» 16 / Nahl  41:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
Nahl Suresi = Ari Suresi
68-69. ayetlerinde Allah’in balarisina daglardan agaçlardan ve çardaklardan evler edinmesi emrinden dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالَّذِينَ (WELZ̃YN) = velleƶīne :
2. هَاجَرُوا (HECRWE) = hācerū : göç edenleri
3. فِي (FY) = fī : uğrunda
4. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
5. مِنْ (MN) = min :
6. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
7. مَا (ME) = mā :
8. ظُلِمُوا (ƵLMWE) = Zulimū : kendilerine zulmedildikten
9. لَنُبَوِّئَنَّهُمْ (LNBWÙNHM) = lenubevviennehum : yerleştireceğiz
10. فِي (FY) = fī :
11. الدُّنْيَا (ELD̃NYE) = d-dunyā : dünyada
12. حَسَنَةً (ḪSNT) = Haseneten : güzelce
13. وَلَأَجْرُ (WLÊCR) = veleecru : ve mükafatı ise
14. الْاخِرَةِ (EL ËḢRT) = l-āḣirati : ahiret
15. أَكْبَرُ (ÊKBR) = ekberu : daha büyüktür
16. لَوْ (LW) = lev : keşke
17. كَانُوا (KENWE) = kānū : onlar
18. يَعْلَمُونَ (YALMWN) = yeǎ'lemūne : bilselerdi
| göç edenleri | uğrunda | Allah | | sonra | | kendilerine zulmedildikten | yerleştireceğiz | | dünyada | güzelce | ve mükafatı ise | ahiret | daha büyüktür | keşke | onlar | bilselerdi |

[] [HCR] [] [] [] [BAD̃] [] [ƵLM] [BWE] [] [D̃NW] [ḪSN] [ECR] [EḢR] [KBR] [] [KWN] [ALM]
WELZ̃YN HECRWE FY ELLH MN BAD̃ ME ƵLMWE LNBWÙNHM FY ELD̃NYE ḪSNT WLÊCR EL ËḢRT ÊKBR LW KENWE YALMWN

velleƶīne hācerū llahi min beǎ'di Zulimū lenubevviennehum d-dunyā Haseneten veleecru l-āḣirati ekberu lev kānū yeǎ'lemūne
والذين هاجروا في الله من بعد ما ظلموا لنبوئنهم في الدنيا حسنة ولأجر الآخرة أكبر لو كانوا يعلمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WELZ̃YN velleƶīne And those who
هاجروا ه ج ر | HCR HECRWE hācerū göç edenleri emigrated
في | FY uğrunda in (the way)
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah
من | MN min after
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
ما | ME [what]
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMWE Zulimū kendilerine zulmedildikten they were wronged,
لنبوئنهم ب و ا | BWE LNBWÙNHM lenubevviennehum yerleştireceğiz surely We will give them position
في | FY in
الدنيا د ن و | D̃NW ELD̃NYE d-dunyā dünyada the world
حسنة ح س ن | ḪSN ḪSNT Haseneten güzelce good,
ولأجر ا ج ر | ECR WLÊCR veleecru ve mükafatı ise but surely the reward
الآخرة ا خ ر | EḢR EL ËḢRT l-āḣirati ahiret (of) the Hereafter
أكبر ك ب ر | KBR ÊKBR ekberu daha büyüktür (is) greater,
لو | LW lev keşke if
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū onlar they
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilselerdi know.

