» 36 / Yâsîn  30:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
Yasin Suresi = Ey Sin Suresi
ismini 1. ayetinde geçen ya ve sin harflerinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. حَسْرَةً (ḪSRT) = Hasraten : dert
3. عَلَى (AL) = ǎlā :
4. الْعِبَادِ (ELABED̃) = l-ǐbādi : şu kullara
5. مَا (ME) = mā :
6. يَأْتِيهِمْ (YÊTYHM) = ye'tīhim : onlara gelmez ki
7. مِنْ (MN) = min : hiçbir
8. رَسُولٍ (RSWL) = rasūlin : elçi
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : mutlaka
10. كَانُوا (KENWE) = kānū : onlar
11. بِهِ (BH) = bihi : onunla
12. يَسْتَهْزِئُونَ (YSTHZÙWN) = yestehziūne : alay ederlerdi
EY/HEY/AH | dert | | şu kullara | | onlara gelmez ki | hiçbir | elçi | mutlaka | onlar | onunla | alay ederlerdi |

[Y] [ḪSR] [] [ABD̃] [] [ETY] [] [RSL] [] [KWN] [] [HZE]
YE ḪSRT AL ELABED̃ ME YÊTYHM MN RSWL ÎLE KENWE BH YSTHZÙWN

Hasraten ǎlā l-ǐbādi ye'tīhim min rasūlin illā kānū bihi yestehziūne
يا حسرة على العباد ما يأتيهم من رسول إلا كانوا به يستهزئون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
حسرة ح س ر | ḪSR ḪSRT Hasraten dert a regret,
على | AL ǎlā for
العباد ع ب د | ABD̃ ELABED̃ l-ǐbādi şu kullara the servants!
ما | ME Not
يأتيهم ا ت ي | ETY YÊTYHM ye'tīhim onlara gelmez ki came to them
من | MN min hiçbir any
رسول ر س ل | RSL RSWL rasūlin elçi Messenger
إلا | ÎLE illā mutlaka but
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū onlar they did
به | BH bihi onunla mock at him.
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙWN yestehziūne alay ederlerdi mock at him.

36:30 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | dert | | şu kullara | | onlara gelmez ki | hiçbir | elçi | mutlaka | onlar | onunla | alay ederlerdi |

[Y] [ḪSR] [] [ABD̃] [] [ETY] [] [RSL] [] [KWN] [] [HZE]
YE ḪSRT AL ELABED̃ ME YÊTYHM MN RSWL ÎLE KENWE BH YSTHZÙWN

Hasraten ǎlā l-ǐbādi ye'tīhim min rasūlin illā kānū bihi yestehziūne
يا حسرة على العباد ما يأتيهم من رسول إلا كانوا به يستهزئون

[ي] [ح س ر] [] [ع ب د] [] [ا ت ي] [] [ر س ل] [] [ك و ن] [] [ه ز ا]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

