» 20 / Tâ-Hâ  Suresi:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
Taha Suresi = Taha Suresi
ismini surenin basinda yer alan Ta ve Ha harflerinden almistir.

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Kırık Meal (Transcript) Meali
|ŦH: Ta, Ha. | (20:1)
|ME: | ÊNZLNE: biz indirmedik | ALYK: sana | ELGR ËN: (bu) Kur'an'ı | LTŞG: güçlük çekesin diye | (20:2)
|ÎLE: ancak (indirdik) | TZ̃KRT: bir öğüt | LMN: kimseler için | YḢŞ: korkan(lar) | (20:3)
|TNZYLE: (O) indirilmiştir | MMN: tarafından | ḢLG: yaratan | ELÊRŽ: yeri | WELSMEWET: ve gökleri | ELAL: yüce | (20:4)
|ELRḪMN: Rahman | AL: üzerine | ELARŞ: Arş | ESTW: istiva etmiş(kurulmuş)tur | (20:5)
|LH: hep O'nundur | ME: ne varsa | FY: | ELSMEWET: göklerde | WME: ve ne varsa | FY: | ELÊRŽ: yerde | WME: ve ne varsa | BYNHME: ikisinin arasında | WME: ve ne varsa | TḪT: altında | ELS̃R: toprağın | (20:6)
|WÎN: ve eğer | TCHR: açık da söylesen | BELGWL: sözü | FÎNH: muhakkak O | YALM: bilir | ELSR: gizliyi | WÊḢF: ve daha gizlisini | (20:7)
|ELLH: Allah (ki) | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HW: O'ndan | LH: O'nundur | ELÊSMEÙ: isimler | ELḪSN: en güzel | (20:8)
|WHL: mi? | ÊTEK: sana geldi | ḪD̃YS̃: haberi | MWS: Musa'nın | (20:9)
|ÎZ̃: hani | : görmüştü | NERE: bir ateş | FGEL: demişti | LÊHLH: ailesine | EMKS̃WE: siz durun | ÎNY: elbette ben | ËNST: gördüm | NERE: bir ateş | LALY: belki | ËTYKM: size getiririm | MNHE: ondan | BGBS: bir kor | ÊW: yahut | ÊCD̃: bulurum | AL: (yanında) | ELNER: ateşin | HD̃: bir yol gösteren | (20:10)
|FLME: ne zaman ki | ÊTEHE: o(ateşin yanı)na gelince | NWD̃Y: kendisine seslenildi | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | (20:11)
|ÎNY: şüphesiz ben | ÊNE: ben | RBK: senin Rabbinim | FEḢLA: çıkar | NALYK: pabuçlarını | ÎNK: çünkü sen | BELWED̃: vadide | ELMGD̃S: kutsal | ŦW: Tuva'dasın | (20:12)
|WÊNE: ve ben | EḢTRTK: seni seçtim | FESTMA: şimdi dinle | LME: | YWḪ: vahyolunanı | (20:13)
|ÎNNY: muhakkak ben | ÊNE: ben | ELLH: Allah'ım | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | ÊNE: benden | FEABD̃NY: bana kulluk et | WÊGM: ve doğrul | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | LZ̃KRY: hatırlamak/anmak için | (20:14)
|ÎN: | ELSEAT: Sa'at | ËTYT: gelecektir | ÊKED̃: neredeyse | ÊḢFYHE: onu gizleyeceğim | LTCZ: cezalanması için | KL: her | NFS: nefsin | BME: şeylerle | TSA: peşinde koştuğu | (20:15)
|FLE: asla | YṦD̃NK: seni alıkoymasın | ANHE: on(a inanmak)dan | MN: kimse | LE: | YÙMN: inanmayan | BHE: ona | WETBA: ve uyan | HWEH: keyfine | FTRD̃: sonra helak olursun | (20:16)
|WME: nedir? | TLK: şu | BYMYNK: sağ elindeki | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | (20:17)
|GEL: dedi ki | HY: O | AṦEY: asa'mdır | ÊTWKÊ: dayanıyorum | ALYHE: ona | WÊHŞ: ve yaprak silkeliyorum | BHE: onunla | AL: için | ĞNMY: davarım | WLY: ve benim var | FYHE: onda | M ËRB: ihtiyaçlarım | ÊḢR: daha başka | (20:18)
|GEL: (Allah) buyurdu | ÊLGHE: (yere) at onu | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | (20:19)
|FÊLGEHE: onu attı | FÎZ̃E: (bir de ne görsün) | HY: o | ḪYT: kocaman bir yılan | TSA: koşan | (20:20)
|GEL: dedi | ḢZ̃HE: al onu | WLE: ve | TḢF: korkma | SNAYD̃HE: biz onu sokacağız | SYRTHE: durumuna | ELÊWL: ilk | (20:21)