16:41 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| göç edenleri | uğrunda | Allah | | sonra | | kendilerine zulmedildikten | yerleştireceğiz | | dünyada | güzelce | ve mükafatı ise | ahiret | daha büyüktür | keşke | onlar | bilselerdi |

[] [HCR] [] [] [] [BAD̃] [] [ƵLM] [BWE] [] [D̃NW] [ḪSN] [ECR] [EḢR] [KBR] [] [KWN] [ALM]
WELZ̃YN HECRWE FY ELLH MN BAD̃ ME ƵLMWE LNBWÙNHM FY ELD̃NYE ḪSNT WLÊCR EL ËḢRT ÊKBR LW KENWE YALMWN

velleƶīne hācerū llahi min beǎ'di Zulimū lenubevviennehum d-dunyā Haseneten veleecru l-āḣirati ekberu lev kānū yeǎ'lemūne
والذين هاجروا في الله من بعد ما ظلموا لنبوئنهم في الدنيا حسنة ولأجر الآخرة أكبر لو كانوا يعلمون

[] [ه ج ر] [] [] [] [ب ع د] [] [ظ ل م] [ب و ا] [] [د ن و] [ح س ن] [ا ج ر] [ا خ ر] [ك ب ر] [] [ك و ن] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WELZ̃YN velleƶīne And those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
هاجروا ه ج ر | HCR HECRWE hācerū göç edenleri emigrated
He,Elif,Cim,Re,Vav,Elif,
5,1,3,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY uğrunda in (the way)
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
من | MN min after
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
ما | ME [what]
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMWE Zulimū kendilerine zulmedildikten they were wronged,
Zı,Lam,Mim,Vav,Elif,
900,30,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
لنبوئنهم ب و ا | BWE LNBWÙNHM lenubevviennehum yerleştireceğiz surely We will give them position
Lam,Nun,Be,Vav,,Nun,He,Mim,
30,50,2,6,,50,5,40,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural (form II) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الدنيا د ن و | D̃NW ELD̃NYE d-dunyā dünyada the world
Elif,Lam,Dal,Nun,Ye,Elif,
1,30,4,50,10,1,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
حسنة ح س ن | ḪSN ḪSNT Haseneten güzelce good,
Ha,Sin,Nun,Te merbuta,
8,60,50,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
ولأجر ا ج ر | ECR WLÊCR veleecru ve mükafatı ise but surely the reward
Vav,Lam,,Cim,Re,
6,30,,3,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine noun
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
الآخرة ا خ ر | EḢR EL ËḢRT l-āḣirati ahiret (of) the Hereafter
Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
1,30,,600,200,400,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
أكبر ك ب ر | KBR ÊKBR ekberu daha büyüktür (is) greater,
,Kef,Be,Re,
,20,2,200,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
لو | LW lev keşke if
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū onlar they
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilselerdi know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِينَ: | هَاجَرُوا: göç edenleri | فِي: uğrunda | اللَّهِ: Allah | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | مَا: | ظُلِمُوا: kendilerine zulmedildikten | لَنُبَوِّئَنَّهُمْ: yerleştireceğiz | فِي: | الدُّنْيَا: dünyada | حَسَنَةً: güzelce | وَلَأَجْرُ: ve mükafatı ise | الْاخِرَةِ: ahiret | أَكْبَرُ: daha büyüktür | لَوْ: keşke | كَانُوا: onlar | يَعْلَمُونَ: bilselerdi |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذين WELZ̃YN | هاجروا HECRWE göç edenleri | في FY uğrunda | الله ELLH Allah | من MN | بعد BAD̃ sonra | ما ME | ظلموا ƵLMWE kendilerine zulmedildikten | لنبوئنهم LNBWÙNHM yerleştireceğiz | في FY | الدنيا ELD̃NYE dünyada | حسنة ḪSNT güzelce | ولأجر WLÊCR ve mükafatı ise | الآخرة EL ËḢRT ahiret | أكبر ÊKBR daha büyüktür | لو LW keşke | كانوا KENWE onlar | يعلمون YALMWN bilselerdi |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶīne: | hācerū: göç edenleri | : uğrunda | llahi: Allah | min: | beǎ'di: sonra | : | Zulimū: kendilerine zulmedildikten | lenubevviennehum: yerleştireceğiz | : | d-dunyā: dünyada | Haseneten: güzelce | veleecru: ve mükafatı ise | l-āḣirati: ahiret | ekberu: daha büyüktür | lev: keşke | kānū: onlar | yeǎ'lemūne: bilselerdi |
Kırık Meal (Transcript) : |WELZ̃YN: | HECRWE: göç edenleri | FY: uğrunda | ELLH: Allah | MN: | BAD̃: sonra | ME: | ƵLMWE: kendilerine zulmedildikten | LNBWÙNHM: yerleştireceğiz | FY: | ELD̃NYE: dünyada | ḪSNT: güzelce | WLÊCR: ve mükafatı ise | EL ËḢRT: ahiret | ÊKBR: daha büyüktür | LW: keşke | KENWE: onlar | YALMWN: bilselerdi |
Abdulbaki Gölpınarlı : Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda yurtlarından göçenlere mutlaka dünyâda güzel yurtlar vereceğiz ve âhiret mükâfâtıysa elbette bundan da büyüktür bilseler.
