» 7 / A’râf  117:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَوْحَيْنَا (WÊWḪYNE) = ve evHaynā : ve biz de vahyettik
2. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
3. مُوسَىٰ (MWS) = mūsā : Musa'ya
4. أَنْ (ÊN) = en : diye
5. أَلْقِ (ÊLG) = elḳi : at
6. عَصَاكَ (AṦEK) = ǎSāke : Asanı
7. فَإِذَا (FÎZ̃E) = fe iƶā : (bir de baktılar ki)
8. هِيَ (HY) = hiye : o
9. تَلْقَفُ (TLGF) = telḳafu : yakalayıp yutuyor
10. مَا (ME) = mā : şeyleri
11. يَأْفِكُونَ (YÊFKWN) = ye'fikūne : onların uydurdukları
ve biz de vahyettik | | Musa'ya | diye | at | Asanı | (bir de baktılar ki) | o | yakalayıp yutuyor | şeyleri | onların uydurdukları |

[WḪY] [] [] [] [LGY] [AṦW] [] [] [LGF] [] [EFK]
WÊWḪYNE ÎL MWS ÊN ÊLG AṦEK FÎZ̃E HY TLGF ME YÊFKWN

ve evHaynā ilā mūsā en elḳi ǎSāke fe iƶā hiye telḳafu ye'fikūne
وأوحينا إلى موسى أن ألق عصاك فإذا هي تلقف ما يأفكون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأوحينا و ح ي | WḪY WÊWḪYNE ve evHaynā ve biz de vahyettik And We inspired
إلى | ÎL ilā to
موسى | MWS mūsā Musa'ya Musa
أن | ÊN en diye that,
ألق ل ق ي | LGY ÊLG elḳi at """Throw"
عصاك ع ص و | AṦW AṦEK ǎSāke Asanı "your staff,"""
فإذا | FÎZ̃E fe iƶā (bir de baktılar ki) and suddenly
هي | HY hiye o it
تلقف ل ق ف | LGF TLGF telḳafu yakalayıp yutuyor swallow(ed)
ما | ME şeyleri what
يأفكون ا ف ك | EFK YÊFKWN ye'fikūne onların uydurdukları they (were) falsifying.

7:117 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve biz de vahyettik | | Musa'ya | diye | at | Asanı | (bir de baktılar ki) | o | yakalayıp yutuyor | şeyleri | onların uydurdukları |

[WḪY] [] [] [] [LGY] [AṦW] [] [] [LGF] [] [EFK]
WÊWḪYNE ÎL MWS ÊN ÊLG AṦEK FÎZ̃E HY TLGF ME YÊFKWN

ve evHaynā ilā mūsā en elḳi ǎSāke fe iƶā hiye telḳafu ye'fikūne
وأوحينا إلى موسى أن ألق عصاك فإذا هي تلقف ما يأفكون

