» 12 / Yûsuf  62:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
Yusuf Suresi = Yusuf Suresi
Hz. Yusuf’un hayati anlatildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَ (WGEL) = ve ḳāle : ve dedi ki
2. لِفِتْيَانِهِ (LFTYENH) = lifityānihi : uşaklarına
3. اجْعَلُوا (ECALWE) = c'ǎlū : koyun!
4. بِضَاعَتَهُمْ (BŽEATHM) = biDāǎtehum : onların sermayelerini
5. فِي (FY) = fī : içine
6. رِحَالِهِمْ (RḪELHM) = riHālihim : yüklerinin
7. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : belki onlar
8. يَعْرِفُونَهَا (YARFWNHE) = yeǎ'rifūnehā : bunun farkına varırlar
9. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
10. انْقَلَبُوا (ENGLBWE) = nḳalebū : döndükleri
11. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
12. أَهْلِهِمْ (ÊHLHM) = ehlihim : ailelerine
13. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : belki de
14. يَرْجِعُونَ (YRCAWN) = yerciǔne : geri dönerler
ve dedi ki | uşaklarına | koyun! | onların sermayelerini | içine | yüklerinin | belki onlar | bunun farkına varırlar | zaman | döndükleri | | ailelerine | belki de | geri dönerler |

[GWL] [FTY] [CAL] [BŽA] [] [RḪL] [] [ARF] [] [GLB] [] [EHL] [] [RCA]
WGEL LFTYENH ECALWE BŽEATHM FY RḪELHM LALHM YARFWNHE ÎZ̃E ENGLBWE ÎL ÊHLHM LALHM YRCAWN

ve ḳāle lifityānihi c'ǎlū biDāǎtehum riHālihim leǎllehum yeǎ'rifūnehā iƶā nḳalebū ilā ehlihim leǎllehum yerciǔne
وقال لفتيانه اجعلوا بضاعتهم في رحالهم لعلهم يعرفونها إذا انقلبوا إلى أهلهم لعلهم يرجعون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGEL ve ḳāle ve dedi ki And he said
لفتيانه ف ت ي | FTY LFTYENH lifityānihi uşaklarına to his servants,
اجعلوا ج ع ل | CAL ECALWE c'ǎlū koyun! """Put"
بضاعتهم ب ض ع | BŽA BŽEATHM biDāǎtehum onların sermayelerini their merchandise
في | FY içine in
رحالهم ر ح ل | RḪL RḪELHM riHālihim yüklerinin their saddlebags
لعلهم | LALHM leǎllehum belki onlar so that they
يعرفونها ع ر ف | ARF YARFWNHE yeǎ'rifūnehā bunun farkına varırlar may recognize it
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
انقلبوا ق ل ب | GLB ENGLBWE nḳalebū döndükleri they go back
إلى | ÎL ilā to
أهلهم ا ه ل | EHL ÊHLHM ehlihim ailelerine their people
لعلهم | LALHM leǎllehum belki de so that they may
يرجعون ر ج ع | RCA YRCAWN yerciǔne geri dönerler "return."""

12:62 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dedi ki | uşaklarına | koyun! | onların sermayelerini | içine | yüklerinin | belki onlar | bunun farkına varırlar | zaman | döndükleri | | ailelerine | belki de | geri dönerler |

[GWL] [FTY] [CAL] [BŽA] [] [RḪL] [] [ARF] [] [GLB] [] [EHL] [] [RCA]
WGEL LFTYENH ECALWE BŽEATHM FY RḪELHM LALHM YARFWNHE ÎZ̃E ENGLBWE ÎL ÊHLHM LALHM YRCAWN

ve ḳāle lifityānihi c'ǎlū biDāǎtehum riHālihim leǎllehum yeǎ'rifūnehā iƶā nḳalebū ilā ehlihim leǎllehum yerciǔne
وقال لفتيانه اجعلوا بضاعتهم في رحالهم لعلهم يعرفونها إذا انقلبوا إلى أهلهم لعلهم يرجعون