Adem Uğur : Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, onları dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. Eğer bilirlerse ahiretin mükâfatı elbette daha büyüktür.
Ahmed Hulusi : Zulmedildikten sonra Allâh'ta muhacir olanlara gelince; elbette onları dünyada güzel bir yere yerleştireceğiz. . . Gelecekteki mükâfatı ise elbette çok büyüktür. Eğer bilselerdi!
Ahmet Tekin : Baskı, zulüm ve işkenceye uğradıktan sonra, Allah yolunda, memleketlerinden, özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edenleri, dünyada güzel bir yere yerleştireceğiz, devlet kurduracağız. Eğer bilmiş olsalardı, âhiretin, ebedî yurdun mükâfatı elbette daha büyüktür.
Ahmet Varol : Zulme uğratıldıktan sonra Allah yolunda hicret edenleri dünyada güzelce yerleştireceğiz. Ahiret karşılığı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi!
Ali Bulaç : Zulme uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz; ahiret karşılığı ise daha büyüktür. Bilmiş olsalardı.
Ali Fikri Yavuz : Kendilerine zulüm yapıldıktan sonra Allah yolunda (dinini korumak için) hicret edenleri, elbette dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. (kureyşin zulmünden hicret edenleri, iyi bir surette Medine’de yerleştiririz). Ahiret mükâfatı ise, muhakkak ki daha büyüktür, eğer iman etmiyenler bunu bilseler...
Bekir Sadak : Haksizlaga ugratildiktan sonra, Allah yolunda hicret eden kimseleri, and olsun ki, dunyada guzel bir yerde yerlestiririz. Ahiret ecri ise daha buyuktur, keski bilseler!
Celal Yıldırım : Onlar ki zulme uğradıktan sonra Allah yolunda (O'nun rızası uğrunda) hicret ettiler; şanıma and olsun ki, onları Dünya'da güzel (yere) yerleştiririz; Âhiret'in mükâfatı ise çok daha büyüktür. Eğer (hicretten geri kalanlar bunu) bilselerdi (bir saniye bile durmak istemezlerdi).
Diyanet İşleri : Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. Ahiret mükâfatı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi..
Diyanet İşleri (eski) : Haksızlığa uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret eden kimseleri, and olsun ki, dünyada güzel bir yerde yerleştiririz. Ahiret ecri ise daha büyüktür, keşki bilseler!
Diyanet Vakfi : Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, onları dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. Eğer bilirlerse ahiretin mükâfatı elbette daha büyüktür.
Edip Yüksel : Zulme uğradıktan sonra ALLAH uğrunda göç edenleri, dünyada güzelce yerleştireceğiz. Ahiret ödüllleri ise daha büyüktür; bir bilseler...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, biz dünyada mutlaka onları güzel bir yere yerleştiririz. Halbuki bilirlerse ahiretin mükafatı elbette daha büyüktür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Zulme uğradıktan sonra Allah uğrunda hicret edenlere gelince, kesinlikle onları dünyada güzelce yerleştireceğiz; ahiret mükafatı ise daha büyüktür, eğer bilseler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah uğrunda zulme ma'ruz olduktan sonra hicret edenlere gelince de, elbette onları Dünyada güzel bir surette yerleştiririz, maamafih âhıret ecri her halde daha büyüktür, eğer bilseler
Fizilal-il Kuran : Zulme uğratıldıktan sonra Allah uğruna hicret edenleri dünyada güzel yurtlara yerleştireceğiz. Ahirette alacakları ödül ise daha büyüktür. Keşke bunu bilseler!