|WEŽMM: ve sok | YD̃K: elini | ÎL: | CNEḪK: böğrüne | TḢRC: çıksın | BYŽEÙ: bembeyaz olarak | MN: | ĞYR: olmadan | SWÙ: bir hastalık | ËYT: bir mu'cize olarak | ÊḢR: ayrı | (20:22)
|LNRYK: sana göstermek için | MN: bazılarını | ËYETNE: mu'cizelerimizden | ELKBR: en büyük | (20:23)
|EZ̃HB: sen git | ÎL: | FRAWN: Fir'avn'e | ÎNH: çünkü o | ŦĞ: azdı | (20:24)
|GEL: dedi ki | RB: Rabbim | EŞRḪ: | LY: benim | ṦD̃RY: göğsümü | (20:25)
|WYSR: ve kolaylaştır | LY: bana | ÊMRY: işimi | (20:26)
|WEḪLL: ve çöz | AGD̃T: düğümünü | MN: | LSENY: dilimin | (20:27)
|YFGHWE: anlasınlar | GWLY: sözümü | (20:28)
|WECAL: ve ver | LY: bana | WZYRE: bir vezir | MN: | ÊHLY: ailemden | (20:29)
|HERWN: Harun'u | ÊḢY: kardeşim | (20:30)
|EŞD̃D̃: kuvvetlendir | BH: onunla | ÊZRY: arkamı | (20:31)
|WÊŞRKH: ve onu ortak yap | FY: | ÊMRY: işime | (20:32)
|KY: ki | NSBḪK: seni tesbih edelim | KS̃YRE: çok | (20:33)
|WNZ̃KRK: ve seni analım | KS̃YRE: çok | (20:34)
|ÎNK: şüphesiz sen | KNT: sensin | BNE: bizi | BṦYRE: gören | (20:35)
|GEL: buyurdu ki | GD̃: muhakkak | ÊWTYT: sana verildi | SÙLK: istediğin | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | (20:36)
|WLGD̃: zaten | MNNE: biz lutufta bulunmuştuk | ALYK: sana | MRT: bir kez | ÊḢR: daha | (20:37)
|ÎZ̃: hani | ÊWḪYNE: vahyetmiştik | ÎL: | ÊMK: annene | ME: şeyi | YWḪ: vahyedilen | (20:38)
|ÊN: ki | EGZ̃FYH: onu koy | FY: | ELTEBWT: sandığa | FEGZ̃FYH: ve at | FY: | ELYM: suya | FLYLGH: onu bıraksın | ELYM: su | BELSEḪL: sahile | YÊḢZ̃H: onu alacaktır | AD̃W: düşman olan | LY: bana | WAD̃W: ve düşman olan | LH: ona | WÊLGYT: ve koydum | ALYK: senin üzerine | MḪBT: bir sevgi | MNY: benden | WLTṦNA: yetiştirilmen için | AL: önünde | AYNY: gözümün | (20:39)
|ÎZ̃: hani | TMŞY: gidiyordu | ÊḢTK: kızkardeşin | FTGWL: ve diyordu | HL: mi? | ÊD̃LKM: size göstereyim | AL: | MN: birini | YKFLH: ona bakacak | FRCANEK: böylece seni geri verdik | ÎL: | ÊMK: annene | KY: ki | TGR: aydın olsun | AYNHE: gözü | WLE: ve asla | TḪZN: üzülmesin | WGTLT: ve sen öldürmüştün | NFSE: bir adam | FNCYNEK: seni kurtarmıştık | MN: | ELĞM: tasadan | WFTNEK: ve seni denemiştik | FTWNE: (iyi bir) deneyişle | FLBS̃T: sonra kaldın | SNYN: yıllarca | FY: arasında | ÊHL: halkı | MD̃YN: Medyen | S̃M: sonra | CÙT: bize geldin | AL: | GD̃R: belirlediğimiz vakitte | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | (20:40)
|WEṦŦNATK: ve seni yetiştirdim | LNFSY: kendim için | (20:41)
|EZ̃HB: götürün | ÊNT: sen | WÊḢWK: ve kardeşin | B ËYETY: ayetlerimi | WLE: ve asla | TNYE: gevşeklik etmeyin | FY: | Z̃KRY: beni anmakta | (20:42)
|EZ̃HBE: ikiniz gidin | ÎL: | FRAWN: Fir'avn'a | ÎNH: çünkü o | ŦĞ: azdı | (20:43)
|FGWLE: ve söyleyin | LH: ona | GWLE: bir söz | LYNE: yumuşak | LALH: belki | YTZ̃KR: öğüt alır | ÊW: veya | YḢŞ: korkar | (20:44)
|GELE: dediler ki | RBNE: Rabbimiz | ÎNNE: şüphesiz biz | NḢEF: korkuyoruz | ÊN: diye | YFRŦ: taşkınlık eder | ALYNE: bize | ÊW: yahut | ÊN: diye | YŦĞ: iyice azar | (20:45)
|GEL: dedi | LE: | TḢEFE: korkmayın | ÎNNY: ben | MAKME: sizinle beraberim | ÊSMA: işitir | WÊR: ve görürüm | (20:46)
