» 37 / Sâffât  Suresi:

Kuran Sırası: 37
İniş Sırası: 56
Saffat Suresi = Saflar/Saf-Tutanlar Suresi
adini ilk ayetinde yer alan sira sira dizilenler ifadesinden almistir.

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Muhammed Esed Meali
Düşün sıra sıra dizilmiş bu (mesajlar)ı,(37:1)
ve bir vazgeçme çağrısı ile (kötülüklerden) alıkoymasını,(37:2)
ve (bütün dünyaya) bir öğüt ve uyarıda bulunmasını:(37:3)
Şüphe yok ki sizin İlahınız Tek'tir,(37:4)
göklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi; bütün gündoğumu noktalarının Rabbi!(37:5)
Biz yeryüzüne en yakın gökleri yıldızların güzelliğiyle süsledik,(37:6)
ve onları her türlü bozguncu, şeytani güce karşı emin kıldık,(37:7)
(ki) onlar, (o bilinmeyeni bilmek isteyenler,) yüce sakinler topluluğuna kulak veremesinler ve her taraftan kovulup sürülsünler,(37:8)
(rahmetten) yoksun kalsınlar ve (öteki dünyada) kendilerini bekleyen ebedi azaba duçar olsunlar;(37:9)
ama eğer birisi (bu bilgiden) bir kırıntı koparmayı başarırsa, (bundan dolayı) yakıcı bir alevin pençesine düşsün.(37:10)
Ve şimdi, o (hakikati inkar ede)nlerden sana cevap vermelerini iste: Onları yaratmak, Bizim yarattığımız bu (sayısız mucizelerden) daha mı zordur? Nitekim Biz onları (basit) bir balçıktan yarattık!(37:11)
Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler;(37:12)
ve (hakikat) kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;(37:13)
ve bir (ilahi) mesajla muhatab olduklarında onu küçümserler(37:14)
ve "Bu, bir (beşerin) büyülü sözlerinden başka bir şey değildir!" derler,(37:15)
"Ne? Ölüp toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra sahiden yeniden dirilecek miyiz?(37:16)
Yani eski atalarımız da mı?"(37:17)
De ki: "Elbette, hem de en perişan ve zavallı şekilde!"(37:18)
Çünkü o (alay ettikleri yeniden dirilme,) bir itham çığlığı şeklinde (aniden onların tepesinde patlayacak.) İşte o zaman (hakikati) anlamaya başlayacaklar,(37:19)
ve "Eyvah!" diyecekler, "İşte Hesap Günü bugündür!"(37:20)
(Ve onlara şöyle denilecek:) "Bu, yalanlamış olduğunuz (gündür, şaşmaz hakikat ile sahte ve yalan arasında) ayrım günüdür!"(37:21)
(Ve Allah şöyle buyuracaktır:) "Toplayın bütün o zalimleri, kendileri gibi olanlarla ve bütün o Allah'tan başka taptıkları (ile) birlikte;(37:22)
ve hepsini yakıcı ateşin yoluna sürün,(37:23)
ve onları (orada) tutun!" (O zaman) böylelerine sorulacak:(37:24)
"Size ne oldu ki (şimdi) birbirinize yardım etmiyorsunuz?"(37:25)
Hayır, onlar o Gün isteyerek (Allah'a) teslim olacaklar;(37:26)
fakat (çok geç kaldıklarından) birbirlerine dönüp bakacaklar ve birbirlerinden (geçmiş günahlarının yükünü hafifletmelerini) isteyecekler.(37:27)
(Onların) bir kısmı: "Bakın" diyecek, "Siz bize (ayartma niyetiyle) sağdan yaklaşırdınız!"(37:28)
Ötekiler, "Hayır" diyecekler, "aslında siz kendiniz imandan zerre kadar nasip almamıştınız!(37:29)
Üstelik sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu, bilakis, siz küstahça bir kibire kapılmıştınız!(37:30)
