Muhammed Esed Meali |
|
Düşün sıra sıra dizilmiş bu (mesajlar)ı,(37:1) | |
ve bir vazgeçme çağrısı ile (kötülüklerden) alıkoymasını,(37:2) | |
ve (bütün dünyaya) bir öğüt ve uyarıda bulunmasını:(37:3) | |
Şüphe yok ki sizin İlahınız Tek'tir,(37:4) | |
göklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi; bütün gündoğumu noktalarının Rabbi!(37:5) | |
Biz yeryüzüne en yakın gökleri yıldızların güzelliğiyle süsledik,(37:6) | |
ve onları her türlü bozguncu, şeytani güce karşı emin kıldık,(37:7) | |
(ki) onlar, (o bilinmeyeni bilmek isteyenler,) yüce sakinler topluluğuna kulak veremesinler ve her taraftan kovulup sürülsünler,(37:8) | |
(rahmetten) yoksun kalsınlar ve (öteki dünyada) kendilerini bekleyen ebedi azaba duçar olsunlar;(37:9) | |
ama eğer birisi (bu bilgiden) bir kırıntı koparmayı başarırsa, (bundan dolayı) yakıcı bir alevin pençesine düşsün.(37:10) | |
Ve şimdi, o (hakikati inkar ede)nlerden sana cevap vermelerini iste: Onları yaratmak, Bizim yarattığımız bu (sayısız mucizelerden) daha mı zordur? Nitekim Biz onları (basit) bir balçıktan yarattık!(37:11) | |
Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler;(37:12) | |
ve (hakikat) kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;(37:13) | |
ve bir (ilahi) mesajla muhatab olduklarında onu küçümserler(37:14) | |
ve "Bu, bir (beşerin) büyülü sözlerinden başka bir şey değildir!" derler,(37:15) | |
"Ne? Ölüp toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra sahiden yeniden dirilecek miyiz?(37:16) | |
Yani eski atalarımız da mı?"(37:17) | |
De ki: "Elbette, hem de en perişan ve zavallı şekilde!"(37:18) | |
Çünkü o (alay ettikleri yeniden dirilme,) bir itham çığlığı şeklinde (aniden onların tepesinde patlayacak.) İşte o zaman (hakikati) anlamaya başlayacaklar,(37:19) | |
ve "Eyvah!" diyecekler, "İşte Hesap Günü bugündür!"(37:20) | |
(Ve onlara şöyle denilecek:) "Bu, yalanlamış olduğunuz (gündür, şaşmaz hakikat ile sahte ve yalan arasında) ayrım günüdür!"(37:21) | |
(Ve Allah şöyle buyuracaktır:) "Toplayın bütün o zalimleri, kendileri gibi olanlarla ve bütün o Allah'tan başka taptıkları (ile) birlikte;(37:22) | |
ve hepsini yakıcı ateşin yoluna sürün,(37:23) | |
ve onları (orada) tutun!" (O zaman) böylelerine sorulacak:(37:24) | |
"Size ne oldu ki (şimdi) birbirinize yardım etmiyorsunuz?"(37:25) | |
Hayır, onlar o Gün isteyerek (Allah'a) teslim olacaklar;(37:26) | |
fakat (çok geç kaldıklarından) birbirlerine dönüp bakacaklar ve birbirlerinden (geçmiş günahlarının yükünü hafifletmelerini) isteyecekler.(37:27) | |
(Onların) bir kısmı: "Bakın" diyecek, "Siz bize (ayartma niyetiyle) sağdan yaklaşırdınız!"(37:28) | |
Ötekiler, "Hayır" diyecekler, "aslında siz kendiniz imandan zerre kadar nasip almamıştınız!(37:29) | |
Üstelik sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu, bilakis, siz küstahça bir kibire kapılmıştınız!(37:30) | |
Fakat şimdi Rabbimizin sözü bizim (de) aleyhimize çıktı, biz (günahlarımızın acı meyvesini) mutlaka tadacağız.(37:31) | |
