V – 1st person singular imperfect verb, jussive mood فعل مضارع مجزوم
إليكم
|
ÎLYKM
ileykum
size
upon you
,Lam,Ye,Kef,Mim, ,30,10,20,40,
P – preposition PRON – 2nd person masculine plural object pronoun جار ومجرور
يا
ي | Y
YE
yā
EY/HEY/AH
"""O!"
Ye,Elif, 10,1,
بني
ب ن ي | BNY
BNY
benī
Çocukları
Children
Be,Nun,Ye, 2,50,10,
"VOC – prefixed vocative particle ya N – nominative masculine plural noun → Children of Adam" أداة نداء اسم مرفوع
آدم
|
ËD̃M
ādeme
Adem
O Children of Adam!
,Dal,Mim, ,4,40,
"PN – accusative masculine proper noun → Adam" اسم علم منصوب
أن
|
ÊN
en
diye
That
,Nun, ,50,
INT – particle of interpretation حرف تفسير
لا
|
LE
lā
(do) not
Lam,Elif, 30,1,
PRO – prohibition particle حرف نهي
تعبدوا
ع ب د | ABD̃
TABD̃WE
teǎ'budū
tapmayın
worship
Te,Ayn,Be,Dal,Vav,Elif, 400,70,2,4,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood PRON – subject pronoun فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الشيطان
ش ط ن | ŞŦN
ELŞYŦEN
ş-şeyTāne
şeytana
the Shaitaan,
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun, 1,30,300,10,9,1,50,
"PN – accusative masculine proper noun → Satan" اسم علم منصوب
إنه
|
ÎNH
innehu
şüphesiz o
indeed, he
,Nun,He, ,50,5,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine singular object pronoun حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لكم
|
LKM
lekum
sizin
(is) for you
Lam,Kef,Mim, 30,20,40,
P – prefixed preposition lām PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun جار ومجرور
عدو
ع د و | AD̃W
AD̃W
ǎduvvun
düşmanınızdır
an enemy
Ayn,Dal,Vav, 70,4,6,
N – nominative masculine indefinite noun اسم مرفوع
مبين
ب ي ن | BYN
MBYN
mubīnun
apaçık
clear,
Mim,Be,Ye,Nun, 40,2,10,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |أَلَمْ: | أَعْهَدْ: ben and vermedim mi? | إِلَيْكُمْ: size | يَا: EY/HEY/AH | بَنِي: Çocukları | ادَمَ: Adem | أَنْ: diye | لَا: | تَعْبُدُوا: tapmayın | الشَّيْطَانَ: şeytana | إِنَّهُ: şüphesiz o | لَكُمْ: sizin | عَدُوٌّ: düşmanınızdır | مُبِينٌ: apaçık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألم ÊLM | أعهد ÊAHD̃ben and vermedim mi? | إليكم ÎLYKMsize | يا YEEY/HEY/AH | بني BNYÇocukları | آدم ËD̃MAdem | أن ÊNdiye | لا LE | تعبدوا TABD̃WEtapmayın | الشيطان ELŞYŦENşeytana | إنه ÎNHşüphesiz o | لكم LKMsizin | عدو AD̃Wdüşmanınızdır | مبين MBYNapaçık |
Kırık Meal (Okunuş) : |elem: | eǎ'hed: ben and vermedim mi? | ileykum: size | yā : EY/HEY/AH | benī: Çocukları | ādeme: Adem | en: diye | lā: | teǎ'budū: tapmayın | ş-şeyTāne: şeytana | innehu: şüphesiz o | lekum: sizin | ǎduvvun: düşmanınızdır | mubīnun: apaçık |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLM: | ÊAHD̃: ben and vermedim mi? | ÎLYKM: size | YE: EY/HEY/AH | BNY: Çocukları | ËD̃M: Adem | ÊN: diye | LE: | TABD̃WE: tapmayın | ELŞYŦEN: şeytana | ÎNH: şüphesiz o | LKM: sizin | AD̃W: düşmanınızdır | MBYN: apaçık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey Âdem oğulları, sakın Şeytan'a kulluk etmeyin, şüphe yok ki o, apaçık bir düşmandır size diye emredip söz almadı mı sizden?
Adem Uğur : Ey Adem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır demedim mi?
Ahmed Hulusi : "Ey Ademoğulları. . . Size ahdetmedim (bildirip bilgilendirmedim) mi şeytana (bedene - hakikatinden habersiz bilince) kulluk etmeyin, muhakkak ki o sizin için apaçık bir düşmandır?"