Fakat şimdi Rabbimizin sözü bizim (de) aleyhimize çıktı, biz (günahlarımızın acı meyvesini) mutlaka tadacağız.(37:31)
O halde, sizi derin bir sapıklığa ittiğ(imiz eğer doğruysa), o zaman biz de vahim bir sapıklığa düşmüşüzdür!"(37:32)
O Gün onların hepsi ortak azaplarını paylaşacaklar.(37:33)
Günaha batmış olanlara işte böyle davranacağız:(37:34)
çünkü bakın, ne zaman onlara "Allah'tan başka ilah yoktur!" denilse küstahça böbürlenirlerdi(37:35)
ve "Mecnun bir şairin sözüyle biz ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" derlerdi.(37:36)
Hayır, asla! (Sizin deli şair dediğiniz) o kişi hakikati getirmiştir; ve o, (Allah'ın önceki) elçilerinin (bildirdikleri) hakikati tasdik etmektedir.(37:37)
Bakın siz, (öteki dünyada) acıklı azabı tadacaksınız,(37:38)
ama yapmış olduğunuzdan başka bir şeyle cezalandırılmayacaksınız.(37:39)
Ancak Allah'ın halis kullarına böyle davranılmayacak:(37:40)
(öteki dünyada) onlar için, yabancısı olmadıkları bir rızık hazırlanacaktır(37:41)
(yeryüzündeki hayatlarının) ürünü olarak; ve onlar ağırlanacaklardır(37:42)
nimet bahçelerinde,(37:43)
mutluluk tahtları üzerinde birbirlerine (sevgi ile) bakışarak.(37:44)
Aralarında dupduru pınarlardan (içecekle doldurulmuş) bir kase dolaştırılacak,(37:45)
berrak ve içenlere tat veren (bir içecek);(37:46)
çarpmayan ve sarhoşluk vermeyen.(37:47)
Ve yanlarında yumuşak bakışlı, güzel gözlü eşler olacak,(37:48)
gizlenmiş (deve kuşu) yumurtaları gibi (kusursuz) eşler.(37:49)
Hepsi dönüp (geçmiş hayatları hakkında) birbirlerine sorular soracaklar.(37:50)
İçlerinden biri şöyle diyecek: "Bakın, benim (yeryüzünde) bir arkadaşım vardı,(37:51)
(bana) derdi ki, 'Ne? Sen onun doğru olduğuna gerçekten inananlardan mısın,(37:52)
ölüp toz ve kemik yığını haline geldikten sonra yargılanacağımıza!"(37:53)
(Ve) ekleyecek: "Bakmak (ve onu görmek) ister misiniz?"(37:54)
Bunun üzerine dönüp bakar ve o (arkadaşı)nı yanan ateşin ortasında görür;(37:55)
ve "Aman Allahım!" der, "(Ey eski arkadaşım), neredeyse (beni de) mahvedecektin!(37:56)
Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de (şimdi) (azaba) uğratılanlar arasında olurdum!(37:57)
Ama sonra, (ey cennetteki arkadaşlarım,) biz gerçekten (bir daha) ölmeyeceğiz,(37:58)
önceki ölümümüz dışında ve (bir daha) azaba uğratılmayacağız, değil mi?(37:59)
İşte bu; bu, gerçekten müthiş bir mazhariyettir!"(37:60)
(Allah yolunda) çalışanlar, demek ki böyle bir şey için çalışırlar!(37:61)
Böyle (bir cennet) mi daha iyi bir ağırlanmadır, yoksa (cehennemin) ölümcül meyve ağacı mı?(37:62)
Gerçek şu ki, biz o (ağac)ı zalimler için bir sınama aracı yaptık,(37:63)
zira o, (cehennemin) yakıcı ateşinin ortasında büyüyen bir ağaçtır,(37:64)
meyvesi şeytanların kellesi gibi (tiksindirici)dir;(37:65)
ve (zalim)ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar.(37:66)
Bunun da üzerinde, onlar korkunç bir ümitsizlik (cezası)na çarpılacaklardır!(37:67)