حسرة ح س ر | ḪSR ḪSRT Hasraten dert a regret,
Ha,Sin,Re,Te merbuta,
8,60,200,400,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – accusative feminine indefinite noun
أداة نداء
اسم منصوب
على | AL ǎlā for
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
العباد ع ب د | ABD̃ ELABED̃ l-ǐbādi şu kullara the servants!
Elif,Lam,Ayn,Be,Elif,Dal,
1,30,70,2,1,4,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
ما | ME Not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يأتيهم ا ت ي | ETY YÊTYHM ye'tīhim onlara gelmez ki came to them
Ye,,Te,Ye,He,Mim,
10,,400,10,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min hiçbir any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
رسول ر س ل | RSL RSWL rasūlin elçi Messenger
Re,Sin,Vav,Lam,
200,60,6,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
إلا | ÎLE illā mutlaka but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū onlar they did
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
به | BH bihi onunla mock at him.
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙWN yestehziūne alay ederlerdi mock at him.
Ye,Sin,Te,He,Ze,,Vav,Nun,
10,60,400,5,7,,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا: EY/HEY/AH | حَسْرَةً: dert | عَلَى: | الْعِبَادِ: şu kullara | مَا: | يَأْتِيهِمْ: onlara gelmez ki | مِنْ: hiçbir | رَسُولٍ: elçi | إِلَّا: mutlaka | كَانُوا: onlar | بِهِ: onunla | يَسْتَهْزِئُونَ: alay ederlerdi |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | حسرة ḪSRT dert | على AL | العباد ELABED̃ şu kullara | ما ME | يأتيهم YÊTYHM onlara gelmez ki | من MN hiçbir | رسول RSWL elçi | إلا ÎLE mutlaka | كانوا KENWE onlar | به BH onunla | يستهزئون YSTHZÙWN alay ederlerdi |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | Hasraten: dert | ǎlā: | l-ǐbādi: şu kullara | : | ye'tīhim: onlara gelmez ki | min: hiçbir | rasūlin: elçi | illā: mutlaka | kānū: onlar | bihi: onunla | yestehziūne: alay ederlerdi |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | ḪSRT: dert | AL: | ELABED̃: şu kullara | ME: | YÊTYHM: onlara gelmez ki | MN: hiçbir | RSWL: elçi | ÎLE: mutlaka | KENWE: onlar | BH: onunla | YSTHZÙWN: alay ederlerdi |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yazıklar olsun kullara, onlara hiçbir peygamber gelmedi ki onunla alay etmesinler.
Adem Uğur : Ne yazık şu kullara! Onlara bir peygamber gelmeyegörsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar.
Ahmed Hulusi : Hüsran şu kullara! Kendilerine bir Rasûl gelmeye görsün, hep Onun bildirdiğiyle alay ederlerdi.
Ahmet Tekin : Kendilerine gelen bir Rasul ile, ille de alay etmeye kalkışan kullara yazıklar olsun!
Ahmet Varol : Yazıklar olsun kullara! Onlara hiç bir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmesinler.
Ali Bulaç : Yazıklar olsun kullara; ki onlara bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Ali Fikri Yavuz : Yazıklar olsun o kullara ki, ne zaman kendilerine bir peygamber gelse, muhakkak onu alaya alırlardı.
Bekir Sadak : Kullara yaziklar olsun! Kendilerine hangi elci gelse, onu alaya aliyorlardi.
Celal Yıldırım : Yazık çok yazık o kullara ki, kendilerine ne kadar bir peygamber geldiyse, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Diyanet İşleri : Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar.
Diyanet İşleri (eski) : Kullara yazıklar olsun! Kendilerine hangi elçi gelse, onu alaya alıyorlardı.
Diyanet Vakfi : Ne yazık şu kullara! Onlara bir peygamber gelmeyegörsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar.
Edip Yüksel : Halkın durumu pek yazık. Kendilerine her ne zaman bir elçi gelse onunla alay ederlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine gelen her bir peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yazıklar olsun o kullara ki kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey!.. ne hasret o kullara ki kendilerine her gelen Resul ile mutlaka istihzâ ediyorlardı
Fizilal-il Kuran : Yazık şu kullara! Kendilerine hangi elçi gelse, onu alaya alıyorlardı.
Gültekin Onan : Yazıklar olsun kullara; ki onlara bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Hakkı Yılmaz : Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine gelen her bir elçi ile kesinlikle alay ederlerdi.
Hasan Basri Çantay : Ey kulların üzerine (çöken büyük) hasret (ve nedamet, hazır ol! Çünkü) onlar kendilerine herhangi bir peygamber (ve elçi) gelmeye dursun, ille onunla istihza ederlerdi.
Hayrat Neşriyat : Yazıklar olsun o kullara! Kendilerine ne zaman bir peygamber gelse, mutlaka onunla alay ederlerdi.
İbni Kesir : Yazıklar olsun o kullara ki; kendilerine bir peygamber gelmeyedursun onu hemen alaya alırlardı.
İskender Evrenosoğlu : O kullara yazıklar olsun! Onlara hiçbir resûl gelmedi ki, onunla alay etmiş olmasınlar (hepsiyle alay ettiler).
Muhammed Esed : Ah! Yazık şu insanlar(ın çoğun)a! Kendilerine hangi elçi geldiyse onu alaya aldılar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey o kullar üzerine (teveccüh edecek) hasret! (Tam zamanın). Onlara bir resûl gelmezdi ki illâ istihzâda bulunurlar olmuşlardı.
Ömer Öngüt : Ne yazık şu kullara! Kendilerine hangi peygamber gelse, onu hemen alaya alırlardı.
Şaban Piriş : Yazıklar olsun o kullara! Ki, kendilerine bir peygamber gelmeyegörsün, onunla sadece alay ederlerdi.
Suat Yıldırım : Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine gelen her resul ile, mutlaka alay ederlerdi.
Süleyman Ateş : Yazık şu kullara! Kendilerine gelen her elçi ile mutlaka alay ederlerdi.
Tefhim-ul Kuran : Yazıklar olsun kullara; ki onlara bir peygamber gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Ümit Şimşek : Yazıklar olsun o kullara! Ne zaman kendilerine bir peygamber gelecek olsa onu alaya alırlardı.
Yaşar Nuri Öztürk : Yazık şu kullara! Kendilerine gelen her resulle mutlaka alay ederlerdi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}