» 16 / Nahl  71:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
Nahl Suresi = Ari Suresi
68-69. ayetlerinde Allah’in balarisina daglardan agaçlardan ve çardaklardan evler edinmesi emrinden dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : Allah
2. فَضَّلَ (FŽL) = feDDele : üstün kıldı
3. بَعْضَكُمْ (BAŽKM) = beǎ'Dekum : kiminizi
4. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine
5. بَعْضٍ (BAŽ) = beǎ'Din : kiminiz
6. فِي (FY) = fī :
7. الرِّزْقِ (ELRZG) = r-rizḳi : rızıkta
8. فَمَا (FME) = femā : değildir
9. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne :
10. فُضِّلُوا (FŽLWE) = fuDDilū : üstün kılınanlar
11. بِرَادِّي (BRED̃Y) = birāddī : verip de
12. رِزْقِهِمْ (RZGHM) = rizḳihim : kendi rızıklarını
13. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
14. مَا (ME) = mā :
15. مَلَكَتْ (MLKT) = meleket : altında bulunanlara
16. أَيْمَانُهُمْ (ÊYMENHM) = eymānuhum : ellerinin
17. فَهُمْ (FHM) = fehum : onlar
18. فِيهِ (FYH) = fīhi : onda
19. سَوَاءٌ (SWEÙ) = sevā'un : eşit olacak şekilde
20. أَفَبِنِعْمَةِ (ÊFBNAMT) = efebiniǎ'meti : ni'metini mi?
21. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
22. يَجْحَدُونَ (YCḪD̃WN) = yecHadūne : inkar ediyorlar
Allah | üstün kıldı | kiminizi | üzerine | kiminiz | | rızıkta | değildir | | üstün kılınanlar | verip de | kendi rızıklarını | | | altında bulunanlara | ellerinin | onlar | onda | eşit olacak şekilde | ni'metini mi? | Allah'ın | inkar ediyorlar |

[] [FŽL] [BAŽ] [] [BAŽ] [] [RZG] [] [] [FŽL] [RD̃D̃] [RZG] [] [] [MLK] [YMN] [] [] [SWY] [NAM] [] [CḪD̃]
WELLH FŽL BAŽKM AL BAŽ FY ELRZG FME ELZ̃YN FŽLWE BRED̃Y RZGHM AL ME MLKT ÊYMENHM FHM FYH SWEÙ ÊFBNAMT ELLH YCḪD̃WN

vallahu feDDele beǎ'Dekum ǎlā beǎ'Din r-rizḳi femā elleƶīne fuDDilū birāddī rizḳihim ǎlā meleket eymānuhum fehum fīhi sevā'un efebiniǎ'meti llahi yecHadūne
والله فضل بعضكم على بعض في الرزق فما الذين فضلوا برادي رزقهم على ما ملكت أيمانهم فهم فيه سواء أفبنعمة الله يجحدون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
فضل ف ض ل | FŽL FŽL feDDele üstün kıldı has favored
بعضكم ب ع ض | BAŽ BAŽKM beǎ'Dekum kiminizi some of you
على | AL ǎlā üzerine over
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din kiminiz others
في | FY in
الرزق ر ز ق | RZG ELRZG r-rizḳi rızıkta [the] provision.
فما | FME femā değildir But not
الذين | ELZ̃YN elleƶīne those who
فضلوا ف ض ل | FŽL FŽLWE fuDDilū üstün kılınanlar were favored
برادي ر د د | RD̃D̃ BRED̃Y birāddī verip de would hand over
رزقهم ر ز ق | RZG RZGHM rizḳihim kendi rızıklarını their provision
على | AL ǎlā to
ما | ME whom
ملكت م ل ك | MLK MLKT meleket altında bulunanlara possess
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānuhum ellerinin their right hands,
فهم | FHM fehum onlar so (that) they
فيه | FYH fīhi onda (are) in it
سواء س و ي | SWY SWEÙ sevā'un eşit olacak şekilde equal.
