CONJ – prefixed conjunction wa (and) EMPH – emphatic prefix lām CERT – particle of certainty الواو عاطفة اللام لام التوكيد حرف تحقيق
عهدنا
ع ه د | AHD̃
AHD̃NE
ǎhidnā
biz emretmiştik
We made a covenant
Ayn,He,Dal,Nun,Elif, 70,5,4,50,1,
V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى
|
ÎL
ilā
with
,Lam,, ,30,,
P – preposition حرف جر
آدم
|
ËD̃M
ādeme
Adem'e
Adam
,Dal,Mim, ,4,40,
"PN – genitive masculine proper noun → Adam" اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
من
|
MN
min
before,
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
قبل
ق ب ل | GBL
GBL
ḳablu
önceden
before,
Gaf,Be,Lam, 100,2,30,
N – genitive noun اسم مجرور
فنسي
ن س ي | NSY
FNSY
fenesiye
fakat unuttu
"but he forgot;"
Fe,Nun,Sin,Ye, 80,50,60,10,
REM – prefixed resumption particle V – 3rd person masculine singular perfect verb الفاء استئنافية فعل ماض
ولم
|
WLM
velem
ve
and not
Vav,Lam,Mim, 6,30,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) NEG – negative particle الواو عاطفة حرف نفي
نجد
و ج د | WCD̃
NCD̃
necid
biz bulmadık
We found
Nun,Cim,Dal, 50,3,4,
V – 1st person plural imperfect verb, jussive mood فعل مضارع مجزوم
له
|
LH
lehu
onda
in him
Lam,He, 30,5,
P – prefixed preposition lām PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
عزما
ع ز م | AZM
AZME
ǎzmen
bir azim
determination.
Ayn,Ze,Mim,Elif, 70,7,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | عَهِدْنَا: biz emretmiştik | إِلَىٰ: | ادَمَ: Adem'e | مِنْ: | قَبْلُ: önceden | فَنَسِيَ: fakat unuttu | وَلَمْ: ve | نَجِدْ: biz bulmadık | لَهُ: onda | عَزْمًا: bir azim |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ve andolsun | عهدنا AHD̃NEbiz emretmiştik | إلى ÎL | آدم ËD̃MAdem'e | من MN | قبل GBLönceden | فنسي FNSYfakat unuttu | ولم WLMve | نجد NCD̃biz bulmadık | له LHonda | عزما AZMEbir azim |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | ǎhidnā: biz emretmiştik | ilā: | ādeme: Adem'e | min: | ḳablu: önceden | fenesiye: fakat unuttu | velem: ve | necid: biz bulmadık | lehu: onda | ǎzmen: bir azim |
Kırık Meal (Transcript) : |WLGD̃: ve andolsun | AHD̃NE: biz emretmiştik | ÎL: | ËD̃M: Adem'e | MN: | GBL: önceden | FNSY: fakat unuttu | WLM: ve | NCD̃: biz bulmadık | LH: onda | AZME: bir azim |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki daha önce Âdem'le de ahitleşmiştik de unutmuştu ve onu, bilerek, isteyerek günah işleyen bir adam olarak da bulmamıştık.
Adem Uğur : Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık.
Ahmed Hulusi : Bundan önce Adem'i bilgilendirmiştik. . . (Fakat) O unuttu. . . Onu (uyarıyı uygulamada) azîmli bulmadık.
Ahmet Tekin : Andolsun, daha önce de, Âdem’e yerine getirmesi gereken emirler ve tavsiyeler vahyetmiştik. O bunları unuttu. Biz onda bir azim, kararlı bir davranış, bir gayret bulamadık.
Ahmet Varol : Andolsun biz daha önce Adem'e ahid vermiştik ancak o unuttu. Biz onda bir kararlılık bulmadık. [7]
Ali Bulaç : Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu bundan önce Adem’e (bu ağaçtan yeme diye) emr ettik de unuttu. Biz onda, bir sabır ve sebat bulmadık.
Bekir Sadak : And olsun ki daha once Adem'e secde edin» demistik; iblis'ten baska hepsi secde etmis, o cekinmisti. *
Celal Yıldırım : And olsun ki daha önce Âdem'e de emrimizi vermiştik, ama o unuttu, onda bir azim de görmedik.
Diyanet İşleri : Andolsun, bundan önce biz Âdem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme, diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki daha önce 'Adem'e secde edin' demiştik; İblis'ten başka hepsi secde etmiş, o çekinmişti.
Diyanet Vakfi : Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık.
Edip Yüksel : Geçmişte Adem'den söz almıştık; ancak unuttu. Biz onda bir azim ve kararlılık görmedik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Doğrusu bundan önce Âdem'e (bu ağaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir azim (bir kararlılık) bulmadık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gerçek şu ki, bundan önce Adem'e bir emir verdik, ama o unuttu ve Biz onda bir azim de bulmadık.
Elmalılı Hamdi Yazır : Filhakıka bundan evvel Âdeme ahid verdik de unuttu ve biz onda bir azim bulmadık
Fizilal-il Kuran : Biz vaktiyle Adem'e o yasak ağacın meyvasından yememesini tembih ettik. Fakat o bu tembihimizi unuttu. Onda güçlü irade bulamadık.
Gültekin Onan : Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Hakkı Yılmaz : Ve andolsun Biz, bundan önce Âdem'den söz aldık da o aklından çıkardı, yapmadı ve Biz, onda bir kararlılık bulmadık.
Hasan Basri Çantay : Andolsun biz bundan evvel Âdeme de vahy (ve emr) etmişizdir. Fakat unutdu o. Biz onda bir azim bulmadık.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki, daha önce Âdem’e (yasaklandığı o ağaçtan yememesi için) emir vermiştik; fakat (o bunu) unuttu. (Biz) onda bir azim (bir isyan kasdı ve emrimizde sebat)da bulmadık.
İbni Kesir : Andolsun ki; Biz, daha önce Adem'e de ahid vermiştik. Fakat o unuttu ve Biz onda bir azim bulmadık.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki Âdem (A.S)'a ahd verdik, fakat o unuttu. Ve onu, azîmli bulmadık.
Muhammed Esed : Ve gerçek şu ki, biz Adem'e önceden buyruğumuzu ulaştırmıştık; ne var ki o bunu unuttu; o'nu, yaratılışındaki amaçta azimli ve gayretli bulmadık.
Ömer Nasuhi Bilmen : Kasem olsun ki, bundan evvel Âdem'e de tavsiyede bulunmuştuk. O ise unuttu ve O'nun için bir azm bulmadık.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz daha önce Âdem'e de ahid vermiştik. Fakat o unuttu. Biz onda azim bulmadık.
Şaban Piriş : Daha önceleri biz, Adem’e öğüt vermiştik, Fakat onu unuttu. Onu azimli bulmadık.
Suat Yıldırım : Doğrusu Biz daha önce Âdem’e de vahiy ve emir vermiştik, ne var ki o ahdi unuttu, onda bir azim bulamadık.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, önceden Âdem'e (o ağaçtan yememesini) emretmiştik, unuttu. Biz onda bir azim (ve sebât) bulmadık.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Ümit Şimşek : Biz daha önce Âdem'e de buyruğumuzu iletmiştik. Fakat o bunu unutuverdi. Doğrusu Biz onda bir azim bulmadık.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, biz daha önce Âdem'e ahit verdik de unuttu; biz onda bir kararlılık bulamadık.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]