CONJ – prefixed conjunction wa (and) COND – conditional particle الواو عاطفة حرف شرط
عاقبتم
ع ق ب | AGB
AEGBTM
ǎāḳabtum
ceza verecekseniz
you retaliate,
Ayn,Elif,Gaf,Be,Te,Mim, 70,1,100,2,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form III) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
فعاقبوا
ع ق ب | AGB
FAEGBWE
feǎāḳibū
ceza verin
then retaliate
Fe,Ayn,Elif,Gaf,Be,Vav,Elif, 80,70,1,100,2,6,1,
REM – prefixed resumption particle V – 2nd person masculine plural (form III) imperative verb PRON – subject pronoun الفاء استئنافية فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بمثل
م ث ل | MS̃L
BMS̃L
bimiṧli
aynısını
with the like
Be,Mim,Se,Lam, 2,40,500,30,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine noun جار ومجرور
ما
|
ME
mā
of what
Mim,Elif, 40,1,
REL – relative pronoun اسم موصول
عوقبتم
ع ق ب | AGB
AWGBTM
ǔḳibtum
size verilen cezanın
you were afflicted
Ayn,Vav,Gaf,Be,Te,Mim, 70,6,100,2,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form III) passive perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض مبني للمجهول والتاء ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
به
|
BH
bihi
onunla
with [it].
Be,He, 2,5,
P – prefixed preposition bi PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
P – prefixed preposition lām N – genitive masculine plural active participle جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنْ: ve eğer | عَاقَبْتُمْ: ceza verecekseniz | فَعَاقِبُوا: ceza verin | بِمِثْلِ: aynısını | مَا: | عُوقِبْتُمْ: size verilen cezanın | بِهِ: onunla | وَلَئِنْ: ama | صَبَرْتُمْ: sabdederseniz | لَهُوَ: andolsun ki o | خَيْرٌ: daha iyidir | لِلصَّابِرِينَ: sabredenler için |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإن WÎNve eğer | عاقبتم AEGBTMceza verecekseniz | فعاقبوا FAEGBWEceza verin | بمثل BMS̃Laynısını | ما ME | عوقبتم AWGBTMsize verilen cezanın | به BHonunla | ولئن WLÙNama | صبرتم ṦBRTMsabdederseniz | لهو LHWandolsun ki o | خير ḢYRdaha iyidir | للصابرين LLṦEBRYNsabredenler için |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve in: ve eğer | ǎāḳabtum: ceza verecekseniz | feǎāḳibū: ceza verin | bimiṧli: aynısını | mā: | ǔḳibtum: size verilen cezanın | bihi: onunla | velein: ama | Sabertum: sabdederseniz | lehuve: andolsun ki o | ḣayrun: daha iyidir | liSSābirīne: sabredenler için |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎN: ve eğer | AEGBTM: ceza verecekseniz | FAEGBWE: ceza verin | BMS̃L: aynısını | ME: | AWGBTM: size verilen cezanın | BH: onunla | WLÙN: ama | ṦBRTM: sabdederseniz | LHW: andolsun ki o | ḢYR: daha iyidir | LLṦEBRYN: sabredenler için |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mücâzatta bulunacaksanız sizi cezâlandırdıkları gibi ve o kadar cezâlandırın onları, fakat sabrederseniz elbette bu hareket, sabredenlere daha da hayırlıdır.
Adem Uğur : Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ahmed Hulusi : Şayet kötülüğün sonucunu yaşatacaksanız, size yapılan azabın benzeri ile sonucunu yaşatın. . . Eğer sabrederseniz, elbette bu sabredenler için daha hayırlıdır.
Ahmet Tekin : Eğer müşrikleri mutlaka cezalandırmak istiyorsanız, size yapılanın benzeri cezalarla cezalandırın. Sabırlı davranırsanız, elbette bu, sabrederek mücadeleye devam edenler için daha hayırlıdır.
Ahmet Varol : Eğer cezalandıracak olursanız size uygulanan cezanın aynıyla cezalandırın. Ama eğer sabredersiniz andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ali Bulaç : Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ali Fikri Yavuz : (Ey müminler, düşmandan intikam almak için) eğer bir ceza ile mukabele edecek olursanız, ancak size yapılan azab ve cezanın misli ile yapın (daha fazla ileri gitmeyin). Sabrederseniz (cezayı terk ederseniz) andolsun ki, bu tahammül edenler için daha hayırlıdır.
Bekir Sadak : Eger ceza vermek isterseniz size yapilanin ayniyle mukabele edin. Sabrederseniz and olsun ki bu, sabredenler icin daha iyidir.
