» 12 / Yûsuf  63:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
Yusuf Suresi = Yusuf Suresi
Hz. Yusuf’un hayati anlatildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : zaman
2. رَجَعُوا (RCAWE) = raceǔ : döndükleri
3. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
4. أَبِيهِمْ (ÊBYHM) = ebīhim : babalarına
5. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler ki
6. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
7. أَبَانَا (ÊBENE) = ebānā : babamız
8. مُنِعَ (MNA) = muniǎ : men'edildi
9. مِنَّا (MNE) = minnā : bizden
10. الْكَيْلُ (ELKYL) = l-keylu : ölçü
11. فَأَرْسِلْ (FÊRSL) = feersil : (oyüzden) gönder
12. مَعَنَا (MANE) = meǎnā : bizimle beraber
13. أَخَانَا (ÊḢENE) = eḣānā : kardeşimizi
14. نَكْتَلْ (NKTL) = nektel : ölç(üp al)alım
15. وَإِنَّا (WÎNE) = ve innā : şüphesiz biz
16. لَهُ (LH) = lehu : onu
17. لَحَافِظُونَ (LḪEFƵWN) = leHāfiZūne : mutlaka koruruz
zaman | döndükleri | | babalarına | dediler ki | EY/HEY/AH | babamız | men'edildi | bizden | ölçü | (oyüzden) gönder | bizimle beraber | kardeşimizi | ölç(üp al)alım | şüphesiz biz | onu | mutlaka koruruz |

[] [RCA] [] [EBW] [GWL] [Y] [EBW] [MNA] [] [KYL] [RSL] [] [EḢW] [KYL] [] [] [ḪFƵ]
FLME RCAWE ÎL ÊBYHM GELWE YE ÊBENE MNA MNE ELKYL FÊRSL MANE ÊḢENE NKTL WÎNE LH LḪEFƵWN

felemmā raceǔ ilā ebīhim ḳālū ebānā muniǎ minnā l-keylu feersil meǎnā eḣānā nektel ve innā lehu leHāfiZūne
فلما رجعوا إلى أبيهم قالوا يا أبانا منع منا الكيل فأرسل معنا أخانا نكتل وإنا له لحافظون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā zaman So when
رجعوا ر ج ع | RCA RCAWE raceǔ döndükleri they returned
إلى | ÎL ilā to
أبيهم ا ب و | EBW ÊBYHM ebīhim babalarına their father,
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki they said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أبانا ا ب و | EBW ÊBENE ebānā babamız our father
منع م ن ع | MNA MNA muniǎ men'edildi Has been denied
منا | MNE minnā bizden to us
الكيل ك ي ل | KYL ELKYL l-keylu ölçü the measure,
فأرسل ر س ل | RSL FÊRSL feersil (oyüzden) gönder so send
معنا | MANE meǎnā bizimle beraber with us
أخانا ا خ و | EḢW ÊḢENE eḣānā kardeşimizi our brother
نكتل ك ي ل | KYL NKTL nektel ölç(üp al)alım (that) we will get measure.
وإنا | WÎNE ve innā şüphesiz biz And indeed, we
له | LH lehu onu for him
لحافظون ح ف ظ | ḪFƵ LḪEFƵWN leHāfiZūne mutlaka koruruz "(will) surely (be) guardians."""

