» 37 / Sâffât  16:

Kuran Sırası: 37
İniş Sırası: 56
Saffat Suresi = Saflar/Saf-Tutanlar Suresi
adini ilk ayetinde yer alan sira sira dizilenler ifadesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَإِذَا (ÊÎZ̃E) = eiƶā : zaman mı?
2. مِتْنَا (MTNE) = mitnā : öldüğümüz
3. وَكُنَّا (WKNE) = ve kunnā : ve olduğumuz
4. تُرَابًا (TREBE) = turāben : toprak
5. وَعِظَامًا (WAƵEME) = ve ǐZāmen : ve kemik
6. أَإِنَّا (ÊÎNE) = einnā : biz mi?
7. لَمَبْعُوثُونَ (LMBAWS̃WN) = lemeb'ǔṧūne : diriltileceğiz
zaman mı? | öldüğümüz | ve olduğumuz | toprak | ve kemik | biz mi? | diriltileceğiz |

[] [MWT] [KWN] [TRB] [AƵM] [] [BAS̃]
ÊÎZ̃E MTNE WKNE TREBE WAƵEME ÊÎNE LMBAWS̃WN

eiƶā mitnā ve kunnā turāben ve ǐZāmen einnā lemeb'ǔṧūne
أإذا متنا وكنا ترابا وعظاما أإنا لمبعوثون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? Is it when
متنا م و ت | MWT MTNE mitnā öldüğümüz we are dead
وكنا ك و ن | KWN WKNE ve kunnā ve olduğumuz and have become
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust
وعظاما ع ظ م | AƵM WAƵEME ve ǐZāmen ve kemik and bones,
أإنا | ÊÎNE einnā biz mi? shall we then
لمبعوثون ب ع ث | BAS̃ LMBAWS̃WN lemeb'ǔṧūne diriltileceğiz be certainly resurrected,

37:16 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman mı? | öldüğümüz | ve olduğumuz | toprak | ve kemik | biz mi? | diriltileceğiz |

[] [MWT] [KWN] [TRB] [AƵM] [] [BAS̃]
ÊÎZ̃E MTNE WKNE TREBE WAƵEME ÊÎNE LMBAWS̃WN

eiƶā mitnā ve kunnā turāben ve ǐZāmen einnā lemeb'ǔṧūne
أإذا متنا وكنا ترابا وعظاما أإنا لمبعوثون