Celal Yıldırım : Ceza verecek olursanız, size verilen cezanın misliyle cezalandırın. Ama eğer (bu hususta) sabrederseniz, and olsun ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Diyanet İşleri : Eğer ceza verecekseniz, size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer ceza vermek isterseniz size yapılanın aynıyla mukabele edin. Sabrederseniz and olsun ki bu, sabredenler için daha iyidir.
Diyanet Vakfi : Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Edip Yüksel : Karşılık verecekseniz, size verilen karşılığın bir benzeriyle karşılık verin. Sabrederseniz, elbette bu sabredenler için daha hayırlıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer (bir suçtan dolayı) ceza verecek olursanız size yapılan azab ve cezanın misli ile ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer ceza ile karşılık verecek olursanız, ancak size yapılan cezanın misli ile cezalandırınız. Şayet sabrederseniz, andolsun ki bu, sabredenler için elbette daha hayırlıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve şayed ıkab ile mukabele edecek olursanız ancak size edilen ukubetin misliyle muâkabe ediniz ve şayed sabrederseniz kasem olsun ki sabredenler için elbette daha hayırlıdır
Fizilal-il Kuran : Eğer kâfirlere işkence edecekseniz, onlara, vaktiyle size yapmış oldukları işkencenin benzerini uygulayınız. Ama eğer sabrederseniz bu tutum sabredenler hesabına daha hayırlıdır.
Gültekin Onan : Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Hakkı Yılmaz : Ve eğer ceza verecek olursanız da, sizin cezalandırıldığınızın misli ile ceza verin. Ve eğer sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Hasan Basri Çantay : Eğer her hangi bir ceza ile mukaabele edecek olursanız ancak size reva görülen ukubetin misillemesiyle ceza yapın. Sabrederseniz, andolsun ki, bu, tehammül edenler için elbet daha hayırlıdır.
Hayrat Neşriyat : Eğer bir cezâ verirseniz, o hâlde size yapılan eziyetin misliyle cezâ verin! Fakat sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
İbni Kesir : Eğer ceza verecek olursanız; ancak sizin cezalandırıldığınızın misliyle ceza verin. Sabrederseniz; elbette bu, sabredenler için daha iyidir.
İskender Evrenosoğlu : Ve şâyet siz, ikab edecekseniz (ceza verecekseniz), o taktirde onların sizi onunla cezalandırdıklarının misliyle cezalandırın! Ve eğer gerçekten sabrederseniz elbette o (sabırları), sabredenler için daha hayırlıdır.
Muhammed Esed : Bunun içindir ki, (tartışmada) zora başvurmanız gerekirse, ancak onların sizi zora koştukları kadar zora başvurun. Fakat eğer kendinizi tutarsanız, bilin ki, güçlüklere göğüs germesini bilen kimseler için bu daha iyi, daha hayırlıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer bir kimseye ikabta bulunacak iseniz, kendisiyle ikaba uğramış olduğunuz şeyin misliyle ikabta bulunun ve eğer sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ömer Öngüt : Eğer ceza verecek olursanız, size verilen cezanın misli ile ceza verin. Sabrederseniz, elbette bu sabredenler için daha hayırlıdır.
Şaban Piriş : Eğer karşılık verecekseniz, size yapılanın aynıyla karşılık verin. Eğer sabrederseniz, bu sabredenler için daha iyidir.
Suat Yıldırım : Ceza verecek olursanız, size yapılan muamelenin misliyle cezalandırın. Ama eğer bu hususta sabrederseniz, bilin ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Süleyman Ateş : Eğer azâb edecekseniz, size yapılan azâb kadar azâb edin. Ama sabrederseniz, andolsun ki o, sabredenler için daha iyidir. (Hz. peygamber, Uhud Savaşında, amcası Hamza'yı kâfirler tarafından burnu ve kulakları kesilmiş, ciğeri çıkartılmış bir durumda görünce; "Allah'a andolsun ki, eğer Allah bana zafer verirse, senin yerine, onlardan yetmiş kişiyi böyle yapacağım!" demişti. Fakat yemînine keffâret vererek bu sözünü uygulamamış, Mekke'nin Fethinde düşmanlarını affetmiştir.)
Tefhim-ul Kuran : Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ümit Şimşek : Ceza verecekseniz, size yapılanın misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, hiç kuşkusuz, bu sabredenler için daha hayırlıdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer ceza ile karşılık verecekseniz, ancak size yapılan kötülüğün türü ve miktarı ile karşılık verin. Eğer sabrederseniz, elbette ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]