» 16 / Nahl  75:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
Nahl Suresi = Ari Suresi
68-69. ayetlerinde Allah’in balarisina daglardan agaçlardan ve çardaklardan evler edinmesi emrinden dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ضَرَبَ (ŽRB) = Derabe : misal verir
2. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
3. مَثَلًا (MS̃LE) = meṧelen : misaliyle
4. عَبْدًا (ABD̃E) = ǎbden : bir köle
5. مَمْلُوكًا (MMLWKE) = memlūken : başkasının malı olan
6. لَا (LE) = lā :
7. يَقْدِرُ (YGD̃R) = yeḳdiru : gücü yetmeyen
8. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
9. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : hiçbir şeye
10. وَمَنْ (WMN) = ve men : ve kimseyi
11. رَزَقْنَاهُ (RZGNEH) = razeḳnāhu : rızıklandırdığımız
12. مِنَّا (MNE) = minnā : katımızdan
13. رِزْقًا (RZGE) = rizḳan : rızık ile
14. حَسَنًا (ḪSNE) = Hasenen : güzel
15. فَهُوَ (FHW) = fehuve : ki o
16. يُنْفِقُ (YNFG) = yunfiḳu : infak eder
17. مِنْهُ (MNH) = minhu : ondan
18. سِرًّا (SRE) = sirran : gizli
19. وَجَهْرًا (WCHRE) = ve cehran : ve açık
20. هَلْ (HL) = hel : olurlar mı?
21. يَسْتَوُونَ (YSTWWN) = yestevūne : bunlar eşit
22. الْحَمْدُ (ELḪMD̃) = l-Hamdu : Hamd
23. لِلَّهِ (LLH) = lillahi : Allah'adır
24. بَلْ (BL) = bel : fakat
25. أَكْثَرُهُمْ (ÊKS̃RHM) = ekṧeruhum : çokları
26. لَا (LE) = lā :
27. يَعْلَمُونَ (YALMWN) = yeǎ'lemūne : bilmezler
misal verir | Allah | misaliyle | bir köle | başkasının malı olan | | gücü yetmeyen | | hiçbir şeye | ve kimseyi | rızıklandırdığımız | katımızdan | rızık ile | güzel | ki o | infak eder | ondan | gizli | ve açık | olurlar mı? | bunlar eşit | Hamd | Allah'adır | fakat | çokları | | bilmezler |

[ŽRB] [] [MS̃L] [ABD̃] [MLK] [] [GD̃R] [] [ŞYE] [] [RZG] [] [RZG] [ḪSN] [] [NFG] [] [SRR] [CHR] [] [SWY] [ḪMD̃] [] [] [KS̃R] [] [ALM]
ŽRB ELLH MS̃LE ABD̃E MMLWKE LE YGD̃R AL ŞYÙ WMN RZGNEH MNE RZGE ḪSNE FHW YNFG MNH SRE WCHRE HL YSTWWN ELḪMD̃ LLH BL ÊKS̃RHM LE YALMWN

Derabe llahu meṧelen ǎbden memlūken yeḳdiru ǎlā şey'in ve men razeḳnāhu minnā rizḳan Hasenen fehuve yunfiḳu minhu sirran ve cehran hel yestevūne l-Hamdu lillahi bel ekṧeruhum yeǎ'lemūne
ضرب الله مثلا عبدا مملوكا لا يقدر على شيء ومن رزقناه منا رزقا حسنا فهو ينفق منه سرا وجهرا هل يستوون الحمد لله بل أكثرهم لا يعلمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ضرب ض ر ب | ŽRB ŽRB Derabe misal verir Allah sets forth
الله | ELLH llahu Allah Allah sets forth
مثلا م ث ل | MS̃L MS̃LE meṧelen misaliyle the example
عبدا ع ب د | ABD̃ ABD̃E ǎbden bir köle (of) a slave
مملوكا م ل ك | MLK MMLWKE memlūken başkasının malı olan (who is) owned,
لا | LE not
يقدر ق د ر | GD̃R YGD̃R yeḳdiru gücü yetmeyen he has power
على | AL ǎlā on
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in hiçbir şeye anything
ومن | WMN ve men ve kimseyi and (one) whom
رزقناه ر ز ق | RZG RZGNEH razeḳnāhu rızıklandırdığımız We provided him
منا | MNE minnā katımızdan from Us
رزقا ر ز ق | RZG RZGE rizḳan rızık ile a provision
حسنا ح س ن | ḪSN ḪSNE Hasenen güzel good,
فهو | FHW fehuve ki o so he
ينفق ن ف ق | NFG YNFG yunfiḳu infak eder spends
منه | MNH minhu ondan from it,
سرا س ر ر | SRR SRE sirran gizli secretly
وجهرا ج ه ر | CHR WCHRE ve cehran ve açık and publicly.