|FÊTYEH: haydi varın ona | FGWLE: deyin ki | ÎNE: şüphesiz biz | RSWLE: elçileriyiz | RBK: senin Rabbinin | FÊRSL: gönder | MANE: bizimle | BNY: oğullarını | ÎSREÙYL: İsrail | WLE: ve | TAZ̃BHM: onlara azab etme | GD̃: kuşkusuz | CÙNEK: biz sana getirdik | B ËYT: bir ayet | MN: -den | RBK: Rabbin- | WELSLEM: ve Esenlik | AL: üzerinedir | MN: kimseler | ETBA: uyan | ELHD̃: hidayete | (20:47)
|ÎNE: gerçekten biz | GD̃: doğrusu | ÊWḪY: vahyolundu | ÎLYNE: bize | ÊN: muhakkak | ELAZ̃EB: azabın | AL: üzerine (olacağı) | MN: kimsenin | KZ̃B: yalanlayan | WTWL: ve yüz çevirenin | (20:48)
|GEL: dedi ki | FMN: kimdir? | RBKME: Rabbiniz | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | (20:49)
|GEL: dedi | RBNE: Rabbimiz | ELZ̃Y: o ki | ÊAŦ: verendir | KL: her | ŞYÙ: şeye | ḢLGH: yaratılışını | S̃M: sonra | HD̃: onu doğru yola iletendir | (20:50)
|GEL: (Fir'avn) dedi | FME: ne olacak? | BEL: hali | ELGRWN: nesillerin | ELÊWL: ilk | (20:51)
|GEL: dedi ki | ALMHE: onların bilgisi | AND̃: yanında | RBY: Rabbimin | FY: bir | KTEB: Kitaptadır | LE: asla | YŽL: şaşmaz | RBY: Rabbim | WLE: ve | YNS: unutmaz | (20:52)
|ELZ̃Y: o ki | CAL: yaptı | LKM: size | ELÊRŽ: yeri | MHD̃E: beşik | WSLK: ve açtı | LKM: sizin için | FYHE: onda | SBLE: yollar | WÊNZL: ve indirdi | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | MEÙ: bir su | FÊḢRCNE: ve çıkardık | BH: onunla | ÊZWECE: çiftler | MN: -den | NBET: bitki- | ŞT: her çeşit | (20:53)
|KLWE: yeyin | WERAWE: ve otlatın | ÊNAEMKM: hayvanlarınızı | ÎN: şüphesiz | FY: vardır | Z̃LK: bunda | L ËYET: ibretler | LÊWLY: sahipleri için | ELNH: akıl | (20:54)
|MNHE: ondan (topraktan) | ḢLGNEKM: sizi yarattık | WFYHE: yine oraya | NAYD̃KM: döndürürüz | WMNHE: ve ondan | NḢRCKM: sizi çıkarırız | TERT: bir kez daha | ÊḢR: sonra | (20:55)
|WLGD̃: ve andolsun | ÊRYNEH: biz ona gösterdik | ËYETNE: ayetlerimizin | KLHE: hepsini | FKZ̃B: yine de yalanladı | WÊB: ve dayattı | (20:56)
|GEL: dedi ki | ÊCÙTNE: mi geldin? | LTḢRCNE: bizi çıkarmak için | MN: -dan | ÊRŽNE: yurdumuz- | BSḪRK: büyünle | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | (20:57)
|FLNÊTYNK: biz de mutlaka sana getireceğiz | BSḪR: bir büyü | MS̃LH: onun benzeri | FECAL: tayin et | BYNNE: bizimle | WBYNK: sizin aranızda | MWAD̃E: buluşma zamanı | LE: asla | NḢLFH: caymayacağımız | NḪN: bizim | WLE: ne de | ÊNT: senin | MKENE: bir yer olsun | SW: uygun | (20:58)
|GEL: (Musa) dedi ki | MWAD̃KM: buluşma zamanınız | YWM: günü | ELZYNT: süs (bayram) | WÊN: ve | YḪŞR: toplanacağı | ELNES: insanaların | ŽḪ: kuşluk vakti | (20:59)
|FTWL: dönüp gitti | FRAWN: Fir'avn | FCMA: ve topladı | KYD̃H: hilesini | S̃M: sonra | ÊT: geldi | (20:60)
|GEL: dedi | LHM: onlara | MWS: Musa | WYLKM: yazık size | LE: | TFTRWE: uydurmayın | AL: karşı | ELLH: Allah'a | KZ̃BE: yalan | FYSḪTKM: sonra kökünüzü keser | BAZ̃EB: bir azab ile | WGD̃: ve doğrusu | ḢEB: perişan olmuştur | MN: kimse | EFTR: iftira eden | (20:61)
|FTNEZAWE: sonra tartıştılar | ÊMRHM: işlerini | BYNHM: kendi aralarında | WÊSRWE: ve gizlice | ELNCW: konuştular | (20:62)
|GELWE: dediler ki | ÎN: gerçekten | HZ̃EN: bunlar | LSEḪREN: iki büyücüdür | YRYD̃EN: istiyorlar | ÊN: ki | YḢRCEKM: sizi çıkarsınlar | MN: -dan | ÊRŽKM: yurdunuz- | BSḪRHME: büyüleriyle | WYZ̃HBE: ve gidersinler | BŦRYGTKM: sizin yolunuzu | ELMS̃L: örnek | (20:63)
