» 17 / Isrâ  67:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
Isra Suresi = Gece Yürüyüsü Suresi
Allah’in Hz. Muhammed’i gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kismini göstermek üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almistir ismini.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (WÎZ̃E) = ve iƶā : zaman
2. مَسَّكُمُ (MSKM) = messekumu : size dokunduğu
3. الضُّرُّ (ELŽR) = D-Durru : bir sıkıntı
4. فِي (FY) = fī :
5. الْبَحْرِ (ELBḪR) = l-beHri : denizde
6. ضَلَّ (ŽL) = Delle : kaybolur
7. مَنْ (MN) = men :
8. تَدْعُونَ (TD̃AWN) = ted'ǔne : bütün yalvardıklarınız
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : başka
10. إِيَّاهُ (ÎYEH) = iyyāhu : O'ndan
11. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : fakat (O)
12. نَجَّاكُمْ (NCEKM) = neccākum : sizi kurtarıp çıkarınca
13. إِلَى (ÎL) = ilā :
14. الْبَرِّ (ELBR) = l-berri : karaya
15. أَعْرَضْتُمْ (ÊARŽTM) = eǎ'raDtum : yine yüz çevirirsiniz
16. وَكَانَ (WKEN) = ve kāne : gerçekten
17. الْإِنْسَانُ (ELÎNSEN) = l-insānu : insan
18. كَفُورًا (KFWRE) = kefūran : nankördür
zaman | size dokunduğu | bir sıkıntı | | denizde | kaybolur | | bütün yalvardıklarınız | başka | O'ndan | fakat (O) | sizi kurtarıp çıkarınca | | karaya | yine yüz çevirirsiniz | gerçekten | insan | nankördür |

[] [MSS] [ŽRR] [] [BḪR] [ŽLL] [] [D̃AW] [] [] [] [NCW] [] [BRR] [ARŽ] [KWN] [ENS] [KFR]
WÎZ̃E MSKM ELŽR FY ELBḪR ŽL MN TD̃AWN ÎLE ÎYEH FLME NCEKM ÎL ELBR ÊARŽTM WKEN ELÎNSEN KFWRE

ve iƶā messekumu D-Durru l-beHri Delle men ted'ǔne illā iyyāhu felemmā neccākum ilā l-berri eǎ'raDtum ve kāne l-insānu kefūran
وإذا مسكم الضر في البحر ضل من تدعون إلا إياه فلما نجاكم إلى البر أعرضتم وكان الإنسان كفورا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃E ve iƶā zaman And when
مسكم م س س | MSS MSKM messekumu size dokunduğu touches you
الضر ض ر ر | ŽRR ELŽR D-Durru bir sıkıntı the hardship
في | FY in
البحر ب ح ر | BḪR ELBḪR l-beHri denizde the sea,
ضل ض ل ل | ŽLL ŽL Delle kaybolur lost
من | MN men (are) who
تدعون د ع و | D̃AW TD̃AWN ted'ǔne bütün yalvardıklarınız you call
إلا | ÎLE illā başka except
إياه | ÎYEH iyyāhu O'ndan Him Alone.
فلما | FLME felemmā fakat (O) But when
نجاكم ن ج و | NCW NCEKM neccākum sizi kurtarıp çıkarınca He delivers you
إلى | ÎL ilā to
البر ب ر ر | BRR ELBR l-berri karaya the land
أعرضتم ع ر ض | ARŽ ÊARŽTM eǎ'raDtum yine yüz çevirirsiniz you turn away.
وكان ك و ن | KWN WKEN ve kāne gerçekten And is
الإنسان ا ن س | ENS ELÎNSEN l-insānu insan man
كفورا ك ف ر | KFR KFWRE kefūran nankördür ungrateful.