أفبنعمة ن ع م | NAM ÊFBNAMT efebiniǎ'meti ni'metini mi? Then is it the Favor
الله | ELLH llahi Allah'ın of Allah
يجحدون ج ح د | CḪD̃ YCḪD̃WN yecHadūne inkar ediyorlar they reject?

16:71 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Allah | üstün kıldı | kiminizi | üzerine | kiminiz | | rızıkta | değildir | | üstün kılınanlar | verip de | kendi rızıklarını | | | altında bulunanlara | ellerinin | onlar | onda | eşit olacak şekilde | ni'metini mi? | Allah'ın | inkar ediyorlar |

[] [FŽL] [BAŽ] [] [BAŽ] [] [RZG] [] [] [FŽL] [RD̃D̃] [RZG] [] [] [MLK] [YMN] [] [] [SWY] [NAM] [] [CḪD̃]
WELLH FŽL BAŽKM AL BAŽ FY ELRZG FME ELZ̃YN FŽLWE BRED̃Y RZGHM AL ME MLKT ÊYMENHM FHM FYH SWEÙ ÊFBNAMT ELLH YCḪD̃WN

vallahu feDDele beǎ'Dekum ǎlā beǎ'Din r-rizḳi femā elleƶīne fuDDilū birāddī rizḳihim ǎlā meleket eymānuhum fehum fīhi sevā'un efebiniǎ'meti llahi yecHadūne
والله فضل بعضكم على بعض في الرزق فما الذين فضلوا برادي رزقهم على ما ملكت أيمانهم فهم فيه سواء أفبنعمة الله يجحدون

[] [ف ض ل] [ب ع ض] [] [ب ع ض] [] [ر ز ق] [] [] [ف ض ل] [ر د د] [ر ز ق] [] [] [م ل ك] [ي م ن] [] [] [س و ي] [ن ع م] [] [ج ح د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
فضل ف ض ل | FŽL FŽL feDDele üstün kıldı has favored
Fe,Dad,Lam,
80,800,30,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
بعضكم ب ع ض | BAŽ BAŽKM beǎ'Dekum kiminizi some of you
Be,Ayn,Dad,Kef,Mim,
2,70,800,20,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
على | AL ǎlā üzerine over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din kiminiz others
Be,Ayn,Dad,
2,70,800,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الرزق ر ز ق | RZG ELRZG r-rizḳi rızıkta [the] provision.
Elif,Lam,Re,Ze,Gaf,
1,30,200,7,100,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فما | FME femā değildir But not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
الذين | ELZ̃YN elleƶīne those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
فضلوا ف ض ل | FŽL FŽLWE fuDDilū üstün kılınanlar were favored
Fe,Dad,Lam,Vav,Elif,
80,800,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
برادي ر د د | RD̃D̃ BRED̃Y birāddī verip de would hand over
Be,Re,Elif,Dal,Ye,
2,200,1,4,10,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine dual noun
جار ومجرور
رزقهم ر ز ق | RZG RZGHM rizḳihim kendi rızıklarını their provision
Re,Ze,Gaf,He,Mim,
200,7,100,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
على | AL ǎlā to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
ما | ME whom
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ملكت م ل ك | MLK MLKT meleket altında bulunanlara possess
Mim,Lam,Kef,Te,
40,30,20,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānuhum ellerinin their right hands,
,Ye,Mim,Elif,Nun,He,Mim,
,10,40,1,50,5,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهم | FHM fehum onlar so (that) they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
فيه | FYH fīhi onda (are) in it
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
سواء س و ي | SWY SWEÙ sevā'un eşit olacak şekilde equal.
