V – 3rd person feminine singular perfect verb فعل ماض
إلا
|
ÎLE
illā
sadece
but
,Lam,Elif, ,30,1,
RES – restriction particle أداة حصر
صيحة
ص ي ح | ṦYḪ
ṦYḪT
SayHaten
korkunç gürültü
a shout
Sad,Ye,Ha,Te merbuta, 90,10,8,400,
N – accusative feminine indefinite noun اسم منصوب
واحدة
و ح د | WḪD̃
WEḪD̃T
vāHideten
bir tek
one
Vav,Elif,Ha,Dal,Te merbuta, 6,1,8,4,400,
N – accusative feminine indefinite noun اسم منصوب
فإذا
|
FÎZ̃E
feiƶā
hemen
then behold!
Fe,,Zel,Elif, 80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle SUR – surprise particle الفاء استئنافية حرف فجاءة
هم
|
HM
hum
onlar
They
He,Mim, 5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun ضمير منفصل
خامدون
خ م د | ḢMD̃
ḢEMD̃WN
ḣāmidūne
sönüverdiler
(were) extinguished.
Hı,Elif,Mim,Dal,Vav,Nun, 600,1,40,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |إِنْ: hayır | كَانَتْ: oldu | إِلَّا: sadece | صَيْحَةً: korkunç gürültü | وَاحِدَةً: bir tek | فَإِذَا: hemen | هُمْ: onlar | خَامِدُونَ: sönüverdiler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎNhayır | كانت KENToldu | إلا ÎLEsadece | صيحة ṦYḪTkorkunç gürültü | واحدة WEḪD̃Tbir tek | فإذا FÎZ̃Ehemen | هم HMonlar | خامدون ḢEMD̃WNsönüverdiler |
Kırık Meal (Okunuş) : |in: hayır | kānet: oldu | illā: sadece | SayHaten: korkunç gürültü | vāHideten: bir tek | feiƶā: hemen | hum: onlar | ḣāmidūne: sönüverdiler |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: hayır | KENT: oldu | ÎLE: sadece | ṦYḪT: korkunç gürültü | WEḪD̃T: bir tek | FÎZ̃E: hemen | HM: onlar | ḢEMD̃WN: sönüverdiler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Azâbımız, ancak bir bağrıştan ibaretti, o anda hepsi de sönüp gitti.
Adem Uğur : (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.
Ahmed Hulusi : Sadece tek bir sayha oldu; onlar hemen sönüverdiler!
Ahmet Tekin : Sadece şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe indirildi. Onlar sönen ocaklara dönüverdiler, yeryüzünden silindiler.
Ahmet Varol : Sadece bir çığlık (onlara yetti) ve böylece anında sönüverdiler.
Ali Bulaç : (Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.
Ali Fikri Yavuz : O (helâk edilişlerine sebep) yalnız bir sayha (Cebraîl’in sesi) oldu; hemen sönüverdiler (öldü gittiler).
Bekir Sadak : (28-29) Ondan sonra milleti uzerine gokten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de degildik; sadece tek bir ciglik... o kadar, hemen sonup gittiler.
Celal Yıldırım : Sadece bir haykırış (yetti); hemen sönüverdiler.
Diyanet İşleri : Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.
Diyanet İşleri (eski) : (28-29) Ondan sonra milleti üzerine gökten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de değildik; sadece tek bir çığlık.. o kadar, hemen sönüp gittiler.
Diyanet Vakfi : (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.
Edip Yüksel : Sadece bir patlama... Hemen donakaldılar.
Fizilal-il Kuran : Sadece korkunç bir ses oldu, hemen sönüp gittiler.
Gültekin Onan : (Ancak onlara) yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.
Hakkı Yılmaz : (28,29) Ve Biz arkasından onun toplumunun üzerine hiçbir ordu indirmedik, indirecekler de değildik. Sadece bir çığlık! Bir de bakmışsın ki, onlar hemen sönüvermişlerdir.
Hasan Basri Çantay : (Onların yakalanması, yahud ukuubeti) birtek sayhadan başka (bir şeyle) değildi. Artık hemen sönü (b gidi) verenler (oldular).
Hayrat Neşriyat : (Onların cezâsı) sâdece (korkunç) bir ses oldu; öyleki onlar (hayat cihetiyle) o anda sönüveren kimseler kesildiler!
İbni Kesir : Sadece, bir tek çığlık oldu. Ve onlar hemen sönüp gittiler.
İskender Evrenosoğlu : (Onların cezası) sadece bir sayha (şiddetli ses dalgası) oldu. O zaman onlar sönenler oldular.
Muhammed Esed : hiçbir şey (gerekmiyordu), bir (ceza) çığlığından başka! Ve sonunda sessiz ve hareketsiz bir kül yığınına dönüverdiler.
Ömer Nasuhi Bilmen : O bir sayhadan başka olmadı. O anda onlar hemen sönüvermiş kimseler oldular.
Ömer Öngüt : Sadece bir tek çığlık oldu, o anda hemen sönüverdiler.
Şaban Piriş : Tek çığlıktan başka bir şey olmadı. O anda sönüverdiler.
Suat Yıldırım : (Orduya ne lüzum?), bir tek ses yeter! Bir de bakmışsınız: Sönüp kalmışlar...
Süleyman Ateş : Sâdece korkunç bir gürültü oldu, hemen sönüverdiler.
Tefhim-ul Kuran : (Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.
Ümit Şimşek : Korkunç bir ses onlara yetti; sönüp gittiler.
Yaşar Nuri Öztürk : Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda söndüverdiler.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]