|FÊCMAWE: siz toplayın | KYD̃KM: hilenizi | S̃M: sonra | EÙTWE: gelin | ṦFE: sıra halinde | WGD̃: ve muhakkak | ÊFLḪ: başarmıştır | ELYWM: bugün | MN: kimse | ESTAL: üstün gelen | (20:64)
|GELWE: dediler ki | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | ÎME: ya | ÊN: (ki) | TLGY: sen at | WÎME: yahut | ÊN: (ki) | NKWN: biz olalım | ÊWL: önce | MN: kimse | ÊLG: atan | (20:65)
|GEL: (Musa) dedi ki | BL: hayır | ÊLGWE: siz atın | FÎZ̃E: (bir de ne görsün) | ḪBELHM: onların ipleri | WAṦYHM: ve sopaları | YḢYL: gibi görünüyor | ÎLYH: ona | MN: ötürü | SḪRHM: büyülerinden | ÊNHE: gerçekten | TSA: koşuyor | (20:66)
|FÊWCS: bu yüzden duydu | FY: | NFSH: içinde | ḢYFT: bir korku | MWS: Musa | (20:67)
|GLNE: dedik | LE: | TḢF: korkma | ÎNK: şüphesiz sensin | ÊNT: sen | ELÊAL: üstün gelecek | (20:68)
|WÊLG: ve at | ME: olanı | FY: | YMYNK: sağ elinde | TLGF: yutsun | ME: şeyleri | ṦNAWE: onların yaptıkları | ÎNME: çünkü | ṦNAWE: onların yaptıkları | KYD̃: hilesidir | SEḪR: bir büyücünün | WLE: ve asla | YFLḪ: iflah olmaz | ELSEḪR: büyücü | ḪYS̃: nereye | ÊT: varsa | (20:69)
|FÊLGY: sonra kapandılar | ELSḪRT: büyücüler | SCD̃E: secdeye | GELWE: dediler | ËMNE: inandık | BRB: Rabbine | HERWN: Harun'un | WMWS: ve Musa'nın | (20:70)
|GEL: (Fir'avn) dedi ki | ËMNTM: inandınız mı? | LH: ona | GBL: önce | ÊN: ki | ËZ̃N: ben izin vermeden | LKM: size | ÎNH: şüphesiz O | LKBYRKM: büyüğünüzdür | ELZ̃Y: kimsedir | ALMKM: size öğreten | ELSḪR: büyüyü | FLÊGŦAN: öyleyse ben keseceğim | ÊYD̃YKM: sizin ellerinizi | WÊRCLKM: ve ayaklarınızı | MN: | ḢLEF: çapraz | WLÊṦLBNKM: ve sizi asacağım | FY: | CZ̃WA: dallarına | ELNḢL: hurma | WLTALMN: ve bileceksiniz | ÊYNE: hangimizin | ÊŞD̃: daha çetinmiş | AZ̃EBE: azabı | WÊBG: ve sürekli imiş | (20:71)
|GELWE: dediler ki | LN: asla | NÙS̃RK: seni tercih edemeyiz | AL: | ME: | CEÙNE: bize gelene | MN: | ELBYNET: açık delillere | WELZ̃Y: ve kimseye | FŦRNE: bizi yaratan | FEGŽ: o halde yap | ME: şeyi | ÊNT: sen | GEŽ: yapacağın | ÎNME: ancak | TGŽY: (istediğini) yapabilirsin | HZ̃H: bu | ELḪYET: hayatında | ELD̃NYE: dünya | (20:72)
|ÎNE: kuşkusuz biz | ËMNE: inandık | BRBNE: Rabbimize | LYĞFR: bağışlaması için | LNE: bizim | ḢŦEYENE: günahlarımızı | WME: ve şeyleri | ÊKRHTNE: bizi yapmaya zorladığın | ALYH: üzerine | MN: | ELSḪR: büyüyü | WELLH: Allah | ḢYR: daha hayırlıdır | WÊBG: ve daha süreklidir | (20:73)
|ÎNH: şüphesiz | MN: kim | YÊT: gelirse | RBH: Rabbine | MCRME: suçlu olarak | FÎN: şüphesiz | LH: onun için vardır | CHNM: cehennem | LE: | YMWT: ölemez | FYHE: orada | WLE: ve | YḪY: yaşayamaz | (20:74)
|WMN: ve kim | YÊTH: O'na gelirse | MÙMNE: bir mü'min | GD̃: muhakkak | AML: yapmış olarak | ELṦELḪET: iyi işler | FÊWLÙK: işte | LHM: onlar için vardır | ELD̃RCET: dereceler | ELAL: yüksek | (20:75)
|CNET: cennetleri | AD̃N: Adn | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: sürekli olarak kalırlar | FYHE: orada | WZ̃LK: ve işte budur | CZEÙ: mükafatı | MN: kimselerin | TZK: arınan | (20:76)
|WLGD̃: ve andolsun | ÊWḪYNE: biz vahyetmiştik | ÎL: | MWS: Musa'ya | ÊN: diye | ÊSR: geceleyin yürüt | BABED̃Y: kullarımı | FEŽRB: ve vur | LHM: onlar için | ŦRYGE: bir yol | FY: | ELBḪR: denizde | YBSE: kuru | LE: | TḢEF: korkma | D̃RKE: yetişme(sin)den | WLE: ve | TḢŞ: endişe etme | (20:77)