17:67 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman | size dokunduğu | bir sıkıntı | | denizde | kaybolur | | bütün yalvardıklarınız | başka | O'ndan | fakat (O) | sizi kurtarıp çıkarınca | | karaya | yine yüz çevirirsiniz | gerçekten | insan | nankördür |

[] [MSS] [ŽRR] [] [BḪR] [ŽLL] [] [D̃AW] [] [] [] [NCW] [] [BRR] [ARŽ] [KWN] [ENS] [KFR]
WÎZ̃E MSKM ELŽR FY ELBḪR ŽL MN TD̃AWN ÎLE ÎYEH FLME NCEKM ÎL ELBR ÊARŽTM WKEN ELÎNSEN KFWRE

ve iƶā messekumu D-Durru l-beHri Delle men ted'ǔne illā iyyāhu felemmā neccākum ilā l-berri eǎ'raDtum ve kāne l-insānu kefūran
وإذا مسكم الضر في البحر ضل من تدعون إلا إياه فلما نجاكم إلى البر أعرضتم وكان الإنسان كفورا

[] [م س س] [ض ر ر] [] [ب ح ر] [ض ل ل] [] [د ع و] [] [] [] [ن ج و] [] [ب ر ر] [ع ر ض] [ك و ن] [ا ن س] [ك ف ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃E ve iƶā zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
مسكم م س س | MSS MSKM messekumu size dokunduğu touches you
Mim,Sin,Kef,Mim,
40,60,20,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الضر ض ر ر | ŽRR ELŽR D-Durru bir sıkıntı the hardship
Elif,Lam,Dad,Re,
1,30,800,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
البحر ب ح ر | BḪR ELBḪR l-beHri denizde the sea,
Elif,Lam,Be,Ha,Re,
1,30,2,8,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ضل ض ل ل | ŽLL ŽL Delle kaybolur lost
Dad,Lam,
800,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
من | MN men (are) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
تدعون د ع و | D̃AW TD̃AWN ted'ǔne bütün yalvardıklarınız you call
Te,Dal,Ayn,Vav,Nun,
400,4,70,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلا | ÎLE illā başka except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
إياه | ÎYEH iyyāhu O'ndan Him Alone.
,Ye,Elif,He,
,10,1,5,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
فلما | FLME felemmā fakat (O) But when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
نجاكم ن ج و | NCW NCEKM neccākum sizi kurtarıp çıkarınca He delivers you
Nun,Cim,Elif,Kef,Mim,
50,3,1,20,40,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
البر ب ر ر | BRR ELBR l-berri karaya the land
Elif,Lam,Be,Re,
1,30,2,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
أعرضتم ع ر ض | ARŽ ÊARŽTM eǎ'raDtum yine yüz çevirirsiniz you turn away.
,Ayn,Re,Dad,Te,Mim,
,70,200,800,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
وكان ك و ن | KWN WKEN ve kāne gerçekten And is
Vav,Kef,Elif,Nun,
6,20,1,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الإنسان ا ن س | ENS ELÎNSEN l-insānu insan man
Elif,Lam,,Nun,Sin,Elif,Nun,
1,30,,50,60,1,50,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
كفورا ك ف ر | KFR KFWRE kefūran nankördür ungrateful.
Kef,Fe,Vav,Re,Elif,
20,80,6,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: zaman | مَسَّكُمُ: size dokunduğu | الضُّرُّ: bir sıkıntı | فِي: | الْبَحْرِ: denizde | ضَلَّ: kaybolur | مَنْ: | تَدْعُونَ: bütün yalvardıklarınız | إِلَّا: başka | إِيَّاهُ: O'ndan | فَلَمَّا: fakat (O) | نَجَّاكُمْ: sizi kurtarıp çıkarınca | إِلَى: | الْبَرِّ: karaya | أَعْرَضْتُمْ: yine yüz çevirirsiniz | وَكَانَ: gerçekten | الْإِنْسَانُ: insan | كَفُورًا: nankördür |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E zaman | مسكم MSKM size dokunduğu | الضر ELŽR bir sıkıntı | في FY | البحر ELBḪR denizde | ضل ŽL kaybolur | من MN | تدعون TD̃AWN bütün yalvardıklarınız | إلا ÎLE başka | إياه ÎYEH O'ndan | فلما FLME fakat (O) | نجاكم NCEKM sizi kurtarıp çıkarınca | إلى ÎL | البر ELBR karaya | أعرضتم ÊARŽTM yine yüz çevirirsiniz | وكان WKEN gerçekten | الإنسان ELÎNSEN insan | كفورا KFWRE nankördür |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: zaman | messekumu: size dokunduğu | D-Durru: bir sıkıntı | : | l-beHri: denizde | Delle: kaybolur | men: | ted'ǔne: bütün yalvardıklarınız | illā: başka | iyyāhu: O'ndan | felemmā: fakat (O) | neccākum: sizi kurtarıp çıkarınca | ilā: | l-berri: karaya | eǎ'raDtum: yine yüz çevirirsiniz | ve kāne: gerçekten | l-insānu: insan | kefūran: nankördür |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎZ̃E: zaman | MSKM: size dokunduğu | ELŽR: bir sıkıntı | FY: | ELBḪR: denizde | ŽL: kaybolur | MN: | TD̃AWN: bütün yalvardıklarınız | ÎLE: başka | ÎYEH: O'ndan | FLME: fakat (O) | NCEKM: sizi kurtarıp çıkarınca | ÎL: | ELBR: karaya | ÊARŽTM: yine yüz çevirirsiniz | WKEN: gerçekten | ELÎNSEN: insan | KFWRE: nankördür |
Abdulbaki Gölpınarlı : Denizde bir zarara uğradınız mı tapıp çağırdıklarınızın hepsi kaybolup gider, ancak o kalır. Sizi kurtarıp karaya çıkardı mı da yüz çevirirsiniz ve insan, pek nankördür.
