» 2 / Bakara  277:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
Bakara Suresi = Inek Suresi
67-71. ayetlerinde Yahudilere kesilmesi emredilen inekten söz edildigi için bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. امَنُوا ( ËMNWE) = āmenū : iman eden
4. وَعَمِلُوا (WAMLWE) = ve ǎmilū : ve işler yapanlar
5. الصَّالِحَاتِ (ELṦELḪET) = S-SāliHāti : salih (güzel)
6. وَأَقَامُوا (WÊGEMWE) = ve eḳāmū : ve -doğrulmak
7. الصَّلَاةَ (ELṦLET) = S-Salāte : SaLâTe/Desteğe
8. وَاتَوُا (W ËTWE) = ve ātevu : ve vermek
9. الزَّكَاةَ (ELZKET) = z-zekāte : zekatı
10. لَهُمْ (LHM) = lehum : işte onların
11. أَجْرُهُمْ (ÊCRHM) = ecruhum : ödülleri
12. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : yanındadır
13. رَبِّهِمْ (RBHM) = rabbihim : Rableri
14. وَلَا (WLE) = ve lā : yoktur
15. خَوْفٌ (ḢWF) = ḣavfun : korku
16. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlara
17. وَلَا (WLE) = ve lā :
18. هُمْ (HM) = hum : ve onlar
19. يَحْزَنُونَ (YḪZNWN) = yeHzenūne : üzülmeyeceklerdir
şüphesiz | kimseler | iman eden | ve işler yapanlar | salih (güzel) | ve -doğrulmak | SaLâTe/Desteğe | ve vermek | zekatı | işte onların | ödülleri | yanındadır | Rableri | yoktur | korku | onlara | | ve onlar | üzülmeyeceklerdir |

[] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [GWM] [ṦLW] [ETY] [ZKW] [] [ECR] [AND̃] [RBB] [] [ḢWF] [] [] [] [ḪZN]
ÎN ELZ̃YN ËMNWE WAMLWE ELṦELḪET WÊGEMWE ELṦLET W ËTWE ELZKET LHM ÊCRHM AND̃ RBHM WLE ḢWF ALYHM WLE HM YḪZNWN

inne elleƶīne āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti ve eḳāmū S-Salāte ve ātevu z-zekāte lehum ecruhum ǐnde rabbihim ve lā ḣavfun ǎleyhim ve lā hum yeHzenūne
إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات وأقاموا الصلاة وآتوا الزكاة لهم أجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū iman eden believe[d]
وعملوا ع م ل | AML WAMLWE ve ǎmilū ve işler yapanlar and did
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti salih (güzel) good deeds
وأقاموا ق و م | GWM WÊGEMWE ve eḳāmū ve -doğrulmak and established
الصلاة ص ل و | ṦLW ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe the prayer
وآتوا ا ت ي | ETY W ËTWE ve ātevu ve vermek and gave
الزكاة ز ك و | ZKW ELZKET z-zekāte zekatı the zakah
لهم | LHM lehum işte onların for them -
أجرهم ا ج ر | ECR ÊCRHM ecruhum ödülleri their reward
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanındadır (is) with
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rableri their Lord,
ولا | WLE ve lā yoktur and no
خوف خ و ف | ḢWF ḢWF ḣavfun korku fear
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara on them
ولا | WLE ve lā and not
هم | HM hum ve onlar they
يحزنون ح ز ن | ḪZN YḪZNWN yeHzenūne üzülmeyeceklerdir will grieve.

2:277 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | kimseler | iman eden | ve işler yapanlar | salih (güzel) | ve -doğrulmak | SaLâTe/Desteğe | ve vermek | zekatı | işte onların | ödülleri | yanındadır | Rableri | yoktur | korku | onlara | | ve onlar | üzülmeyeceklerdir |

[] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [GWM] [ṦLW] [ETY] [ZKW] [] [ECR] [AND̃] [RBB] [] [ḢWF] [] [] [] [ḪZN]
ÎN ELZ̃YN ËMNWE WAMLWE ELṦELḪET WÊGEMWE ELṦLET W ËTWE ELZKET LHM ÊCRHM AND̃ RBHM WLE ḢWF ALYHM WLE HM YḪZNWN

inne elleƶīne āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti ve eḳāmū S-Salāte ve ātevu z-zekāte lehum ecruhum ǐnde rabbihim ve lā ḣavfun ǎleyhim ve lā hum yeHzenūne
إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات وأقاموا الصلاة وآتوا الزكاة لهم أجرهم عند ربهم ولا خوف عليهم ولا هم يحزنون

