» 37 / Sâffât  177:

Kuran Sırası: 37
İniş Sırası: 56
Saffat Suresi = Saflar/Saf-Tutanlar Suresi
adini ilk ayetinde yer alan sira sira dizilenler ifadesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَإِذَا (FÎZ̃E) = feiƶā : zaman
2. نَزَلَ (NZL) = nezele : (azab) indiği
3. بِسَاحَتِهِمْ (BSEḪTHM) = bisāHatihim : yurtlarına
4. فَسَاءَ (FSEÙ) = fesā'e : ne kötü olur
5. صَبَاحُ (ṦBEḪ) = SabāHu : sabahı
6. الْمُنْذَرِينَ (ELMNZ̃RYN) = l-munƶerīne : uyarılmış olanların
zaman | (azab) indiği | yurtlarına | ne kötü olur | sabahı | uyarılmış olanların |

[] [NZL] [SWḪ] [SWE] [ṦBḪ] [NZ̃R]
FÎZ̃E NZL BSEḪTHM FSEÙ ṦBEḪ ELMNZ̃RYN

feiƶā nezele bisāHatihim fesā'e SabāHu l-munƶerīne
فإذا نزل بساحتهم فساء صباح المنذرين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإذا | FÎZ̃E feiƶā zaman But when
نزل ن ز ل | NZL NZL nezele (azab) indiği it descends
بساحتهم س و ح | SWḪ BSEḪTHM bisāHatihim yurtlarına in their territory,
فساء س و ا | SWE FSEÙ fesā'e ne kötü olur then evil (will be)
صباح ص ب ح | ṦBḪ ṦBEḪ SabāHu sabahı (the) morning
المنذرين ن ذ ر | NZ̃R ELMNZ̃RYN l-munƶerīne uyarılmış olanların (for) those who were warned.

37:177 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman | (azab) indiği | yurtlarına | ne kötü olur | sabahı | uyarılmış olanların |

[] [NZL] [SWḪ] [SWE] [ṦBḪ] [NZ̃R]
FÎZ̃E NZL BSEḪTHM FSEÙ ṦBEḪ ELMNZ̃RYN

feiƶā nezele bisāHatihim fesā'e SabāHu l-munƶerīne
فإذا نزل بساحتهم فساء صباح المنذرين