هل | HL hel olurlar mı? Can
يستوون س و ي | SWY YSTWWN yestevūne bunlar eşit they be equal?
الحمد ح م د | ḪMD̃ ELḪMD̃ l-Hamdu Hamd All praise
لله | LLH lillahi Allah'adır (is) for Allah!
بل | BL bel fakat Nay,
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧeruhum çokları but most of them
لا | LE (do) not
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilmezler know.

16:75 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

misal verir | Allah | misaliyle | bir köle | başkasının malı olan | | gücü yetmeyen | | hiçbir şeye | ve kimseyi | rızıklandırdığımız | katımızdan | rızık ile | güzel | ki o | infak eder | ondan | gizli | ve açık | olurlar mı? | bunlar eşit | Hamd | Allah'adır | fakat | çokları | | bilmezler |

[ŽRB] [] [MS̃L] [ABD̃] [MLK] [] [GD̃R] [] [ŞYE] [] [RZG] [] [RZG] [ḪSN] [] [NFG] [] [SRR] [CHR] [] [SWY] [ḪMD̃] [] [] [KS̃R] [] [ALM]
ŽRB ELLH MS̃LE ABD̃E MMLWKE LE YGD̃R AL ŞYÙ WMN RZGNEH MNE RZGE ḪSNE FHW YNFG MNH SRE WCHRE HL YSTWWN ELḪMD̃ LLH BL ÊKS̃RHM LE YALMWN

Derabe llahu meṧelen ǎbden memlūken yeḳdiru ǎlā şey'in ve men razeḳnāhu minnā rizḳan Hasenen fehuve yunfiḳu minhu sirran ve cehran hel yestevūne l-Hamdu lillahi bel ekṧeruhum yeǎ'lemūne
ضرب الله مثلا عبدا مملوكا لا يقدر على شيء ومن رزقناه منا رزقا حسنا فهو ينفق منه سرا وجهرا هل يستوون الحمد لله بل أكثرهم لا يعلمون

[ض ر ب] [] [م ث ل] [ع ب د] [م ل ك] [] [ق د ر] [] [ش ي ا] [] [ر ز ق] [] [ر ز ق] [ح س ن] [] [ن ف ق] [] [س ر ر] [ج ه ر] [] [س و ي] [ح م د] [] [] [ك ث ر] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ضرب ض ر ب | ŽRB ŽRB Derabe misal verir Allah sets forth
Dad,Re,Be,
800,200,2,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah sets forth
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
مثلا م ث ل | MS̃L MS̃LE meṧelen misaliyle the example
Mim,Se,Lam,Elif,
40,500,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
عبدا ع ب د | ABD̃ ABD̃E ǎbden bir köle (of) a slave
Ayn,Be,Dal,Elif,
70,2,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
مملوكا م ل ك | MLK MMLWKE memlūken başkasının malı olan (who is) owned,
Mim,Mim,Lam,Vav,Kef,Elif,
40,40,30,6,20,1,
N – accusative masculine indefinite passive participle
اسم منصوب
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يقدر ق د ر | GD̃R YGD̃R yeḳdiru gücü yetmeyen he has power
Ye,Gaf,Dal,Re,
10,100,4,200,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
على | AL ǎlā on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in hiçbir şeye anything
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ومن | WMN ve men ve kimseyi and (one) whom
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
رزقناه ر ز ق | RZG RZGNEH razeḳnāhu rızıklandırdığımız We provided him
Re,Ze,Gaf,Nun,Elif,He,
200,7,100,50,1,5,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
منا | MNE minnā katımızdan from Us
Mim,Nun,Elif,
40,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
رزقا ر ز ق | RZG RZGE rizḳan rızık ile a provision
Re,Ze,Gaf,Elif,
200,7,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
حسنا ح س ن | ḪSN ḪSNE Hasenen güzel good,
Ha,Sin,Nun,Elif,
8,60,50,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
فهو | FHW fehuve ki o so he
Fe,He,Vav,
80,5,6,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
ينفق ن ف ق | NFG YNFG yunfiḳu infak eder spends
Ye,Nun,Fe,Gaf,
10,50,80,100,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
منه | MNH minhu ondan from it,
Mim,Nun,He,
40,50,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
سرا س ر ر | SRR SRE sirran gizli secretly
Sin,Re,Elif,
60,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وجهرا ج ه ر | CHR WCHRE ve cehran ve açık and publicly.
