CONJ – prefixed conjunction wa (and) T – time adverb الواو عاطفة ظرف زمان
فصلت
ف ص ل | FṦL
FṦLT
feSaleti
ayrıldı
departed
Fe,Sad,Lam,Te, 80,90,30,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb فعل ماض
العير
ع ي ر | AYR
ELAYR
l-ǐyru
kervan
the caravan,
Elif,Lam,Ayn,Ye,Re, 1,30,70,10,200,
N – nominative masculine noun اسم مرفوع
قال
ق و ل | GWL
GEL
ḳāle
dedi ki
their father said,
Gaf,Elif,Lam, 100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
أبوهم
ا ب و | EBW
ÊBWHM
ebūhum
babaları
their father said,
,Be,Vav,He,Mim, ,2,6,5,40,
N – nominative masculine singular noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إني
|
ÎNY
innī
ben
"""Indeed, I"
,Nun,Ye, ,50,10,
ACC – accusative particle PRON – 1st person singular object pronoun حرف نصب والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لأجد
و ج د | WCD̃
LÊCD̃
leecidu
alıyorum
[I] find
Lam,,Cim,Dal, 30,,3,4,
EMPH – emphatic prefix lām V – 1st person singular imperfect verb اللام لام التوكيد فعل مضارع
ريح
ر و ح | RWḪ
RYḪ
rīHa
kokusunu
(the) smell
Re,Ye,Ha, 200,10,8,
N – accusative feminine noun اسم منصوب
يوسف
|
YWSF
yūsufe
Yusuf'un
(of) Yusuf,
Ye,Vav,Sin,Fe, 10,6,60,80,
"PN – accusative masculine proper noun → Yusuf" اسم علم منصوب
لولا
|
LWLE
levlā
eğer
if not
Lam,Vav,Lam,Elif, 30,6,30,1,
COND – conditional particle حرف شرط
أن
|
ÊN
en
that
,Nun, ,50,
SUB – subordinating conjunction حرف مصدري
تفندون
ف ن د | FND̃
TFND̃WN
tufennidūni
bana bunak demezseniz
"you think me weakened in mind."""
Te,Fe,Nun,Dal,Vav,Nun, 400,80,50,4,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form II) imperfect verb, subjunctive mood PRON – subject pronoun PRON – 1st person singular object pronoun فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والياء المحذوفة ضمير متصل في محل نصب مفعول به
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَلَمَّا: ne zaman ki | فَصَلَتِ: ayrıldı | الْعِيرُ: kervan | قَالَ: dedi ki | أَبُوهُمْ: babaları | إِنِّي: ben | لَأَجِدُ: alıyorum | رِيحَ: kokusunu | يُوسُفَ: Yusuf'un | لَوْلَا: eğer | أَنْ: | تُفَنِّدُونِ: bana bunak demezseniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولما WLMEne zaman ki | فصلت FṦLTayrıldı | العير ELAYRkervan | قال GELdedi ki | أبوهم ÊBWHMbabaları | إني ÎNYben | لأجد LÊCD̃alıyorum | ريح RYḪkokusunu | يوسف YWSFYusuf'un | لولا LWLEeğer | أن ÊN | تفندون TFND̃WNbana bunak demezseniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |velemmā: ne zaman ki | feSaleti: ayrıldı | l-ǐyru: kervan | ḳāle: dedi ki | ebūhum: babaları | innī: ben | leecidu: alıyorum | rīHa: kokusunu | yūsufe: Yusuf'un | levlā: eğer | en: | tufennidūni: bana bunak demezseniz |
Kırık Meal (Transcript) : |WLME: ne zaman ki | FṦLT: ayrıldı | ELAYR: kervan | GEL: dedi ki | ÊBWHM: babaları | ÎNY: ben | LÊCD̃: alıyorum | RYḪ: kokusunu | YWSF: Yusuf'un | LWLE: eğer | ÊN: | TFND̃WN: bana bunak demezseniz |
Adem Uğur : Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi.
Ahmed Hulusi : Ne zaman ki kervan (Yusuf'un şehrinden) ayrıldı, (yurtlarındaki) babaları şöyle dedi: "Eğer bana yaşlandı; ne dediğinin farkında değil demezseniz (bilin ki), kesinlikle ben Yusuf'un kokusunu (dalgasını) alıyorum. "
Ahmet Tekin : Kafile Mısır’dan ayrılınca, babaları:
'Eğer, bana bunamış demezseniz, ben Yusuf’un kokusunu aldığımı hissediyorum' dedi.
