» 37 / Sâffât  91:

Kuran Sırası: 37
İniş Sırası: 56
Saffat Suresi = Saflar/Saf-Tutanlar Suresi
adini ilk ayetinde yer alan sira sira dizilenler ifadesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَرَاغَ (FREĞ) = ferāğa : o da gizlice sokuldu
2. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
3. الِهَتِهِمْ ( ËLHTHM) = ālihetihim : onların tanrılarına
4. فَقَالَ (FGEL) = fe ḳāle : ve dedi
5. أَلَا (ÊLE) = elā :
6. تَأْكُلُونَ (TÊKLWN) = te'kulūne : yemez misini?
o da gizlice sokuldu | | onların tanrılarına | ve dedi | | yemez misini? |

[RWĞ] [] [ELH] [GWL] [] [EKL]
FREĞ ÎL ËLHTHM FGEL ÊLE TÊKLWN

ferāğa ilā ālihetihim fe ḳāle elā te'kulūne
فراغ إلى آلهتهم فقال ألا تأكلون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فراغ ر و غ | RWĞ FREĞ ferāğa o da gizlice sokuldu Then he turned
إلى | ÎL ilā to
آلهتهم ا ل ه | ELH ËLHTHM ālihetihim onların tanrılarına their gods
فقال ق و ل | GWL FGEL fe ḳāle ve dedi and said,
ألا | ÊLE elā """Do not"
تأكلون ا ك ل | EKL TÊKLWN te'kulūne yemez misini? you eat?

37:91 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

o da gizlice sokuldu | | onların tanrılarına | ve dedi | | yemez misini? |

[RWĞ] [] [ELH] [GWL] [] [EKL]
FREĞ ÎL ËLHTHM FGEL ÊLE TÊKLWN

ferāğa ilā ālihetihim fe ḳāle elā te'kulūne
فراغ إلى آلهتهم فقال ألا تأكلون

[ر و غ] [] [ا ل ه] [ق و ل] [] [ا ك ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فراغ ر و غ | RWĞ FREĞ ferāğa o da gizlice sokuldu Then he turned
Fe,Re,Elif,Ğayn,
80,200,1,1000,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
آلهتهم ا ل ه | ELH ËLHTHM ālihetihim onların tanrılarına their gods
,Lam,He,Te,He,Mim,
,30,5,400,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فقال ق و ل | GWL FGEL fe ḳāle ve dedi and said,
Fe,Gaf,Elif,Lam,
80,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
ألا | ÊLE elā """Do not"
,Lam,Elif,
,30,1,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
تأكلون ا ك ل | EKL TÊKLWN te'kulūne yemez misini? you eat?
Te,,Kef,Lam,Vav,Nun,
400,,20,30,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَرَاغَ: o da gizlice sokuldu | إِلَىٰ: | الِهَتِهِمْ: onların tanrılarına | فَقَالَ: ve dedi | أَلَا: | تَأْكُلُونَ: yemez misini? |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فراغ FREĞ o da gizlice sokuldu | إلى ÎL | آلهتهم ËLHTHM onların tanrılarına | فقال FGEL ve dedi | ألا ÊLE | تأكلون TÊKLWN yemez misini? |
Kırık Meal (Okunuş) : |ferāğa: o da gizlice sokuldu | ilā: | ālihetihim: onların tanrılarına | fe ḳāle: ve dedi | elā: | te'kulūne: yemez misini? |
Kırık Meal (Transcript) : |FREĞ: o da gizlice sokuldu | ÎL: | ËLHTHM: onların tanrılarına | FGEL: ve dedi | ÊLE: | TÊKLWN: yemez misini? |
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken o da onların mâbutları olan putlara gidip demişti ki: Neye yemek yemiyorsunuz?
Adem Uğur : Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz?
Ahmed Hulusi : (İbrahim de) onların tanrılarına yaklaşıp yöneldi de: "Yemez misiniz?" dedi.
Ahmet Tekin : Bir kurnazlık yaparak gizlice putların yanına gitti. Önlerindeki yemeklere bakarak, alaylı bir ifadeyle: 'Yemeyecek misiniz?' dedi.
Ahmet Varol : O da gizlice onların ilâhlarının yanına sokulup: 'Hani yemiyor musunuz?' dedi.
Ali Bulaç : Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: "Yemek yemiyor musunuz?" dedi.
Ali Fikri Yavuz : Bunun üzerine gizlice onların ilâhlarına (putlarına) varıb dedi ki: “- (Şu yanınızda bulunan yemekleri) yemez misiniz?”
Bekir Sadak : (91-92) O da onlarin tanrilarina gizlice yonelip: «Sunduklari yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konusmuyor musunuz?» dedi.
Celal Yıldırım : Sonra İbrâhim gizlice onların tanrılarına yönelip yaklaştı ve, «yemek yemez misiniz ?»
Diyanet İşleri : İbrahim, onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: “Yemez misiniz?”
Diyanet İşleri (eski) : (91-92) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: 'Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?' dedi.
Diyanet Vakfi : (91-92) Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz? dedi.
Edip Yüksel : Sonra, tanrılarına yöneldi ve 'Yemez misiniz?' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Derken bir kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da, «Buyursanıza, yemez misiniz?» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken bir kurnazlıkta onların ilahlarına vardı da «Buyursanıza, yemez misiniz?» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da buyursanız a, dedi, yemez misiniz?
Fizilal-il Kuran : İbrahim de; gizlice onların tanrılarına sokuldu. «Size sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz?»
Gültekin Onan : Bunun üzerine onların tanrılarına sokulup: "Yemek yemiyor musunuz?" dedi.
Hakkı Yılmaz : (91,92) Sonra da o, onların ilâhlarına sokulup “Yemez misiniz/ nasiplenmez misiniz? Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?” dedi.
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine o da kurnazca onların düzme Tanrılarına varıb dedi ki: «Hani yemek yemiyorsunuz»?!
Hayrat Neşriyat : Sonra (o da bir bahâne ile) gizlice onların ilâhlarına varıp dedi ki: '(Önünüze konmuş bu yiyeceklerden) yemiyor musunuz?'
İbni Kesir : O da, tanrılarına yönelip dedi ki: Yemiyor musunuz?
İskender Evrenosoğlu : Onların ilâhları ile ilgilendi ve: "Yani (siz yemek) yemiyor musunuz?" dedi.
Muhammed Esed : O da onların tanrılarına gizlice yaklaştı ve "Ne o! (Önünüze konulmuş nimetlerden) yemiyor musunuz?
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık onların putlarına gitti de (istihzâ tarikiyle) dedi ki: «Yemek yemez misiniz?»
Ömer Öngüt : Gizlice putlarının yanına vardı. "Sundukları yemekleri yemiyor musunuz?" dedi.
Şaban Piriş : İbrahim, onların ilahlarıyla baş başa kaldı. -Yemez misiniz? dedi.
Suat Yıldırım : (91-92) O da çaktırmadan putların yanına sokuldu. Onlara takdim edilmiş öylece duran yemekleri görünce: "Buyursanıza, neden yemiyorsunuz?" "Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?" dedi.
Süleyman Ateş : O da gizlice onların tanrılarına sokuldu: "Yemez misiniz?" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: «Yemek yemiyor musunuz?» dedi.
Ümit Şimşek : İbrahim ise onların tanrılarına vardı ve 'Yesenize,' dedi.
Yaşar Nuri Öztürk : O da onların ilahlarının yanına sokulup dedi: "Bir şey yemez misiniz?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}