Vav,Cim,He,Re,Elif,
6,3,5,200,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
هل | HL hel olurlar mı? Can
He,Lam,
5,30,
INTG – interrogative particle
حرف استفهام
يستوون س و ي | SWY YSTWWN yestevūne bunlar eşit they be equal?
Ye,Sin,Te,Vav,Vav,Nun,
10,60,400,6,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الحمد ح م د | ḪMD̃ ELḪMD̃ l-Hamdu Hamd All praise
Elif,Lam,Ha,Mim,Dal,
1,30,8,40,4,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
لله | LLH lillahi Allah'adır (is) for Allah!
Lam,Lam,He,
30,30,5,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
بل | BL bel fakat Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧeruhum çokları but most of them
,Kef,Se,Re,He,Mim,
,20,500,200,5,40,
N – nominative masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilmezler know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ضَرَبَ: misal verir | اللَّهُ: Allah | مَثَلًا: misaliyle | عَبْدًا: bir köle | مَمْلُوكًا: başkasının malı olan | لَا: | يَقْدِرُ: gücü yetmeyen | عَلَىٰ: | شَيْءٍ: hiçbir şeye | وَمَنْ: ve kimseyi | رَزَقْنَاهُ: rızıklandırdığımız | مِنَّا: katımızdan | رِزْقًا: rızık ile | حَسَنًا: güzel | فَهُوَ: ki o | يُنْفِقُ: infak eder | مِنْهُ: ondan | سِرًّا: gizli | وَجَهْرًا: ve açık | هَلْ: olurlar mı? | يَسْتَوُونَ: bunlar eşit | الْحَمْدُ: Hamd | لِلَّهِ: Allah'adır | بَلْ: fakat | أَكْثَرُهُمْ: çokları | لَا: | يَعْلَمُونَ: bilmezler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ضرب ŽRB misal verir | الله ELLH Allah | مثلا MS̃LE misaliyle | عبدا ABD̃E bir köle | مملوكا MMLWKE başkasının malı olan | لا LE | يقدر YGD̃R gücü yetmeyen | على AL | شيء ŞYÙ hiçbir şeye | ومن WMN ve kimseyi | رزقناه RZGNEH rızıklandırdığımız | منا MNE katımızdan | رزقا RZGE rızık ile | حسنا ḪSNE güzel | فهو FHW ki o | ينفق YNFG infak eder | منه MNH ondan | سرا SRE gizli | وجهرا WCHRE ve açık | هل HL olurlar mı? | يستوون YSTWWN bunlar eşit | الحمد ELḪMD̃ Hamd | لله LLH Allah'adır | بل BL fakat | أكثرهم ÊKS̃RHM çokları | لا LE | يعلمون YALMWN bilmezler |
Kırık Meal (Okunuş) : |Derabe: misal verir | llahu: Allah | meṧelen: misaliyle | ǎbden: bir köle | memlūken: başkasının malı olan | : | yeḳdiru: gücü yetmeyen | ǎlā: | şey'in: hiçbir şeye | ve men: ve kimseyi | razeḳnāhu: rızıklandırdığımız | minnā: katımızdan | rizḳan: rızık ile | Hasenen: güzel | fehuve: ki o | yunfiḳu: infak eder | minhu: ondan | sirran: gizli | ve cehran: ve açık | hel: olurlar mı? | yestevūne: bunlar eşit | l-Hamdu: Hamd | lillahi: Allah'adır | bel: fakat | ekṧeruhum: çokları | : | yeǎ'lemūne: bilmezler |