O halde, sizi derin bir sapıklığa ittiğ(imiz eğer doğruysa), o zaman biz de vahim bir sapıklığa düşmüşüzdür!"(37:32) | |
O Gün onların hepsi ortak azaplarını paylaşacaklar.(37:33) | |
Günaha batmış olanlara işte böyle davranacağız:(37:34) | |
çünkü bakın, ne zaman onlara "Allah'tan başka ilah yoktur!" denilse küstahça böbürlenirlerdi(37:35) | |
ve "Mecnun bir şairin sözüyle biz ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" derlerdi.(37:36) | |
Hayır, asla! (Sizin deli şair dediğiniz) o kişi hakikati getirmiştir; ve o, (Allah'ın önceki) elçilerinin (bildirdikleri) hakikati tasdik etmektedir.(37:37) | |
Bakın siz, (öteki dünyada) acıklı azabı tadacaksınız,(37:38) | |
ama yapmış olduğunuzdan başka bir şeyle cezalandırılmayacaksınız.(37:39) | |
Ancak Allah'ın halis kullarına böyle davranılmayacak:(37:40) | |
(öteki dünyada) onlar için, yabancısı olmadıkları bir rızık hazırlanacaktır(37:41) | |
(yeryüzündeki hayatlarının) ürünü olarak; ve onlar ağırlanacaklardır(37:42) | |
nimet bahçelerinde,(37:43) | |
mutluluk tahtları üzerinde birbirlerine (sevgi ile) bakışarak.(37:44) | |
Aralarında dupduru pınarlardan (içecekle doldurulmuş) bir kase dolaştırılacak,(37:45) | |
berrak ve içenlere tat veren (bir içecek);(37:46) | |
çarpmayan ve sarhoşluk vermeyen.(37:47) | |
Ve yanlarında yumuşak bakışlı, güzel gözlü eşler olacak,(37:48) | |
gizlenmiş (deve kuşu) yumurtaları gibi (kusursuz) eşler.(37:49) | |
Hepsi dönüp (geçmiş hayatları hakkında) birbirlerine sorular soracaklar.(37:50) | |
İçlerinden biri şöyle diyecek: "Bakın, benim (yeryüzünde) bir arkadaşım vardı,(37:51) | |
(bana) derdi ki, 'Ne? Sen onun doğru olduğuna gerçekten inananlardan mısın,(37:52) | |
ölüp toz ve kemik yığını haline geldikten sonra yargılanacağımıza!"(37:53) | |
(Ve) ekleyecek: "Bakmak (ve onu görmek) ister misiniz?"(37:54) | |
Bunun üzerine dönüp bakar ve o (arkadaşı)nı yanan ateşin ortasında görür;(37:55) | |
ve "Aman Allahım!" der, "(Ey eski arkadaşım), neredeyse (beni de) mahvedecektin!(37:56) | |
Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de (şimdi) (azaba) uğratılanlar arasında olurdum!(37:57) | |
Ama sonra, (ey cennetteki arkadaşlarım,) biz gerçekten (bir daha) ölmeyeceğiz,(37:58) | |
önceki ölümümüz dışında ve (bir daha) azaba uğratılmayacağız, değil mi?(37:59) | |
İşte bu; bu, gerçekten müthiş bir mazhariyettir!"(37:60) | |
(Allah yolunda) çalışanlar, demek ki böyle bir şey için çalışırlar!(37:61) | |
Böyle (bir cennet) mi daha iyi bir ağırlanmadır, yoksa (cehennemin) ölümcül meyve ağacı mı?(37:62) | |
Gerçek şu ki, biz o (ağac)ı zalimler için bir sınama aracı yaptık,(37:63) | |
zira o, (cehennemin) yakıcı ateşinin ortasında büyüyen bir ağaçtır,(37:64) | |
meyvesi şeytanların kellesi gibi (tiksindirici)dir;(37:65) | |
ve (zalim)ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar.(37:66) | |
Bunun da üzerinde, onlar korkunç bir ümitsizlik (cezası)na çarpılacaklardır!(37:67) | |
Ve bir kez daha (söyleyelim): yakıcı ateş onların nihai durağı olacaktır;(37:68) | |
çünkü onlar atalarını eğri bir yol üzerinde buldular,(37:69) | |
