V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
لهم
|
LHM
lehum
onlara
to them
Lam,He,Mim, 30,5,40,
P – prefixed preposition lām PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun جار ومجرور
من
|
MN
min
after
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
بعد
ب ع د | BAD̃
BAD̃
beǎ'di
sonra (bile)
after
Be,Ayn,Dal, 2,70,4,
N – genitive noun اسم مجرور
ما
|
ME
mā
[what]
Mim,Elif, 40,1,
REL – relative pronoun اسم موصول
رأوا
ر ا ي | REY
RÊWE
raevu
gördükten
they had seen
Re,,Vav,Elif, 200,,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الآيات
ا ي ي | EYY
EL ËYET
l-āyāti
delilleri
the signs,
Elif,Lam,,Ye,Elif,Te, 1,30,,10,1,400,
N – genitive feminine plural noun اسم مجرور
ليسجننه
س ج ن | SCN
LYSCNNH
leyescununnehu
onu zindana atmaları
surely they should imprison him
Lam,Ye,Sin,Cim,Nun,Nun,He, 30,10,60,3,50,50,5,
EMPH – emphatic prefix lām V – 3rd person masculine plural imperfect verb EMPH – emphatic suffix nūn PRON – 3rd person masculine singular object pronoun اللام لام التوكيد فعل مضارع والنون للتوكيد والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حتى
|
ḪT
Hattā
kadar
until
Ha,Te,, 8,400,,
P – preposition حرف جر
حين
ح ي ن | ḪYN
ḪYN
Hīnin
bir süreye
a time.
Ha,Ye,Nun, 8,10,50,
N – genitive masculine indefinite noun اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | بَدَا: uygun geldi | لَهُمْ: onlara | مِنْ: | بَعْدِ: sonra (bile) | مَا: | رَأَوُا: gördükten | الْايَاتِ: delilleri | لَيَسْجُنُنَّهُ: onu zindana atmaları | حَتَّىٰ: kadar | حِينٍ: bir süreye |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃Msonra | بدا BD̃Euygun geldi | لهم LHMonlara | من MN | بعد BAD̃sonra (bile) | ما ME | رأوا RÊWEgördükten | الآيات EL ËYETdelilleri | ليسجننه LYSCNNHonu zindana atmaları | حتى ḪTkadar | حين ḪYNbir süreye |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | bedā: uygun geldi | lehum: onlara | min: | beǎ'di: sonra (bile) | mā: | raevu: gördükten | l-āyāti: delilleri | leyescununnehu: onu zindana atmaları | Hattā: kadar | Hīnin: bir süreye |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | BD̃E: uygun geldi | LHM: onlara | MN: | BAD̃: sonra (bile) | ME: | RÊWE: gördükten | EL ËYET: delilleri | LYSCNNH: onu zindana atmaları | ḪT: kadar | ḪYN: bir süreye |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra onun suçsuzluğuna dâir bunca deliller görmekle berâber gene de bir müddet hapsedilmesini muvâfık bir tedbîr saydılar.
Adem Uğur : Sonunda (aziz ve arkadaşları) kesin delilleri görmelerine rağmen (halkın dedikodusunu kesmek için yine de) onu bir zamana kadar mutlaka zindana atmaları kendilerine uygun göründü.
Ahmed Hulusi : Sonra, (bunca) delilleri görmelerine rağmen, Onu belli bir süre için zindana koymaya karar verdiler.
Ahmet Tekin : Bu kadar delili gördükten sonra yine de, vezir ve yakınlarında, dedikoduların unutulacağı kadar bir süre, onu zindana atma düşüncesi ağır bastı.
Ahmet Varol : Sonra bazı delilleri görmelerinin ardından yine de onu bir süre zindana atmaları kendilerine uygun geldi.
Ali Bulaç : Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı.
Ali Fikri Yavuz : Sonra, vezir ve aile halkı, Yûsuf’un beraatine dair bunca delilleri gördükleri halde, onu bir müddet (dedi-kodu kesilinceye kadar) zindana atmak fikriyle ortaya çıktılar (ve onu zindana attılar).