Kırık Meal (Transcript) : |ŽRB: misal verir | ELLH: Allah | MS̃LE: misaliyle | ABD̃E: bir köle | MMLWKE: başkasının malı olan | LE: | YGD̃R: gücü yetmeyen | AL: | ŞYÙ: hiçbir şeye | WMN: ve kimseyi | RZGNEH: rızıklandırdığımız | MNE: katımızdan | RZGE: rızık ile | ḪSNE: güzel | FHW: ki o | YNFG: infak eder | MNH: ondan | SRE: gizli | WCHRE: ve açık | HL: olurlar mı? | YSTWWN: bunlar eşit | ELḪMD̃: Hamd | LLH: Allah'adır | BL: fakat | ÊKS̃RHM: çokları | LE: | YALMWN: bilmezler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah bir örnek getirmiştir: Bir köle olsa ve hiçbir şeye gücü yetmese ve bir de güzel bir sûrette rızıklandırdığımız birisi bulunsa da rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını, gizli, açık yoksullara harcasa, onları geçindirse bunlar eşit ve denk olur mu hiç? Hamd Allah'a, eşit değildir bunlar, fakat çoğu bilmez.
Adem Uğur : Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.
Ahmed Hulusi : Allâh (şöyle) bir misal veriyor: Bir şeye gücü yetmeyen köle ile kendisini bizden güzel bir yaşam gıdası ile beslediğimiz ve ondan gizli ve açık başkalarına bağışta bulunan kişi. . . Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd, Allâh'a aittir! Hayır, onların çoğunluğu bilmezler.
Ahmet Tekin : Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine tarafımızdan güzel rızık ve servet verilen ve ondan gizli ve aşikâre, karşılık beklemeden, gönüllü harcayan hür bir insanı misal veriyor. Hiç bunlar eşit olur mu? Bütün övgüler Allah’a yakışır. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Ahmet Varol : Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkiyeti altında olan köleyle kendisine güzel bir rızık verdiğimiz ve ondan gizli ve açık infak eden kimseyi örnek olarak vermektedir. Bunlar eşit olurlar mı? Hamd yalnız Allah'adır. Fakat onların çoğu bilmezler.
Ali Bulaç : Allah, (kendisine ortak koştuğunuz ilahlar konusunda) hiç bir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkünde olan ile, tarafımızdan kendisine güzel bir rızık verdiğimiz, böylelikle ondan gizli ve açık infak eden kimseyi örnek olarak gösterdi; bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'ındır; fakat onların çoğu bilmezler.
Ali Fikri Yavuz : Allah, şunu temsil buyurdu: Hiç bir tasarrufa gücü yetmiyen halis bir köle, bir de tarafımızdan kendisine güzel bir rızık verilip de ondan gizli ve aşikâr harcayan kimse... Hiç bunlar müsavi olur mu? (O halde putları Allah’a nasıl eş tutuyorlar?). Bütün hamd Allah’a mahsustur. Doğrusu insanların çoğu (Bu hakikatleri) bilmezler.
Bekir Sadak : Allah, hicbir seye gucu yetmeyen ve baskasinin mali olan bir kole ile, kendisine verdigimiz guzel nimetlerden gizlice ve acikca sarfeden kimseyi misal gosterir: «Hic bunlar esit olur mu? vulmege layik olan Allah'tir, fakat cogu bilmezler.
