REM – prefixed resumption particle PRO – prohibition particle الفاء استئنافية حرف نهي
يحزنك
ح ز ن | ḪZN
YḪZNK
yeHzunke
seni üzmesin
grieve you
Ye,Ha,Ze,Nun,Kef, 10,8,7,50,20,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood PRON – 2nd person masculine singular object pronoun فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قولهم
ق و ل | GWL
GWLHM
ḳavluhum
onların sözü
their speech.
Gaf,Vav,Lam,He,Mim, 100,6,30,5,40,
N – nominative masculine verbal noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنا
|
ÎNE
innā
biz elbette
Indeed, We
,Nun,Elif, ,50,1,
ACC – accusative particle PRON – 1st person plural object pronoun حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
نعلم
ع ل م | ALM
NALM
neǎ'lemu
biliyoruz
[We] know
Nun,Ayn,Lam,Mim, 50,70,30,40,
V – 1st person plural imperfect verb فعل مضارع
ما
|
ME
mā
what
Mim,Elif, 40,1,
REL – relative pronoun اسم موصول
يسرون
س ر ر | SRR
YSRWN
yusirrūne
onların gizlediklerini
they conceal
Ye,Sin,Re,Vav,Nun, 10,60,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وما
|
WME
ve mā
ve
and what
Vav,Mim,Elif, 6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) REL – relative pronoun الواو عاطفة اسم موصول
يعلنون
ع ل ن | ALN
YALNWN
yuǎ'linūne
açığa vurduklarını
they declare.
Ye,Ayn,Lam,Nun,Vav,Nun, 10,70,30,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |فَلَا: | يَحْزُنْكَ: seni üzmesin | قَوْلُهُمْ: onların sözü | إِنَّا: biz elbette | نَعْلَمُ: biliyoruz | مَا: | يُسِرُّونَ: onların gizlediklerini | وَمَا: ve | يُعْلِنُونَ: açığa vurduklarını |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلا FLE | يحزنك YḪZNKseni üzmesin | قولهم GWLHMonların sözü | إنا ÎNEbiz elbette | نعلم NALMbiliyoruz | ما ME | يسرون YSRWNonların gizlediklerini | وما WMEve | يعلنون YALNWNaçığa vurduklarını |
Kırık Meal (Okunuş) : |felā: | yeHzunke: seni üzmesin | ḳavluhum: onların sözü | innā: biz elbette | neǎ'lemu: biliyoruz | mā: | yusirrūne: onların gizlediklerini | ve mā: ve | yuǎ'linūne: açığa vurduklarını |
Kırık Meal (Transcript) : |FLE: | YḪZNK: seni üzmesin | GWLHM: onların sözü | ÎNE: biz elbette | NALM: biliyoruz | ME: | YSRWN: onların gizlediklerini | WME: ve | YALNWN: açığa vurduklarını |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mahzûn etmesin seni onların sözleri; şüphe yok ki biz, gizlediklerini de biliriz, açığa vurduklarını da.
Adem Uğur : (Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Ahmed Hulusi : O hâlde onların lafı seni mahzun etmesin. . . Muhakkak ki biz onların gizlediklerini de açıkladıklarını da biliriz.
Ahmet Tekin : Rasulüm, onların sözleri seni üzmesin. Biz onların gizledikleri niyetlerini, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri de, açıkça söylediklerini, alenen yaptıklarını da biliyoruz.
Ahmet Varol : Artık onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Ali Bulaç : Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Ali Fikri Yavuz : O halde (Ey Rasûlüm), o kâfirlerin sözü, (tekzibi) seni mahzun etmesin. Biz, onların (içlerinde) gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
Bekir Sadak : Bunlarin sozu seni uzmesin. Biz onlarin gizlediklerini de, aciga vurduklarini da suphesiz biliriz.
Celal Yıldırım : Sakın onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki, biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Diyanet İşleri (eski) : Bunların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da şüphesiz biliriz.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Edip Yüksel : Sözleri seni üzmesin. Gizledikleri ve açıkladıkları her şeyi çok iyi biliriz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O halde onların lakırdıları seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz dışlarını da.
Elmalılı Hamdi Yazır : O halde onların lâkırdıları seni mahzûn etmesin, biz onların içlerini de biliriz dışlarını da
Fizilal-il Kuran : Onların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Gültekin Onan : Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Hakkı Yılmaz : O hâlde onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki Biz, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını da biliyoruz.
Hasan Basri Çantay : O halde (habîbim) onların lâfı seni gamnâk etmesin. Şübhe yok ki biz onların neler gizlemekde olduklarını, neler açıklaya geldiklerini biliyoruz.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Öyle ise onların sözü, seni üzmesin! Şübhesiz ki biz,(onlar) neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa biliriz.
İbni Kesir : Onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki Biz; onların gizlediklerini de, açıkladıklarını da biliriz.
İskender Evrenosoğlu : Artık onların sözleri seni mahzun etmesin. Muhakkak ki Biz, sakladıklarını da açıkladıklarını da biliriz.
Muhammed Esed : Ama o (hakikati inkar eden)lerin sözlerinden üzüntüye kapılma; şüphe yok ki Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
Ömer Nasuhi Bilmen : İmdi onların lâkırdıları seni mahzun etmesin. Şüphe yok ki Biz, onların neleri gizlediklerini ve neleri ilan ettiklerini biliyoruz.
Ömer Öngüt : Sözleri seni üzmesin. Şüphesiz ki biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliriz.
Şaban Piriş : Onların sözleri seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açıkladıklarını da elbette biliyoruz.
Suat Yıldırım : O halde ey Resulüm, üzülme sen onların laflarına, onların gizlediklerini de iyi biliriz, açıkladıklarını da, sen hiç tasalanma!
Süleyman Ateş : Onların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Tefhim-ul Kuran : Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, onların saklamakta olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Ümit Şimşek : Onların sözü seni tasalandırmasın. Biz onların sakladıklarını da biliriz, açığa vurduklarını da.
Yaşar Nuri Öztürk : Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onların sır olarak tuttuklarını da açıkladıklarını da biliyoruz.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]