ve (şimdi) atalarının izinden gitmeye can atıyorlar!(37:70) | |
Onlardan önce gelip geçmiş eski toplumların çoğu yollarını şaşırmıştı,(37:71) | |
halbuki kendilerine uyarıcılar göndermiştik.(37:72) | |
Bak şu uyarılmış olanların haline!(37:73) | |
Allah'ın halis kulları hariç, (insanların çoğu sapkınlığa mütemayildir.)(37:74) | |
Nuh (işte bu sebeple) Bize yalvarmıştı ve Bizim cevabımız ne güzeldi,(37:75) | |
çünkü onu ve ailesini o korkunç felaketten kurtardık,(37:76) | |
soyunu (yeryüzünde) kalıcı yaptık;(37:77) | |
ve böylece onun sonraki kuşaklar arasında yaşayıp anılmasını sağladık.(37:78) | |
"Bütün alemlerde Nuh'a selam olsun!"(37:79) | |
İşte Biz güzel işler yapanları böyle ödüllendiririz;(37:80) | |
çünkü o, Bizim gerçekten inanmış kullarımızdandı;(37:81) | |
(böylece o'nu ve kendisini izleyenleri kurtardık) ve sonra ötekileri suda boğduk.(37:82) | |
Doğrusu İbrahim de onun yolundan gidenlerdendi,(37:83) | |
Rabbine tertemiz bir kalp ile yönelmişti,(37:84) | |
babasına ve halkına şöyle seslenmişti: "Siz neye tapıyorsunuz?(37:85) | |
Bir yalan(a) -Allah'tan başka güçler(e)- (boyun eğmek) mi istiyorsunuz?(37:86) | |
Öyleyse alemlerin Rabbi hakkındaki görüşünüz nedir?"(37:87) | |
Sonra yıldızlara gözünü dikti,(37:88) | |
ve "Ben kesinlikle (gönlümden) rahatsızım!" dedi,(37:89) | |
bunun üzerine onlar ona arkalarını döndüler ve uzaklaşıp gittiler.(37:90) | |
O da onların tanrılarına gizlice yaklaştı ve "Ne o! (Önünüze konulmuş nimetlerden) yemiyor musunuz?(37:91) | |
Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?" dedi.(37:92) | |
Sonra üzerlerine yürüyüp onlara sağ eliyle vurdu.(37:93) | |
Bunun üzerine diğerleri koşarak o'na doğru geldiler (ve yaptığından dolayı o'nu suçladılar).(37:94) | |
O, "Siz" dedi, "kendi ellerinizle yonttuklarınıza mı tapıyorsunuz?(37:95) | |
Oysa sizi de, sizin yonttuklarınızı da yaratan Allah'tır!"(37:96) | |
Onlar, "Bir odun yığını hazırlayın ve o'nu yanan ateşin içine atın!" diye bağırdılar.(37:97) | |
Ona kötülük yapmak istediler, ama Biz (onların planlarını bozduk ve böylece) onları küçük düşürdük.(37:98) | |
(İbrahim,) "Ben" dedi, "(bu toprakları terk edeceğim ve) Rabbim beni ne tarafa sevk ederse oraya gideceğim!"(37:99) | |
(Ve şöyle yalvardı:) "Ey Rabbim! Bana dürüst ve erdemli (olacak bir erkek çocuk) bağışla!"(37:100) | |
Bunun üzerine ona (kendisi gibi) yumuşak huylu bir erkek çocuk müjdeledik.(37:101) | |
Ve (bir gün, çocuk, babasının) tutum ve davranışlarını anlayıp paylaşacak olgunluğa eriştiğinde babası şöyle dedi: "Ey yavrucuğum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, bir düşün, ne dersin?" (İsmail): "Ey babacığım" dedi, "sana emredilen neyse onu yap! İnşallah beni sıkıntıya göğüs gerenler arasında bulacaksın!"(37:102) | |
Fakat ikisi Allah'ın emri (olarak gördükleri)ne kendilerini teslim edince ve (İbrahim) onu yüzüstü yatırınca,(37:103) | |
kendisine seslendik: "Ey İbrahim,(37:104) | |
sen şimdiden o rüya(nın amacı)nı yerine getirmiş oldun!" İşte iyilik yapanları Biz böyle ödüllendiririz:(37:105) | |