[] [ن ز ل] [س و ح] [س و ا] [ص ب ح] [ن ذ ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإذا | FÎZ̃E feiƶā zaman But when
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
نزل ن ز ل | NZL NZL nezele (azab) indiği it descends
Nun,Ze,Lam,
50,7,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
بساحتهم س و ح | SWḪ BSEḪTHM bisāHatihim yurtlarına in their territory,
Be,Sin,Elif,Ha,Te,He,Mim,
2,60,1,8,400,5,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فساء س و ا | SWE FSEÙ fesā'e ne kötü olur then evil (will be)
Fe,Sin,Elif,,
80,60,1,,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
صباح ص ب ح | ṦBḪ ṦBEḪ SabāHu sabahı (the) morning
Sad,Be,Elif,Ha,
90,2,1,8,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
المنذرين ن ذ ر | NZ̃R ELMNZ̃RYN l-munƶerīne uyarılmış olanların (for) those who were warned.
Elif,Lam,Mim,Nun,Zel,Re,Ye,Nun,
1,30,40,50,700,200,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) passive participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَإِذَا: zaman | نَزَلَ: (azab) indiği | بِسَاحَتِهِمْ: yurtlarına | فَسَاءَ: ne kötü olur | صَبَاحُ: sabahı | الْمُنْذَرِينَ: uyarılmış olanların |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فإذا FÎZ̃E zaman | نزل NZL (azab) indiği | بساحتهم BSEḪTHM yurtlarına | فساء FSEÙ ne kötü olur | صباح ṦBEḪ sabahı | المنذرين ELMNZ̃RYN uyarılmış olanların |
Kırık Meal (Okunuş) : |feiƶā: zaman | nezele: (azab) indiği | bisāHatihim: yurtlarına | fesā'e: ne kötü olur | SabāHu: sabahı | l-munƶerīne: uyarılmış olanların |
Kırık Meal (Transcript) : |FÎZ̃E: zaman | NZL: (azab) indiği | BSEḪTHM: yurtlarına | FSEÙ: ne kötü olur | ṦBEḪ: sabahı | ELMNZ̃RYN: uyarılmış olanların |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat azâbımız, yurtlarına gelip çökünce korkutulanlar, ne de kötü bir sabaha kavuşacaklar.
Adem Uğur : Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!
Ahmed Hulusi : Onların alanına indiğinde, uyarılanların uyanışı ne kötü olur!
Ahmet Tekin : Azâbımız, bulundukları topraklara ansızın indiğinde, sorumluluk, hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılanların, uyarıya kulak asmayanların hali, sabahı, ne kötü olur.
Ahmet Varol : Fakat (azap) onların alanlarına [4] inince uyarılanların sabahları ne kötü olur!
Ali Bulaç : Fakat (azab) onların sahasına indiği zaman uyarılıp korkutulanların sabahı ne kötü olur.
Ali Fikri Yavuz : Fakat civarlarına (ansızın azab) indiği vakit, ne fenadır o kendilerine acı haber verilenlerin sabahı!...
Bekir Sadak : O azap, yurtlarina indiginde, uyarilan fakat yola gelmeyenlerin sabahi ne kotu olur!
Celal Yıldırım : Azâb onların sahasına indiği zaman, o uyarılan (nankör inkârcı)ların sabahı ne kötü olur!
Diyanet İşleri : Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!
Diyanet İşleri (eski) : O azap, yurtlarına indiğinde, uyarılan fakat yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur!
Diyanet Vakfi : Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!
Edip Yüksel : Yurtlarına inince uyarılanların sabahı ne kötü olur!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman o acı haber verilenlerin sabahı ne fenadır!
Elmalılı Hamdi Yazır : Amma onların sahasına indiği vakıt ne fenadır o acı haber verilenlerin sabahı!...
Fizilal-il Kuran : Fakat o azap yurtlarına indiği vakit uyarılmış olanların hali ne kötü olur!
Gültekin Onan : Fakat (azab) onların sahasına indiği zaman uyarılıp korkutulanların sabahı ne kötü olur.
Hakkı Yılmaz : Fakat azabımız, onların sahasına indiği zaman da uyarılanların sabahı ne kötüdür!
Hasan Basri Çantay : Fakat bu, onların bölgesine çökünce (gelecek tehlikelerle öteden beri) korkutulan onların sabahı ne kötü (olacak) dır!
Hayrat Neşriyat : Ama (o azab) onların sâhasına indiği zaman, artık o korkutulanların sabâhı ne kötüdür!
İbni Kesir : Fakat o, yurtlarına indiğinde uyarılanların sabahı ne kötü olur.
İskender Evrenosoğlu : Onların sahasına (bulundukları yere) (azap) indiği zaman, işte (o gün) uyarılanların sabahı (ne kadar) kötü oldu (olacak).
Muhammed Esed : Eğer öyleyse, o (azap) bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır!
Ömer Nasuhi Bilmen : (177-179) Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. Ve onlardan bir zamana kadar yüz çevir. Ve gör. Onlar da yakında göreceklerdir.
Ömer Öngüt : Fakat o, yurtlarına indiğinde, o uyarılanların sabahı ne kötü olur!
Şaban Piriş : Azap, onların alanına inince, uyarılanların sabahı ne acıdır!
Suat Yıldırım : Eğer öyleyse, şunu bilsinler ki, azap onların yurtlarına inerse, o uyarılıp da yola gelmeyenlerin varacakları sabah çok fena bir sabah olacaktır!
Süleyman Ateş : Fakat o azâb yurtlarına indiği zaman uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!
Tefhim-ul Kuran : Fakat (azab) onların sahasına indiği zaman, uyarılıp korkutulanların sabahı ne kadar da kötü olur.
Ümit Şimşek : Fakat azap onların yurduna bir inecek olursa, o uyarılanların sabahı ne kötü olur!
Yaşar Nuri Öztürk : Azap, yurtlarına indiğinde, uyarılanların sabahı ne kötü olacaktır!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}