[ق و ل] [ف ت ي] [ج ع ل] [ب ض ع] [] [ر ح ل] [] [ع ر ف] [] [ق ل ب] [] [ا ه ل] [] [ر ج ع]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGEL ve ḳāle ve dedi ki And he said
Vav,Gaf,Elif,Lam,
6,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
لفتيانه ف ت ي | FTY LFTYENH lifityānihi uşaklarına to his servants,
Lam,Fe,Te,Ye,Elif,Nun,He,
30,80,400,10,1,50,5,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
اجعلوا ج ع ل | CAL ECALWE c'ǎlū koyun! """Put"
Elif,Cim,Ayn,Lam,Vav,Elif,
1,3,70,30,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بضاعتهم ب ض ع | BŽA BŽEATHM biDāǎtehum onların sermayelerini their merchandise
Be,Dad,Elif,Ayn,Te,He,Mim,
2,800,1,70,400,5,40,
N – accusative feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
في | FY içine in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
رحالهم ر ح ل | RḪL RḪELHM riHālihim yüklerinin their saddlebags
Re,Ha,Elif,Lam,He,Mim,
200,8,1,30,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لعلهم | LALHM leǎllehum belki onlar so that they
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يعرفونها ع ر ف | ARF YARFWNHE yeǎ'rifūnehā bunun farkına varırlar may recognize it
Ye,Ayn,Re,Fe,Vav,Nun,He,Elif,
10,70,200,80,6,50,5,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
انقلبوا ق ل ب | GLB ENGLBWE nḳalebū döndükleri they go back
Elif,Nun,Gaf,Lam,Be,Vav,Elif,
1,50,100,30,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أهلهم ا ه ل | EHL ÊHLHM ehlihim ailelerine their people
,He,Lam,He,Mim,
,5,30,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لعلهم | LALHM leǎllehum belki de so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يرجعون ر ج ع | RCA YRCAWN yerciǔne geri dönerler "return."""
Ye,Re,Cim,Ayn,Vav,Nun,
10,200,3,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَ: ve dedi ki | لِفِتْيَانِهِ: uşaklarına | اجْعَلُوا: koyun! | بِضَاعَتَهُمْ: onların sermayelerini | فِي: içine | رِحَالِهِمْ: yüklerinin | لَعَلَّهُمْ: belki onlar | يَعْرِفُونَهَا: bunun farkına varırlar | إِذَا: zaman | انْقَلَبُوا: döndükleri | إِلَىٰ: | أَهْلِهِمْ: ailelerine | لَعَلَّهُمْ: belki de | يَرْجِعُونَ: geri dönerler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقال WGEL ve dedi ki | لفتيانه LFTYENH uşaklarına | اجعلوا ECALWE koyun! | بضاعتهم BŽEATHM onların sermayelerini | في FY içine | رحالهم RḪELHM yüklerinin | لعلهم LALHM belki onlar | يعرفونها YARFWNHE bunun farkına varırlar | إذا ÎZ̃E zaman | انقلبوا ENGLBWE döndükleri | إلى ÎL | أهلهم ÊHLHM ailelerine | لعلهم LALHM belki de | يرجعون YRCAWN geri dönerler |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāle: ve dedi ki | lifityānihi: uşaklarına | c'ǎlū: koyun! | biDāǎtehum: onların sermayelerini | : içine | riHālihim: yüklerinin | leǎllehum: belki onlar | yeǎ'rifūnehā: bunun farkına varırlar | iƶā: zaman | nḳalebū: döndükleri | ilā: | ehlihim: ailelerine | leǎllehum: belki de | yerciǔne: geri dönerler |
Kırık Meal (Transcript) : |WGEL: ve dedi ki | LFTYENH: uşaklarına | ECALWE: koyun! | BŽEATHM: onların sermayelerini | FY: içine | RḪELHM: yüklerinin | LALHM: belki onlar | YARFWNHE: bunun farkına varırlar | ÎZ̃E: zaman | ENGLBWE: döndükleri | ÎL: | ÊHLHM: ailelerine | LALHM: belki de | YRCAWN: geri dönerler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kullarına da, aldıkları zahîreler içinde bulup gördükleri ikrâmı anlasınlar da tekrar gelsinler diye zahîre bedellerini yüklerinin içine koyun diye emretti.
Adem Uğur : (Yusuf) emrindeki gençlere dedi ki: Sermayelerini yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri gelirler.
Ahmed Hulusi : (Yusuf) hizmetlilerine dedi ki: "Sermayelerini yüklerinin içine koyun. . . Ailelerine döndüklerinde belki bunu fark ederler de bize geri dönerler. "
Ahmet Tekin : Yûsuf, genç hizmetkârlarına, adamlarına: 'Verdikleri altın ve gümüş paraları, bedel olarak getirdiklerini geri verin, yüklerinin içine koyun. Ailelerine döndüklerinde, bunun farkına varırlar da, belki daha istekli geri gelirler.' diye tenbih etti.
Ahmet Varol : (Yusuf) uşaklarına da dedi ki: 'Sermayelerini yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine döndüklerinde bunu anlarlar da tekrar geri dönerler.'
Ali Bulaç : Yardımcılarına dedi ki: "Sermayelerini (erzak bedellerini) yüklerinin içine koyun. İhtimal ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri dönerler."
Ali Fikri Yavuz : (Yûsuf, zahireyi ölçen) uşaklarına dedi ki: “- Onların (zahire karşılığında verdikleri) mallarını yüklerinin içine koyun. Olur ki, ailelerine döndükleri zaman, farkına varırlar da belki yine gelirler.”
