» 27 / Neml  51:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
Neml Suresi = Karinca Suresi
ismini 18. ayetinde Hz. Süleyman’in ordusunu görünce yoldan çekilen karincalardan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَانْظُرْ (FENƵR) = fenZur : bak
2. كَيْفَ (KYF) = keyfe : nasıl
3. كَانَ (KEN) = kāne : oldu
4. عَاقِبَةُ (AEGBT) = ǎāḳibetu : sonucu
5. مَكْرِهِمْ (MKRHM) = mekrihim : tuzaklarının
6. أَنَّا (ÊNE) = ennā : biz
7. دَمَّرْنَاهُمْ (D̃MRNEHM) = demmernāhum : onları yıktık yok ettik
8. وَقَوْمَهُمْ (WGWMHM) = ve ḳavmehum : ve kavimlerini
9. أَجْمَعِينَ (ÊCMAYN) = ecmeǐyne : hepsini
bak | nasıl | oldu | sonucu | tuzaklarının | biz | onları yıktık yok ettik | ve kavimlerini | hepsini |

[NƵR] [KYF] [KWN] [AGB] [MKR] [] [D̃MR] [GWM] [CMA]
FENƵR KYF KEN AEGBT MKRHM ÊNE D̃MRNEHM WGWMHM ÊCMAYN

fenZur keyfe kāne ǎāḳibetu mekrihim ennā demmernāhum ve ḳavmehum ecmeǐyne
فانظر كيف كان عاقبة مكرهم أنا دمرناهم وقومهم أجمعين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فانظر ن ظ ر | NƵR FENƵR fenZur bak Then see
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl how
كان ك و ن | KWN KEN kāne oldu was
عاقبة ع ق ب | AGB AEGBT ǎāḳibetu sonucu (the) end
مكرهم م ك ر | MKR MKRHM mekrihim tuzaklarının (of) their plot,
أنا | ÊNE ennā biz that We
دمرناهم د م ر | D̃MR D̃MRNEHM demmernāhum onları yıktık yok ettik destroyed them
وقومهم ق و م | GWM WGWMHM ve ḳavmehum ve kavimlerini and their people
أجمعين ج م ع | CMA ÊCMAYN ecmeǐyne hepsini all.

27:51 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bak | nasıl | oldu | sonucu | tuzaklarının | biz | onları yıktık yok ettik | ve kavimlerini | hepsini |

[NƵR] [KYF] [KWN] [AGB] [MKR] [] [D̃MR] [GWM] [CMA]
FENƵR KYF KEN AEGBT MKRHM ÊNE D̃MRNEHM WGWMHM ÊCMAYN

fenZur keyfe kāne ǎāḳibetu mekrihim ennā demmernāhum ve ḳavmehum ecmeǐyne
فانظر كيف كان عاقبة مكرهم أنا دمرناهم وقومهم أجمعين