[] [] [ا م ن] [ع م ل] [ص ل ح] [ق و م] [ص ل و] [ا ت ي] [ز ك و] [] [ا ج ر] [ع ن د] [ر ب ب] [] [خ و ف] [] [] [] [ح ز ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū iman eden believe[d]
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وعملوا ع م ل | AML WAMLWE ve ǎmilū ve işler yapanlar and did
Vav,Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
6,70,40,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti salih (güzel) good deeds
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
1,30,90,1,30,8,1,400,
N – accusative feminine plural active participle
اسم منصوب
وأقاموا ق و م | GWM WÊGEMWE ve eḳāmū ve -doğrulmak and established
Vav,,Gaf,Elif,Mim,Vav,Elif,
6,,100,1,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصلاة ص ل و | ṦLW ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe the prayer
Elif,Lam,Sad,Lam,Elif,Te merbuta,
1,30,90,30,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
وآتوا ا ت ي | ETY W ËTWE ve ātevu ve vermek and gave
Vav,,Te,Vav,Elif,
6,,400,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الزكاة ز ك و | ZKW ELZKET z-zekāte zekatı the zakah
Elif,Lam,Ze,Kef,Elif,Te merbuta,
1,30,7,20,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
لهم | LHM lehum işte onların for them -
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
أجرهم ا ج ر | ECR ÊCRHM ecruhum ödülleri their reward
,Cim,Re,He,Mim,
,3,200,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanındadır (is) with
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rableri their Lord,
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولا | WLE ve lā yoktur and no
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
حرف نفي
خوف خ و ف | ḢWF ḢWF ḣavfun korku fear
Hı,Vav,Fe,
600,6,80,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara on them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ولا | WLE ve lā and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
حرف نفي
هم | HM hum ve onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
يحزنون ح ز ن | ḪZN YḪZNWN yeHzenūne üzülmeyeceklerdir will grieve.
Ye,Ha,Ze,Nun,Vav,Nun,
10,8,7,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: kimseler | امَنُوا: iman eden | وَعَمِلُوا: ve işler yapanlar | الصَّالِحَاتِ: salih (güzel) | وَأَقَامُوا: ve -doğrulmak | الصَّلَاةَ: SaLâTe/Desteğe | وَاتَوُا: ve vermek | الزَّكَاةَ: zekatı | لَهُمْ: işte onların | أَجْرُهُمْ: ödülleri | عِنْدَ: yanındadır | رَبِّهِمْ: Rableri | وَلَا: yoktur | خَوْفٌ: korku | عَلَيْهِمْ: onlara | وَلَا: | هُمْ: ve onlar | يَحْزَنُونَ: üzülmeyeceklerdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | الذين ELZ̃YN kimseler | آمنوا ËMNWE iman eden | وعملوا WAMLWE ve işler yapanlar | الصالحات ELṦELḪET salih (güzel) | وأقاموا WÊGEMWE ve -doğrulmak | الصلاة ELṦLET SaLâTe/Desteğe | وآتوا W ËTWE ve vermek | الزكاة ELZKET zekatı | لهم LHM işte onların | أجرهم ÊCRHM ödülleri | عند AND̃ yanındadır | ربهم RBHM Rableri | ولا WLE yoktur | خوف ḢWF korku | عليهم ALYHM onlara | ولا WLE | هم HM ve onlar | يحزنون YḪZNWN üzülmeyeceklerdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | elleƶīne: kimseler | āmenū: iman eden | ve ǎmilū: ve işler yapanlar | S-SāliHāti: salih (güzel) | ve eḳāmū: ve -doğrulmak | S-Salāte: SaLâTe/Desteğe | ve ātevu: ve vermek | z-zekāte: zekatı | lehum: işte onların | ecruhum: ödülleri | ǐnde: yanındadır | rabbihim: Rableri | ve lā: yoktur | ḣavfun: korku | ǎleyhim: onlara | ve lā: | hum: ve onlar | yeHzenūne: üzülmeyeceklerdir |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | ËMNWE: iman eden | WAMLWE: ve işler yapanlar | ELṦELḪET: salih (güzel) | WÊGEMWE: ve -doğrulmak | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | W ËTWE: ve vermek | ELZKET: zekatı | LHM: işte onların | ÊCRHM: ödülleri | AND̃: yanındadır | RBHM: Rableri | WLE: yoktur | ḢWF: korku | ALYHM: onlara | WLE: | HM: ve onlar | YḪZNWN: üzülmeyeceklerdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : İnananlara, iyi işler yapanlara, namaz kılanlara, zekât verenlere gelince: Onların ecirleri Rableri katındadır, onlara ne korku vardır, ne hüzün.
Adem Uğur : İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
Ahmed Hulusi : İman edip bunun gereği olan yararlı fiilleri uygulayan, salâtı ikame eden ve zekâtı verenlerin Rableri indînde özel karşılıkları vardır. Korku yoktur onlar için ve onları hüzünlendirecek bir şey de olmaz.
Ahmet Tekin : İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, namazları âdâbına riayet ederek, aksatmadan âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenlerin Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar.
Ahmet Varol : Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı kılan, zekatı veren kimselerin karşılıkları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.
Ali Bulaç : İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : İman edip iyi ameller işleyen, namazı kılan ve zekâtı veren kimselerin, Rableri katında muhakkak mükâfatları (ecirleri) vardır; ve onlara hiç bir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir.