Bekir Sadak : Yusuf adamlarina: «Karsilik olarak getirdiklerini de yuklerine koyun. Belki ailelerine varinca, onu anlarlar da bir daha donerler» dedi.
Celal Yıldırım : Yûsuf, uşaklarına, «zahire bedellerini yüklerinin içine yerleştirin, belki ailelerine döndüklerinde anlarlar da yine (bize) dönüp gelirler» dedi.
Diyanet İşleri : Yûsuf, adamlarına dedi ki: “Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler.”
Diyanet İşleri (eski) : Yusuf adamlarına: 'Karşılık olarak getirdiklerini de yüklerine koyun. Belki ailelerine varınca, onu anlarlar da bir daha dönerler' dedi.
Diyanet Vakfi : (Yusuf) emrindeki gençlere dedi ki: Sermayelerini yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri gelirler.
Edip Yüksel : (Yusuf) Emri altındakilere de şöyle emir verdi: 'Ailelerine döndüklerinde bulmaları için, takas eşyalarını yüklerinin içine sokun, belki böylece geri dönerler.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yusuf bir taraftan da adamlarına tenbih etti: «Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin, belki ailelerinin yanına dönünce farkına varırlar ve belki yine gelirler» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yusuf uşaklarına: «Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin, belki ailelerine döndüklerinde anlarlar, belki yine gelirler.» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Uşaklarına da dedi: sermayelerini yüklerinin içine koyuverin belki ailelerine avdetlerinde anlarlar belki yine gelirler
Fizilal-il Kuran : Yusuf yanında çalışan işçilere dedi ki; «Bunların verdikleri zahire bedelini yüklerine koyunuz, evlerine varınca herhalde onu farkederler de bir daha gelirler.»
Gültekin Onan : Yardımcılarına dedi ki: "Sermayelerini (erzak bedellerini) yüklerinin içine koyun. İhtimal ki ehillerine (ailelerine) döndüklerinde (kalebu) bunun farkına varırlar da belki geri dönerler."
Hakkı Yılmaz : Ve Yûsuf memurlarına: “Ailelerinin yanına dönünce farkına varmaları için ve yine gelmeleri için sermayelerini yüklerinin içine koyuverin!” dedi. ***
Hasan Basri Çantay : (Yuusuf) uşaklarına: «Sermâyelerini yüklerinin içine koyuverin. Olur ki ailelerine avdet etdikleri zaman bunun farkına varırlar da belki yine (buraya) dönerler» demişdi.
Hayrat Neşriyat : (Yûsuf) genç (uşak)larına da dedi ki: '(Verdikleri) sermâyelerini yüklerinin içine koyun; umulur ki onlar âilelerine döndükleri zaman bunu anlarlar da belki geri gelirler.'
İbni Kesir : Yusuf uşaklarına dedi ki: Karşılık olarak getirdiklerini de yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine dönünce bunu anlarlar da geri dönerler.
İskender Evrenosoğlu : Adamlarına (yardımcı gençlere) şöyle dedi: “Onların erzak bedellerini, yüklerinin içine koyun (geri verin). Umulur ki; onlar ailelerine geri döndükleri zaman onu farkederler, böylece geri gelirler."
Muhammed Esed : (Bu arada Yusuf) hizmetçilerine: "Onların bedel olarak getirdiklerini de denklerine yerleştirin ki, evlerine vardıklarında bunu fark eder de belki daha istekli olarak dönerler" dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve (Hazreti Yusuf) hizmetkârlarına dedi ki: «Onların sermayelerini, yükleri içine koyuveriniz. Belki anneleri yanına dönüp gidince, onu bilirler ve umulur ki geri dönerler.»
Ömer Öngüt : (Yusuf) emrindeki gençlere dedi ki: “Onların zâhire bedellerini yüklerinin içine koyun. Belki âilelerine döndüklerinde onu anlarlar da bir daha dönerler. ”
Şaban Piriş : Yusuf memurlarına: -Karşılık olarak getirdiklerini de yüklerine koyun. Belki ailelerine varınca, onu anlarlar da bir daha dönerler, dedi.
Suat Yıldırım : Yusuf, zahîre tartan görevlilerine de dedi ki: "Onların, zahîre karşılığında verdikleri mallarını da yüklerinin içine koyun. Böylece belki ailelerine döndüklerinde, bunun farkına varıp yine gelirler."
Süleyman Ateş : (Yûsuf) Uşaklarına: "Onların sermayelerini yüklerinin içine koyun, belki âilelerine döndükleri zaman bunun farkına varırlar da yine gelirler" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Yardımcılarına da dedi ki: «Sermayelerini (erzak bedellerini) yüklerinin içine koyun. İhtimal ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri dönerler.»
Ümit Şimşek : Yusuf memurlarına 'Onların erzak bedellerini yüklerinin içine koyun,' dedi. 'Belki evlerine döndüklerinde fark ederler de tekrar erzak almaya gelirler.'
Yaşar Nuri Öztürk : Yûsuf muhafızlarına dedi ki: "Onların sermayelerini yüklerinin içine koyun. Bakarsın ailelerine döndüklerinde onu fark eder de tekrar gelirler."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}