Celal Yıldırım : Allah hiçbir şeye gücü yetmiyen bir köle ile, kendisini tarafımızdan güzel bir rızıkla rızıklandırıp, ondan gizli ve açık (Allah için) harcayan (hür) kimseyi misâl verir; bunlar hiç eşit olur mu ? Allah'a hamd olsun. Ne var ki (insanların) çoğu bilmezler.
Diyanet İşleri : Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler.
Diyanet İşleri (eski) : Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel nimetlerden gizlice ve açıkça sarfeden kimseyi misal gösterir: Hiç bunlar eşit olur mu? Övülmeğe layık olan Allah'tır, fakat çoğu bilmezler.
Diyanet Vakfi : Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.
Edip Yüksel : ALLAH, hiçbir şeye gücü yetmeyen, sahiplenilmiş bir köle ile kendi tarafımızdan güzelce rızıklandırdığımız, o rızıktan gizli ve açık yardım için harcayan kişiyi örnek olarak verir. Bu ikisi hiç bir olur mu? Övgü ALLAH'adır, ancak çokları bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine güzel bir rızık verilen ve o rızıkdan gizli ve açık olarak harcayan hür bir insanı misal verdi. Hiç bunlar eşit olur mu? Bütün hamd Allah'a mahsustur. Doğrusu insanların çoğu bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah şunu misal getirdi: Bir yanda hiçbir şeye gücü yetmeyen bir köle, diğer yanda tarafımızdan güzel bir rızık verdiğimiz, ondan gizli, açık olarak harcayan hür bir insan, bunlar hiç eşit olur mu? Bütün hamd, Allah'a mahsustur, fakat çokları bilmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah şunu temsil getirdi: bir abdi memlûk, hiç bir şey'e kudreti yok, bir de o zat ki kendisine tarafımızdan güzel bir rızık nasîb etmişiz de o ondan gizli, açık infak edip duruyor, hiç bunlar müsavi olurlar mı? Bütün hamd Allahındır amma çokları bilmezler
Fizilal-il Kuran : Allah, özgürlüğünden yoksun, hiçbir şey yapmaya gücü yetmeyen, bir köle ile kendisine bağışladığımız güzel nimetlerin bir bölümünü başkalarına veren kimseyi size örnek veriyor. Hiç bunlar bir olur mu? Allah'a hamdolsun ki, gerçek meydana çıktı. Fakat onların çoğu bunu bilmez.
Gültekin Onan : Tanrı, (kendisine ortak koştuğunuz tanrılar konusunda) hiç bir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkünde olan ile, tarafımızdan kendisine güzel bir rızık verdiğimiz, böylelikle ondan gizli ve açık infak eden kimseyi örnek olarak gösterdi; bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Tanrı'nındır fakat onların çoğu bilmezler.
Hakkı Yılmaz : "Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile Bizim kendisine güzel bir rızık verip de ondan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan/ yakınlarının nafakalarını sağlayan bir kimseyi örnek verdi: Bunlar eşit olurlar mı? –Bütün övgüler Allah'a mahsustur; başkası övülemez.– Tersine insanların çoğu bilmezler. "
Hasan Basri Çantay : Allah şöyle bir mesel irâd etdi: Hiç bir şey'e gücü yetmeyen memlûk bir kul, bir de (hür) bir zât ki kendisine tarafımızdan güzel bir rızk nasıyb etmişizde o, bundan gizli ve aşikâr harcayıp duruyor. Bunlar hiç müsâvî olurlar mı? (Bütün) hamd Allahındır. Hayır, onların çoğu bilmezler.
Hayrat Neşriyat : Allah şöyle bir misâl getirdi: Hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının mülkü olmuş bir köle ile; bir de kendisini tarafımızdan güzel bir rızıkla rızıklandırdığımız (ve) böylece bundan gizli ve açık olarak sarf eden kimse, hiç bir olurlar mı (ki âciz putları, herşeye kadir olan Allah ile bir tutuyorsunuz)? Hamd, Allah’a mahsustur. Fakat onların çoğu bilmezler.
