N – genitive feminine plural active participle اسم مجرور
وهو
|
WHW
vehuve
ve o
while he
Vav,He,Vav, 6,5,6,
CIRC – prefixed circumstantial particle PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun الواو حالية ضمير منفصل
مؤمن
ا م ن | EMN
MÙMN
mu'minun
inanırsa
(is) a believer,
Mim,,Mim,Nun, 40,,40,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle اسم مرفوع
فلا
|
FLE
felā
artık
then not
Fe,Lam,Elif, 80,30,1,
REM – prefixed resumption particle NEG – negative particle الفاء استئنافية حرف نفي
يخاف
خ و ف | ḢWF
YḢEF
yeḣāfu
korkmaz
he will fear
Ye,Hı,Elif,Fe, 10,600,1,80,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb فعل مضارع
ظلما
ظ ل م | ƵLM
ƵLME
Zulmen
zulümden
injustice
Zı,Lam,Mim,Elif, 900,30,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
ولا
|
WLE
ve lā
ne de
and not
Vav,Lam,Elif, 6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) NEG – negative particle الواو عاطفة حرف نفي
هضما
ه ض م | HŽM
HŽME
heDmen
hakkının çiğnenmesinden
deprivation.
He,Dad,Mim,Elif, 5,800,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَمَنْ: ve kim | يَعْمَلْ: yaparsa | مِنَ: -den | الصَّالِحَاتِ: iyi olan işler- | وَهُوَ: ve o | مُؤْمِنٌ: inanırsa | فَلَا: artık | يَخَافُ: korkmaz | ظُلْمًا: zulümden | وَلَا: ne de | هَضْمًا: hakkının çiğnenmesinden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ومن WMNve kim | يعمل YAMLyaparsa | من MN-den | الصالحات ELṦELḪETiyi olan işler- | وهو WHWve o | مؤمن MÙMNinanırsa | فلا FLEartık | يخاف YḢEFkorkmaz | ظلما ƵLMEzulümden | ولا WLEne de | هضما HŽMEhakkının çiğnenmesinden |
Kırık Meal (Okunuş) : |vemen: ve kim | yeǎ'mel: yaparsa | mine: -den | S-SāliHāti: iyi olan işler- | vehuve: ve o | mu'minun: inanırsa | felā: artık | yeḣāfu: korkmaz | Zulmen: zulümden | ve lā: ne de | heDmen: hakkının çiğnenmesinden |
Kırık Meal (Transcript) : |WMN: ve kim | YAML: yaparsa | MN: -den | ELṦELḪET: iyi olan işler- | WHW: ve o | MÙMN: inanırsa | FLE: artık | YḢEF: korkmaz | ƵLME: zulümden | WLE: ne de | HŽME: hakkının çiğnenmesinden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat inanarak iyi işlerde bulunan ne günâhının arttırılmasından korkar, ne sevâbının eksiltilmesinden.
Adem Uğur : Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Ahmed Hulusi : Kim imanlı olarak doğru fiiller ortaya koyarsa, o, bir haksızlığa uğramaktan ve hakkının çiğnenmesinden korkmaz.
Ahmet Tekin : Kim mü’min olarak gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarından ve İslâmî düzenden sorumlu olduğu kısmını hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün kendisini ilgilendiren alanda bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olur, cârî-kalıcı hayırlar-dan-sâlih amellerden imkânları dahilindekileri işlerse, haksızlıktan, zulümden, hakkının çiğnenmesinden korkmaz.
Ahmet Varol : Kim de mü'min olarak salih ameller işlerse o ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Ali Bulaç : Kim de bir mü'min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.
Ali Fikri Yavuz : Her kim de mü’min olarak salih ameller işlerse, artık o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden (hakkının zayi olmasından).
Bekir Sadak : inanmis olarak, yararli isler isleyen kimse, haksizliktan ve hakkinin yeneceginden korkmaz.
Celal Yıldırım : Mü'min iken iyiyararlı amellerde bulunan kimse ne haksızlığa uğramaktan, ne de (sevabının) eksilmesinden korkar.
Diyanet İşleri : Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse, o, ne zulme uğramaktan korkar, ne yoksun bırakılmaktan.
Diyanet İşleri (eski) : İnanmış olarak, yararlı işler işleyen kimse, haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden korkmaz.
Diyanet Vakfi : Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Edip Yüksel : İnançlı olduğu halde erdemli davrananlar herhangi bir haksızlıktan ve güçlükten korkmayacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse, artık o, ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Her kim de mümin olarak yararlı işler yaparsa, ne bir zulümden korkar, ne de çiğnenmeden.
Elmalılı Hamdi Yazır : Her kim de mü'min olarak salih amellerden işlerse o vakıt o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden
Fizilal-il Kuran : Mü'min oldukları halde iyi ameller işleyenler ne haksızlığa ve ne de ödül kısıntısına uğramaktan korkarlar.
Gültekin Onan : Kim de (bir) inançlı olarak salih amellerde bulunursa, artık o ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.
Hakkı Yılmaz : Ve her kim iman eden biri olarak düzeltmeye yönelik işlerden yaparsa, artık o, bir haksızlıktan ve hakkının yenileceğinden korkmaz.
Hasan Basri Çantay : Kim, bir mü'min olarak, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunursa o, ne (seyyiâtının) artırılmasından, ne (hasenatının) ekşitilmesinden endîşe etmez.
Hayrat Neşriyat : 'Kim mü’min olarak sâlih amellerden işlerse, ne zulüm edilmekten ne de hakkının yenmesinden korkar.'
İbni Kesir : Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse; o, zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.
İskender Evrenosoğlu : Ve mü'min (kalbine îmân yazılmış) olarak salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyen kimseler, artık zulümden (kendilerine) haksızlık yapılmasından ve (kazandıkları derecelerin) azaltılmasından korkmasınlar.
Muhammed Esed : Buna karşılık, inanıp da dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kimseye gelince: böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da (hak ettiği karşılıktan) yoksun bırakılmaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve her kim mü'min olduğu halde sâlih amellerden işlerse artık o ne zulme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.
Ömer Öngüt : Kim mümin olarak sâlih amellerden yaparsa, artık o ne zulümden ne de hakkının yeneceğinden korkar.
Şaban Piriş : Mümin olarak doğruları yapan ise zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.
Suat Yıldırım : Mümin olarak güzel ve makbul işler işleyen ise, ne zulümden, ne de haklarının çiğnenmesinden korkar.
Süleyman Ateş : Kim inanarak iyi olan işlerden yaparsa artık o, ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Tefhim-ul Kuran : Kim de bir mü'min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne de hakkının eksik tutulmasından.
Ümit Şimşek : İnanmış olarak güzel işler yapan kimse ise, ne bir haksızlığa uğramaktan korkar, ne de ödülünü eksik almaktan.
Yaşar Nuri Öztürk : Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]