Bekir Sadak : Sonra, kadinin ailesi delilleri Yusuf'un lehinde gordugu halde, onu bir sure icin hapsetmeyi uygun buldu. *
Celal Yıldırım : Kadının ailesi (Yûsuf'un iffet ve nezahetine delâlet eden) birçok delil ve belgeleri gördükten sonra, yine de onu bir süre zindana atmayı uygun buldular.
Diyanet İşleri : Sonra onlar, Yûsuf’un suçsuzluğunu ortaya koyan delilleri gördükten sonra yine de mutlaka onu bir süre zindana atmayı uygun buldular.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra, kadının ailesi delilleri Yusuf'un lehinde gördüğü halde, onu bir süre için hapsetmeyi uygun buldu.
Diyanet Vakfi : Sonunda (aziz ve arkadaşları) kesin delilleri görmelerine rağmen (halkın dedikodusunu kesmek için yine de) onu bir zamana kadar mutlaka zindana atmaları kendilerine uygun göründü.
Edip Yüksel : Sonra, (vali ve adamları Yusuf'un suçzuzluğuna dair) kanıtları görmelerine rağmen, onu belli bir süreye kadar hapishaneye atmayı uygun gördüler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bu kadar delili gördükleri halde, sonra yine de Yusuf'u bir süre için zindana atma düşüncesi ağır bastı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra bu kadar delili gördükleri halde onlar, onu mutlaka bir sure için zindana atma görüşüne vardılar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra bu kadar âyâtı gördükleri halde o adamlara şu reiy galebe etti: behemehal onu bir müddet zindana atsınlar
Fizilal-il Kuran : Sonra adamlar, Yusuf'u belirli bir süre için hapse atmayı gerekli gördüler. Oysa onun masum olduğunu kanıtlayan bunca delil gözleri önünde duruyordu.
Gültekin Onan : Sonra onlarda [Yusuf'un iffettine ilişkin] ayetleri görmelerinin ardından mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı.
Hakkı Yılmaz : Sonra bu kadar delili gördükten sonra bir süre için o'nu zindana atmaları açığa çıktı. ***
Hasan Basri Çantay : Sonra, bütün o delilleri gördüklerinin ardından mutlakaa onu bir zamana kadar zindana atmaları (reyi) onlara zaahir oldu.
Hayrat Neşriyat : Sonra (Yûsuf’un suçsuzluğuna dâir) o delilleri görmelerinin ardından, yine de onu bir müddet zindana atmaları (böylelikle gözden uzak tutmaları kanâati) kendilerine uygun göründü.
İbni Kesir : Sonra bütün delilleri onun lehine gördükleri halde yine de bir süre için onu zindana atmayı uygun buldular.
İskender Evrenosoğlu : Daha sonra delilleri gördükten sonra, belli bir süreye kadar onu mutlaka zindana atmaları, onlara uygun göründü.
Muhammed Esed : Sonra, o kişizade ve ev halkı bütün delilleri(n Yusuf'un lehinde olduğunu) gördükten sonra bile o'nu bir süre için hapsetmeyi uygun gördüler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra onlara o gördükleri âyetleri müteakip O'nu herhalde bir müddet zindana atmaları kanaatı zahir oldu.
Ömer Öngüt : Sonunda kadının âilesi kesin delilleri görmelerine rağmen, onu bir süre için zindana atmayı uygun buldular.
Şaban Piriş : Onun suçsuz olduğunu anladıkları halde, yine de bir süre için hapsetmeyi uygun gördüler.
Suat Yıldırım : Sonra, vezir ve arkadaşları bunca kesin deliller görmelerine rağmen, dedikoduları kesmek gayesiyle, bir müddet için onu hapse atmayı uygun buldular.
Süleyman Ateş : Sonra (aziz Kıtfir ve adamları, Yûsuf'un masumluğu hakkındaki) bu delilleri gördükleri halde yine onu bir süre zindana atmaları kendilerine uygun geldi.
Tefhim-ul Kuran : Sonra onlara (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, onu belli bir vakte kadar kaçınılmaz olarak zindana atmak (görüşü) belirdi.
Ümit Şimşek : Sonra, o kadar delilleri gördükleri halde, onlarda Yusuf'u bir süre hapsetme düşüncesi ağır bastı.
Yaşar Nuri Öztürk : Bunca delili gördükten sonra bile Yûsuf'u bir süreye kadar zındana tıkmaları kararı onlara egemen oldu.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]