12:63 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman | döndükleri | | babalarına | dediler ki | EY/HEY/AH | babamız | men'edildi | bizden | ölçü | (oyüzden) gönder | bizimle beraber | kardeşimizi | ölç(üp al)alım | şüphesiz biz | onu | mutlaka koruruz |

[] [RCA] [] [EBW] [GWL] [Y] [EBW] [MNA] [] [KYL] [RSL] [] [EḢW] [KYL] [] [] [ḪFƵ]
FLME RCAWE ÎL ÊBYHM GELWE YE ÊBENE MNA MNE ELKYL FÊRSL MANE ÊḢENE NKTL WÎNE LH LḪEFƵWN

felemmā raceǔ ilā ebīhim ḳālū ebānā muniǎ minnā l-keylu feersil meǎnā eḣānā nektel ve innā lehu leHāfiZūne
فلما رجعوا إلى أبيهم قالوا يا أبانا منع منا الكيل فأرسل معنا أخانا نكتل وإنا له لحافظون

[] [ر ج ع] [] [ا ب و] [ق و ل] [ي] [ا ب و] [م ن ع] [] [ك ي ل] [ر س ل] [] [ا خ و] [ك ي ل] [] [] [ح ف ظ]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā zaman So when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
رجعوا ر ج ع | RCA RCAWE raceǔ döndükleri they returned
Re,Cim,Ayn,Vav,Elif,
200,3,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أبيهم ا ب و | EBW ÊBYHM ebīhim babalarına their father,
,Be,Ye,He,Mim,
,2,10,5,40,
N – genitive masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki they said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أبانا ا ب و | EBW ÊBENE ebānā babamız our father
,Be,Elif,Nun,Elif,
,2,1,50,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative masculine singular noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
أداة نداء
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
منع م ن ع | MNA MNA muniǎ men'edildi Has been denied
Mim,Nun,Ayn,
40,50,70,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
منا | MNE minnā bizden to us
Mim,Nun,Elif,
40,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
الكيل ك ي ل | KYL ELKYL l-keylu ölçü the measure,
Elif,Lam,Kef,Ye,Lam,
1,30,20,10,30,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
فأرسل ر س ل | RSL FÊRSL feersil (oyüzden) gönder so send
Fe,,Re,Sin,Lam,
80,,200,60,30,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
معنا | MANE meǎnā bizimle beraber with us
Mim,Ayn,Nun,Elif,
40,70,50,1,
LOC – accusative location adverb
PRON – 1st person plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أخانا ا خ و | EḢW ÊḢENE eḣānā kardeşimizi our brother
,Hı,Elif,Nun,Elif,
,600,1,50,1,
N – nominative masculine singular noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
نكتل ك ي ل | KYL NKTL nektel ölç(üp al)alım (that) we will get measure.
Nun,Kef,Te,Lam,
50,20,400,30,
V – 1st person plural (form VIII) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
وإنا | WÎNE ve innā şüphesiz biz And indeed, we
Vav,,Nun,Elif,
6,,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
له | LH lehu onu for him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
لحافظون ح ف ظ | ḪFƵ LḪEFƵWN leHāfiZūne mutlaka koruruz "(will) surely (be) guardians."""
Lam,Ha,Elif,Fe,Zı,Vav,Nun,
30,8,1,80,900,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine plural active participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: zaman | رَجَعُوا: döndükleri | إِلَىٰ: | أَبِيهِمْ: babalarına | قَالُوا: dediler ki | يَا: EY/HEY/AH | أَبَانَا: babamız | مُنِعَ: men'edildi | مِنَّا: bizden | الْكَيْلُ: ölçü | فَأَرْسِلْ: (oyüzden) gönder | مَعَنَا: bizimle beraber | أَخَانَا: kardeşimizi | نَكْتَلْ: ölç(üp al)alım | وَإِنَّا: şüphesiz biz | لَهُ: onu | لَحَافِظُونَ: mutlaka koruruz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME zaman | رجعوا RCAWE döndükleri | إلى ÎL | أبيهم ÊBYHM babalarına | قالوا GELWE dediler ki | يا YE EY/HEY/AH | أبانا ÊBENE babamız | منع MNA men'edildi | منا MNE bizden | الكيل ELKYL ölçü | فأرسل FÊRSL (oyüzden) gönder | معنا MANE bizimle beraber | أخانا ÊḢENE kardeşimizi | نكتل NKTL ölç(üp al)alım | وإنا WÎNE şüphesiz biz | له LH onu | لحافظون LḪEFƵWN mutlaka koruruz |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: zaman | raceǔ: döndükleri | ilā: | ebīhim: babalarına | ḳālū: dediler ki | : EY/HEY/AH | ebānā: babamız | muniǎ: men'edildi | minnā: bizden | l-keylu: ölçü | feersil: (oyüzden) gönder | meǎnā: bizimle beraber | eḣānā: kardeşimizi | nektel: ölç(üp al)alım | ve innā: şüphesiz biz | lehu: onu | leHāfiZūne: mutlaka koruruz |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: zaman | RCAWE: döndükleri | ÎL: | ÊBYHM: babalarına | GELWE: dediler ki | YE: EY/HEY/AH | ÊBENE: babamız | MNA: men'edildi | MNE: bizden | ELKYL: ölçü | FÊRSL: (oyüzden) gönder | MANE: bizimle beraber | ÊḢENE: kardeşimizi | NKTL: ölç(üp al)alım | WÎNE: şüphesiz biz | LH: onu | LḪEFƵWN: mutlaka koruruz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Dönüp babalarına varınca baba dediler, bize artık zahîre verilmeyecek, kardeşimizi de bizimle gönder de zahîre alalım ve şüphe yok ki biz, onu iyice koruruz.