Gültekin Onan : Zulme uğratıldıktan sonra, Tanrı yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz; ahiret karşılığı ise daha büyüktür. Bilmiş olsalardı.
Hakkı Yılmaz : (41,42) Ve haksızlığa uğradıktan sonra Allah yolunda hicret eden kişiler, kesinlikle Biz onları, sabretmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden şu kimseleri bu dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. Ötekinin/âhiretin ücreti ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi!
Hasan Basri Çantay : Zulme uğratıldıklarından sonra Allah yolunda hicret edenleri biz dünyâda elbette güzel bir suretde yerleşdiririz. Âhiret mükâfatı ise her halde daha büyükdür. (Kâfirler bunu) bilmiş olsalardı..
Hayrat Neşriyat : Kendilerine zulmedildikten sonra Allah yolunda hicret edenleri, dünyada mutlaka güzelce yerleştiririz. Âhiret mükâfâtı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!
İbni Kesir : Zulmedildikten sonra, Allah yolunda hicret eden kimseleri, andolsun ki; dünyada güzel bir yere yerleştiririz. Ahiret mükafatı ise daha büyüktür. Şayet bilselerdi.
İskender Evrenosoğlu : Ve zulme maruz kaldıktan sonra, Allah için (Allah yolunda) hicret edenleri, dünya hayatında mutlaka hasenelerle (güzellikler, iyilikler, güzel bir yurt) yerleştirmemiz içindir. Ve ahiret mükâfatı, elbette daha büyüktür, şâyet bilmiş olsalardı.
Muhammed Esed : İmdi, (benimsediği dinden ötürü) zulme uğradıktan sonra Allah yolunda zulüm diyarını terk edenlere gelince; Biz onları, şüphesiz, bu dünyada güzel bir yere yerleştireceğiz; ama onların ahirette hak ettikleri ödül daha da büyük olacaktır. (Hakkı inkar edenler böylece) bir anlayabilselerdi,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimseler ki, zulme uğratıldıklarından sonra Allah uğrunda hicret ettiler. Elbette onları dünyada güzelce bir surette yerleştireceğiz ve ahiret mükâfaatı ise elbette daha büyüktür. Eğer bilir olsalar.
Ömer Öngüt : Kendilerine zulüm yapıldıktan sonra Allah yolunda hicret edenleri andolsun ki dünyada güzel bir yere yerleştiririz. Ahiret mükâfatı ise daha büyüktür. Keşke bilmiş olsalardı!
Şaban Piriş : Zulme uğradıktan sonra Allah için hicret edenleri biz, dünyada güzel bir yere yerleştiririz. Ahiret sevabı ise daha büyüktür. Bir bilseler.
Suat Yıldırım : Zulme mâruz kaldıktan sonra Allah uğrunda hicret edenleri, elbette dünyada güzel bir yere yerleştiririz.Âhiret mükâfatı ise daha büyüktür. Bunu bir bilselerdi!
Süleyman Ateş : Kendilerine zulmedildikten sonra Allâh uğrunda göç edenleri, dünyâda güzelce yerleştireceğiz, (onlara vereceğimiz) âhiret mükâfâtı ise daha büyüktür. Keşke bilseler!
Tefhim-ul Kuran : Zulme uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz; ahiret karşılığı ise daha büyüktür. Bilmiş olsalardı.
Ümit Şimşek : Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenleri dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. Âhiret ödülü ise hiç kuşkusuz daha büyüktür. Keşke bilmiş olsalardı!
Yaşar Nuri Öztürk : Zulme uğratıldıktan sonra Allah uğrunda hicret edenlere biz, dünyada elbette güzelce mekân tutturacağız. Âhiretin ödülü mutlaka daha büyüktür. Bir bilselerdi!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}