[و ح ي] [] [] [] [ل ق ي] [ع ص و] [] [] [ل ق ف] [] [ا ف ك]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأوحينا و ح ي | WḪY WÊWḪYNE ve evHaynā ve biz de vahyettik And We inspired
Vav,,Vav,Ha,Ye,Nun,Elif,
6,,6,8,10,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
موسى | MWS mūsā Musa'ya Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – genitive masculine proper noun → Musa"
اسم علم مجرور
أن | ÊN en diye that,
,Nun,
,50,
INT – particle of interpretation
حرف تفسير
ألق ل ق ي | LGY ÊLG elḳi at """Throw"
,Lam,Gaf,
,30,100,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
فعل أمر
عصاك ع ص و | AṦW AṦEK ǎSāke Asanı "your staff,"""
Ayn,Sad,Elif,Kef,
70,90,1,20,
N – nominative noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فإذا | FÎZ̃E fe iƶā (bir de baktılar ki) and suddenly
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle
SUR – surprise particle
الفاء استئنافية
حرف فجاءة
هي | HY hiye o it
He,Ye,
5,10,
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
ضمير منفصل
تلقف ل ق ف | LGF TLGF telḳafu yakalayıp yutuyor swallow(ed)
Te,Lam,Gaf,Fe,
400,30,100,80,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME şeyleri what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يأفكون ا ف ك | EFK YÊFKWN ye'fikūne onların uydurdukları they (were) falsifying.
Ye,,Fe,Kef,Vav,Nun,
10,,80,20,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَوْحَيْنَا: ve biz de vahyettik | إِلَىٰ: | مُوسَىٰ: Musa'ya | أَنْ: diye | أَلْقِ: at | عَصَاكَ: Asanı | فَإِذَا: (bir de baktılar ki) | هِيَ: o | تَلْقَفُ: yakalayıp yutuyor | مَا: şeyleri | يَأْفِكُونَ: onların uydurdukları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأوحينا WÊWḪYNE ve biz de vahyettik | إلى ÎL | موسى MWS Musa'ya | أن ÊN diye | ألق ÊLG at | عصاك AṦEK Asanı | فإذا FÎZ̃E (bir de baktılar ki) | هي HY o | تلقف TLGF yakalayıp yutuyor | ما ME şeyleri | يأفكون YÊFKWN onların uydurdukları |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve evHaynā: ve biz de vahyettik | ilā: | mūsā: Musa'ya | en: diye | elḳi: at | ǎSāke: Asanı | fe iƶā: (bir de baktılar ki) | hiye: o | telḳafu: yakalayıp yutuyor | : şeyleri | ye'fikūne: onların uydurdukları |
Kırık Meal (Transcript) : |WÊWḪYNE: ve biz de vahyettik | ÎL: | MWS: Musa'ya | ÊN: diye | ÊLG: at | AṦEK: Asanı | FÎZ̃E: (bir de baktılar ki) | HY: o | TLGF: yakalayıp yutuyor | ME: şeyleri | YÊFKWN: onların uydurdukları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mûsâ'ya, at sopanı diye vahyettik. Atınca koca bir yılan şekline giren sopa, onların yalancıktan meydana çıkardıklarını yuttu, hepsini silip süpürdü.
Adem Uğur : Biz de Musa'ya, "Asanı at!" diye vahyettik. Bir de baktılar ki bu, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
Ahmed Hulusi : Biz de Musa'ya: "Asanı at" diye vahyettik. . . Bir de ne görsünler, o (asa), onların uydurdukları şeyleri kapıp yutuyor!
Ahmet Tekin : Biz de Mûsâ’ya: 'Sen de asânı at' diye vahyettik. Bir de baktılar ki, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
Ahmet Varol : Bunun üzerine biz Musa'ya: 'Asanı at' diye vahyettik. Bir de baktılar ki o, onların uyduruverdikleri şeyleri yutuyor.
Ali Bulaç : Biz de Musa'ya: "Asanı fırlatıver" diye vahyettik. (O da fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip toparlayıp yutuyor.
Ali Fikri Yavuz : Biz de Mûsa’ya: “-Asânı bırakıver” diye vahyettik. Bir de baktılar ki, asâ, onların bütün uydurduklarını yutuyor.
Bekir Sadak : Biz de Musa'ya, 'Asani koyuver» dedik, o da koydu; hemen onlarin uydurduklarini yutmaya basladi.
