CONJ – prefixed conjunction wa (and) COND – conditional particle الواو عاطفة حرف شرط
كان
ك و ن | KWN
KEN
kāne
ise
is
Kef,Elif,Nun, 20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
ذو
|
Z̃W
ƶū
(içinde)
the (debtor)
Zel,Vav, 700,6,
N – nominative masculine singular noun اسم مرفوع
عسرة
ع س ر | ASR
ASRT
ǔsratin
darlık
in difficulty,
Ayn,Sin,Re,Te merbuta, 70,60,200,400,
N – genitive feminine indefinite noun اسم مجرور
فنظرة
ن ظ ر | NƵR
FNƵRT
feneZiratun
beklemek (lazımdır)
then postponement
Fe,Nun,Zı,Re,Te merbuta, 80,50,900,200,400,
REM – prefixed resumption particle N – nominative feminine indefinite noun الفاء استئنافية اسم مرفوع
إلى
|
ÎL
ilā
kadar
until
,Lam,, ,30,,
P – preposition حرف جر
ميسرة
ي س ر | YSR
MYSRT
meyseratin
bir kolaylığa
ease.
Mim,Ye,Sin,Re,Te merbuta, 40,10,60,200,400,
N – genitive feminine indefinite noun اسم مجرور
وأن
|
WÊN
ve en
ve eğer
And if
Vav,,Nun, 6,,50,
REM – prefixed resumption particle SUB – subordinating conjunction الواو استئنافية حرف مصدري
تصدقوا
ص د ق | ṦD̃G
TṦD̃GWE
teSaddeḳū
sadaka olarak bağışlarsanız
you remit as charity
Te,Sad,Dal,Gaf,Vav,Elif, 400,90,4,100,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form V) imperfect verb, subjunctive mood PRON – subject pronoun فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
خير
خ ي ر | ḢYR
ḢYR
ḣayrun
daha hayırlıdır
(it is) better
Hı,Ye,Re, 600,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun اسم مرفوع
لكم
|
LKM
lekum
sizin için
for you.
Lam,Kef,Mim, 30,20,40,
P – prefixed preposition lām PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun جار ومجرور
إن
|
ÎN
in
eğer
If
,Nun, ,50,
COND – conditional particle حرف شرط
كنتم
ك و ن | KWN
KNTM
kuntum
you
Kef,Nun,Te,Mim, 20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
تعلمون
ع ل م | ALM
TALMWN
teǎ'lemūne
bilirseniz
know.
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun, 400,70,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنْ: eğer (borçlu) | كَانَ: ise | ذُو: (içinde) | عُسْرَةٍ: darlık | فَنَظِرَةٌ: beklemek (lazımdır) | إِلَىٰ: kadar | مَيْسَرَةٍ: bir kolaylığa | وَأَنْ: ve eğer | تَصَدَّقُوا: sadaka olarak bağışlarsanız | خَيْرٌ: daha hayırlıdır | لَكُمْ: sizin için | إِنْ: eğer | كُنْتُمْ: | تَعْلَمُونَ: bilirseniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإن WÎNeğer (borçlu) | كان KENise | ذو Z̃W(içinde) | عسرة ASRTdarlık | فنظرة FNƵRTbeklemek (lazımdır) | إلى ÎLkadar | ميسرة MYSRTbir kolaylığa | وأن WÊNve eğer | تصدقوا TṦD̃GWEsadaka olarak bağışlarsanız | خير ḢYRdaha hayırlıdır | لكم LKMsizin için | إن ÎNeğer | كنتم KNTM | تعلمون TALMWNbilirseniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve in: eğer (borçlu) | kāne: ise | ƶū: (içinde) | ǔsratin: darlık | feneZiratun: beklemek (lazımdır) | ilā: kadar | meyseratin: bir kolaylığa | ve en: ve eğer | teSaddeḳū: sadaka olarak bağışlarsanız | ḣayrun: daha hayırlıdır | lekum: sizin için | in: eğer | kuntum: | teǎ'lemūne: bilirseniz |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎN: eğer (borçlu) | KEN: ise | Z̃W: (içinde) | ASRT: darlık | FNƵRT: beklemek (lazımdır) | ÎL: kadar | MYSRT: bir kolaylığa | WÊN: ve eğer | TṦD̃GWE: sadaka olarak bağışlarsanız | ḢYR: daha hayırlıdır | LKM: sizin için | ÎN: eğer | KNTM: | TALMWN: bilirseniz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Borçlu dardaysa genişleyinceye dek mühlet verin ona. Borcunuzu sadaka olarak bağışlarsanız bu, bilseniz, sizin için daha hayırlıdır.
Adem Uğur : Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır.
Ahmed Hulusi : Eğer (borçlu) ödeme sıkıntısı içindeyse, kolaylıkla ödeyebileceği zamana kadar süre tanıyın. Bununla beraber alacağınızı bağışlamanız sizin için çok daha hayırlıdır, eğer bilirseniz.
