» 36 / Yâsîn  18:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
Yasin Suresi = Ey Sin Suresi
ismini 1. ayetinde geçen ya ve sin harflerinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler ki
2. إِنَّا (ÎNE) = innā : doğrusu biz
3. تَطَيَّرْنَا (TŦYRNE) = teTayyernā : uğursuzluğa uğradık
4. بِكُمْ (BKM) = bikum : sizin yüzünüzden
5. لَئِنْ (LÙN) = lein : eğer
6. لَمْ (LM) = lem :
7. تَنْتَهُوا (TNTHWE) = tentehū : vazgeçmezseniz
8. لَنَرْجُمَنَّكُمْ (LNRCMNKM) = lenercumennekum : sizi mutlaka taşlarız
9. وَلَيَمَسَّنَّكُمْ (WLYMSNKM) = veleyemessennekum : ve size dokunur
10. مِنَّا (MNE) = minnā : bizden
11. عَذَابٌ (AZ̃EB) = ǎƶābun : bir azab
12. أَلِيمٌ (ÊLYM) = elīmun : acıklı
dediler ki | doğrusu biz | uğursuzluğa uğradık | sizin yüzünüzden | eğer | | vazgeçmezseniz | sizi mutlaka taşlarız | ve size dokunur | bizden | bir azab | acıklı |

[GWL] [] [ŦYR] [] [] [] [NHY] [RCM] [MSS] [] [AZ̃B] [ELM]
GELWE ÎNE TŦYRNE BKM LÙN LM TNTHWE LNRCMNKM WLYMSNKM MNE AZ̃EB ÊLYM

ḳālū innā teTayyernā bikum lein lem tentehū lenercumennekum veleyemessennekum minnā ǎƶābun elīmun
قالوا إنا تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لنرجمنكم وليمسنكم منا عذاب أليم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki They said,
إنا | ÎNE innā doğrusu biz """Indeed, we"
تطيرنا ط ي ر | ŦYR TŦYRNE teTayyernā uğursuzluğa uğradık [we] see an evil omen
بكم | BKM bikum sizin yüzünüzden from you.
لئن | LÙN lein eğer If
لم | LM lem not
تنتهوا ن ه ي | NHY TNTHWE tentehū vazgeçmezseniz you desist,
لنرجمنكم ر ج م | RCM LNRCMNKM lenercumennekum sizi mutlaka taşlarız surely, we will stone you,
وليمسنكم م س س | MSS WLYMSNKM veleyemessennekum ve size dokunur and surely will touch you
منا | MNE minnā bizden from us
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab a punishment
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı "painful."""

36:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | doğrusu biz | uğursuzluğa uğradık | sizin yüzünüzden | eğer | | vazgeçmezseniz | sizi mutlaka taşlarız | ve size dokunur | bizden | bir azab | acıklı |

[GWL] [] [ŦYR] [] [] [] [NHY] [RCM] [MSS] [] [AZ̃B] [ELM]
GELWE ÎNE TŦYRNE BKM LÙN LM TNTHWE LNRCMNKM WLYMSNKM MNE AZ̃EB ÊLYM

ḳālū innā teTayyernā bikum lein lem tentehū lenercumennekum veleyemessennekum minnā ǎƶābun elīmun
قالوا إنا تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لنرجمنكم وليمسنكم منا عذاب أليم

