Kırık Meal (Arapça) : |وَجَعَلْنَا : ve yaptık | ذُرِّيَّتَهُ : onun zürriyetini | هُمُ : onları | الْبَاقِينَ : kalıcı | Kırık Meal (Harekesiz) : |وجعلنا WCALNE ve yaptık | ذريته Z̃RYTH onun zürriyetini | هم HM onları | الباقين ELBEGYN kalıcı | Kırık Meal (Okunuş) : |ve ceǎlnā : ve yaptık | ƶurriyyetehu : onun zürriyetini | humu : onları | l-bāḳīne : kalıcı | Kırık Meal (Transcript) : |WCALNE : ve yaptık | Z̃RYTH : onun zürriyetini | HM : onları | ELBEGYN : kalıcı | Abdulbaki Gölpınarlı : Ve soyunu, yeryüzünde kalan bir soy haline getirdik. Adem Uğur : Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık. Ahmed Hulusi : Onun zürriyetini de devam ettirdik. Ahmet Tekin : Biz onun neslini, işte onları payidar kıldık. Ahmet Varol : Yalnız onun soyunu sürekli kıldık. Ali Bulaç : Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık. Ali Fikri Yavuz : Hem (Nûh’un kıyamete kadar) zürriyetini, bakî kalanlar kıldık. Bekir Sadak : Ancak onun soyunu surekli kildik. Celal Yıldırım : Hem onun soyunu (yeryüzünde) baki kalanlar kıldık. Diyanet İşleri : Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık. Diyanet İşleri (eski) : Ancak onun soyunu sürekli kıldık. Diyanet Vakfi : Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık. Edip Yüksel : Onun soyunu ise yaşattık. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hem onun neslini bâki kalanlar kıldık. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem onun neslini sürekli kalanlar kıldık. Elmalılı Hamdi Yazır : Hem zürriyyetini bâkıy kalanlar kıldık Fizilal-il Kuran : Ancak O'nun soyunu sürekli kıldık. Gültekin Onan : Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık. Hakkı Yılmaz : Ve o'nun neslini baki kalanların ta kendisi yaptık. Hasan Basri Çantay : Zürriyyetini (yer yüzünde) devamlı kalanların ta kendileri kıldık. Hayrat Neşriyat : Ve (yeryüzünde) onun neslini gerçekten kalıcı kimseler kıldık. İbni Kesir : Ve onun soyunu süreklilerin kendisi kıldık. İskender Evrenosoğlu : Ve O'nun (Nuh A.S'ın) zürriyetini (kıyâmete kadar) bâki kalanlardan kıldık. Muhammed Esed : soyunu (yeryüzünde) kalıcı yaptık; Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onun zürriyetini (evet onları) payidârlar kıldık. Ömer Öngüt : Yalnız onun zürriyetini kalıcılar kıldık. Şaban Piriş : Onun soyunu da devam ettirdik. Suat Yıldırım : Hayatta kalıp payidar olmayı da onun soyuna has kıldık. Süleyman Ateş : Yalnız onun zürriyetini kalıcılar yaptık (onlardan başka hepsini helâk ettik). Tefhim-ul Kuran : Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık. Ümit Şimşek : Yalnız onun neslini sağ bıraktık. Yaşar Nuri Öztürk : Onun zürriyetini, evet onları kalıcılar yaptık.