Celal Yıldırım : Musa'ya Asa'nı bırakıver! diye vahyettik, derken Asa onların uydurduklarını (bir bir) yutmaya başladı.
Diyanet İşleri : Biz de Mûsâ’ya, “Elindeki değneğini at” diye vahyettik. Bir de ne görsünler o, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
Diyanet İşleri (eski) : Biz de Musa'ya, 'Asanı koyuver' dedik, o da koydu; hemen onların uydurduklarını yutmaya başladı.
Diyanet Vakfi : Biz de Musa'ya, «Asanı at!» diye vahyettik. Bir de baktılar ki bu, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
Edip Yüksel : Biz de Musa'ya 'Asanı at,' diye vahyettik. Nitekim o, onların uydurduklarını toplayıp yutuverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz de Musa'ya «Sen de asânı bırakıver.» diye vahyettik. Birdenbire asâ, onların bütün uydurduklarını yakalayıp yutuverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz de Musa'ya: «Asanı bırakıver!» diye vahyettik. Bir de baktılar ki, o onların bütün uydurduklarını yalayıp yutuyor!
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz de Mûsâya «asanı bırakıver» diye vahy ettik, bir de baktılar ki o, onların bütün uydurduklarını yalayıb yutuyor
Fizilal-il Kuran : Biz de Musa'ya 'Elindeki değneği yere at' diye vahyettik, değnek onların bütün göz boyayıcılıklarını yutuverdi.
Gültekin Onan : Biz de Musa'ya "Asanı fırlatıver" diye vahyettik. (O da fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip toparlayıp yutuyor.
Hakkı Yılmaz : Biz de Mûsâ'ya, “Sen de birikimini ortaya atıver” diye vahyettik. Bir de ne görsünler, onların uydurup düzdükleri şeyleri süratle yakalayıp yutuyor.
Hasan Basri Çantay : Biz de Musâya: «Bırak asaanı» diye vahyetdik. Bir de ne görsünler: Bu, onların bütün uydurub düzdüklerini yakalayıb yutuyor!.
Hayrat Neşriyat : Derken (biz de) Mûsâ’ya: 'Asânı (yere) bırak!' diye vahyettik. Bir de baktılar ki, o, (onların) uydurmakta oldukları şeyleri yutuyor!
İbni Kesir : Biz de Musa'ya: Asanı bırak, diye vahyettik. Bir de ne görsünler; onların uydurduklarını yalayıp yutuyor.
İskender Evrenosoğlu : Ve Musa (A.S)'ya asasını atmasını vahyettik. Attığı zaman o, (onların) uydurdukları (sihirle yaptıkları) şeyleri yuttu.
Muhammed Esed : Ve (o zaman) Biz de Musaya: "Asanı yere at!" diye vahyettik. Oo! (bir de ne görsünler) bu, onların bütün o aldatıcı düzeneklerini yutmasın mı!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Mûsa'ya vahyettik: «Âsânı atıver.» Hemen o (âsâ) da onların uydurmuş oldukları şeyleri yutuverdi.
Ömer Öngüt : Biz de Musa'ya: “Asanı at!” diye vahyettik. Bir de ne görsünler! Onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
Şaban Piriş : Biz de Musa’ya değneğini atmasını belirttik. İşte o an onların uydurduklarını yutuyordu.
Suat Yıldırım : Biz de Mûsâ’ya "Asanı yere bırak!" diye vahyettik. Bir de ne baksınlar: Asa onların yaptıkları sihir, göz boyayıcılık kabilinden her şeyi yutuyor!
Süleyman Ateş : Biz de Mûsâ'ya: "Asânı at!" diye vahyettik. Bir de baktılar ki o, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor. (Mûsâ'nın ejderha olan değneği, büyücülerin büyülerini yutup yok etmişti).
Tefhim-ul Kuran : Biz de Musa'ya: «Asanı fırlatıver» diye vahyettik. (O da fırlatıverince) Bir de baktılar ki, o, bütün uydurduklarını derleyip toparlayıp yutuyor.
Ümit Şimşek : Biz de Musa'ya 'Asânı at' diye vahyettik. Attığı gibi, o, büyücülerin uydurduğu şeyleri yutmaya başladı.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz de Musa'ya şöyle vahyettik: "Hadi at asanı!" Bir de ne görsünler, asa, onların ortaya getirdikleri şeyleri yalayıp yutuyor.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}