Adem Uğur : Babalarına döndüklerinde dediler ki: Ey babamız! Erzak bize yasaklandı. Kardeşimizi (Bünyamin'i) bizimle beraber gönder de (onun sayesinde) ölçüp alalım. Biz onu mutlaka koruyacağız.
Ahmed Hulusi : Babalarına geri döndüklerinde dediler ki: "Ey babamız. . . Bir sonraki gidişte yanımızda (Bünyamin'i) götürmezsek bize bir ölçek bile erzak verilmeyecek. . . Biz onu mutlaka koruruz. "
Ahmet Tekin : Babalarının yanına vardıklarında: 'Ey babamız, erzak almak bize yasaklandı. Kardeşimiz Bünyamin’i bizimle beraber gönder de, biz de ölçekler dolusu erzak alalım. Biz onu kesinlikle koruruz.' dediler.
Ahmet Varol : Babalarının yanına döndüklerinde dediler ki: 'Ey babamız! Bizden ölçek (erzak) alıkonuldu. Kardeşimizi de bizimle birlikte gönder ki ölçek (erzak) alalım. Biz onu mutlaka koruruz.'
Ali Bulaç : Böylelikle babalarına döndükleri zaman, dediler ki: "Ey babamız, ölçek bizden engellendi. Bu durumda kardeşimizi bizimle gönder de erzağı alalım. Onu mutlaka koruyacağız."
Ali Fikri Yavuz : Bu şekilde babalarına döndükleri zaman, şöyle dediler: “- Ey Babamız! Bizden ölçek (zahire) menedildi. Şimdi kardeşimizi (Bünyamin’i) bizimle beraber gönder de zahire ölçüp alalım. Biz muhakkak onu koruruz.”
Bekir Sadak : Babalarina donduklerinde, «Ey babamiz! Bize yiyecek yasak edildi, kardesimizi bizimle beraber gonder de yiyecek alalim. Onu elbette koruruz» dediler.
Celal Yıldırım : Onlar babalarına döndüklerinde, «Ey babamız! Dediler, bize ölçek(ile ilgili maddeler) yasaklandı. Bizimle beraber kardeşimizi gönder ki, ölçek(le İlgili maddeleri) alabilelim. Şüphesiz ki biz onu koruyucularız.»
Diyanet İşleri : Onlar, babalarına döndüklerinde, “Ey babamız! Bize artık zahire verilmeyecek. Kardeşimizi (Bünyamin’i) bizimle gönder ki zahire alalım. Onu biz elbette koruruz” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Babalarına döndüklerinde, 'Ey babamız! Bize yiyecek yasak edildi, kardeşimizi bizimle beraber gönder de yiyecek alalım. Onu elbette koruruz' dediler.
Diyanet Vakfi : Babalarına döndüklerinde dediler ki: Ey babamız! Erzak bize yasaklandı. Kardeşimizi (Bünyamin'i) bizimle beraber gönder de (onun sayesinde) ölçüp alalım. Biz onu mutlaka koruyacağız.
Edip Yüksel : Babalarına döndüklerinde, 'Ey babamız,' dediler, 'Bundan böyle bize erzak yasaklandı. Kardeşimizi bizimle yolla da erzak alalım. Biz onu koruruz,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Böylece dönüp babalarına geldikleri vakit, dediler ki: «Ey babamız! Bizden ölçek menedildi (bize zahire verilmeyecek). Bu kere kardeşimizi de bizimle gönder ki, ölçek alabilelim. Biz onu kesinlikle koruyacağız.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Böylece babalarına döndükleri vakit: «Ey babamız, bizden zahire yasaklandı. Bu kere kardeşimizi bizimle beraber gönder ki ölçüp alalım ve muhakkak biz onu koruruz.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bu suretle vaktâ ki babalarına döndüler, ey pederimiz! Dediler: bizden ölçek men'edildi, bu kerre kardeşimizi bizimle beraber gönder ölçüp alalım ve her halde biz onu muhafaza ederiz
Fizilal-il Kuran : Yusuf'un kardeşleri babalarının yanına dönünce dediler ki; «Ey babamız, erzak almamız yasaklandı, kardeşimizi bizimle birlikte gönder ki, erzak alabilelim, biz onu kesinlikle koruruz.»