Bekir Sadak : Inanip yararli isler isleyenlerin, namaz kilip, zekat verenlerin Rab'leri katinda ecirleri vardir. Onlara korku yoktur ve onlar uzulmeyeceklerdir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki imân edip yararlı işlerde bulunan, namazı kılıp zekâtı verenlerin mükâfat ve sevapları Rabları katındadır. Hem onlara hiçbir korku da yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.
Diyanet İşleri : Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) : İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp, zekat verenlerin Rab'leri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Diyanet Vakfi : İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
Edip Yüksel : İnanıp erdemli bir hayat sürerek namazı gözetenlerin ve zekatı verenlerin ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku yoktur ve onlar üzülmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekatı verenlerin Rabbleri katında elbette mükafatları vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar mahzun da olmazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İman edip iyi işler yapan ve namaz kılıp, zekat verenlerin, Rabblerinin yanında, şüphesiz kendilerine ait mükafatları vardır. Onlara bir korku yoktur ve hiç üzülmeyeceklerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : İman edib eyi işler yapan ve namaz kılıb zekât veren kimselerin Rabları ındinde ecirleri şüphesiz kendilerinindir ve onlara bir korku yoktur ve mahzun olacak değildir onlar
Fizilal-il Kuran : Onlar ki inandılar, iyi işler yaptılar, namazı kıldılar ve zekatı verdiler. Rabbleri katında mükafatları kendilerine mutlaka verilecektir. Onlar için artık korku sözkonusu değildir, onlar hiç üzülmeyeceklerdir
Gültekin Onan : İnanıp güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; kuşkusuz onların ecirleri rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
Hakkı Yılmaz : "Şüphesiz iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan] ve zekâtı/vergiyi veren kişilerin Rableri katında mükâfâtları vardır. Ve onlar üzerine hiçbir korku yoktur, onlar üzülmezler de. "
Hasan Basri Çantay : Îman eden, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunan, namazı (nı) dosdoğru kılan, bir de zekâtı (nı) veren kimseler (in, evet), onların Rableri indinde mükâfatları vardır. Onlara hiç bir korku yokdur, onlar mahzun da olacak değillerdir.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki îmân edip sâlih ameller işleyenler, namazı hakkıyla edâ edenler ve zekâtı verenler var ya, onların Rableri katında mükâfâtları vardır. Hem onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.
İbni Kesir : İman edip salih amel işleyenlerin, namaz kılıp zekat verenlerin Rabbları katında mükafaatları vardır. Onlar için korku yoktur ve üzülecek de değillerdir.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) ve ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel işleyenlerin, namazı ikame edenlerin (yerine getirenlerin) ve zekâtı verenlerin ecirleri (mükâfatları), Rab'lerinin katındadır. Ve onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.
Muhammed Esed : İmana ermiş olanlar, doğru ve yararlı işler yapanlar, namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar ve karşılıksız yardımda bulunanlar; işte onlar mükafatlarını Rablerinden alacaklardır ve onlara ne korku vardır, ne de üzülürler.
Ömer Nasuhi Bilmen : O kimseler ki, imân ettiler ve iyi amellerde bulundular ve namazlarını doğruca kıldılar, zekâtlarını da verdiler. İşte onlar için Rableri nezdinde mükâfaatları vardır ve onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
Ömer Öngüt : İman edip sâlih amel işleyenlerin, namaz kılıp zekât verenlerin, Rableri katında mükâfatları vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklar.
Şaban Piriş : Şüphesiz, iman edenler, doğruları yapanlar, namazı hakkıyla kılanlar ve zekatı verenler için Rab’leri katında mükafatları vardır; onlara korku yoktur; onlar, mahzun da olmayacaklardır.
Suat Yıldırım : İman eden, makbul ve güzel işler yapanların, namazı hakkıyla ifa eden, zekât verenlerin... İşte onların, Rab’leri nezdinde mükâfatları vardır. Onlar için hiçbir endişe yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir.
Süleyman Ateş : Onlar ki, inandılar, güzel işler yaptılar, namazı kıldılar, zekâtı verdiler; işte onların ödülleri, Rableri yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz iman edip güzel amellerde bulunanlar, dosdoğru namazı kılanlar ve zekâtı verenler; onların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır.
Ümit Şimşek : İman eden, güzel işler yapan, namazlarını dosdoğru kılan ve zekâtlarını veren kimselerin ise Rableri katında ödülleri vardır. Ne bir korku olur onlar için, ne de mahzun olurlar.
Yaşar Nuri Öztürk : İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üreten, namazı kılan, zekatı verenler için Rableri katında kendilerine özgü ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için. Tasalanmayacaklardır onlar...


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}