» 36 / Yâsîn  8:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
Yasin Suresi = Ey Sin Suresi
ismini 1. ayetinde geçen ya ve sin harflerinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
2. جَعَلْنَا (CALNE) = ceǎlnā : geçirdik
3. فِي (FY) = fī :
4. أَعْنَاقِهِمْ (ÊANEGHM) = eǎ'nāḳihim : onların boyunlarına
5. أَغْلَالًا (ÊĞLELE) = eğlālen : halkalar
6. فَهِيَ (FHY) = fe hiye : o (halkalar)
7. إِلَى (ÎL) = ilā :
8. الْأَذْقَانِ (ELÊZ̃GEN) = l-eƶḳāni : çenelere kadar dayanır
9. فَهُمْ (FHM) = fehum : bu yüzden onların
10. مُقْمَحُونَ (MGMḪWN) = muḳmeHūne : kafaları kalkıktır
elbette biz | geçirdik | | onların boyunlarına | halkalar | o (halkalar) | | çenelere kadar dayanır | bu yüzden onların | kafaları kalkıktır |

[] [CAL] [] [ANG] [ĞLL] [] [] [Z̃GN] [] [GMḪ]
ÎNE CALNE FY ÊANEGHM ÊĞLELE FHY ÎL ELÊZ̃GEN FHM MGMḪWN

innā ceǎlnā eǎ'nāḳihim eğlālen fe hiye ilā l-eƶḳāni fehum muḳmeHūne
إنا جعلنا في أعناقهم أغلالا فهي إلى الأذقان فهم مقمحون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā geçirdik [We] have placed
في | FY on
أعناقهم ع ن ق | ANG ÊANEGHM eǎ'nāḳihim onların boyunlarına their necks
أغلالا غ ل ل | ĞLL ÊĞLELE eğlālen halkalar iron collars,
فهي | FHY fe hiye o (halkalar) and they
إلى | ÎL ilā (are up) to
الأذقان ذ ق ن | Z̃GN ELÊZ̃GEN l-eƶḳāni çenelere kadar dayanır the chins,
فهم | FHM fehum bu yüzden onların so they
مقمحون ق م ح | GMḪ MGMḪWN muḳmeHūne kafaları kalkıktır (are with) heads raised up.

36:8 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette biz | geçirdik | | onların boyunlarına | halkalar | o (halkalar) | | çenelere kadar dayanır | bu yüzden onların | kafaları kalkıktır |

[] [CAL] [] [ANG] [ĞLL] [] [] [Z̃GN] [] [GMḪ]
ÎNE CALNE FY ÊANEGHM ÊĞLELE FHY ÎL ELÊZ̃GEN FHM MGMḪWN

innā ceǎlnā eǎ'nāḳihim eğlālen fe hiye ilā l-eƶḳāni fehum muḳmeHūne
إنا جعلنا في أعناقهم أغلالا فهي إلى الأذقان فهم مقمحون