İbni Kesir : Allah, size bir misal verir: Başkasının malı olan ve hiç bir şeye gücü yetmeyen bir köle ile tarafımızdan güzel bir rızka nail olup gizli veya açık infak eden; hiç bir olur mu? Hamd, Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu bilmezler.
İskender Evrenosoğlu : Allah şöyle bir misal verdi: Bir şeye muktedir olmayan (gücü yetmeyen), köle olan bir kul ve tarafımızdan güzel bir rızık ile rızıklandırdığımız böylece ondan gizli ve aşikâr infâk eden kimse; onlar, eşit (müsavi) olabilir mi? Hamd, Allah'a mahsustur (Allah içindir). Hayır, onların çoğu bilmezler.
Muhammed Esed : Allah (işte size iki insan) örneği veriyor: (biri) hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasına bağımlı bir köle; (diğeri de) kendisine katımızdan (bir armağan olarak) güzel bir rızık bahşettiğimiz (özgür) bir insan ki, o rızıktan gizli açık (gönlünce, doğru yolda) harcamalar yapıyor. İmdi, (düşünün), bu iki insan hiç bir tutulabilir mi? Bütün övgüler Allah'a yakışır: ama onların çoğu bunu bilmezler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Allah Teâlâ bir mesel irad etti: «Bir memluk kul ki, hiçbir şey üzerinde kâdir değil ve bir kimse ki, onu tarafımızdan güzel bir rızk ile merzûk etmişizdir de o ondan gizli ve aleni olarak infak etmektedir. Ya hiç bunlar müsavî olurlar mı?» Hamd Allah'a mahsustur fakat onların çokları bilmezler.
Ömer Öngüt : Allah size bir misal verir: Hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık harcayan bir kimse hiç eşit olur mu? Hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.
Şaban Piriş : Allah, size, başkasının mülkiyetinde olan ve hiç bir şeye gücü yetmeyen bir köle ile tarafımızdan güzel bir rızıkla rızıklandırdığımız ve kendisi de ondan gizli ve açıktan infak eden kimseyi örnek gösteriyor. Hiç bunlar eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur. Fakat, onların çoğu bilmiyor.
Suat Yıldırım : Allah size bir temsil getiriyor:Bir tarafta bir şahsın kölesi olup hiçbir güç ve yetkisi olmayan âciz bir adam, öbür tarafta kendisine tarafımızdan bol bol rızık ve imkân nasib ettiğimiz bir zat ki o maldan gizli açık dilediği gibi harcayıp kullanıyor. Hiç bu ikisi eşit tutulabilir mi?Bütün hamdler, övgüye vesile olan her şey, Allah’a aittir. Ne var ki onların çoğu bunu bilmezler.
Süleyman Ateş : Allâh, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile; kendisine güzel rızık verdiğimiz, o rızıktan gizli ve açık harcayan kimseyi misal olarak anlattı. Hiç bunlar bir olurlar mı? Hamd Allah'a mahsustur, fakat çokları bilmezler.
Tefhim-ul Kuran : Allah, hiç bir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkünde olan ile, tarafımızdan kendisine güzel bir rızık verdiğimiz, böylelikle ondan gizli ve açık infak eden kimseyi örnek olarak gösterdi; bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'ındır; fakat onların çoğu bilmezler.
Ümit Şimşek : Allah, başkalarının sahipliği altında bulunan ve elinden hiçbir şey gelmeyen bir köle ile, tarafımızdan güzel bir rızıkla nasiplendirdiğimiz ve bu rızıktan gizli ve açık bağışta bulunan kimseyi misal olarak verdi. Bunlar bir olur mu hiç? Hamd Allah'a mahsustur. Lâkin onların çoğu bunu bilmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah şöyle bir örnekleme yaptı: Hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının eşyası durumunda bir kul/köle ile bizden bir güzel rızıkla rızıklandırdığımız ve ondan gizli açık dağıtan bir kişi. Bunlar aynı olur mu?! Bütün övgüler Allah'adır ama onların çokları bilmiyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}