Adem Uğur : Denizde başınıza bir musibet geldiğinde, O'ndan başka bütün yalvardıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya çıkardığında, (yine eski halinize) dönersiniz. İnsanoğlu çok nankördür.
Ahmed Hulusi : Denizde size sıkıntı dokunduğunda, O'ndan gayrı çağırdıklarınız kayboldu. . . Sizi kurtarıp karaya çıkardığında ise yüz çevirdiniz. . . İnsan çok nankördür!
Ahmet Tekin : Denizde başınıza bir felâket geldiğinde, O’ndan başka bütün yalvardıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya çıkardığında, yine eski halinize dönersiniz. İnsanoğlu çok nankördür, azgın, inkârı alışkanlık haline getirmiş biridir.
Ahmet Varol : Size denizde bir darlık dokunduğunda O'ndan başka çağırdıklarınız (taptıklarınız) kaybolur. Ama sizi karaya (çıkarıp) kurtardığında yüz çevirirsiniz. Doğrusu insan pek nankördür.
Ali Bulaç : Size denizde bir sıkıntı (tehlike) dokunduğu zaman, O'nun dışında taptıklarınız kaybolur gider; fakat karaya (çıkarıp) sizi kurtarınca (yine) sırt çevirirsiniz. İnsan pek nankördür.
Ali Fikri Yavuz : Denizde boğulma korkusunun şiddeti, size geldiği zaman, Allah’dan başka taptığınız bütün putlar hatırınızdan, kaybolur; yalnız O’na dua edersiniz. Fakat Allah sizi kurtarıp karaya çıkarınca da (tevhîd dininden) yüz çevirirsiniz. İnsan, çok nankör bulunuyor.
Bekir Sadak : Denizde bir sikintiya dustugunuz zaman, Allah'tan baska yalvardiklariniz kaybolup gider, fakat O sizi karaya cikararak kurtarinca yuz cevirirsiniz. Zaten insan pek nankordur.
Celal Yıldırım : Denizde size bir sıkıntı dokunduğu zaman O'ndan başka taptıklarınız ortadan yok olur, derken O, sizi kurtarıp karaya ulaştırınca yüzçevirirsiniz. İnsan çok nankör bulunuyordun
Diyanet İşleri : Denizde size bir sıkıntı dokunduğunda bütün taptıklarınız (sizi yüzüstü bırakıp) kaybolur, yalnız Allah kalır. Fakat sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.
Diyanet İşleri (eski) : Denizde bir sıkıntıya düştüğünüz zaman, Allah'tan başka yalvardıklarınız kaybolup gider, fakat O sizi karaya çıkararak kurtarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insan pek nankördür.
Diyanet Vakfi : Denizde başınıza bir musibet geldiğinde, O'ndan başka bütün yalvardıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya çıkardığında, (yine eski halinize) dönersiniz. İnsanoğlu çok nankördür.
Edip Yüksel : Okyanusta size bir sıkıntı dokunursa O'ndan başka çağırmakta olduklarınız kaybolur. Fakat sizi kurtarıp karaya çıkarınca, dönersiniz. İnsan nankördür
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Denizde başınıza bir felaket geldiği zaman, Allah'tan başka yalvardığınız bütün putlar kaybolur. Allah sizi tehlikeden kurtarıp karaya çıkarınca da yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Denizde başınıza bir bela geldiği zaman, O'ndan başka yalvardıklarınız kaybolur; derken O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca da yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.
Elmalılı Hamdi Yazır : Denizde size bir tazyık elverdiği vakıt ondan başka yalvardıklarınız gaib olur, derken o sizi kurtarıp karaya çıkarınca da yüzü çeviriverirsiniz. İnsan da çok nankör bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Eğer denizde başınıza bir bela gelirse, Allah dışında imdada çağırdığınız ilahlar ortalıkta görünmez olur. Allah sizi kurtarıp karaya çıkarınca O'na sırt çevirirsiniz. İnsan gerçekten son derece nankördür.