Sin,Vav,Elif,,
60,6,1,,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أفبنعمة ن ع م | NAM ÊFBNAMT efebiniǎ'meti ni'metini mi? Then is it the Favor
,Fe,Be,Nun,Ayn,Mim,Te merbuta,
,80,2,50,70,40,400,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine noun
الهمزة همزة استفهام
الفاء زائدة
جار ومجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın of Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
يجحدون ج ح د | CḪD̃ YCḪD̃WN yecHadūne inkar ediyorlar they reject?
Ye,Cim,Ha,Dal,Vav,Nun,
10,3,8,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَاللَّهُ: Allah | فَضَّلَ: üstün kıldı | بَعْضَكُمْ: kiminizi | عَلَىٰ: üzerine | بَعْضٍ: kiminiz | فِي: | الرِّزْقِ: rızıkta | فَمَا: değildir | الَّذِينَ: | فُضِّلُوا: üstün kılınanlar | بِرَادِّي: verip de | رِزْقِهِمْ: kendi rızıklarını | عَلَىٰ: | مَا: | مَلَكَتْ: altında bulunanlara | أَيْمَانُهُمْ: ellerinin | فَهُمْ: onlar | فِيهِ: onda | سَوَاءٌ: eşit olacak şekilde | أَفَبِنِعْمَةِ: ni'metini mi? | اللَّهِ: Allah'ın | يَجْحَدُونَ: inkar ediyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والله WELLH Allah | فضل FŽL üstün kıldı | بعضكم BAŽKM kiminizi | على AL üzerine | بعض BAŽ kiminiz | في FY | الرزق ELRZG rızıkta | فما FME değildir | الذين ELZ̃YN | فضلوا FŽLWE üstün kılınanlar | برادي BRED̃Y verip de | رزقهم RZGHM kendi rızıklarını | على AL | ما ME | ملكت MLKT altında bulunanlara | أيمانهم ÊYMENHM ellerinin | فهم FHM onlar | فيه FYH onda | سواء SWEÙ eşit olacak şekilde | أفبنعمة ÊFBNAMT ni'metini mi? | الله ELLH Allah'ın | يجحدون YCḪD̃WN inkar ediyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |vallahu: Allah | feDDele: üstün kıldı | beǎ'Dekum: kiminizi | ǎlā: üzerine | beǎ'Din: kiminiz | : | r-rizḳi: rızıkta | femā: değildir | elleƶīne: | fuDDilū: üstün kılınanlar | birāddī: verip de | rizḳihim: kendi rızıklarını | ǎlā: | : | meleket: altında bulunanlara | eymānuhum: ellerinin | fehum: onlar | fīhi: onda | sevā'un: eşit olacak şekilde | efebiniǎ'meti: ni'metini mi? | llahi: Allah'ın | yecHadūne: inkar ediyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |WELLH: Allah | FŽL: üstün kıldı | BAŽKM: kiminizi | AL: üzerine | BAŽ: kiminiz | FY: | ELRZG: rızıkta | FME: değildir | ELZ̃YN: | FŽLWE: üstün kılınanlar | BRED̃Y: verip de | RZGHM: kendi rızıklarını | AL: | ME: | MLKT: altında bulunanlara | ÊYMENHM: ellerinin | FHM: onlar | FYH: onda | SWEÙ: eşit olacak şekilde | ÊFBNAMT: ni'metini mi? | ELLH: Allah'ın | YCḪD̃WN: inkar ediyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Allah, rızık bakımından bir kısmınızı, bir kısmınızdan üstün etmiştir. Geçimi üstün olanlar, rızıklarını, elleri altında bulunanlara verip onları da geçim bakımından kendilerine eşit etmezler, Allah'ın nîmetini bile bile inkâr mı ederler?
Adem Uğur : Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?
Ahmed Hulusi : Allâh, yaşam gıdanız konusunda kiminizi kiminizden üstün tuttu. . . Üstün tutulan kimseler yaşam gıdalarını, sorumlu olduklarıyla hakkıyla paylaşmıyor. . . (Oysa) onlar onda eşittirler. . . Allâh nimetini (yaşam gıdalarını, ben kazandım, benim; diyerek, hatta benliklerini de böylece Allâh'a eş koşarak) bilerek inkâr mı ediyorlar?