[] [م و ت] [ك و ن] [ت ر ب] [ع ظ م] [] [ب ع ث]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? Is it when
,,Zel,Elif,
,,700,1,
INTG – prefixed interrogative alif
T – time adverb
الهمزة همزة استفهام
ظرف زمان
متنا م و ت | MWT MTNE mitnā öldüğümüz we are dead
Mim,Te,Nun,Elif,
40,400,50,1,
V – 1st person plural passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول و«نا» ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
وكنا ك و ن | KWN WKNE ve kunnā ve olduğumuz and have become
Vav,Kef,Nun,Elif,
6,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust
Te,Re,Elif,Be,Elif,
400,200,1,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Dust"
اسم منصوب
وعظاما ع ظ م | AƵM WAƵEME ve ǐZāmen ve kemik and bones,
Vav,Ayn,Zı,Elif,Mim,Elif,
6,70,900,1,40,1,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural indefinite noun → Bone"
الواو عاطفة
اسم منصوب
أإنا | ÊÎNE einnā biz mi? shall we then
,,Nun,Elif,
,,50,1,
INTG – prefixed interrogative alif
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الهمزة همزة استفهام
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لمبعوثون ب ع ث | BAS̃ LMBAWS̃WN lemeb'ǔṧūne diriltileceğiz be certainly resurrected,
Lam,Mim,Be,Ayn,Vav,Se,Vav,Nun,
30,40,2,70,6,500,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine plural passive participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَإِذَا: zaman mı? | مِتْنَا: öldüğümüz | وَكُنَّا: ve olduğumuz | تُرَابًا: toprak | وَعِظَامًا: ve kemik | أَإِنَّا: biz mi? | لَمَبْعُوثُونَ: diriltileceğiz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أإذا ÊÎZ̃E zaman mı? | متنا MTNE öldüğümüz | وكنا WKNE ve olduğumuz | ترابا TREBE toprak | وعظاما WAƵEME ve kemik | أإنا ÊÎNE biz mi? | لمبعوثون LMBAWS̃WN diriltileceğiz |
Kırık Meal (Okunuş) : |eiƶā: zaman mı? | mitnā: öldüğümüz | ve kunnā: ve olduğumuz | turāben: toprak | ve ǐZāmen: ve kemik | einnā: biz mi? | lemeb'ǔṧūne: diriltileceğiz |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊÎZ̃E: zaman mı? | MTNE: öldüğümüz | WKNE: ve olduğumuz | TREBE: toprak | WAƵEME: ve kemik | ÊÎNE: biz mi? | LMBAWS̃WN: diriltileceğiz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ölüp toprak ve kemik olduktan sonra mı diriltileceğiz biz.
Adem Uğur : Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, diriltileceğiz?
Ahmed Hulusi : "Öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda, gerçekten biz bâ's olunacak mıyız?"
Ahmet Tekin : 'Öldüğümüz zaman, toprak ve kemik yığını haline geldiğimiz zaman mı, biz mi tekrar diriltilecekmişiz?'
Ahmet Varol : 'Öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı gerçekten biz mi diriltileceğiz?
Ali Bulaç : "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?"
Ali Fikri Yavuz : Öldüğümüz ve bir toprakla çürümüş bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, biz mi diriltilecek mişiz?
Bekir Sadak : (15-17) «Bu apacik bir sihirdir; oldugumuz, toprak ve kemik oldugumuz zaman, onceki babalarimiz yahut biz mi dirilecegiz?» derler.
Celal Yıldırım : Biz öldüğümüz, toprak ve kemik (yığını) haline geldiğimiz zaman mı, biz (tekrar) dirilip kabirlerimizden kaldırılacağız?!
Diyanet İşleri : “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?”
Diyanet İşleri (eski) : (15-17) 'Bu apaçık bir sihirdir; öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman, önceki babalarımız yahut biz mi dirileceğiz?' derler.
Diyanet Vakfi : «Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, diriltileceğiz?»
Edip Yüksel : 'Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı, biz mi diriltilecekmişiz?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman mı biz tekrar dirilecekmişiz?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman mı biz tekrar dirilecek mişiz?
Elmalılı Hamdi Yazır : Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt mı? Biz mi ba'solunacakmışız?
Fizilal-il Kuran : Yani biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı dirilecekmişiz?
Gültekin Onan : "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?"
Hakkı Yılmaz : (15-17) Ve onlar: “Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir. Öldüğümüz ve toprak, kemik olduğumuz zaman mı, gerçekten mi biz tekrar dirilecekmişiz? Önceki atalarımız da mı?” diyorlar.
Hasan Basri Çantay : «Biz olub de bir toprak ve bir yığın kemik olduğumuz vakit mı, saahiden biz mi mutlakaa diriltilmiş olacağız»?.
Hayrat Neşriyat : '(Biz) öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik (yığını) hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeniden diriltilecek kimseleriz?'
İbni Kesir : Öldüğümüzde, toprak ve kemik olduğumuzda mı, biz mi, diriltileceğiz?
İskender Evrenosoğlu : Öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz, mutlaka beas edilenler (diriltilenler) mi olacağız?
Muhammed Esed : "Ne? Ölüp toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra sahiden yeniden dirilecek miyiz?
Ömer Nasuhi Bilmen : (15-17) Ve dediler ki: «Bu, bir apaçık büyüden başka bir şey değildir. Ya bizler öldüğümüz ve bir toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, bizler mi muhakkak yeniden diriltilmiş olacağız? Yoksa bizim evvelki babalarımız da mı (öyle) diriltilecekler?
Ömer Öngüt : "Öldüğümüzde, toprak ve kemik olduğumuz da mı, biz mi diriltileceğiz?"
Şaban Piriş : Ölüp, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz yeniden diriltileceğiz?!
Suat Yıldırım : (14-17) Gerçeği gösteren bir delil veya bir mûcize görseler, başkalarını da onunla alay etmeye çağırır ve "Bu, derler, besbelli bir sihir! Demek biz öldükten, hem de çürümüş kemik ve toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilecek mişiz! Gelmiş geçmiş babalarımız ve dedelerimiz de mi dirilecekler!"
Süleyman Ateş : "Yani biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi diriltilecek mişiz?"
Tefhim-ul Kuran : «Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?»
Ümit Şimşek : 'Biz ölüp de topraktan ve kemikten ibaret hale geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?
Yaşar Nuri Öztürk : "Öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı? Biz gerçekten diriltilecek miyiz?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}