Gültekin Onan : Size denizde bir sıkıntı (tehlike) dokunduğu zaman, O'nun dışında taptıklarınız kaybolur gider; fakat karaya (çıkarıp) sizi kurtarınca (yine) sırt çevirirsiniz. İnsan (pek) kafirdir.
Hakkı Yılmaz : Ve denizde size bir zarar dokunduğunda, o yalvardığınız kişiler kaybolup giderler, O, kaybolmaz. Sonra O, sizi karaya çıkararak kurtarınca, yüz dönersiniz. Ve insan, çok iyilik bilmeyen biridir!
Hasan Basri Çantay : Denizde size bir sıkıntı değdiği zaman Ondan (Allahdan) başka (bütün) tapdığınız kişiler gaaib olur (gider. Yalınız Allahdan yardım istersiniz). Fakat O, sizi kurtarıb karaya çıkarınca yine yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür.
Hayrat Neşriyat : Denizde size zarar (boğulma korkusu) dokunduğu vakit, O’ndan (Allah’dan)başka yalvarmakta olduklarınız (hatırınızdan) kaybolup gider. Fakat, sizi karaya(çıkarmakla) kurtarınca da (O’na itâatten) yüz çevirirsiniz. Zâten insan çok nankördür.
İbni Kesir : Denizde size bir sıkıntı dokununca; yalvardıklarınızın hepsi kaybolur. Ancak O, kalır. Ama O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca, yüz çevirirsiniz. Ve insan, zaten pek nankör olandır.
İskender Evrenosoğlu : Ve size, denizde bir darlık (tehlike) dokunduğu zaman, sadece o hariç, dua ettikleriniz sapıp gider. Fakat sizi, karaya çıkarınca (kurtarınca) yüz çevirirsiniz. Ve insan çok nankördür.
Muhammed Esed : Denizde bir tehlikeyle karşılaştığınız zaman, O'ndan başka bütün o yalvarıp yakardığınız şeyler sizi yüzüstü bırakır; ama ne zamanki sizi sağ salim karaya çıkarır, hemen yüz çevirip (unutuverirsiniz O'nu); çünkü, insanoğlu gerçekten çok nankördür!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve size denizde bir şiddet isabet ettiği zaman, ondan başka ibadet eder olduklarınız kaybolurlar. Sonra sizi kurtarıp karaya çıkarınca da yüzçevirirsiniz. İnsan çok nankör olmuştur.
Ömer Öngüt : Denizde başınıza bir musibet (boğulma tehlikesi) geldiği zaman, Allah'tan başka bütün yalvardıklarınız kaybolur gider. Fakat O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca, yine yüz çevirirsiniz. Gerçekten insan çok nankördür.
Şaban Piriş : -Denizde başınıza bir felaket gelse O’ndan başka dua ettikleriniz kaybolur. Fakat sizi kurtarıp, karaya çıkarınca hemen yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.
Suat Yıldırım : Denizde musîbete mâruz kaldığınızda Allah’tan başka yalvardığınız bütün putlar ortada görünmez olur. Ama O sizi kurtarıp selâmetle karaya çıkarınca, Ona arkanızı dönersiniz. İşte öyle nankördür bu insanoğlu!
Süleyman Ateş : Denizde size bir sıkıntı (boğulma korkusu) dokunduğu zaman O'ndan başka bütün yalvardıklarınız kaybolur (artık o zaman, Allah'tan başka kimseden yardım istemezsiniz. Çünkü O'ndan başka sizi kurtaracak kimse yoktur). Fakat (O) sizi kurtarıp karaya çıkarınca yine (Allâh'ı bir tanımaktan) yüz çevirirsiniz. Gerçekten insan nankördür.
Tefhim-ul Kuran : Size denizde bir sıkıntı (tehlike) dokunduğu zaman, O'nun dışında taptıklarınız kaybolur gider; fakat karaya (çıkarıp) sizi kurtarınca (yine) sırt çevirirsiniz. İnsan pek nankördür.
Ümit Şimşek : Denizde başınıza bir sıkıntı geldiğinde, Ondan başka dua ettikleriniz kaybolur gider. Sizi sağ salim karaya çıkardığımızda ise yüz çevirirsiniz. İnsan öylesine nankördür.
Yaşar Nuri Öztürk : Denizde size bir zorluk dokunduğunda, O'nun dışındaki tüm yalvardıklarınız ortadan kaybolur. Fakat O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}