çünkü bu, gerçekten apaçık bir sınama idi.(37:106) | |
Ve fidye olarak o'na büyük bir kurban verdik,(37:107) | |
böylece o'nun sonraki kuşaklar tarafından şöyle hatırlanmasını sağladık:(37:108) | |
"İbrahim'e selam olsun!"(37:109) | |
Biz iyileri böyle ödüllendiririz,(37:110) | |
çünkü o Bizim gerçekten inanmış kullarımızdandı.(37:111) | |
Ve (zamanı geldiğinde) ona, (kendisi de) bir peygamber (olan) dürüst ve erdemli birini, İshak'ı müjdeledik;(37:112) | |
onu ve İshak'ı kutsadık ama onların soyundan iyi işler yapan da çıkacak, kendisine açıkça zulmeden de.(37:113) | |
Biz, Musaya ve Harun'a da lütufta bulunduk;(37:114) | |
onları ve kavimlerini büyük bir (kölelik) felaket(in)den kurtardık,(37:115) | |
ve kendilerine yardım ettik de (sonunda) zafer kazanan onlar oldu.(37:116) | |
Onlara (doğru ile eğriyi) ayırd eden ilahi kelamı verdik,(37:117) | |
ve onları doğru yola ilettik,(37:118) | |
ve sonraki kuşaklar arasında yaşayıp anılmalarını sağladık:(37:119) | |
"Musa'ya ve Harun'a selam olsun!"(37:120) | |
İyileri işte böyle ödüllendiririz,(37:121) | |
çünkü onların ikisi de gerçekten inanmış kullarımızdandı.(37:122) | |
Kuşkusuz, İlyas (da) elçilerimizden biriydi(37:123) | |
ve kavmine şöyle seslenmişti: "Allah'a karşı sorumluluğunuzu idrak etmez misiniz?(37:124) | |
Ba'l'e yalvarıp sanatkarların en güzelini, (Allah'ı) bırakır mısınız,(37:125) | |
Allah'ı, sizin ve evvelki atalarınızın Rabbini?"(37:126) | |
Fakat onlar (İlyas'ı) yalanladılar: bu nedenle (Hesap Günü) kesinlikle yargılanacaklardır,(37:127) | |
yalnız Allah'ın halis kulları hariç;(37:128) | |
ve o'nun sonraki nesiller arasında yaşayıp anılmasını sağladık:(37:129) | |
"İlyas'a ve o'nun yolundan gidenlere selam olsun!"(37:130) | |
çünkü o, gerçekten inanmış kullarımızdan biriydi!(37:132) | |
Şüphesiz, Lut da elçilerimizden biriydi;(37:133) | |
(dolayısıyla, o'nun günahkar ülkesini cezalandırırken) kendisini ve aile efradını kurtardık,(37:134) | |
geride kalanlar arasında bulunan yaşlı bir kadın dışında;(37:135) | |
ve sonra diğerlerini tamamen yok ettik:(37:136) | |
siz (bugüne kadar) onların yurtlarından gelip geçmektesiniz her sabah(37:137) | |
ve her akşam. O halde (bakıp da) aklınızı kullanmıyor musunuz?(37:138) | |
Şüphesiz, Yunus da elçilerimizden biriydi,(37:139) | |
kaçak bir köle gibi, yüklü bir gemiye (binip) kaçmıştı.(37:140) | |
Ve sonra kur'a çekilmiş, o, (kur'ada) kaybedenlerden olmuştu;(37:141) | |
(sonra o'nu denize atmışlar ve) denizde büyük balık tarafından yutulmuştu, çünkü kınananlardan biriydi.(37:142) | |
Eğer o, (en derin bunalım anlarında bile) Allah'ın sınırsız şanını yüceltenlerden olmasaydı,(37:143) | |
herkesin yeniden dirileceği güne kadar o (balığı)n karnında kalmış olacaktı.(37:144) | |
ama biz o'nu manevi çöküntü/iç huzursuzluğu içinde ıssız bir kıyıya çıkarttık,(37:145) | |
ve onun üzerinde (çorak toprakta) yetişen bir bodur fidan yeşerttik.(37:146) | |
Ve onu (bir kez daha kendi halkına,) yüz bin veya daha fazla (kişi)ye gönderdik.(37:147) | |