Gültekin Onan : Böylelikle babalarına döndükleri zaman dediler ki: "Ey babamız, ölçek bizden engellendi. Bu durumda kardeşimizi bizimle gönder de erzağı alalım. Onu mutlaka koruyacağız."
Hakkı Yılmaz : "Böylece, babalarına döndükleri vakit, “Ey babamız! Bizden tahıl men edildi; bize zahire verilmeyecek. Onun için bu kere kardeşimizi bizimle gönder ki, tahıl alabilelim. Ve biz onu kesinlikle koruyacağız” dediler. "
Hasan Basri Çantay : Bu suretle babalarına döndükleri zaman: «Ey babamız, dediler, bizden ölçek men olundu. (Bu sefer) kardeşimizi de bizimle beraber yolla da ölçek alalım. Biz her halde onu muhaafaza edicileriz».
Hayrat Neşriyat : Nihâyet babalarına döndüklerinde dediler ki: 'Ey babamız! (Kardeşimizi bizimle göndermediğin takdirde) bizden ölçek men' edildi; bu yüzden kardeşimizi bizimle berâber gönder ki, ölçek (ile verilen zahîre) alalım; artık şübhesiz ki biz onu gerçekten muhâfaza edici kimseleriz.'
İbni Kesir : Babalarına döndüklerinde dediler ki: Ey babamız; artık bize zahire verilmeyecek. Kardeşimizi bizimle beraber gönder de zahiremizi alalım. Biz herhalde onu koruruz.
İskender Evrenosoğlu : Böylece ailelerine döndükleri zaman (babalarına) şöyle dediler: “ Ey babamız! Bize ölçek (erzak verilmesi) yasak edildi. Artık kardeşimizi bizimle gönder ki; biz ölçekle (erzak) alalım. Muhakkak ki; biz onu gerçekten koruyanlarız."
Muhammed Esed : Ve böylece babalarının yanına döndüklerinde, (Yusuf'un kardeşleri,) "Ey babamız!" dediler, "(Bünyamin'i yanımızda götürmedikçe) artık bize bir ölçek bile zahire verilmeyecek; bunun için kardeşimizi bizimle gönder ki (bize yetecek) tartıda (zahire) alabilelim; bu arada onu elbette koruyup gözeteceğiz!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki babalarına dönüverdiler, dediler ki: «Ey pederimiz! Bizden zahire men edildi, artık bizimle beraber kardeşimizi de gönder ki, zahire alalım ve muhakkak ki biz onun için elbette muhafız kimseleriz.»
Ömer Öngüt : Babalarına döndüklerinde: “Ey babamız! Bize yiyecek yasak edildi, artık bize zahire verilmeyecek. Kardeşimizi bizimle gönder de (onun sayesinde) ölçüp yiyecek alalım. Biz onu mutlaka koruruz. ” dediler.
Şaban Piriş : Babalarına döndüklerinde: -Ey babamız! Bize yiyecek yasak edildi, kardeşimizi bizimle beraber gönder de yiyecek alalım. Biz, onu koruruz, dediler.
Suat Yıldırım : Babalarının yanına dönünce: "Sevgili babamız, dediler, ölçeğimiz, tahsisatımız kaldırıldı. Gelecek sefer, öbür kardeşimizi de bizimle beraber gönder ki onu vesile ederek, daha çok tahsisat alalım. Onu gözümüz gibi koruyacağımıza kesin söz veriyoruz.!"
Süleyman Ateş : Babalarına döndüklerinde dediler ki: "Ey babamız, bizden ölçü men'edildi, kardeşimizi bizimle beraber gönder de (ihtiyacımız olanı) ölç(üp al)alım. Biz onu mutlaka koruruz."
Tefhim-ul Kuran : Böylelikle babalarına döndükleri zaman, dediler ki: «Ey babamız, ölçek bizden engellendi. Bu durumda kardeşimizi bizimle gönder de erzakı alalım. Onu mutlaka biz koruyacağız.»
Ümit Şimşek : Babalarının yanına döndüklerinde, 'Baba, artık bize erzak verilmeyecek,' dediler. 'Kardeşimizi de bizimle gönder ki erzak alalım. Biz ona göz kulak oluruz.'
Yaşar Nuri Öztürk : Babalarına döndüklerinde dediler ki: "Ey babamız! Ölçü bizden yasaklandı. Şimdi kardeşimizi bizimle gönder ki, ölçüp alabilelim. Biz onu gerçekten iyi koruyacağız."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}