[] [ج ع ل] [] [ع ن ق] [غ ل ل] [] [] [ذ ق ن] [] [ق م ح]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā geçirdik [We] have placed
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,
3,70,30,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY on
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
أعناقهم ع ن ق | ANG ÊANEGHM eǎ'nāḳihim onların boyunlarına their necks
,Ayn,Nun,Elif,Gaf,He,Mim,
,70,50,1,100,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أغلالا غ ل ل | ĞLL ÊĞLELE eğlālen halkalar iron collars,
,Ğayn,Lam,Elif,Lam,Elif,
,1000,30,1,30,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
فهي | FHY fe hiye o (halkalar) and they
Fe,He,Ye,
80,5,10,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
الفاء عاطفة
ضمير منفصل
إلى | ÎL ilā (are up) to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
الأذقان ذ ق ن | Z̃GN ELÊZ̃GEN l-eƶḳāni çenelere kadar dayanır the chins,
Elif,Lam,,Zel,Gaf,Elif,Nun,
1,30,,700,100,1,50,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
فهم | FHM fehum bu yüzden onların so they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
مقمحون ق م ح | GMḪ MGMḪWN muḳmeHūne kafaları kalkıktır (are with) heads raised up.
Mim,Gaf,Mim,Ha,Vav,Nun,
40,100,40,8,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: elbette biz | جَعَلْنَا: geçirdik | فِي: | أَعْنَاقِهِمْ: onların boyunlarına | أَغْلَالًا: halkalar | فَهِيَ: o (halkalar) | إِلَى: | الْأَذْقَانِ: çenelere kadar dayanır | فَهُمْ: bu yüzden onların | مُقْمَحُونَ: kafaları kalkıktır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE elbette biz | جعلنا CALNE geçirdik | في FY | أعناقهم ÊANEGHM onların boyunlarına | أغلالا ÊĞLELE halkalar | فهي FHY o (halkalar) | إلى ÎL | الأذقان ELÊZ̃GEN çenelere kadar dayanır | فهم FHM bu yüzden onların | مقمحون MGMḪWN kafaları kalkıktır |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: elbette biz | ceǎlnā: geçirdik | : | eǎ'nāḳihim: onların boyunlarına | eğlālen: halkalar | fe hiye: o (halkalar) | ilā: | l-eƶḳāni: çenelere kadar dayanır | fehum: bu yüzden onların | muḳmeHūne: kafaları kalkıktır |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: elbette biz | CALNE: geçirdik | FY: | ÊANEGHM: onların boyunlarına | ÊĞLELE: halkalar | FHY: o (halkalar) | ÎL: | ELÊZ̃GEN: çenelere kadar dayanır | FHM: bu yüzden onların | MGMḪWN: kafaları kalkıktır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz, boyunlarına lâleler vurduk, elleri, âdeta çenelerine kenetlendi lâlelerle, bu yüzden onlar, başlarını dimdik tutarlar.
Adem Uğur : Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki biz onların boyunlarında, çenelerine kadar dayanmış boyunduruklar (şartlanma ve değer yargıları) oluşturduk! Artık (onlar kendi hakikatlerini göremezler) başları yukarı doğru kalkıktır (benlikleriyle yaşarlar)!
Ahmet Tekin : Biz onların boyunlarına demir halkalar, lâleler geçirdik. Halkalar çenelerine dayanır. Bu yüzden burunları yukarda, gözlerini yere dikip somurtmuş kalmışlardır.
Ahmet Varol : Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik. Bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Ali Bulaç : Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Ali Fikri Yavuz : Çünkü biz, o kâfirlerin boyunlarına bağlar geçirmişiz ki, bunlar çenelerine dayanmıştır da başları yukarı kalkık bulunuyorlar. (Artık hak tarafına başlarını çeviripte boyun eğmezler.)
Bekir Sadak : Boyunlarina, cenelerine kadar varan demir halkalar gecirmisizdir, bunun icin baslari yukari kalkiktir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki biz onların boyunlarına, çenelerine dayanacak şekilde demir halkalar geçirdik. Bu yüzden başları yukarıya kalkıktır.
Diyanet İşleri : Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.
Diyanet İşleri (eski) : Boyunlarına, çenelerine kadar varan demir halkalar geçirmişizdir, bunun için başları yukarı kalkıktır.
Diyanet Vakfi : Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır.
Edip Yüksel : Boyunlarına, çenelerine kadar varan prangalar taktık da kafaları yukarıya dikilmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü Biz, onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz de onlar, çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü biz onların boyunlarına kelepçekler geçirmişiz, onlar çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı gözleri aşağı somurtmaktadırlar
Fizilal-il Kuran : Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır.
Gültekin Onan : Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz ki Biz, onların boyunlarının içinde demir halkalar geçirdik. Öyle ki onlar çenelerine kadardır. Böylece onlar burunları yukarı kaldırılmış olanlardır.
Hasan Basri Çantay : Hakıykat, biz onların boyunlarına öyle lâleler geçirdik ki bunlar çenelerine kadar (dayandı). Şimdi onlar, kafaları ve burunları yukarı kaldırılmış haldedirler.
Hayrat Neşriyat : Muhakkak ki biz onların boyunlarına halkalar geçirdik; öyle ki o (demir halkalar)çenelerine kadar (dayanmış)tır; bu yüzden onlar başları yukarı kalkık kimselerdir.
İbni Kesir : Doğrusu Biz; onların boyunlarına, çenelerine kadar varan demir halkaları geçirdik. Bunun için artık başları yukarı kalkıktır.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz, onların boyunlarına, çenelerine kadar halkalar (zincirler) kıldık (geçirdik). Bu sebeple onlar, başları yukarı kaldırılmış olanlardır.
Muhammed Esed : Onların boyunlarına çenelerine kadar uzayan demir halkalar geçirdik ki kafalarını dik tutmak zorunda kalsınlar;
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, Biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişizdir, tâ ki onların çenelerine kadar dayanmıştır. Artık onlar başları yukarı kaldırılmış, gözleri aşağıya çevrilmiş kimselerdir, bir şey görüp anlayamazlar.
Ömer Öngüt : Gerçekten biz onların boyunlarına demir halkalar geçirdik. O halkalar çenelerine kadar dayanmıştır. Onun için kafaları yukarı kalkıktır.
Şaban Piriş : Biz, onların boyunlarına, çenelerine varan halkalar geçirdik. Onun için başları kalkıktır.
Suat Yıldırım : Boyunlarına öyle boyunduruklar koyduk ki onlar çenelerine dayanmaktadır. Boyunları yukarı, çeneleri kalkık, gözleri havada bir durumdadırlar.
Süleyman Ateş : Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır.
Tefhim-ul Kuran : Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Ümit Şimşek : Biz onların boyunlarına öyle boyunduruklar geçirdik ki, çenelerine dayanır da başları havaya dikili kalır.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}