Ahmet Tekin : Allah lütufta bulunarak, servette, bir kısmınızı diğerlerine üstün kıldı. Lütfa lâyık görülerek üstün kılınanlar, sahip oldukları rızık ve servetten meşrû şekilde sahip oldukları, üzerlerinde meşrû hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insanî münasebetleri olan köle, cariye ve hizmetkârlara ve işyerlerinde çalışan sözleşmeli işçilerine kâfi miktarda vermiyorlar. Verseler, o rızkın kullanımında eşit hâle gelecekler. Eşit şekilde kullanmaları söz konusu iken, bile bile Allah’ın ihsan ettiği nimeti inkâr mı ediyorlar? Nankörlük mü ediyorlar?
Ahmet Varol : Allah rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar ellerinin altındakilere (köle ve cariyelerine) rızıklarını vermezler. Oysa onda (rızıkta) eşittirler. Öyleyken Allah'ın nimetini bile bile inkâr mı ediyorlar?
Ali Bulaç : Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?
Ali Fikri Yavuz : Allah rızık hakkında bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldı. Kendilerine fazla rızık verilenler de, rızıklarını elleri altında bulunanlara vermiyorlar ki, onda müsavi olsunlar. (İşte böyle köle ve hizmetçilerini mallarına ortak etmiyenler, Allah’a nasıl, kudreti altındaki şeyleri ortak ediyorlar?) Şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar?
Bekir Sadak : Allah rizikda kiminizi digerlerine ustun tutmustur. stun kilinanlar, emirleri altinda bulunanlarin riziklarini vermezler. Oysa rizikta hepsi esittir. Allah'in nimetini bile bile inkar mi ediyorlar?
Celal Yıldırım : Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kılmıştır. Üstün kılınanlar ellerinin altındakilere rızıklarını kendilerine eşit olacak ölçüde çevirip verici değillerdir. Allah'ın nîmetini bile bile inkâr mı ediyorsunuz?
Diyanet İşleri : Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altındakilere vermezler ki rızıkta hep eşit olsunlar. Şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar?
Diyanet İşleri (eski) : Allah rızıkda kiminizi diğerlerine üstün tutmuştur. Üstün kılınanlar, emirleri altında bulunanların rızıklarını vermezler. Oysa rızıkta hepsi eşittir. Allah'ın nimetini bile bile inkar mı ediyorlar?
Diyanet Vakfi : Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?
Edip Yüksel : ALLAH rızık (varlık) açısından sizi birbirinize üstün kılmıştır. Nitekim, üstün kılınanlar, emirleri altındakilerle varlıklarını eşit paylaşmazlar. ALLAH'ın nimetini mi reddediyorlar?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah, rızık bakımından kiminizi kiminize üstün kıldı. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, eşit olsunlar. Şimdi Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah ba'zınızı ba'zınıza rızıkta tafdıl de etti, fazla verilenler rızıklarını ellerinin altındakilere reddediyorlar da hepsi onda müsavi oluyorlar da değil, şimdi Allahın nı'metini mi inkâr ediyorlar?
Fizilal-il Kuran : Allah rızık alanında bir bölümünüzü diğerlerinizden üstün kıldı. Üstün konumdakiler rızıklarını, buyrukları altındaki yoksullarla paylaşmıyorlar ki, herkes eşit geçim düzeyine kavuşsun. Acaba Allah'ın nimetlerini inkar mı ediyorsunuz?
Gültekin Onan : Tanrı rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Tanrı'nın nimetini inkar mı ediyorlar?
