Isra Suresi = Gece Yürüyüsü Suresi Allah’in Hz. Muhammed’i gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kismini göstermek üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almistir ismini.
CONJ – prefixed conjunction wa (and) COND – conditional particle الواو عاطفة حرف شرط
أن
|
ÊN
en
[that]
,Nun, ,50,
SUB – subordinating conjunction حرف مصدري
ثبتناك
ث ب ت | S̃BT
S̃BTNEK
ṧebbetnāke
biz seni sağlamlaştırmış
We (had) strengthened you,
Se,Be,Te,Nun,Elif,Kef, 500,2,400,50,1,20,
V – 1st person plural (form II) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 2nd person masculine singular object pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لقد
|
LGD̃
leḳad
gerçekten
certainly,
Lam,Gaf,Dal, 30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām CERT – particle of certainty اللام لام التوكيد حرف تحقيق
كدت
ك و د | KWD̃
KD̃T
kidte
neredeyse
you almost
Kef,Dal,Te, 20,4,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كد»
تركن
ر ك ن | RKN
TRKN
terkenu
yanaşacaktın
(would) have inclined
Te,Re,Kef,Nun, 400,200,20,50,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb فعل مضارع
إليهم
|
ÎLYHM
ileyhim
onlara
to them
,Lam,Ye,He,Mim, ,30,10,5,40,
P – preposition PRON – 3rd person masculine plural object pronoun جار ومجرور
شيئا
ش ي ا | ŞYE
ŞYÙE
şey'en
(in) something
Şın,Ye,,Elif, 300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْلَا: eğer olmasaydık | أَنْ: | ثَبَّتْنَاكَ: biz seni sağlamlaştırmış | لَقَدْ: gerçekten | كِدْتَ: neredeyse | تَرْكَنُ: yanaşacaktın | إِلَيْهِمْ: onlara | شَيْئًا: | قَلِيلًا: bir parça |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولولا WLWLEeğer olmasaydık | أن ÊN | ثبتناك S̃BTNEKbiz seni sağlamlaştırmış | لقد LGD̃gerçekten | كدت KD̃Tneredeyse | تركن TRKNyanaşacaktın | إليهم ÎLYHMonlara | شيئا ŞYÙE | قليلا GLYLEbir parça |
Kırık Meal (Okunuş) : |velevlā: eğer olmasaydık | en: | ṧebbetnāke: biz seni sağlamlaştırmış | leḳad: gerçekten | kidte: neredeyse | terkenu: yanaşacaktın | ileyhim: onlara | şey'en: | ḳalīlen: bir parça |
Kırık Meal (Transcript) : |WLWLE: eğer olmasaydık | ÊN: | S̃BTNEK: biz seni sağlamlaştırmış | LGD̃: gerçekten | KD̃T: neredeyse | TRKN: yanaşacaktın | ÎLYHM: onlara | ŞYÙE: | GLYLE: bir parça |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sana sebât etme kabiliyeti vermeseydik andolsun ki birazcık meyledecektin onlara.
Adem Uğur : Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin.
Ahmed Hulusi : Eğer biz seni, direnç verip sarsılmaz kılmasaydık, neredeyse onlara birazcık meyledecektin!
Ahmet Tekin : Eğer biz sana güven, ihtiyat, cesaret, güç ve sebat vermemiş olsaydık, neredeyse birazcık onlara meyledecektin.
Ahmet Varol : Andolsun, eğer seni kararlı kılmasaydık, az da olsa onlara meyledecektin.
Ali Bulaç : Eğer biz seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun, onlara az bir şey (de olsa) eğilim gösterecektin.
Ali Fikri Yavuz : Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, sen onlara az bir şey meyledecektin.
Bekir Sadak : Sana sebat vermemis olsaydik, and olsun ki, az da olsa onlara meyledecektin.
Celal Yıldırım : Eğer sana sebat vermemiş olsaydık, az da olsa, onlara neredeyse meyledecektin.
Diyanet İşleri : Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık, az kalsın onlara biraz meyledecektin.
Diyanet İşleri (eski) : Sana sebat vermemiş olsaydık, and olsun ki, az da olsa onlara meyledecektin.
Diyanet Vakfi : Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin.
Edip Yüksel : Seni sağlamlaştırmasaydık, onlara neredeyse bir parça meyledecektin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve eğer Biz sana sebat vermemiş olsaydık, sen onlara nerede ise meylettindi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve eğer biz sana sebat vermemiş olsa idik sen onlara az bir şey meyledeyazdındı
Fizilal-il Kuran : Eğer sana direnme gücü vermeseydik, azıcık onlara yanaşmak üzereydin.
Gültekin Onan : Eğer biz seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun, onlara az bir şey (de olsa) eğilim gösterecektin.
Hakkı Yılmaz : Ve eğer Biz, seni sağlamlaştırmamış olsaydık, gerçekten onlara birazcık meylediverecektin.
Hasan Basri Çantay : Eğer sana sebat vermiş olmasaydık, andolsun ki, sen onlara (belki) biraz meyl edecekdin.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki (biz) sana sebat vermemiş olsaydık, gerçekten nerede ise onlara az bir şey meyledecektin.
İbni Kesir : Şayet sana sebat vermemiş olsaydık; andolsun ki, az da olsa onlara meyl edecektin.
İskender Evrenosoğlu : Ve seni sebat ettirmeseydik, andolsun ki sen, onlara biraz meylederdin.
Muhammed Esed : Eğer seni(n imanını) berkitmemiş olsaydık, belki de onlara biraz olsun eğilim gösterecektin.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer Biz seni tesbit etmemiş olsa idik, az kaldı onlara biraz meyil edecek idin.
Ömer Öngüt : Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, neredeyse onlara birazcık meyledecektin.
Şaban Piriş : Eğer seni sağlam tutmamış olsaydık, az da olsa onlara meyledecektin.
Suat Yıldırım : Eğer sana sebat vermeseydik nerdeyse azıcık da olsa onlara meyledecektin.
Süleyman Ateş : Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, onlara bir parça yanaşacaktın.
Tefhim-ul Kuran : Eğer biz seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun, sen onlara az bir şey (de olsa) eğilim gösterecektin.
Ümit Şimşek : Eğer sana sebat vermemiş olsaydık, neredeyse sen de bir parça onlara meyledecektin.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, yemin olsun, onlara birazcık meylediverecektin.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]