|FÊTBAHM: onların ardına düştü | FRAWN: Fir'avn | BCNWD̃H: askerleriyle | FĞŞYHM: örttü (boğdu) | MN: -den | ELYM: deniz- | ME: şey | ĞŞYHM: onları örten | (20:78)
|WÊŽL: ve saptırdı | FRAWN: Fir'avn | GWMH: toplumunu | WME: ve | HD̃: doğru yola iletmedi | (20:79)
|YE: EY/HEY/AH | BNY: Çocukları | ÎSREÙYL: İsrail | GD̃: andolsun | ÊNCYNEKM: biz sizi kurtardık | MN: -dan | AD̃WKM: düşmanınız- | WWEAD̃NEKM: ve size va'dettik | CENB: yanında | ELŦWR: Tur'un | ELÊYMN: sağ | WNZLNE: ve indirdik | ALYKM: üzerinize | ELMN: kudret helvası | WELSLW: ve bıldırcın | (20:80)
|KLWE: yeyin | MN: -nden | ŦYBET: temizleri- | ME: şeylerin | RZGNEKM: sizi rızıklandırdığımız | WLE: ama | TŦĞWE: taşkınlık etmeyin | FYH: bu hususta | FYḪL: sonra iner | ALYKM: üzerinize | ĞŽBY: gazabım | WMN: ve kimin | YḪLL: inerse | ALYH: üstüne | ĞŽBY: gazabım | FGD̃: andolsun o | HW: düşmüş(mahvolmuş)tur | (20:81)
|WÎNY: ve ben | LĞFER: çok bağışlayıcıyımdır | LMN: kimseye karşı | TEB: tevbe eden | W ËMN: ve inanan | WAML: ve iş yapan | ṦELḪE: yararlı | S̃M: sonra da | EHTD̃: yola gelen | (20:82)
|WME: nedir? | ÊACLK: seni aceleyle sevk eden | AN: -den (ayrılmaya) | GWMK: kavmin- | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | (20:83)
|GEL: dedi ki | HM: onlar | ÊWLEÙ: işte | AL: üzerindeler | ÊS̃RY: benim izim | WACLT: ve ben acele ettim | ÎLYK: sana | RB: Rabbim | LTRŽ: razı olman için | (20:84)
|GEL: dedi | FÎNE: ama biz | GD̃: muhakkak | FTNE: sınadık | GWMK: kavmini | MN: | BAD̃K: senden sonra | WÊŽLHM: ve onları saptırdı | ELSEMRY: Samiri | (20:85)
|FRCA: bunun üzerine döndü | MWS: Musa | ÎL: | GWMH: kavmine | ĞŽBEN: çok kızgın bir halde | ÊSFE: üzüntülü | GEL: dedi | YE: EY/HEY | GWM: kavmim | ÊLM: | YAD̃KM: size va'detmemiş miydi? | RBKM: Rabbiniz | WAD̃E: bir va'adle | ḪSNE: güzel | ÊFŦEL: uzun mu geldi? | ALYKM: size | ELAHD̃: süre | ÊM: yoksa | ÊRD̃TM: mi istediniz? | ÊN: diye | YḪL: insin | ALYKM: üstünüze | ĞŽB: bir gazabın | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | FÊḢLFTM: bu yüzden caydınız | MWAD̃Y: bana verdiğiniz sözden | (20:86)
|GELWE: dediler ki | ME: | ÊḢLFNE: çıkmadık | MWAD̃K: senin sözünden | BMLKNE: kendi malımızla | WLKNE: fakat | ḪMLNE: bize yükletilmişti | ÊWZERE: yükler (günahlar) | MN: -ndan | ZYNT: süs(eşyas)ı- | ELGWM: o milletin | FGZ̃FNEHE: onları attık | FKZ̃LK: aynı şekilde | ÊLG: attı | ELSEMRY: Samiri de | (20:87)
|FÊḢRC: sonra ortaya çıkardı | LHM: onlara | ACLE: bir buzağı | CSD̃E: heykeli | LH: onun | ḢWER: böğürmesi olan | FGELWE: dediler ki | HZ̃E: bu | ÎLHKM: sizin tanrınız | WÎLH: ve tanrısıdır | MWS: Musa'nın | FNSY: fakat o unuttu | (20:88)
|ÊFLE: | YRWN: onlar görmüyorlar mı? | ÊLE: asla | YRCA: dönemez | ÎLYHM: kendilerine | GWLE: bir sözle | WLE: ve değildir | YMLK: malik | LHM: onlara | ŽRE: bir zarar vermeye | WLE: ve | NFAE: yarar | (20:89)
|WLGD̃: andolsun | GEL: demişti | LHM: kendilerine | HERWN: Harun | MN: | GBL: önceden | YE: EY/HEY | GWM: kavmim | ÎNME: şüphesiz | FTNTM: siz sınandınız | BH: bununla | WÎN: ve şüphesiz | RBKM: Rabbiniz | ELRḪMN: çok esirgeyendir | FETBAWNY: bana tâbi olun | WÊŦYAWE: ve ita'at edin | ÊMRY: buyruğuma | (20:90)
|GELWE: dediler | LN: asla | NBRḪ: vazgeçmeyeceğiz | ALYH: buna | AEKFYN: tapmaktan | ḪT: kadar | YRCA: dönünceye | ÎLYNE: bize | MWS: Musa | (20:91)