Ve bir kez daha (söyleyelim): yakıcı ateş onların nihai durağı olacaktır;(37:68)
çünkü onlar atalarını eğri bir yol üzerinde buldular,(37:69)
ve (şimdi) atalarının izinden gitmeye can atıyorlar!(37:70)
Onlardan önce gelip geçmiş eski toplumların çoğu yollarını şaşırmıştı,(37:71)
halbuki kendilerine uyarıcılar göndermiştik.(37:72)
Bak şu uyarılmış olanların haline!(37:73)
Allah'ın halis kulları hariç, (insanların çoğu sapkınlığa mütemayildir.)(37:74)
Nuh (işte bu sebeple) Bize yalvarmıştı ve Bizim cevabımız ne güzeldi,(37:75)
çünkü onu ve ailesini o korkunç felaketten kurtardık,(37:76)
soyunu (yeryüzünde) kalıcı yaptık;(37:77)
ve böylece onun sonraki kuşaklar arasında yaşayıp anılmasını sağladık.(37:78)
"Bütün alemlerde Nuh'a selam olsun!"(37:79)
İşte Biz güzel işler yapanları böyle ödüllendiririz;(37:80)
çünkü o, Bizim gerçekten inanmış kullarımızdandı;(37:81)
(böylece o'nu ve kendisini izleyenleri kurtardık) ve sonra ötekileri suda boğduk.(37:82)
Doğrusu İbrahim de onun yolundan gidenlerdendi,(37:83)
Rabbine tertemiz bir kalp ile yönelmişti,(37:84)
babasına ve halkına şöyle seslenmişti: "Siz neye tapıyorsunuz?(37:85)
Bir yalan(a) -Allah'tan başka güçler(e)- (boyun eğmek) mi istiyorsunuz?(37:86)
Öyleyse alemlerin Rabbi hakkındaki görüşünüz nedir?"(37:87)
Sonra yıldızlara gözünü dikti,(37:88)
ve "Ben kesinlikle (gönlümden) rahatsızım!" dedi,(37:89)
bunun üzerine onlar ona arkalarını döndüler ve uzaklaşıp gittiler.(37:90)
O da onların tanrılarına gizlice yaklaştı ve "Ne o! (Önünüze konulmuş nimetlerden) yemiyor musunuz?(37:91)
Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?" dedi.(37:92)
Sonra üzerlerine yürüyüp onlara sağ eliyle vurdu.(37:93)
Bunun üzerine diğerleri koşarak o'na doğru geldiler (ve yaptığından dolayı o'nu suçladılar).(37:94)
O, "Siz" dedi, "kendi ellerinizle yonttuklarınıza mı tapıyorsunuz?(37:95)
Oysa sizi de, sizin yonttuklarınızı da yaratan Allah'tır!"(37:96)
Onlar, "Bir odun yığını hazırlayın ve o'nu yanan ateşin içine atın!" diye bağırdılar.(37:97)
Ona kötülük yapmak istediler, ama Biz (onların planlarını bozduk ve böylece) onları küçük düşürdük.(37:98)
(İbrahim,) "Ben" dedi, "(bu toprakları terk edeceğim ve) Rabbim beni ne tarafa sevk ederse oraya gideceğim!"(37:99)
(Ve şöyle yalvardı:) "Ey Rabbim! Bana dürüst ve erdemli (olacak bir erkek çocuk) bağışla!"(37:100)
Bunun üzerine ona (kendisi gibi) yumuşak huylu bir erkek çocuk müjdeledik.(37:101)
Ve (bir gün, çocuk, babasının) tutum ve davranışlarını anlayıp paylaşacak olgunluğa eriştiğinde babası şöyle dedi: "Ey yavrucuğum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, bir düşün, ne dersin?" (İsmail): "Ey babacığım" dedi, "sana emredilen neyse onu yap! İnşallah beni sıkıntıya göğüs gerenler arasında bulacaksın!"(37:102)
Fakat ikisi Allah'ın emri (olarak gördükleri)ne kendilerini teslim edince ve (İbrahim) onu yüzüstü yatırınca,(37:103)
kendisine seslendik: "Ey İbrahim,(37:104)