Hakkı Yılmaz : "Ve Allah rızık konusunda kiminizi kiminize fazlalıklı kılmıştır. Kendilerine fazlalık verilenler, kendi rızıklarını; yiyip içeceklerini, servetlerini, sözleşmeler gereği himayelerinde bulundurdukları kimselere, hepsi rızıkta eşit olmak üzere vermezler. O hâlde bunlar Allah'ın nimetini bilerek örtbas mı ediyorlar? "
Hasan Basri Çantay : Allah rızk hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. O üstün kılınanlar, onda hepsi eşit olmak üzere, rızklarını ellerinin altındakilere verici değildirler. O halde bunlar Allahın ni'metini bilerek inkâr mı ediyorlar?
Hayrat Neşriyat : Hem Allah, rızık husûsunda bazınızı bazınızdan üstün kıldı. Böylece üstün kılınanlar ise, rızıklarını (kendileriyle eşit dereceye gelecek şekilde) ellerinin altındaki kölelerine verici değiller ki, artık onda (o rızıkta) kendileri müsâvî olsunlar. (Onlar kendi köleleriyle eşitliği kabûl etmezken, nasıl oluyor da Allah’a eş tutup ortak koşuyorlar?)Şimdi Allah’ın ni'metini bilerek inkâr mı ediyorlar?
İbni Kesir : Allah; rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar buyrukları altında bulunanların rızıklarını vermezler. Halbuki bunda hepsi eşittir. Yoksa Allah'ın nimetini bile bile inkar mı ediyorlar?
İskender Evrenosoğlu : Üstün kılınan kimseler, ellerinin altında bulunanlara rızıklarını veren (verici) değiller (çünkü rızkı veren sadece Allah'tır). Oysa onlar, rızıkları konusunda eşittirler. Onlar, Allah'ın ni'metini bilerek mi inkâr ediyorlar?
Muhammed Esed : Rızık konusunda, kiminize kiminizden fazla veren Allah'tır: hal böyleyken, kendisine fazla verilmiş olanlar, rızıklarını -bu bakımdan aralarında eşitlik olsun diye- sağ ellerinin malik olduğu kimselerle paylaşmakta isteksiz davranıyorlar. Peki, (böyle yapmakla) Allah'ın nimetini (bile bile) inkara mı kalkışıyorlar?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah Teâlâ bazınızı bazınız üzerine rızk hususunda üstün kılmıştır. Artık üstün kılınanlar, rızklarını onlar onda müsavî olmak için ellerinin altındakilere verici değillerdir. İmdi Allah'ın nîmetlerini inkâr mı ediyorlar?
Ömer Öngüt : Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, ellerinin altındakilere kendi rızıklarını vermiyorlar ki, o rızık hususunda eşit olsunlar. Yoksa Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?
Şaban Piriş : Allah, rızık konusunda kiminizi, kiminizden üstün kılmıştır. Fakat, üstün kılınanlar, gözetimleri altında bulunanlara, kendileriyle eşit olurlar diye rızıklarını vermezler. Bile bile Allah’ın nimetini inkar mı ediyorlar?
Suat Yıldırım : Allah sizi, maişet ve rızık hususunda kiminizi kiminize üstün kıldı. Nasipleri bol olanlar kendi nasiplerini, kendileriyle eşit seviyeye gelecek derecede, yanlarında çalıştırdıkları köle ve hizmetçilere vermezler. O halde nasıl olur da Allah’ın nimetini, Allah’ın kendilerinin üzerindeki hakkını bile bile inkâr ederler?
Süleyman Ateş : Allâh, rızıkta kiminizi kiminizden üstün kıldı. (Rızıkça) üstün kılınanlar, ellerinin altında bulunanlara kendi rızıklarını verip de hepsi rızıkta eşit olmuyorlar. Allâh'ın ni'metini mi inkâr ediyorlar?
Tefhim-ul Kuran : Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?
Ümit Şimşek : Allah rızıkta sizi birbirinize üstün kıldı. Kendilerine fazlalık verilenler, bu fazlalığı ellerinin altındakilere verip de onlarla eşit hale gelmek istemezler. Buna rağmen onlar Allah'ın nimetini mi inkâr ediyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk : Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah'ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar?


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}