|GEL: dedi | YE: EY/HEY/AH | HERWN: Harun'un | ME: nedir? | MNAK: sana engel olan | ÎZ̃: zaman | RÊYTHM: gördüğünde onların | ŽLWE: saptıklarını | (20:92)
|ÊLE: | TTBAN: neden bana uymadın? | ÊFAṦYT: karşı mı geldin? | ÊMRY: buyruğuma | (20:93)
|GEL: dedi | YE: EY/HEY/AH | EBN: Çocuğu | ÊM: anamın | LE: | TÊḢZ̃: tutma | BLḪYTY: sakalımı | WLE: ve | BRÊSY: başımı | ÎNY: muhakkak ki ben | ḢŞYT: korktum | ÊN: diye | TGWL: diyeceksin | FRGT: ayrılık çıkardın | BYN: arasında | BNY: oğulları | ÎSREÙYL: İsrail | WLM: ve | TRGB: tutmadın | GWLY: sözümü | (20:94)
|GEL: dedi ki | FME: nedir? | ḢŦBK: senin amacın | YE: EY/HEY/AH | SEMRY: Samiri | (20:95)
|GEL: dedi ki | BṦRT: ben gördüm | BME: şeyleri | LM: | YBṦRWE: onların görmedikleri | BH: onda | FGBŽT: sonra aldım | GBŽT: bir avuç | MN: -nden | ÊS̃R: eseri- | ELRSWL: Elçinin | FNBZ̃THE: ve onu attım | WKZ̃LK: ve böyle (yapmayı) | SWLT: hoş gösterdi | LY: bana | NFSY: nefsim | (20:96)
|GEL: (Musa) dedi | FEZ̃HB: git (defol) | FÎN: artık | LK: sen | FY: | ELḪYET: hayat boyunca | ÊN: | TGWL: diyeceksin | LE: | MSES: bana dokunmayın! | WÎN: ve şüphesiz | LK: sana | MWAD̃E: va'dedilenden (cezadan) | LN: asla | TḢLFH: kurtulamayacaksın | WENƵR: şimdi bak | ÎL: | ÎLHK: tanrına | ELZ̃Y: | ƵLT: durup ısrarla | ALYH: ona | AEKFE: taptığın | LNḪRGNH: biz onu yakacağız | S̃M: sonra | LNNSFNH: onu savuracağız | FY: | ELYM: denize | NSFE: ufalayıp | (20:97)
|ÎNME: ancak | ÎLHKM: tanrınız | ELLH: Allah'tır | ELZ̃Y: | LE: olmayan | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HW: O'ndan | WSA: kuşatmıştır | KL: her | ŞYÙ: şeyi | ALME: O'nun bilgisi | (20:98)
|KZ̃LK: böylece | NGṦ: anlatıyoruz | ALYK: sana | MN: -nden | ÊNBEÙ: haberleri- | ME: | GD̃: | SBG: geçmişlerin | WGD̃: gerçekten | ËTYNEK: sana verdik | MN: -dan | LD̃NE: katımız- | Z̃KRE: bir Zikir | (20:99)
|MN: kim | ÊARŽ: yüz çevirirse | ANH: ondan | FÎNH: şüphesiz o | YḪML: yüklenecektir | YWM: günü | ELGYEMT: kıyamet | WZRE: (ağır) bir günah | (20:100)
|ḢELD̃YN: sürekli olarak kalacaklardır | FYH: orada | WSEÙ: ve ne kötü | LHM: onlar için | YWM: gününde | ELGYEMT: kıyamet | ḪMLE: bir yüktür | (20:101)
|YWM: o gün | YNFḢ: üflenir | FY: | ELṦWR: Sur'a | WNḪŞR: ve toplarız | ELMCRMYN: suçluları | YWMÙZ̃: o gün | ZRGE: kör bir durumda | (20:102)
|YTḢEFTWN: gizli gizli derler | BYNHM: kendi aralarında | ÎN: | LBS̃TM: kalmadınız | ÎLE: başka | AŞRE: on gün(den) | (20:103)
|NḪN: biz | ÊALM: daha iyi biliriz | BME: şeyleri | YGWLWN: onların dedikleri | ÎZ̃: o zaman | YGWL: der ki | ÊMS̃LHM: onların seçkinleri | ŦRYGT: yol (hayat tarzı) bakımından | ÎN: | LBS̃TM: siz kalmadınız | ÎLE: başkaca | YWME: bir gün(den) | (20:104)
|WYSÊLWNK: ve sana soruyorlar | AN: -dan | ELCBEL: dağlar- | FGL: de ki | YNSFHE: onları savuracak | RBY: Rabbim | NSFE: ufalayıp | (20:105)
|FYZ̃RHE: bırakacaktır | GEAE: yerlerini | ṦFṦFE: boş, dümdüz | (20:106)
|LE: | TR: görmeyeceksin | FYHE: orada | AWCE: bir eğrilik | WLE: ne de | ÊMTE: bir tümsek | (20:107)
|YWMÙZ̃: o gün | YTBAWN: uyarlar | ELD̃EAY: çağrıcıya | LE: | AWC: hiç pürüzü olmayan | LH: onun | WḢŞAT: ve kısılır | ELÊṦWET: sesler | LLRḪMN: Rahman'ın huzurunda | FLE: | TSMA: işitemezsin | ÎLE: başka bir şey | HMSE: fısıltıdan | (20:108)