sen şimdiden o rüya(nın amacı)nı yerine getirmiş oldun!" İşte iyilik yapanları Biz böyle ödüllendiririz:(37:105)
çünkü bu, gerçekten apaçık bir sınama idi.(37:106)
Ve fidye olarak o'na büyük bir kurban verdik,(37:107)
böylece o'nun sonraki kuşaklar tarafından şöyle hatırlanmasını sağladık:(37:108)
"İbrahim'e selam olsun!"(37:109)
Biz iyileri böyle ödüllendiririz,(37:110)
çünkü o Bizim gerçekten inanmış kullarımızdandı.(37:111)
Ve (zamanı geldiğinde) ona, (kendisi de) bir peygamber (olan) dürüst ve erdemli birini, İshak'ı müjdeledik;(37:112)
onu ve İshak'ı kutsadık ama onların soyundan iyi işler yapan da çıkacak, kendisine açıkça zulmeden de.(37:113)
Biz, Musaya ve Harun'a da lütufta bulunduk;(37:114)
onları ve kavimlerini büyük bir (kölelik) felaket(in)den kurtardık,(37:115)
ve kendilerine yardım ettik de (sonunda) zafer kazanan onlar oldu.(37:116)
Onlara (doğru ile eğriyi) ayırd eden ilahi kelamı verdik,(37:117)
ve onları doğru yola ilettik,(37:118)
ve sonraki kuşaklar arasında yaşayıp anılmalarını sağladık:(37:119)
"Musa'ya ve Harun'a selam olsun!"(37:120)
İyileri işte böyle ödüllendiririz,(37:121)
çünkü onların ikisi de gerçekten inanmış kullarımızdandı.(37:122)
Kuşkusuz, İlyas (da) elçilerimizden biriydi(37:123)
ve kavmine şöyle seslenmişti: "Allah'a karşı sorumluluğunuzu idrak etmez misiniz?(37:124)
Ba'l'e yalvarıp sanatkarların en güzelini, (Allah'ı) bırakır mısınız,(37:125)
Allah'ı, sizin ve evvelki atalarınızın Rabbini?"(37:126)
Fakat onlar (İlyas'ı) yalanladılar: bu nedenle (Hesap Günü) kesinlikle yargılanacaklardır,(37:127)
yalnız Allah'ın halis kulları hariç;(37:128)
ve o'nun sonraki nesiller arasında yaşayıp anılmasını sağladık:(37:129)
"İlyas'a ve o'nun yolundan gidenlere selam olsun!"(37:130)
çünkü o, gerçekten inanmış kullarımızdan biriydi!(37:132)
Şüphesiz, Lut da elçilerimizden biriydi;(37:133)
(dolayısıyla, o'nun günahkar ülkesini cezalandırırken) kendisini ve aile efradını kurtardık,(37:134)
geride kalanlar arasında bulunan yaşlı bir kadın dışında;(37:135)
ve sonra diğerlerini tamamen yok ettik:(37:136)
siz (bugüne kadar) onların yurtlarından gelip geçmektesiniz her sabah(37:137)
ve her akşam. O halde (bakıp da) aklınızı kullanmıyor musunuz?(37:138)
Şüphesiz, Yunus da elçilerimizden biriydi,(37:139)
kaçak bir köle gibi, yüklü bir gemiye (binip) kaçmıştı.(37:140)
Ve sonra kur'a çekilmiş, o, (kur'ada) kaybedenlerden olmuştu;(37:141)
(sonra o'nu denize atmışlar ve) denizde büyük balık tarafından yutulmuştu, çünkü kınananlardan biriydi.(37:142)
Eğer o, (en derin bunalım anlarında bile) Allah'ın sınırsız şanını yüceltenlerden olmasaydı,(37:143)
herkesin yeniden dirileceği güne kadar o (balığı)n karnında kalmış olacaktı.(37:144)
ama biz o'nu manevi çöküntü/iç huzursuzluğu içinde ıssız bir kıyıya çıkarttık,(37:145)
ve onun üzerinde (çorak toprakta) yetişen bir bodur fidan yeşerttik.(37:146)
Ve onu (bir kez daha kendi halkına,) yüz bin veya daha fazla (kişi)ye gönderdik.(37:147)