[ق و ل] [] [ط ي ر] [] [] [] [ن ه ي] [ر ج م] [م س س] [] [ع ذ ب] [ا ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إنا | ÎNE innā doğrusu biz """Indeed, we"
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
تطيرنا ط ي ر | ŦYR TŦYRNE teTayyernā uğursuzluğa uğradık [we] see an evil omen
Te,Tı,Ye,Re,Nun,Elif,
400,9,10,200,50,1,
V – 1st person plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بكم | BKM bikum sizin yüzünüzden from you.
Be,Kef,Mim,
2,20,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
لئن | LÙN lein eğer If
Lam,,Nun,
30,,50,
EMPH – emphatic prefix lām
COND – conditional particle
اللام لام التوكيد
حرف شرط
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
تنتهوا ن ه ي | NHY TNTHWE tentehū vazgeçmezseniz you desist,
Te,Nun,Te,He,Vav,Elif,
400,50,400,5,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لنرجمنكم ر ج م | RCM LNRCMNKM lenercumennekum sizi mutlaka taşlarız surely, we will stone you,
Lam,Nun,Re,Cim,Mim,Nun,Kef,Mim,
30,50,200,3,40,50,20,40,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وليمسنكم م س س | MSS WLYMSNKM veleyemessennekum ve size dokunur and surely will touch you
Vav,Lam,Ye,Mim,Sin,Nun,Kef,Mim,
6,30,10,40,60,50,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
منا | MNE minnā bizden from us
Mim,Nun,Elif,
40,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı "painful."""
,Lam,Ye,Mim,
,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | إِنَّا: doğrusu biz | تَطَيَّرْنَا: uğursuzluğa uğradık | بِكُمْ: sizin yüzünüzden | لَئِنْ: eğer | لَمْ: | تَنْتَهُوا: vazgeçmezseniz | لَنَرْجُمَنَّكُمْ: sizi mutlaka taşlarız | وَلَيَمَسَّنَّكُمْ: ve size dokunur | مِنَّا: bizden | عَذَابٌ: bir azab | أَلِيمٌ: acıklı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | إنا ÎNE doğrusu biz | تطيرنا TŦYRNE uğursuzluğa uğradık | بكم BKM sizin yüzünüzden | لئن LÙN eğer | لم LM | تنتهوا TNTHWE vazgeçmezseniz | لنرجمنكم LNRCMNKM sizi mutlaka taşlarız | وليمسنكم WLYMSNKM ve size dokunur | منا MNE bizden | عذاب AZ̃EB bir azab | أليم ÊLYM acıklı |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | innā: doğrusu biz | teTayyernā: uğursuzluğa uğradık | bikum: sizin yüzünüzden | lein: eğer | lem: | tentehū: vazgeçmezseniz | lenercumennekum: sizi mutlaka taşlarız | veleyemessennekum: ve size dokunur | minnā: bizden | ǎƶābun: bir azab | elīmun: acıklı |
Kırık Meal (Transcript) : |GELWE: dediler ki | ÎNE: doğrusu biz | TŦYRNE: uğursuzluğa uğradık | BKM: sizin yüzünüzden | LÙN: eğer | LM: | TNTHWE: vazgeçmezseniz | LNRCMNKM: sizi mutlaka taşlarız | WLYMSNKM: ve size dokunur | MNE: bizden | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Demişlerdi ki: Gerçekten de sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğramadayız, andolsun ki bu işten vazgeçmezseniz elbette taşlarız sizi ve elbette bizden, elemli bir azâba uğrarsınız.
Adem Uğur : (Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Kuşkusuz sizde uğursuzluk olduğunu düşünüyoruz. . . Andolsun ki, eğer vazgeçmezseniz, kesinlikle sizi taşlayarak öldüreceğiz ve elbette size bizden feci bir azap dokunacaktır. "
Ahmet Tekin : Onlar: 'Kesinlikle biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlayarak öldürürüz. Bizden size, can yakıcı müthiş bir kötülük dokunur.' dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: 'Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer (yaptığınıza) son vermezseniz andolsun sizi taşlayacağız ve bizden size acıklı bir azap dokunacaktır.'
Ali Bulaç : Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azab dokunacaktır."
Ali Fikri Yavuz : (Onlar, elçilere) dediler ki: “- Doğrusu biz, sizinle uğursuzlandık. Eğer (bu sözünüzden) vaz geçmezseniz, muhakkak sizi taşla öldürürüz; ve her halde size bizden çok acıklı bir azap dokunur.”
Bekir Sadak : Kasabalilar: «Dogrusu sizin yuzunuzden ugursuzluga ugradik; vazgecmezseniz and olsun ki sizi taslayacagiz ve bizden size can yakici bir azap dokunacaktir» demislerdi