|YWMÙZ̃: o gün | LE: yoktur | TNFA: faydası | ELŞFEAT: şefa'atinin | ÎLE: başkasının | MN: kimseden | ÊZ̃N: izin verdiği | LH: kendisine | ELRḪMN: Rahman'ın | WRŽY: ve hoşlandığı | LH: onun | GWLE: sözünden | (20:109)
|YALM: O bilir | ME: olanı | BYN: arasında (önlerinde) | ÊYD̃YHM: ellerinin (önlerinde) | WME: ve olanı | ḢLFHM: arkalarında | WLE: ve | YḪYŦWN: onlar ise kavrayamazlar | BH: O'nu | ALME: bilgice | (20:110)
|WANT: boyun eğmiştir | ELWCWH: bütün yüzler | LLḪY: o diri olana | ELGYWM: ve herşeye hakim olana | WGD̃: ve muhakkak | ḢEB: perişan olmuştur | MN: kimse | ḪML: yüklenen | ƵLME: zulüm | (20:111)
|WMN: ve kim | YAML: yaparsa | MN: -den | ELṦELḪET: iyi olan işler- | WHW: ve o | MÙMN: inanırsa | FLE: artık | YḢEF: korkmaz | ƵLME: zulümden | WLE: ne de | HŽME: hakkının çiğnenmesinden | (20:112)
|WKZ̃LK: ve böyle | ÊNZLNEH: sana onu indirdik | GR ËNE: bir Kur'an olarak | ARBYE: Arapça | WṦRFNE: ve türlü biçimlere açıkladık | FYH: onda | MN: | ELWAYD̃: tehditleri | LALHM: umulur ki | YTGWN: korunurlar | ÊW: yahut | YḪD̃S̃: (Kur'an) yaptırır | LHM: onlara | Z̃KRE: bir hatırlama | (20:113)
|FTAEL: yücedir | ELLH: Allah | ELMLK: hükümdar olan | ELḪG: gerçek | WLE: asla | TACL: acele etme | BELGR ËN: Kur'an'ı (okumaya) | MN: | GBL: önce | ÊN: diye | YGŽ: tamamlansın | ÎLYK: sana | WḪYH: vahyedilmesi | WGL: ve de ki | RB: Rabbim | ZD̃NY: artır bana | ALME: ilmimi | (20:114)
|WLGD̃: ve andolsun | AHD̃NE: biz emretmiştik | ÎL: | ËD̃M: Adem'e | MN: | GBL: önceden | FNSY: fakat unuttu | WLM: ve | NCD̃: biz bulmadık | LH: onda | AZME: bir azim | (20:115)
|WÎZ̃: ve hani | GLNE: demiştik | LLMLEÙKT: meleklere | ESCD̃WE: secede edin | L ËD̃M: Adem'e | FSCD̃WE: secde ettiler | ÎLE: yalnız | ÎBLYS: İblis | ÊB: diretti | (20:116)
|FGLNE: dedik ki | YE: EY/HEY/AH | ËD̃M: Adem | ÎN: şüphesiz | HZ̃E: bu | AD̃W: düşmandır | LK: sena | WLZWCK: ve eşine | FLE: sakın | YḢRCNKME: sizi çıkarmasın | MN: -ten | ELCNT: cennet- | FTŞG: sonra yorulursun | (20:117)
|ÎN: şüphesiz | LK: senin için | ÊLE: yoktur | TCWA: acıkmak | FYHE: burada | WLE: ve yoktur | TAR: çıplak kalmak | (20:118)
|WÊNK: ve şüphesiz sen | LE: | TƵMÊ: susamayacaksın | FYHE: burada | WLE: ve | TŽḪ: sıcaktan etkilenmeyeceksin | (20:119)
|FWSWS: nihayet fısıldadı | ÎLYH: ona | ELŞYŦEN: şeytan | GEL: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | ËD̃M: Adem | HL: mi? | ÊD̃LK: sana göstereyim | AL: | ŞCRT: ağacını | ELḢLD̃: ebedilik | WMLK: ve bir hükümranlığı | LE: | YBL: yok olmayacak | (20:120)
|FÊKLE: yediler | MNHE: o(ağaç)tan | FBD̃T: böylece göründü | LHME: kendilerine | SW ËTHME: kötü yerleri | WŦFGE: ve başladılar | YḢṦFEN: örtmeğe | ALYHME: üstlerini | MN: -ndan | WRG: yaprağı- | ELCNT: cennet | WAṦ: ve karşı geldi | ËD̃M: Adem | RBH: Rabbine | FĞW: ve şaşırdı | (20:121)
|S̃M: sonra | ECTBEH: onu seçti | RBH: Rabbi | FTEB: tevbesini kabul etti | ALYH: onun | WHD̃: ve doğru yola iletti | (20:122)
|GEL: dedi ki | EHBŦE: inin | MNHE: oradan | CMYAE: hepiniz | BAŽKM: bir kısmınız | LBAŽ: diğerinize | AD̃W: düşmansınız | FÎME: artık | YÊTYNKM: size geldiği zaman | MNY: benden | HD̃: bir hidayet | FMN: sonra kim | ETBA: uyarsa | HD̃EY: benim hidayetime | FLE: yoktur (ona) | YŽL: sapkınlık | WLE: ve yoktur | YŞG: bir sıkıntı | (20:123)
