktur. Bu, onların gözlerinin aydın olması (sevinmeleri), onların hüzünlenmemesi ve bu onların hepsinin senin verdiğin şeylerden razı olmaları için en uygundur. Ve Allah, kalplerinizde olanları bilir. Allah, Alîm'dir (en iyi bilen), Halîm'dir.
Muhammed Esed : (Şunu bil ki,) onlardan dilediğini bir süre yanından uzaklaştırabilirsin ve dilediğini de yanına alabilirsin; ve (bir süre) uzaklaştırdıklarından birini yeniden istemende bir vebal yoktur: bu, (seni her gördüklerinde) gözlerinin parlamasını ve (gözden çıkarıldıkları zaman) üzülmemelerini ve onlara vermek zorunda olduğun her şeyden hoşnutluk duymalarını sağlar: çünkü (yalnız) Allah kalplerinizden geçeni bilir; ve Allah her şeyi bilendir, halimdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlardan dilediğini geri bırakırsın ve dilediğini kendi yanına alabilirsin. Geri bıraktığından da kimi istersen yanına alabilirsin, (bunda) sana bir günah yoktur. (Böyle senin reyine bırakılması) gözlerinin aydın olmasına ve mahzun olmamalarına ve kendilerine verdiğinden razı olmalarına en yakın olandır. Ve Allah, kalplerinizde olanı bilir. Ve Allah alîm, halîm bulunmaktadır.
Ömer Öngüt : Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Geriye bıraktıklarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir vebâl yoktur. Böyle yapman, onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğin şeylere râzı olmaları için daha elverişlidir. Allah kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyla bilendir, hilim sahibidir.
Şaban Piriş : Bunlardan dilediğini ertelersin, dilediğini yanına alabilirsin. Ayrıldığın eşlerinden dilediğini almanda da bir sakınca yoktur. Bu, onların sevinmeleri, üzülmemeleri ve kendilerine verdiğin şeylere razı olmaları için daha uygundur. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah, herşeyi bilen ve halden anlayandır.
Suat Yıldırım : Ey Peygamber, eşlerinden dilediğini bir süre ihmal edip dilediğini de yanına alabilirsin. Kendisinden bir süre uzak durduğun eşlerinden birini tekrar yanına almanda sana bir vebâl yoktur. Bu hal onların sevinmeleri, mahzun olmamaları, yaptığın muameleden hepsinin hoşnud olmaları yönünden daha münasiptir. Allah kalplerinizde olan her şeyi bilir. Allah alîmdir, halîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, müsamahası boldur).
Süleyman Ateş : Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. (Geçici olarak) Ayrıldıklarından (tekrar birleşmeyi) arzu ettiğine (dönmekte) senin üzerine bir günâh yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp tasalanmamalarına ve hepsinin, senin verdiklerine râzı olmalarına en elverişli olan budur. Allâh sizin kalblerinizde olanı bilir. Allâh bilendir, halimdir (birden öfkeye kapılıp cezâ vermez).
Tefhim-ul Kuran : Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alıp barındırabilirsin; ayrıldıklarından, istek duyduklarına (dönmende) senin için bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur. Allah, kalplerinizde olanı bilmektedir. Allah bilendir, halimdir.
Ümit Şimşek : Eşlerinden dilediğinin sırasını geri bırakıp dilediğini yanına alabilirsin. Bir süre uzak durduklarından da dilediğini tekrar yanına almakta senin için bir vebal yoktur. Onlara göz aydınlığı olması, onların tasalanmamaları ve senin herbirine verdiğin şeyle hoşnut olmaları için böylesi daha uygundur. Allah ise sizin kalbinizde olanı bilir. Allah herşeyi bilen, hatâlarınıza karşı da müsamaha gösteren bir ilim ve hilim sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından dilediğini yanına almanda bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında, tasalanmalarında ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmasında bu daha uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir. Allah Alîm'dir, Halîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}