Celal Yıldırım : Kasaba halkı onlara: «Doğrusu sizin yüzünüzden başımıza uğursuzluk çöktü. Eğer (bu iddia ve uyarınızdan) vazgeçmezseniz elbette sizi taşlar ve elbette bizden size elem verici bir azâb dokunur,» dediler.
Diyanet İşleri : Dediler ki: “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Doğrusu sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık; vazgeçmezseniz and olsun ki sizi taşlayacağız ve bizden size can yakıcı bir azap dokunacaktır' dediler.
Diyanet Vakfi : (Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.
Edip Yüksel : Dediler ki, 'Sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer son vermezseniz sizi taşlarız ve bizden size acı bir ceza dokunacaktır.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar dediler ki: «Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar: «Doğrusu, biz sizi uğursuzluk nedeni saydık. Yemin ederiz ki, vazgeçmezseniz sizi hiç tınmadan taşlarız ve kesinlikle size bizden acıklı bir azap dokunur.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Doğrusu dediler: biz sizinle teşe'üm ettik, yemin ederiz ki vazgeçmezseniz sizi hiç tınmadan recmederiz ve her halde size bizden pek acıklı bir azâb dokunur
Fizilal-il Kuran : Kentliler dediler ki; «doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size acı bir azab dokunur.»
Gültekin Onan : Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azab dokunacaktır."
Hakkı Yılmaz : O kentin halkı dediler ki: “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, andolsun ki sizi taşlayarak öldürürüz ve kesinlikle bizden size çok acıklı bir azap dokunur.”
Hasan Basri Çantay : Dediler: «Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzlandık. Eğer vaz geçmezseniz, andolsun, sizi mutlak taşlarız. Bizden size muhakkak acıklı bir işkence de dokunur».
Hayrat Neşriyat : (Şehir halkı:) 'Doğrusu biz, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Yemîn olsun ki, eğer (bu söylediklerinizden) vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşla(yarak öldürü)rüz ve bizden size gerçekten elemli bir azab dokunur' dediler.
İbni Kesir : Doğrusu, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Vazgeçmezseniz andolsun ki sizi taşlayacağız. Ve bizden size, elim bir azab dokunacaktır, dediler.
İskender Evrenosoğlu : "Muhakkak ki biz, sizinle uğursuzluğa uğradık. Eğer siz gerçekten vazgeçmezseniz (son vermezseniz), sizi mutlaka taşlayacağız. Ve mutlaka bizden size elîm bir azap dokunacak." dediler.
Muhammed Esed : (Ötekiler,) "Doğrusu," dediler, "bize uğursuzluk getirdiniz! Eğer bundan vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlayacak ve başınıza bir bela saracağız!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (O münkirler de) Dediler ki: «Biz sizinle teşe'ümde bulunduk. Andolsun ki, eğer vazgeçmez iseniz elbette sizi taşlayacağız. Ve elbette ki, bizim tarafımızdan size pek acıklı bir azap dokunacaktır.»
Ömer Öngüt : Onlar dediler ki: "Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size acı bir azap dokunur. "
Şaban Piriş : Onlar dediler ki: -Sizin yüzünüzden bize uğursuzluk geldi. Eğer bu işe bir son vermezseniz, sizi taşa tutarız ve bizden acı bir azap dokunur size.
Suat Yıldırım : Ahâli dedi ki: "Uğursuzsunuz siz, şayet vazgeçmezseniz, sizi taşlarız, acı mı acı bir azap size dokundururuz."
Süleyman Ateş : (Kentliler) Dediler ki: "Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size acı bir azâb dokunur."
Tefhim-ul Kuran : Onlar dediler ki: «Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acıklı bir azab dokunacaktır.»
Ümit Şimşek : Onlar 'Biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık,' dediler. 'Vazgeçmeyecek olursanız sizi taşlarız; bizden size acı bir azap dokunur.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşılaştık/biz sizi uğursuzluk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinlikle dokunacaktır."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}