Ahmet Varol : Kervan (Mısır'dan) ayrılınca babaları dedi ki: 'Eğer beni bunaklıkla suçlamazsanız inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum!'
Ali Fikri Yavuz : (Mısır’dan babalarına dönmekte olan) kafile ayrılınca beriden babaları şöyle dedi: “- Doğrusu bana bunaklık isnad etmezseniz, ben Yûsuf’un kokusunu hissediyorum.”
Bekir Sadak : Kervan, memleketlerine donmek uzere ayrildiginda, babalari: «Dogrusu ben Yusuf'un kokusunu duyuyorum; ne olur bana bunak demeyin» dedi.
Celal Yıldırım : Kafile (Mısır'dan) ayrılıp hareket edince, babaları, «Şüpheniz olmasın ki, ben Yûsuf'un kokusunu alıyorum ; bana «bunadı» demeseniz (iyi olur),» dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Kervan, memleketlerine dönmek üzere ayrıldığında, babaları: 'Doğrusu ben Yusuf'un kokusunu duyuyorum; ne olur bana bunak demeyin' dedi.
Diyanet Vakfi : Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ne zaman ki, kafile (Mısır'dan) ayrıldı, öteden babaları dedi ki: «Eğer bana bunak demezseniz, doğrusu ben Yusuf'un kokusunu alıyorum.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ne zaman ki, bu taraftan kervan ayrıldı, öteden babaları dedi ki: «Doğrusu ben bana bunaklık yakıştırmasına kalkmazsanız gerçekten Yusuf'un kokusunu duyuyorum, eğer bunak demezseniz!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Vaktâ ki beriden kârban ayrıldı, öteden babaları doğrusu, dedi: ben cidden Yusüfün kokusunu duyuyorum, bana bunaklık isnadına kalkışmasanız
Fizilal-il Kuran : Kervan yola çıkınca, babaları yanındakilere; «Eğer bana bunak demeyecekseniz, söyleyeyim ki, burnuma Yusuf'un kokusu geliyor» dedi...
Hayrat Neşriyat : Böylece kervan (Mısır’dan) ayrılınca, babaları: 'Doğrusu ben, gerçekten Yûsuf’un kokusunu duyuyorum. Eğer bana bunaklık isnâd etmeseydiniz (beni tasdîk ederdiniz.)'dedi.
İbni Kesir : Kafile ayrılınca babaları dedi ki: Bana bunak demezseniz; inan olsun ki, Yusuf'un kokusunu duyuyorum.
İskender Evrenosoğlu : Ve kafile (Mısır'dan) ayrıldığı zaman onların babası şöyle dedi: “Bana 'bunuyor' demezseniz, gerçekten ben Yusuf'un rayihasını (kokusunu, Yusuf'tan gelen rüzgârın esintisini) duyuyorum.”
Muhammed Esed : (Yakub'un oğullarına ait olan) kervan yola koyulduğu sıralarda babaları (yanında bulunan kimselere): "Bunak olduğuma yormazsanız (derim ki) Yusuf'un kokusunu alıyorum!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, kâfile ayrıldı. Babaları dedi ki: «Ben muhakkak Yusuf'un kokusunu buluyorum. Eğer bana bunaklık isnad etmeyecek olsa idiniz» (elbette beni tasdik ederdiniz).
Ömer Öngüt : Kafile (Mısır'dan) ayrılınca babaları: “İnanın ki ben Yusuf'un kokusunu duyuyorum. Eğer beni bunak yerine koymazsanız (sözlerime inanacaksınız). ”
Şaban Piriş : Kafile, yola çıktığında, babaları: -Doğrusu ben Yusuf’un kokusunu alıyorum; ne olur beni bunak zannetmeyin, dedi.
Suat Yıldırım : Kafile daha Mısır’dan ayrılır ayrılmaz, öteden babaları:"Şayet ‘bunadı’ demezseniz, doğrusu, ben Yusuf’un kokusunu alıyorum!" dedi.
Süleyman Ateş : Kervan (Mısır'dan) ayrıl(ıp yola koyul)unca, babaları, (yanında bulunanlara): "Eğer bana bunak demezseniz, ben Yûsuf'un kokusunu alıyorum." dedi.
Ümit Şimşek : Kafile Mısır'dan henüz ayrılmıştı ki, babaları 'Yusuf'un kokusunu alıyorum,' dedi. 'Tabii beni bunaklıkla suçlamazsanız.'
Yaşar Nuri Öztürk : Kervan oradan ayrılınca, öte yandan babaları şöyle seslendi: "Yemin olsun, ben Yûsuf'un kokusunu duyuyorum. Umarım bana bunaklık isnat etmezsiniz."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]