|WMN: ama kim | ÊARŽ: yüz çevirirse | AN: -tan | Z̃KRY: beni anmak- | FÎN: şüphesiz ki | LH: onun için vardır | MAYŞT: bir geçim | ŽNKE: dar | WNḪŞRH: ve onu haşrederiz | YWM: günü | ELGYEMT: kıyamet | ÊAM: kör olarak | (20:124)
|GEL: der ki | RB: Rabbim | LM: niçin? | ḪŞRTNY: beni haşrettin | ÊAM: kör olarak | WGD̃: andolsun | KNT: ben idim | BṦYRE: görüyor | (20:125)
|GEL: (Allah) buyurur ki | KZ̃LK: nasıl ki | ÊTTK: sana geldiğinde | ËYETNE: ayetlerimiz | FNSYTHE: sen onları unuttuysan | WKZ̃LK: öylece | ELYWM: bugün | TNS: sen unutulursun | (20:126)
|WKZ̃LK: işte böyle | NCZY: cezalandırırız | MN: kimseleri | ÊSRF: israf eden | WLM: ve | YÙMN: inanmayanları | B ËYET: ayetlerine | RBH: Rabbinin | WLAZ̃EB: ve elbette azabı | EL ËḢRT: ahiretin | ÊŞD̃: daha çetindir | WÊBG: ve daha süreklidir | (20:127)
|ÊFLM: | YHD̃: yola getirmedi mi? | LHM: onları | KM: nicelerini | ÊHLKNE: yok edişimiz | GBLHM: kendilerinden önce | MN: -den | ELGRWN: nesiller- | YMŞWN: dolaştıkları | FY: | MSEKNHM: meskenlerinde | ÎN: elbette | FY: | Z̃LK: bunda vardır | L ËYET: ibretler | LÊWLY: sahipleri için | ELNH: akıl | (20:128)
|WLWLE: eğer olmasaydı | KLMT: söylenmiş bir söz | SBGT: daha önce | MN: tarafından | RBK: Rabbin | LKEN: şüphesiz olurdu | LZEME: (azap) gerekli | WÊCL: ve bir süre | MSM: belirtilmiş | (20:129)
|FEṦBR: o halde sabret | AL: | ME: şeylere | YGWLWN: onların dedikleri | WSBḪ: ve tesbih et | BḪMD̃: överek | RBK: Rabbini | GBL: önce | ŦLWA: doğmasından | ELŞMS: güneşin | WGBL: ve önce | ĞRWBHE: batmasından | WMN: bir kısmında | ËNEÙ: sa'atlerinden | ELLYL: gece | FSBḪ: tesbih et | WÊŦREF: ve taraflarında | ELNHER: gündüzün | LALK: umulur ki | TRŽ: hoşnut olursun | (20:130)
|WLE: ve asla | TMD̃N: dikme | AYNYK: gözlerini | ÎL: doğru | ME: şeylere | MTANE: faydalandırdığımız | BH: onunla | ÊZWECE: bazı zümreleri | MNHM: onlardan | ZHRT: süsüne | ELḪYET: hayatının | ELD̃NYE: dünya | LNFTNHM: kendilerini denemek için | FYH: o konuda | WRZG: ve rızkı | RBK: Rabbinin | ḢYR: daha hayırlıdır | WÊBG: ve daha süreklidir | (20:131)
|WÊMR: ve emret | ÊHLK: halkına | BELṦLET: Ks.(kastedilen) SaLâT/Destek ile | WEṦŦBR: ve dayan | ALYHE: ona | LE: | NSÊLK: biz senden istemiyoruz | RZGE: rızık | NḪN: biz | NRZGK: seni rızıklandırıyoruz | WELAEGBT: ve akıbet | LLTGW: takva(sahipleri)nindir | (20:132)
|WGELWE: ve dediler ki | LWLE: değil mi? | YÊTYNE: bize getirmeli | B ËYT: bir ayet (mu'cize) | MN: -den | RBH: Rabbin- | ÊWLM: | TÊTHM: onlara gelmedi mi? | BYNT: kanıt | ME: | FY: bulunan | ELṦḪF: Kitap'larda | ELÊWL: önceki | (20:133)
|WLW: şayet | ÊNE: şüphesiz biz | ÊHLKNEHM: onları helak etseydik | BAZ̃EB: bir azab ile | MN: | GBLH: ondan önce | LGELWE: elbette derlerdi | RBNE: Rabbimiz | LWLE: keşke | ÊRSLT: gönderseydin | ÎLYNE: bize | RSWLE: bir elçi | FNTBA: uysaydık | ËYETK: senin ayetlerine | MN: | GBL: önce | ÊN: | NZ̃L: rezil olmadan | WNḢZ: ve alçak (olmadan) | (20:134)
|GL: de ki | KL: herkes | MTRBṦ: gözetlemektedir | FTRBṦWE: gözetleyin | FSTALMWN: bileceksiniz | MN: kimdir | ÊṦḪEB: sahipleri | ELṦREŦ: yolun | ELSWY: düzgün | WMN: ve kimdir | EHTD̃: doğru yolda olan | (20:135)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}