Ahmet Tekin : Eğer borçlu, darlık, ekonomik sıkıntı içindeyse, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek gerekir.
Darda olan borçlulardaki alacağınızı, imanda sadâkatin ve kemâlin ifadesi olan sadakaya, malî mükellefiyetlere sayarak bağışlamanız, bilirseniz eğer, böyle fazileti yüksek, mükâfatı büyük bir davranış, sizin için daha hayırlıdır.
Ahmet Varol : Eğer (borçlu) darlık içinde olursa bir genişliğe çıkıncaya kadar beklenilir. Eğer bilirseniz alacağınızı bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Ali Bulaç : Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
Ali Fikri Yavuz : Eğer borçlu, darlık içinde ise, o halde ona genişlik vaktına kadar mühlet vermek var. Bununla beraber alacağınızı sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz...
Bekir Sadak : Borclu darda ise, eli genisleyinceye kadar ona muhlet verin. Bilmis olsaniz borcu bagislamaniz sizin icin daha hayirlidir.
Celal Yıldırım : Eğer borçlu sıkıntıda ise, onu, bir kolaylık bulununcaya kadar beklemek (uygun olur). (Alacağınızı) sadaka olarak bağışlarsanız sizin için —eğer bilirseniz— daha hayırlıdır.
Diyanet İşleri : Eğer borçlu darlık içindeyse, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. Eğer bilirseniz, (borcu) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır.
Diyanet İşleri (eski) : Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Diyanet Vakfi : Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır.
Edip Yüksel : (Borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek gerekir. Borcu karşılıksız yardım olarak bağışlarsanız sizin için daha iyidir, bir bilseniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer borçlu darlık içindeyse, ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın. Ve bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz eğer bilirseniz sizin için, daha hayırlıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer borçlu sıkıntıda ise, ona kolaylık tanımalısınız; borcu sadaka olarak bağışlamanız, eğer bilirseniz, hakkınızda daha hayırlıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve şayed borçlu sıkıntıda ise o halde bir kolaylığa intizar, bununla beraber tasadduk etmeniz hakkınızda daha hayırlıdır eğer bilirseniz.
Fizilal-il Kuran : Eğer borçlunuz darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet tanıyın. Eğer bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin hesabınıza daha hayırlıdır.
Gültekin Onan : Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) sadaka olarak bağışlamanız ise sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
Hakkı Yılmaz : Eğer borçlu, darlık içindeyse, kolaylığına kadar süre tanınmalıdır! Eğer biliyorsanız, sadaka olarak vermeniz, sizin için daha hayırlıdır.
Hasan Basri Çantay : Eğer (borçlu) darlık içinde bulunuyorsa ona geniş bir zamana kadar mühlet (verin). Sadaka oiarak bağışlamanız ise sizi niçin daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz.
Hayrat Neşriyat : Eğer (borçlu) darda ise, bu durumda (verilecek hüküm, borçlunun ulaşacağı) bir genişliğe kadar (ona) mühlet (vermek)tir. Hâlbuki (ecrini) bilirseniz, (alacağınızı)bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
İbni Kesir : Borçlu darda ise, kolaylığa kadar beklemelidir. Eğer bilirseniz, sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
İskender Evrenosoğlu : Eğer (borçlu) zor durumda ise (ödeyemeyecekse) o taktirde durumu kolaylaşıncaya kadar beklenmelidir. Ve (alacağınızı) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır. Keşke bilseydiniz.
Muhammed Esed : Ancak (borçlu) güç durumda ise, rahatlayıncaya kadar ona bir vade verin; eğer bilirseniz, bir karşılık beklemeden (borcu tamamiyle) silmek, sizin kendi iyiliğinize olacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer yoksul ise o halde genişlik zamanına kadar intizar etmelidir. Ve eğer bağışlar iseniz sizin için hayırlıdır, eğer bilirseniz.
Ömer Öngüt : Eğer borçlu darlık içinde bulunuyorsa, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Eğer bilirseniz sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Şaban Piriş : Eğer (borçlu) darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Sadaka olarak bağışlamanız, bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.
Suat Yıldırım : Eğer borçlu sıkıntıda ise, kolaylığa çıkıncaya kadar ona mühlet verin! Şayet bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin için daha da hayırlıdır.
Süleyman Ateş : Eğer (borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek (lâzımdır). Eğer bilirseniz (verdiğiniz borcu, eli darda olan borçluya) sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Tefhim-ul Kuran : Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin) . (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
Ümit Şimşek : Eğer borçlu güçlük içinde ise, rahatlayıncaya kadar ona süre tanıyın. Onun borcunu bütünüyle bağışlamak ise, bir bilseniz, sizin için daha da hayırlıdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]