Onlar, (bu defa ona) inandılar; bunun üzerine Biz, verilen süre zarfında onlara mutlu bir hayat yaşattık.(37:148) | |
Şimdi onlardan sana cevap vermelerini iste: senin Rabbinin kızları var da onların (yalnız) erkek çocukları mı var?(37:149) | |
Yoksa melekleri dişi yarattık da o (meleklere ilahlık isnad ede)nler bunu gördüler mi?(37:150) | |
Bazı insanlar tamamen sahte ve yalan(a olan temayüllerin)den dolayı,(37:151) | |
"Allah (bir erkek çocuk) doğurdu" diyorlar; onlar elbette yalan söylüyorlar;(37:152) | |
"O, kızları oğlanlara tercih etmiştir!" (sözleri de yalandır.)(37:153) | |
Ne oluyor size, ne biçim karar veriyorsunuz?(37:154) | |
Hiç düşünmüyor musunuz?(37:155) | |
Yoksa (iddialarınızı doğrulayacak) açık bir deliliniz mi var?(37:156) | |
Eğer doğru söylüyorsanız, kendi kitabınızı getirin!(37:157) | |
Bazıları da Allah ile bütün görünmez varlık türleri arasında bir yakınlık uydurdular; oysa bu görünmez varlıklar (da) pekala bilir ki, onlar, (bu şekilde Allah'a isnadda bulunanlar,) mutlaka (Hesap Günü O'nun huzurunda) yargılanacaklardır:(37:158) | |
(çünkü) Allah, insanların geliştirdiği her türlü tasavvurun üstünde, sonsuz yüceliktedir.(37:159) | |
Allah'ın halis kulları ise böyle (davranmazlar).(37:160) | |
çünkü ne siz (Allah'a iftirada bulunan)lar, ne de sizin taptıklarınız,(37:161) | |
hiçbiriniz, kimseyi kendi heves ve ayartmalarınıza boyun eğdiremezsiniz,(37:162) | |
(kendi ayaklarıyla) yakıcı ateşe koşanlar hariç!(37:163) | |
(Bütün tabiat güçleri Allah'a hamdeder ve şöyle derler:) "İçimizden hiç kimse yoktur ki (Allah tarafından) kendisi için tayin edilmiş bir yere sahip olmasın;(37:164) | |
biz de (ibadetlerimizde O'nun önünde) saf tutarız;(37:165) | |
ve şüphesiz biz de O'nun sınırsız şanını yüceltiriz!"(37:166) | |
Gerçek şu ki, o (hakikati inkar ede)nler her zaman şöyle derler:(37:167) | |
"Eğer atalarımızdan (bu yönde) bir gelenek devralmış olsaydık,(37:168) | |
kesinlikle Allah'ın halis kulları olurduk!"(37:169) | |
Ama (işte bu ilahi kelam önlerine konulduğu halde,) onu kabul etmeye yanaşmıyorlar! Ama zamanla (reddettikleri şeyin ne olduğunu) öğreneceklerdir:(37:170) | |
çünkü uzun zaman önce kullarımız olan elçilere söz verdik:(37:171) | |
kendilerine mutlaka yardım edilecektir(37:172) | |
ve (sonunda) galip gelecek olan mutlaka Bizim ordumuz olacaktır.(37:173) | |
Bu sebeple, o (hakikati inkar ede)nlerden bir süre uzak dur(37:174) | |
ve onları(n kim olduklarını) gör; onlar (da) zaman içinde (şimdi görmediklerini) göreceklerdir.(37:175) | |
Onlar azabımızın çabuklaştırılmasını acaba (gerçekten) istiyorlar mı?(37:176) | |
Eğer öyleyse, o (azap) bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır!(37:177) | |
Bu sebeple onlardan bir süre uzak dur,(37:178) | |
ve (onların ne olduklarını) gör; zamanla onlar (da şimdi görmediklerini) göreceklerdir.(37:179) | |
Kudret ve izzet sahibi Rabbin, insanların her türlü tasavvurunun üstünde (bir yüceliğe sahip)tir.(37:180) | |
O'nun bütün elçilerine selam olsun!(37:181) | |
Ve hamd, bütün alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur!(37:182) | |