Ahmet Tekin : 'Ey Âdemoğulları, size, şeytana, şeytanî güçlere tapmayın, onların düzenlerine bağlanmayın, onlara boyun eğmeyin. Onlar sizin apaçık bir düşmanınızdır.' diye tavsiye edip sizinle kulluk sözleşmesi yapmadım mı?
Ahmet Varol : Ey Ademoğulları! Size, şeytana kulluk etmeyin; çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır diye bir and vermedim mi?
Ali Bulaç : "Ey adem oğulları, ben size and vermedim mi ki: Şeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır;"
Ali Fikri Yavuz : Şeytana itaat etmeyin, o size açık bir düşmandır diye size öğüd vermedim mi? Ey Adem oğulları!...
Bekir Sadak : (59-61) Allah soyle buyurur: «Ey suclular! Bugun muminlerden ayrilin. Ey insanogullari! Ben size, seytana tapmayin, o sizin icin apacik bir dusmandir, Bana kulluk edin, bu dogru yoldur, diye bildirmedim mi?»
Celal Yıldırım : Ey Âdem oğulları! Şeytana tapmayın, o gerçekten sizin açık düşmanınızdır.
Diyanet İşleri : (60-61) “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”
Diyanet İşleri (eski) : (59-61) Allah şöyle buyurur: Ey suçlular! Bugün müminlerden ayrılın. Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi?
Diyanet Vakfi : «Ey Âdem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır» demedim mi?
Edip Yüksel : Ey Adem'in çocukları, şeytana tapmayacağınıza dair sizden söz almamış mıydım? O sizin açık düşmanınızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (60-61) «Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?» (buyurulacak)
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Adem oğulları, Ben size şeytana kulluk etmeyin, o size açık bir düşmandır, diye and vermedim mi?
Elmalılı Hamdi Yazır : And vermedim mi size? «Ey adem oğulları! Şeytana kulluk etmeyin, o size açık bir düşmandır» diye
Fizilal-il Kuran : Ey insanoğulları, size and vermedim mi? Şeytana tapmayın o sizin apaçık düşmanınızdır.
Gültekin Onan : "Ey adem oğulları, ben size and vermedim mi ki: Şeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır."
Hakkı Yılmaz : (60-62) "Ben; “Ey Âdemoğulları! Şeytana kulluk etmeyin, kesinlikle o size apaçık bir düşmandır ve Bana kulluk edin, işte bu dosdoğru yoldur ve andolsun ki şeytan sizden birçok kuşakları saptırdı” diye size ahit vermedim mi? Hâlâ aklını kullananlar değil miydiniz? "
Hasan Basri Çantay : (60-61) Ey Âdem oğulları, «Şeytana tapmayın. Çünkü o, sizin için (Rabbinizden) ayıran bir düşmandır, Bana ibâdet edin. işte dosdoğru yo! budur» diye size emr etmedim mi? (buyuracak).
Hayrat Neşriyat : (60-61) 'Ey Âdemoğulları! (Ben) size: 'Şeytana kulluk etmeyin! Çünki o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin! Bu dosdoğru bir yoldur’ diye (tavsiye ederek) ahdetmedim mi?'
İbni Kesir : Ey Ademoğulları; Ben, size; şeytana tapmayın, o muhakkak ki sizin apaçık bir düşmanınızdır, diye ahdetmedim mi?
İskender Evrenosoğlu : Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size apaçık bir düşmandır.
Muhammed Esed : Siz ey Ademoğulları, size demedim mi?: Şeytan'a tapmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey ademoğulları! Size tavsiye etmedim mi ki, şeytana ibadet etmeyiniz. Şüphe yok ki, o sizin için apaçık bir düşmandır.
Ömer Öngüt : Ey Âdemoğulları! Ben size: "Şeytana ibadet etmeyin, o sizin apaçık bir düşmanınızdır. " diye emretmedim mi?
Şaban Piriş : (60-61) -Ey Adem oğulları! Size, şeytana kulluk etmeyin, çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır. Bana kulluk edin. Dosdoğru yol budur, diye buyurmamış mıydım?
Suat Yıldırım : "Ey Âdem’in evlatları! Size emretmemiş miydim? :"Şeytana tapmayın sakın!" "Çünkü o size âşikar düşman...
Süleyman Ateş : "Ey Âdem oğulları, ben size and vermedim mi: Şeytâna tapmayın o sizin apaçık düşmanınızdır.
Tefhim-ul Kuran : «Ey Adem oğulları, ben size and vermedim mi ki: -Şeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır;»
Ümit Şimşek : Ben size ant vermedim mi, ey Âdem oğulları, 'Şeytana kul olmayın; o sizin apaçık düşmanınızdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey âdemoğulları! Ben size, "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]