Onlar, (bu defa ona) inandılar; bunun üzerine Biz, verilen süre zarfında onlara mutlu bir hayat yaşattık.(37:148)
Şimdi onlardan sana cevap vermelerini iste: senin Rabbinin kızları var da onların (yalnız) erkek çocukları mı var?(37:149)
Yoksa melekleri dişi yarattık da o (meleklere ilahlık isnad ede)nler bunu gördüler mi?(37:150)
Bazı insanlar tamamen sahte ve yalan(a olan temayüllerin)den dolayı,(37:151)
"Allah (bir erkek çocuk) doğurdu" diyorlar; onlar elbette yalan söylüyorlar;(37:152)
"O, kızları oğlanlara tercih etmiştir!" (sözleri de yalandır.)(37:153)
Ne oluyor size, ne biçim karar veriyorsunuz?(37:154)
Hiç düşünmüyor musunuz?(37:155)
Yoksa (iddialarınızı doğrulayacak) açık bir deliliniz mi var?(37:156)
Eğer doğru söylüyorsanız, kendi kitabınızı getirin!(37:157)
Bazıları da Allah ile bütün görünmez varlık türleri arasında bir yakınlık uydurdular; oysa bu görünmez varlıklar (da) pekala bilir ki, onlar, (bu şekilde Allah'a isnadda bulunanlar,) mutlaka (Hesap Günü O'nun huzurunda) yargılanacaklardır:(37:158)
(çünkü) Allah, insanların geliştirdiği her türlü tasavvurun üstünde, sonsuz yüceliktedir.(37:159)
Allah'ın halis kulları ise böyle (davranmazlar).(37:160)
çünkü ne siz (Allah'a iftirada bulunan)lar, ne de sizin taptıklarınız,(37:161)
hiçbiriniz, kimseyi kendi heves ve ayartmalarınıza boyun eğdiremezsiniz,(37:162)
(kendi ayaklarıyla) yakıcı ateşe koşanlar hariç!(37:163)
(Bütün tabiat güçleri Allah'a hamdeder ve şöyle derler:) "İçimizden hiç kimse yoktur ki (Allah tarafından) kendisi için tayin edilmiş bir yere sahip olmasın;(37:164)
biz de (ibadetlerimizde O'nun önünde) saf tutarız;(37:165)
ve şüphesiz biz de O'nun sınırsız şanını yüceltiriz!"(37:166)
Gerçek şu ki, o (hakikati inkar ede)nler her zaman şöyle derler:(37:167)
"Eğer atalarımızdan (bu yönde) bir gelenek devralmış olsaydık,(37:168)
kesinlikle Allah'ın halis kulları olurduk!"(37:169)
Ama (işte bu ilahi kelam önlerine konulduğu halde,) onu kabul etmeye yanaşmıyorlar! Ama zamanla (reddettikleri şeyin ne olduğunu) öğreneceklerdir:(37:170)
çünkü uzun zaman önce kullarımız olan elçilere söz verdik:(37:171)
kendilerine mutlaka yardım edilecektir(37:172)
ve (sonunda) galip gelecek olan mutlaka Bizim ordumuz olacaktır.(37:173)
Bu sebeple, o (hakikati inkar ede)nlerden bir süre uzak dur(37:174)
ve onları(n kim olduklarını) gör; onlar (da) zaman içinde (şimdi görmediklerini) göreceklerdir.(37:175)
Onlar azabımızın çabuklaştırılmasını acaba (gerçekten) istiyorlar mı?(37:176)
Eğer öyleyse, o (azap) bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır!(37:177)
Bu sebeple onlardan bir süre uzak dur,(37:178)
ve (onların ne olduklarını) gör; zamanla onlar (da şimdi görmediklerini) göreceklerdir.(37:179)
Kudret ve izzet sahibi Rabbin, insanların her türlü tasavvurunun üstünde (bir yüceliğe sahip)tir.(37:180)
O'nun bütün elçilerine selam olsun!(37:181)
Ve hamd, bütün alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur!(37:182)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}