[ن ظ ر] [ك ي ف] [ك و ن] [ع ق ب] [م ك ر] [] [د م ر] [ق و م] [ج م ع]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فانظر ن ظ ر | NƵR FENƵR fenZur bak Then see
Fe,Elif,Nun,Zı,Re,
80,1,50,900,200,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl how
Kef,Ye,Fe,
20,10,80,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
كان ك و ن | KWN KEN kāne oldu was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عاقبة ع ق ب | AGB AEGBT ǎāḳibetu sonucu (the) end
Ayn,Elif,Gaf,Be,Te merbuta,
70,1,100,2,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
مكرهم م ك ر | MKR MKRHM mekrihim tuzaklarının (of) their plot,
Mim,Kef,Re,He,Mim,
40,20,200,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أنا | ÊNE ennā biz that We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
دمرناهم د م ر | D̃MR D̃MRNEHM demmernāhum onları yıktık yok ettik destroyed them
Dal,Mim,Re,Nun,Elif,He,Mim,
4,40,200,50,1,5,40,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وقومهم ق و م | GWM WGWMHM ve ḳavmehum ve kavimlerini and their people
Vav,Gaf,Vav,Mim,He,Mim,
6,100,6,40,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أجمعين ج م ع | CMA ÊCMAYN ecmeǐyne hepsini all.
,Cim,Mim,Ayn,Ye,Nun,
,3,40,70,10,50,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَانْظُرْ: bak | كَيْفَ: nasıl | كَانَ: oldu | عَاقِبَةُ: sonucu | مَكْرِهِمْ: tuzaklarının | أَنَّا: biz | دَمَّرْنَاهُمْ: onları yıktık yok ettik | وَقَوْمَهُمْ: ve kavimlerini | أَجْمَعِينَ: hepsini |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فانظر FENƵR bak | كيف KYF nasıl | كان KEN oldu | عاقبة AEGBT sonucu | مكرهم MKRHM tuzaklarının | أنا ÊNE biz | دمرناهم D̃MRNEHM onları yıktık yok ettik | وقومهم WGWMHM ve kavimlerini | أجمعين ÊCMAYN hepsini |
Kırık Meal (Okunuş) : |fenZur: bak | keyfe: nasıl | kāne: oldu | ǎāḳibetu: sonucu | mekrihim: tuzaklarının | ennā: biz | demmernāhum: onları yıktık yok ettik | ve ḳavmehum: ve kavimlerini | ecmeǐyne: hepsini |
Kırık Meal (Transcript) : |FENƵR: bak | KYF: nasıl | KEN: oldu | AEGBT: sonucu | MKRHM: tuzaklarının | ÊNE: biz | D̃MRNEHM: onları yıktık yok ettik | WGWMHM: ve kavimlerini | ÊCMAYN: hepsini |
Abdulbaki Gölpınarlı : Düzenlerinin sonucu ne oldu, bak da gör; şüphe yok ki biz, onları da, topluluklarını da tamâmıyla helâk ettik.
Adem Uğur : Bak işte, tuzaklarının âkıbeti nice oldu: Onları da; (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helâk ettik!
Ahmed Hulusi : Onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu bir bak! Onları da, onların toplumlarını da toptan yerle bir ettik!
Ahmet Tekin : İbret nazarıyla bak, incele, sinsice kurdukları planlarının âkıbeti nasıl oldu? Onları da, kavimlerini de nasıl, toptan helâk ettik.
Ahmet Varol : Onların tuzaklarının sonunun nasıl olduğuna bir bak! Biz onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.
Ali Bulaç : Artık sen, onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak; biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.
Ali Fikri Yavuz : Ey Rasûlüm, şimdi bak ki, hilelerinin akıbeti nasıl oldu!... Hem (o imansızların) kendilerini, hem de kavimlerini toptan helâk ettik.
Bekir Sadak : Hilelerinin sonunun nasil olduguna bir bak! Biz onlari ve milletlerini, hepsini, yerle bir ettik.
Celal Yıldırım : Onların hile ve düzeninin sonuna bir bak! Doğrusu onları ve kavimlerinin hepsini yok edip (ülkelerinin) altını üstüne getirdik.
Diyanet İşleri : Bak, onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu: Biz onları ve kavimlerini topyekûn helâk ettik.
Diyanet İşleri (eski) : Hilelerinin sonunun nasıl olduğuna bir bak! Biz onları ve milletlerini, hepsini, yerle bir ettik.
Diyanet Vakfi : Bak işte, tuzaklarının âkıbeti nice oldu: Onları da, (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helâk ettik!
Edip Yüksel : Planlarının nasıl sonuçlandığına bak; biz onları, halklarıyla birlikte yerle bir ettik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte bak! Tuzaklarının akibeti nice oldu: Onları da, kavimlerini de toptan helak ettik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şimdi bir bak! Tuzaklarının akibeti nasıl oldu? Kendilerini ve kavimlerini toptan helak ediverdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şimdi bak! mekirlerinin akıbeti nasıl oldu? Kendileri ve kavimlerini toptan tedmir ediverdik
Fizilal-il Kuran : Şimdi bak bakalım, onların tuzaklarının sonu nice oldu? Biz onları ve soydaşlarını hep birlikte yok ettik.
Gültekin Onan : Artık sen, onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak; biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.
Hakkı Yılmaz : İşte bak! Onların tuzaklarının âkıbeti nice oldu, şüphesiz Biz onları ve toplumlarını toptan yerle bir ettik.
Hasan Basri Çantay : İşte bak, O tuzaklarının aakıbeti nice oldu! Çünkü biz onları da, kavmlerini de toptan helak etdik.
Hayrat Neşriyat : İşte bak tuzaklarının âkıbeti nasıl oldu; şübhesiz ki biz, onları ve kavimlerini hep berâber helâk ettik!
İbni Kesir : Düzenlerinin sonunun nice olduğuna bir bak. Biz; onları ve kavimlerini toptan yerle bir ettik.
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra onların hilelerinin sonunun nasıl olduğuna bak ki, onları ve onların kavminin tamamını nasıl yok ettik.
Muhammed Esed : Ve sonra, bak onların kurduğu bütün tuzakların sonu ne oldu: onları ve onların peşinden giden toplumu, hepsini yerle bir ettik;
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık bak! Mekrlerinin âkibeti nasıl oldu? Muhakkak ki Biz, onları da kavimlerini de cümleten helâk ettik.
Ömer Öngüt : Tuzaklarının sonunun nice olduğuna bir bak! Biz onları da kavimlerini de hepsini helâk ettik.
Şaban Piriş : Onların planlarının sonu nasıl oldu bir bak! Biz, onları ve toplumlarını toptan kırıp geçirdik.
Suat Yıldırım : Bak işte onların tuzaklarının âkıbeti nasıl oldu! Biz onları da kendilerine uyan toplumlarını da imha ettik!
Süleyman Ateş : Bak, işte tuzaklarının sonucu nasıl oldu, (nasıl) biz onları ve kavimlerini toptan yıktık, yok ettik.
Tefhim-ul Kuran : Artık sen, onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak; biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.
Ümit Şimşek : İşte bak, tuzaklarının sonu ne oldu: Onları da, kavimlerini de toptan helâk ettik.
Yaşar Nuri Öztürk : Bir baksana nasıl oldu tuzaklarının sonu! İşte, onları da topluluklarını da hep birlikte yere geçirdik.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}